kolon hastalıkları patolojisi Flashcards
akut infeksiyöz (self-limited) kolit
2-4 haftada düzelir
kanlı diyare görülür
muhtemelen enfeksiyözdür
semptomlar ülseratif kolite benzer
akut infeksiyöz kolit histoloji
kript yapıları normaldir
nötrofil inflamasyonu vardır
bazal plazma hücreleri görülmez
iskemik kolit epidemiyolojisi
yaşlılarda kardiyovasküler olaylara sekonder sıktır
gençlerde daha çok uzun mesafe koşucuları ve oral kontraseptif kullanımı ile birliktedir
iskemik kolit
altta yatan mekanizma mukozal kan akımının bozulmasıdır:
-damar tıkanması
-hipovolemi
-ilaçlar
-enterohemorajik e. coli
-vaskülit
-mekanik obstrüksiyon
iskemide coğrafik ülserler
submukozal ödem (baryum filminde parmak izi görünümü)
submukozal ödem kitle gibi görünür
iskemik kolit her yerde görülebilmekle birlikte
splenik fleksurada daha sıktır
iskemik kolit histolojisi
nekroz vardır
yüzey bezlerinde yok olma sıklıkla görülür
psödomembranlar görülebilir
lamina propria hyalinize olur
radyasyon koliti
servikal, prostat kanseri nedeniyle alınan radyoterapiye sekonder daha sıktır
iki grupta lezyonlar incelenebilir: akut ve kronik
radyasyon koliti akut
akut radyasyon hasarı saatler-günler içinde gelişir
diyare ve abdominal ağrı vardır
8 haftada iyileşir
akut hasarda epitel hasar görülür ve erozyonlar oluşur
epitelde apoptoz, müsin kaybı ve basıklaşma görülür
radyasyon koliti kronik
kronik radyasyon hasarı barsak dokusunda mezenkimal dokunun olaya katılması iledir
klinik sessizdir ve 6-24 hafta sürer
kronik hasarda mezenkimal doku ve damarlar etkilenir
damarlarda hyalinizasyon ve oklüzyonlar vardır
atipik fibroblastlar görülür
strüktür, fistül, ülserler, serozal adezyonlar oluşur
antibiyotik ilişkili diyare
psödomembranöz enterokolit
psödomembranöz enterokolit
antibiyotik kullanımına bağlıdır
sıklıkla yaşlı hastalar
c. difficile sık etken
klinik tablo değişir
sulu veya kanlı diyare vardır
ateş, lökositoz ve abdominal ağrı görülür
daima enfeksiyöz etiyoloji ile gelişen kolit
psödomembranöz enterokolit
psödomembranöz enterokolitte endoskopide
klasik psödomembranlar görülür
psödomembranlar fibrin, nötrofil ve müsinden oluşur
psödomembranöz enterokolit histoloji
volkan benzeri lezyonlar vardır
divertikülozis
submukoza ve mukozanın kas dokudan dışarıya doğru herniye olmasıdır
40 yaş altında nadirdir
batı tipi diyet patogenezden sorumlu
liften fakir diyet ile ilişkilidir
sigmoid kolon en sık tutulur
hernizasyon alanı vaza rektaların kas dokuyu penetre ettiği bölgedir
%10-25 olguda semptom gelişir ve divertikülit oluşur
divertikülit ise divertikülün obstrüksiyonu ile gelişir
sol alt kadran ağrısı, ateş, lökositoz ile birliktedir
diverticulitis sıklıkla perfore olur
çevre mukozada plazma hücreleri ve kriptit bulguları izlenir
diversiyon koliti
gastrointestinal yolun değişimi ile oluşan inflamatuar süreçtir
3-36 ay içinde gelişir
asemptomatik olabilir
kanlı/mukuslu diyare görülebilir
kolon eritemli, ödemli ve erozyonedir
histolojide lenfoid hiperplazi, kript yapı bozukluğu, lamina propriada inflamasyon görülür
kript ve ülserler vardır
eozinofilik kolit
çocuklar ve gençlerde görülür
eozinofili, alerji ve astma eşlik eder
mide ve ince barsak daha sık tutulur
alerjik proktokolit
hayatın ilk yılında bebeklerde görülür
süt veya bebek mamalarına karşı alerjik yanıt oluşur
fokal veya hafif olabilir
eozinofil infiltrasyonu önemlidir
mikroskobik kolitler
kronik diyare ile seyreden, kolonoskopisi normal ancak histolojide mukozal inflamasyon ile seyreden kolit grubudur:
-kollajenöz kolit
-lenfositik kolit
kollajenöz kolit
kolon mukozası endoskopik olarak normaldir
