physics 1 Flashcards
density
density
i. yoğunluk, sıkışıklık; kalınlık; sıklık; ahmaklık, kalın kafalılık
Examples
Japan has a high population density.
Japonya yüksek bir nüfus yoğunluğuna sahip.
-While he’s entering the tub, he notices the bath water rise
-Displacement -a way to determine volume and thus a way to determine density.
-Banyo küvetine girerken, küvetteki suyun yükseldiğini fark etmiş.
- Displasman - yoğunluk ve hacmi tanımlamamnın bir yolu.
acceleration
acceleration
i. süratlenme, hızlandırma, hızlanma, ivme
Examples
Mass acceleration is diminishing. Over He is OK The vehicle is hot, but we are showing no radioactivity.
Kütle ivmesi azalyor. Bitti. O iyi. Araç sıcak, ama radyoaktivite görünmüyor.
There is a minimal disturbance in the electromagnetic field. Mass acceleration is diminishing.
Elektromanyetik alanda minimal bir bozulma var. Kütle ivmelenmesi kayboluyor-azalıyor.
measurement
measurement
i. ölçü, ölçüm, ölçme
Examples
Forward detailed description of aircraft Measurements, approximate weight and so forth.
Uçağın ayrıntılı bir tarifini aktar. Ölçülerini, yaklaşık ağırlığını ve diğerlerini.
Precise measurements are required.
Kesin ölçümler gerekli.
plausible
plausible
s. akla yakın, makul, mantıklı, yüze gülücü, olası
Examples It's a plausible diagnosis. Bu makul bir tanı. That's plausible. Bu makul.
feasible
feasible
s. uygulanabilir, yapılabilir, olası, mümkün
Examples
Nicholas doesn’t think Mary’s plan is feasible.
Nicholas Mary’nin planının uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.
Tom doesn’t think Mary’s plan is feasible.
Tom Mary’nin planının uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.
scaling
scaling
ölçekleme
Examples
I weighed myself on the bathroom scales.
Banyo tartısında kendimi tarttım.
Nobody has ever declared a full-scale war.
Şimdiye kadar kimse büyük bir savaş ilan etmedi.
thickness
thickness
i. kalınlık, sıklık, yoğunluk, koyuluk, sıkıcılık
Examples
It’s six hundred eight meters in diameter with a thickness of three nanometers.
Bunun çapı 608 metre ve kalınlığı 3 nanometre.