dalak ve timus hastalıkları Flashcards

1
Q

dalak, kan için bir filtre ve kan yoluyla taşınan antjienlere karşı bir bağışıklık tepkisi bölgesidir
normalde yetişkinlerde yaklaşık 150g; ince, parlak, kayrak taşı grisi bir bağ dokusu kapsülü içinde bulunur

A

kesit yüzeyi bordo renklidir, lenfoid follikülleri yansıtan gri noktalardan oluşur
periarterolar lenfatik kılıf; T lenfositler ile ekzantrik olarak çevrilidir
bu kılıflar arası alan antijenik uyarıya yanıt olarak germinal merkezlere dönüşebilen, esas olarak B lenfositleri içeren lenfoid folliküller oluşturmak üzere genişleyebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

dalağın kırmızı pulpası; dalak kordonları veya Billroth Kordonları ile ayrılan çok sayıda ince duvarlı vasküler sinüzoid içerir
sinüzoidin endoteli devamlılık göstermez ve sinüzoidler ve kordonlar arasında kan hücreleri için bir geçiş sağlar

A

kordonlar hem fiziksel hem de işlevsel bir filtre oluşturmak için uzun dendritik uzantılar ile gevşek bir şekilde bağlanmış bir makrofaj labirenti içerir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

kan kırmızı pulpayı geçerken kan damarlarına ulaşmak için iki yol alır;
Açık (yavaş) dolaşım: kan kılcal damarlar yoluyla kordlara akar, buradan kan hücreleri endotellerin aralarındaki boşluklardan geçerek sinüzoidlere ulaşır
Kapalı dolaşım: kan kılcal damarlardan hızla ve doğrudan dalak damarlarına geçer

A

kanın sadece küçük bir kısmı açık yolu izlese de bir gün boyunca tüm kan hacmi kordonlardan geçer ve burada makrofajlar tarafından yakından incelenir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Dalağın fonksiyonları;
bağışıklığa katkıda bulunur - beyaz pulpa

A

sistemik inflamasyonlarda, genel hematopoetik bozukluklarda ve birçok metabolik bozuklukta rol oynar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

dalağın fonksiyonları;
filtre ve fagositik sistem olarak, yaşlanmış kırmızı hücreleri ve bakteri gibi partikül maddeleri kandan uzaklaştırır - kırmızı pulpa

A

splenektomi veya otoinfarktüs nedenli dalak yetmezliğinin önemi; pnömokok, meningokok, h. influenza gibi kapsüllü bakterilerin neden olduğu sepsise karşı artan duyarlılıktır
aspleniden kaynaklanan fagositik kapasite ve antikor üretiminde azalmalar, ölümcül olabilen sepsis riskinde artışa katkıda bulunur
bu riskleri azaltmak için tüm asplenik bireyler bu ajanlara karşı aşılanmalıdır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

kan hücrelerinin ve partiküllerin fagositozu

A

hemolitik anemilerde olduğu gibi eritrositler kordlardan geçiş sırasında aşırı deformasyona uğrar, kordlarda tutulur ve makrofajlar tarafından daha kolay fagosite edilir
dalak makrofajları ayrıca eritrositlerin çukurlaşmasından (Pitting), Heinz cisimcikleri ve Howell-Jolly cisimcikleri gibi inklüzyonların ve bakteri gibi partiküllerin kandan uzaklaştırılması sürecinden sorumludur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

antikor üretimi

A

periarteryel lenfatik kılıftaki dendritik hücreler antijenleri yakalar ve onları T lenfositlerine sunar
beyaz pulpa folliküllerinin kenarlarındaki T ve B hücre etkileşimi, esas olarak kırmızı pulpa sinüslerinde bulunan antikor sağlayan plazma hücrelerinin oluşumuna yol açar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

hematopoez

A

fetal gelişim sırasında, dalak küçük bir hematopoez bölgesi olabilir ancak bu normalde doğumla kaybolur
bununla birlikte dalak; şiddetli kronik anemi, KML ve primer miyelofibroz gibi miyeloproliferatif neoplazmaları olan hastalarda ekstramedüller hematopoez bölgesi olabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