sulu diyare vardır**
NSAID etken olarak suçlanmıştır
mukozada kript yapıları normaldir
yüzey epiteli altında subepitelyal kollajen artışı görülür
bazal membran kalınlaşır
lenfositik kolit
sulu diyare vardır
kolonoskopi normaldir
çölyak hastalığı ile birlikte görülebilir
otoimmün nedenlerle görülür
mikroskopide yüzey epitelinde lenfosit artışı en önemli kriterdir
kript bozulması yok
çölyak hastalığına eşlik edebilen kolit
lenfositik kolit
Graft versus host hastalığı
allojenik kemik iliği ve solid organ nakli sonrası görülür
diyare, kanama, krem, bulantı-kusma ile seyreder
mukozada ödem, kanama ve dökülme vardır
graft versus host hastalığı histoloji
kript epitelinde apoptoz en önemli bulgudur**
daha şiddetli olgularda kript kaybı ve ülserasyon görülür
inflamatuar barsak hastalıkları
ülseratif kolit
Crohn hastalığı
indetermine kolit
ülseratif kolit genel özellikleri
kronik, epizodik hastalıktır
ataklarla seyreder
kolona sınırlıdır
adölesan ve orta yaş olmak üzere iki pik vardır
kanlı diyare, mucoid diyare, abdominal kramplar vardır
semptomlar gün/aylar sürebilir
ülseratif kolit tutulum
en sık tutulum yeri rektum
hemen daima rektum tutulur
bazı olgularda sadece rektal tutulumu vardır (proktit)
proksimale doğru uzanan tutulum görülür
tüm kolonun tutulumu pankolit olarak bilinir
ülseratif kolitte ileum
ileum normaldir
bazı olgularda Backwash İleti görülebilir
ülseratif kolit morfolojisi
gross olarak mukoza hemorajik, granülerdir
geniş tabanlı ülserler bulundurur ve kolon aksı boyunca uzanırlar
ülserler arasında kalan rejeneratif mukozada psödopolip oluşumu görülür
mural kalınlaşma görülmez
serozal yüzey normaldir
ülseratif kolit histolojisi
ülserler arasında kalan rejeneratif mukozada psödopolip oluşumu görülür
inflamasyon mukoza ve submukozaya sınırlıdır
mukozada hastalığın şiddetine göre değişen inflamasyon
-lamina propriada lenfoplazmositik infiltrasyon vardır
-kriptit ve kript apsesi vardır
kript yapı bozulması vardır
epitelyal metaplazi görülür
*granülom oluşumu görülmez
ülseratif kolit epitelyal metaplazi
Paneth hücre metaplazisi
ülseratif kolit
Toksik Megakolon
inflamatuar mediatörler muskularis propriada nöromuskuler fonksiyonu engeller ve toksik megakolon gelişimine neden olabilir
kolektomi yapılır
ülseratif kolit
kanser gelişimi
low grade displazi- high grade displazi- karsinom gelişebilir
high grade displazi ile kolektomi yapılır
Crohn hastalığı
kronik inflamatuar bir hastalık
2-4. dekad arası sık görülür, 5-7. dekadda küçük bir pik daha vardır
fissür, fistül, apseler sıktır
gastrointestinal sistemin herhangi bir bölgesi tutulabilir
derin fissural ülser vardır
strüktür oluşumu ve fistül oluşumu sıktır
lamina propriada lenfoplazmositer inflamasyon
kript değişiklikleri
lamina propria ve kriptlerde aktif inflamasyon, kript apseleri vardır
granülom %35 olguda görülür
fokal inflamasyon
transmural-fissüral ülser
Crohn hastalığı tutulumu
en sık ileoçekal bölge tutulumu ile görülür
en sık tutulum yeri ileum**
segmenter tutulum tipiktir ve atlayan alanlar ile seyreder
tutulan bölgeler arasında sağlam kalan alanlar bulunur
tutulum transmuraldır, tüm barsak katları tutulur
ülserler arası ödemli mukoza kaldırım taşı görünümü verir
Crohn hastalığı üç madde
1- İnflamatuar
-ağrı
-ishal
-kilo kaybı
-ateş
2- Fistülizan
3- Fibrostenotik
(obstrüksiyon)
inflamatuar barsak hastalığı klinik
ekstragastrointestinal tutulumlar vardır
-migretuar pankreatit
-sakroileit
-ankilozan spondilit
-üveit
-deri lezyonları
-sklerozan kolanjit
inflamatuar barsak hastalığı genel patogenez