oluşan kan elementlerinin sekresyonu

A

normal dalak sadece yaklaşık 30-40 mL eritrosit içerir ancak bu hacim splenomegali ile büyük ölçüde artar
dalak ayrıca normalde vücuttaki toplam trombosit kütlesinin yaklaşık %30-40’ını barındırır. splenomegali ile toplam trombosit kütlesinin %80-90’ına kadarı kırmızı pulpanın aralıklarında tutularak trombositopeni oluşturabilir
benzer şekilde genişlemiş dalak, lökositleri de yakalayabilir ve böylece lökopeniyi indükleyebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

splenomegali

A

abdominal rahatsızlık yanında, anemi, lökopeni ve/veya trombositopeni ile karakterize hipersplenizme neden olabilir
sitopenilerin olası nedeni, artan sekestrasyon ve bunun sonucunda dalak makrofajları tarafından artan fagositozdur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

splenomegali nedenleri;
enfeksiyonlar

A

çeşitli kan yoluyla bulaşan enfeksiyonların spesifik olmayan spleniti (özellikle enfeksiyöz endokardit), enfeksiyoz mononükleoz, tüberküloz, tifo, Bruselloz, sitomegalovirüs, sifiliz, sıtma, histoplazmosis, toksoplazmosis, kala-azar, tripanozomiyaz, şistozomiyaz, leishmaniasis, ekinokokoz

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

splenomegali nedenleri;
portal hipertansiyona bağlı konjestif durumlar

A

karaciğer sirozu, portal veya splenik ven trombozu, kalp yetmezliği

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

splenomegali nedenleri;
lenfohematojen bozukluklar

A

hodgkin lenfoma, nonhodgkin lenfomalar ve lösemiler, multiple myeloma, miyeloproliferatif neoplazmalar, hemolitik anemiler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

splenomegali nedenleri;
immünolojik-inflamatuvar durumlar

A

romatizmal eklem iltihabı, sistemik lupus eritematozis

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

splenomegali nedenleri;
depo hastalıkları

A

Gaucher hastalığı, Niemann-Pick hastalığı, mukopolisakkaridozlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

splenomegali nedenleri;
çeşitli bozukluklar

A

amiloidoz, primer tümörler ve kistler, sekonder tümörler

17
Q

nonspesifik akut splenit

A

kan kaynaklı enfeksiyonlarda görülür
dalak büyümüştür ve yumuşaktır
mikroskobik olarak ana özellik lenfoid follikülleri işgal edebilen ve hemen hemen yok edebilen kırmızı pullanın akut konjesyonudur
nötrofiller, plazma hücreleri ve bazen eozinofiller genellikle beyaz ve kırmızı pulpa boyunca bulunur
beyaz pulpa follikülleri, özellikle nedensel ajan hemolitik streptokok olduğunda bazen nekroza uğrayabilir
nadiren apse oluşumu meydana gelir

18
Q

konjestif splenomegali nedir

A

kronik venöz çıkış obstrüksiyonunun neden olduğu dalak büyümesi
venöz obstrüksiyona portal ven drenajını geciktiren intrahepatik bozukluklar veya portal veya splenik venleri doğrudan etkileyen ekstrahepatik bozukluklar neden olabilir:
-kardiak nedenler
-karaciğer sirozu
-ekstrahepatik portal ven veya splenik venin tıkanması
bu bozuklukların tümü sonuçta portal veya splenik ven hipertansiyonuna yol açar

19
Q

konjestif splenomegali

A

uzun süredir devam eden dalak konjesyonu, dalağı belirgin büyütür 1 ila 5 kg
organ sağlamdır ve kapsül genellikle kalınlaşmıştır
mikroskobik olarak kırmızı pulpa konjesyoneldir ancak zamanla giderek fibrotik ve hücresel hale gelir
artan portal ven basıncı, genişlemiş görünen sinüzoidlerin bazal membranında kollajen birikimini uyarır
kordonlardan sinüzoidlere kan akışının yavaşlaması, kan hücrelerinin makrofajlara maruz kalmasını uzatarak aşırı yıkıma (hipersplenizm) neden olur