genetik yatkınlık + çevresel etkenler + immün disregülasyon
inflamatuar barsak hastalığı genetik
ailede etkilenmiş birey olması riski arttırır
NOD2 polimorfizmi 4 kat artmış Crohn hastalığı gelişimi ile birliktedir
NOD2 varyantları varlığında luminal mikroorganizmaların taşınmasında ve savaşında vücut yetersiz kalır
mukozaya giren bakteri immün yanıt başlatır
inflamatuar barsak hastalığı immün disregülasyon
ATG16L1
IRGM
bakteriyel cevapta rol alan genlerin de etkili olduğu düşünülüyor
IL23 reseptör polimorfizminin koruyucu olduğu bulunmuştur
Crohn hastalığının TH1 ilişkili olduğu bilinmektedir
ülseratif kolit TH2 ile ilişkili olduğu öne sürülmektedir
inflamatuar barsak hastalığı çevresel etkenler
ülseratif koliti tetikleyen faktörler bilinmemektedir
infeksiyöz enterit bazı olgularda başlatıcı etkendir
psikolojik stres başlatıcı etken olabilir
sigaranın kesilmesi ilk atakla ilişkilidir
inflamatuar barsak hastalığı patogenez
intestinal mikroorganizma ve doku ilişkisinde defekt, epitel disfonksiyonu sorumlu tutulmaktadır
mukozal immün sistemin uygunsuz aktivasyonu ile oluşur
anjiodisplazi
yaşlı hastalarda en sık 2. alt GİS kanama nedenidir
yaşla beraber kazanılmış lezyonlardır
sağ kolonda daha sıktır
masif kanama oluşur
mukoza ve submukozada anormal dilate damar yumağı
Dieulafoy Lezyonu
kaliber persistan arter
Hirschsprung Hastalığı
barsak duvarında ganglion yokluğu ve obstrüksiyon ile karakterizedir
erkeklerde sıktır
gecikmiş mekonyum çıkışı vardır
kronik konstipasyon, distansiyon ve kusma vardır
sıklıkla rektosigoid bölge tutulur
splenik fleksura proksimalinde tutulum azdır
total aganglionosis daha nadirdir
zonal tutulum çok nadirdir
distal aganglionik segment dardır
proksimal segment obstrüksiyon nedeniyle geniştir
pektinat çizginin 2cm üzerinden biyopsi alınmalıdır
tanı rektal tam kat biyopsilerde ganglion hücrelerinin yokluğu ile konur
poliplerin en sık olduğu yer
kolon
inflamatuar polip
inflamasyon ve rejenerasyon ile mukozanın yüzeye doğru uzanmasıdır
lokalize ve diffüz inflamasyona cevap olarak oluşur
ülser kenarlarında sıktır
Crohn hastalığı, ülseratif kolit ve enfeksiyöz kolitler ile birlikte görülür
inflamatuar polip histolojisi
inflamatuar granülasyon dokusu ve bozulmuş kriptlerden oluşur
bezlerde dilatasyon, dallanma ve hiperplazi vardır
yüzeyde ülseredir
bazen tamamı granülasyon dokusundan oluşur
tedavi altta yatan hastalığa bağlıdır
hemen daima 2cmden küçüktür
inflamatuar polipin en önemli bulgusu
mikroskopide inflamasyon en önemli bulgudur
Mukozal prolaps sendromu (soliter rektal ülser sendromu)
inflamatuar ülsere lezyon vardır
rektal kanama
müsin discharge olur
bazen tamamen polipoid görünümde olabilir
lezyon ön duvardadır
anorektal sfinkter düzensiz relaksasyonu anterior rektal sfinkter açılması oluşturur
tekrarlayan abrazyon ve damarlarda bükülmeye bağlı iskemi sorumlu tutulmaktadır
ülserasyon, mukozal fibrosis ve kript bozulmaları görülür
hiperplastik polip
sık görülen poliplerdendir
6-7. dekadlarda görülür
patogenesi belli değildir ancak yüzey epitelinde gecikmiş dökülme sorumlu tutulmaktadır
sıklıkla sol kolonda görülür
5mm’nin altındadır
tek veya multiple olabilir
histolojik olarak sayıca artmış goblet hücreleri ve absorbtif hücreler vardır
hamartomatöz polipler ve polipozis sendromları
hamartomatöz polipler sıklıkla sporadiktir
ancak polipozis sendromunun bir komponenti olabilir
-Juvenile
-Peutz Jeghers
-Cowden
-Cronkite Canada
Juvenile Polip
sporadic veya sendromik olabilir
olguların çoğu 5 yaş altıdır
sıklıkla rektum yerleşimlidir
sporadic juvenile polipler sıklıkla tektir
kanama
polipin prolapsusu
invajinasyon
ağrı
anemi
polip rektumdan düşebilir**
juvenile polip histoloji
pedinküllü, yüzeyi kırmızı ve kesit yüzeyleri kistiktir
kistik bezler
inflamasyon
granülasyon vardır
jüvenil polipler mukoza epiteli ve lamina proprianın fokal malformasyonlarıdır
ödem, inflamasyon ve kistik genişlemiş bezler görülür
mukozal hiperplazinin olayı başlatığı düşünülür
Juvenile Polipozis
ailesel kanser sendromudur ve otozomal dominant geçiş gösterir
olguların yarısında aile hikayesi yoktur
ortalama tanı yaşı 18
en sık kolondadır
3-200 arası polip görülür
juvenile polipozis mutasyon
SMAD4 ve BMPR1A mutasyonları vardır
ancak olguların yarısından azında görülür
az bir miktarında displazi ve karsinom gelişimi vardır
Peutz-Jeghers Sendromu genel özellikleri
nadir otozomal dominant sendromdur
ortalama 11 yaşlarında tanı alır
multiple gastrointestinal hamartomatöz polipler ve mukokutanöz hiperpigmentasyon ile görülürler
kolon, pankreas, meme, akciğer, over, uterus, testis tümörlerinin görülme riski artar (sex cord stromal tümörler)
Peutz Jeghers sendromu özellikleri
ağız, anal bölge, el palmar yüzünde kahverengi lekeler vardır
ince barsakta sıktır ama kolonda da görülür
saplı, büyük poliplerdir
lobülasyon vardır
histolojide arborizan bağ ve kas doku destek yapı vardır
normal görünümlü bezler bulunur
Peutz-Jeghers Sendromu mutasyon
LKB1/STK11 geninde mutasyonlar vardır
LKB1/STK11 bir kinazdır, hücre büyüme ve metabolizmasını kontrol eder
tümör supressor geni olarak görev yaptığı düşünülmektedir
gastrointestinal adenokarsinomlar polipten bağımsız olarak gelişir ve bu polipler preneoplastik olarak kabul edilmezler
Cowden Sendromu
otozomal dominant hamartomatöz polip sendromudur
deri tümörleri (trichilemmom)
hamartomatöz poliplerdir
GİS malignitelerine risk oluşturmazlar
ancak meme, tiroid, endometrial karsinom gelişimi için risk vardır
Cowden sendromu gen
PTEN tümör supressor geninin fonksiyon kaybı söz konusudur
Cronkite-Canada Sendromu
diğer polipozislerin aksine herediter değildir**
50 yaş üstünde ortaya çıkar
en karakteristik özelliği hamartomatöz poliplerdir
histolojik olarak juvenile polipe benzer
Neoplastik Polipler (Adenomlar)
adenomlar intraepitelyal neoplazmlardır
epitelyal displazi ile karakterizedir
kolon karsinomu için öncül lezyonlardır
kuvvetli ilişkiye rağmen adenomların çoğu karsinoma ilerlemezler
çoğu adenomlar semptomsuzdur, bazen kanamaya neden olabilir
adenomlar
sesli veya pedinküllü olabilir
yapıya göre tübüler/tübülovillöz/villöz olarak adlandırılırlar
histolojik olarak displastik epitel (sigara şeklinde) temel özelliktir
**büyüklük en önemli risk kriteridir
sonra high grade displazi varlığı önemli kriterdir
serrated adenomlar
hiperplastik polip ve adenomlar arasında morfolojik görünüm vardır
sağ kolon yerleşimi sıktır
kript tabanında genişleme vardır
malign potansiyelleri vardır
mikrosatellit instabilitet ile ilişkili kolon kanserlerinin ilişkili olduğu öncül lezyon
serrated adenoma
epitelyal sıralama artışı, puro şekilli nükleuslar ve nükleer hiperkromazinin temel histolojik özellikleri olduğu polip
tübüler adenom
Familyal adenomatoz polipozis
otozomal dominant bozukluk
en az 100 polip (genellikle binlerce) görülür
morfoloji sporodik adenomlarla aynıdır
total kolektomi yapılmazsa %100 tümör gelişir
adenomlar en sık kolondadır ancak GİS’te her yerde görülebilir
ampulla vateri ve midede sıktır,
total kolektomi yapılan hastalarda en sık ölüm nedeni periampuller bölge kanserleridir
%100 tümör gelişen
familyal adenomatöz polipozis
familyal adenomatöz polipozisin mutasyonu
APC geni mutasyonu vardır
familyal adenomatöz polipozis varyantları
Gardner sendromu
Turcot sendromu
Attenue FAP
Gardner sendromu
osteomlar
epidermal kist
desmoid tümör
tiroid tümörleri
diş anomalileri
Turcot sendromu
SSS tümörleri
2/3 olguda medullablastom
1/3 olguda gliobastom
Attenue FAP
100’den az polip vardır
adenom ve tümör gelişimi daha geç dönemde olur
Attenue FAP mutasyonu
MUTYH
baz eksizyonu tamir geni
kolorektal kanserler epidemiyolojisi
erkeklerde 4. en sık
kadınlarda 3. en sık
avrupa ve amerikada sık
asya ve afrikada az
insidansı yaşla artar
65-70 yaşlar arasında pik yapar
kolorektal kanserlerin risk faktörleri
diyet - yaşam tarzı önemli
**yüksek kalorili, yağlı diyet ve sedanter yaşam riski arttırır
-kronik inflamasyon
-ülseratif kolit
-Crohn hastalığı
-Shistozomiazis
-pelvik radyasyon
-üreterosigmoidostomi
kolorektal kanserlerde koruyucu
meyve-sebze
tam tahıl
Ca, vit D
NSAID
oral kontraseptif
fiziksel aktivite
kolorektal kanserlerin patogenezi genel
azalmış gastrointestinal içerik, intestinal microbial kompozisyon değişir
bu da toksik bakteriyel metabolit oluşumuna neden olur
uzun kolon mukozasıyla etkileşime neden olur
yüksek yağ alımı karaciğer tarafından kolesterol, safra sentezi ve toksik madde oluşumuna neden olur
kolorektal kanserlerin klinik özellikleri
bazı hastalar asemptomatiktir
hemotokezya
anemi
barsak alışkanlığında değişiklik
kilo kaybı
abdominal ağrı
kolorektal kanser klinik
sağ kolon tümörleri:
anemi, halsizlik, ağrı ile başvurur
sol kolon tümörleri:
kanama, barsak alışkanlığında değişiklik, ağrı, obstrüksiyon ile gelebilir
rektal tümörler kanama, tenesmus, kitle, ağrı ile başvurur
kolorektal kanser makroskopi
değişik morfolojik görünüm vardır
-ekzofitik
-ülseratif
-annüler
-diffüz/infiltratif
kolorektal kanser morfoloji
sıklıkla tutulum sol kolon ve rektumdadır
yaşla birlikte sol kolon tutulumu artar
MSI-H tümörler daha çok sağ kolonda yerleşmektedir
mikrosatellit instabilitet ilişkili kolon kanserlerinin en sık görüldüğü bölge
çıkan kolon
kolorektal kanser histoloji
%90’dan fazla adenokarsinomlardır
tümörün muskularis mukozayı aşıp submukozaya infiltre etmesi gerekmektedir
mukozaya sınırlı tümörlere intramukozal karsinom denir
kolorektal kanserlerin histolojik varyantları
müsinöz adenokarsinom
taşlı yüzük hücreli adenokarsinom
medüller karsinom
medüller karsinom
prognozu iyidir
tabakalar halinde tümör hücreleri ve lenfoid infiltrasyon vardır
müsinöz adenokarsinom
ekstrasellüler müsin %50’den fazladır
taşlı yüzük hücreli karsinom
tümörün %50’den fazlası taşlı yüzük hücrelerinden oluşursa isimlendirilir
tümör hücrelerinde intrasitoplazmik müsin birikimi vardır
kolorektal kanserlerin prognostic faktörleri
müsinöz histoloji ve kötü diferansiyasyon kötü prognoza işaret eder
en önemli prognostic faktör anatomik invazyondur
diğer bir önemli prognostic faktör lenf nodu metastazıdır
metastaz lenf nodülleri, kemik ve akciğere olur ancak en sık organ metastazı karaciğerdir
kolorektal kanserlerin patogenezi
1- Klasik adenom karsinom sekansı
APC/beta-katenin yolu
sporadic adenokarsinomların %80’inden fazlasını oluşturur
2- Mikrosatellit instabilite yolu
3-cpG island metilasyon fenotipi
mikrosatellit instabilite mutasyon en önemlileri
MLH1
MSH2
MSH6
PMS1
PMS2
herediter nonpolipoliz kolorektal kanser
Lynch Sendromu
HNPCC
kolon, endometrium, mide, over, üreter, beyin, deri tümör gelişiminde ailesel kümeleşme ile tanımlandı
sağ kolon yerleşimlidir
mikrosatelit instabilite mutasyonlarında yazdığım genlerin mutasyonları önemli
GİS karsinoidlerinde en önemli prognostic faktör
anatomik bölge