20
Q

dalak infarktüsü

A

major splenic arterin veya dallarından herhangi birinin tıkanmasının neden olduğu lezyonlardır
kapsamlı kollateral damar olmaması, damar tıkanıklığını takiben enfarktüse yatkınlık yaratır
dalak, böbrekler ve beyinle birlikte embolinin en sık görüldüğü yerlerden biridir
normal büyüklükteki dalaklarda enfarktüslere çoğunlukla kalpten kaynaklanan emboli neden olur

21
Q

dalak tümörleri

A

dalağın neoplastik tutulumu, sıklıkla splenomegaliye neden olan miyeloid ve lenfoid tümörler ile olur, bunun dışında nadirdir
dalakta iyi huylu fibromlar, osteomlar, kondomlar, lenfanjiomlar ve hemanjiomlar ortaya çıkabilir
bunlardan lenfanjiomlar ve hemanjiomlar en yaygın olanlarıdır ve genellikle kavernöz tiptedir

22
Q

dalağın konjenital anomalileri

A

dalağın tamamen yokluğu nadirdir ve genellikle sinus inversus ve kardiyak malformasyonlar gibi diğer konjenital anormallikler ile birliktedir
hipoplazi daha yaygın bir bulgudur
Aksesuar dalaklar (spleniculi) yaygındır:
-histolojik ve fonksiyonel olarak normal dalağa benzeyen küçük, küresel yapılardır. karın boşluğunun herhangi bir yerinde bulunabilirler
-aksesuar dalaklar, splenektominin tedavi olarak kullanılabileceği herediter sferositoz gibi bazı hematolojik bozukluklarda klinik öneme sahiptirler

23
Q

dalak rüptürü

A

sıklıkla künt travma nedenidir
Spontan rüptür, normal dalaklarda görülmez. Altta yatan bir patoloji tarafından hassas hale getirilmiş dalağa yapılan küçük bir fiziksel hakaretten kaynaklanır.
En yaygın predispozan durumlar; enfeksiyoz mononükleoz, sıtma, tifo ve dalağın hızla büyümesine ve yırtılmaya duyarlı ince, gergin bir kapsül üretmesine neden olabilen lenfoid neoplazmalardır.
Yaygın reaktif fibrozisin sertleştirici etkisi nedeniyle kronik olarak büyümüş dalakların yırtılması olası değildir.

24
Q

timus

A
  1. ve bazen de 4. faringeal keselerden gelişir
    bunlardan doku büyümesi ve füzyonu; anterior superior mediastende yer alan piramidal, iki loblu, kapsüllü bir organ oluşturur
    toplam vücut ağırlığına kıyasla timik ağırlık yenidoğanlarda en fazladır, mutlak ağırlığı ergenlik civarında zirve yapar ve daha sonra hızla düşer
    yaşlı erişkinlerde timus normalde atrofiktir ve büyük ölçüde yağ dokusundan oluşur
    iki timik lob dış fibröz kapsül ile devamlılık gösteren bağ dokusu septaları ile lobüllere ayrılır
    Her lobül, mikroskobik ve mikroskobik olarak ayırt edilebilen bir korteks ve medulla olarak alt bölümlere ayrılmıştır
25
Q

Timus normal yapı;
T lenfositlerin üretiminden ve bireyin kendi antijenleriyle reaksiyona girmeden, yabancı moleküllere karşı hücre aracılı immün reaksiyonlarda başarılı bir şekilde işlev görecek olanların seçiminden sorumludur
bu aktiviteler sık bir araya gelmiş orta büyüklükte lenfoid hücreler, dağınık epitel hücreleri ve bol miktarda interdigitating retikulum hücresi içeren kortekste meydana gelir
timik epitel hücreleri timizin ve timopoetin gibi hormonlar salgılar; aynı zamanda T hücresi gelişimi ve olgunlaşması için gerekli olan sitokinleri de üretirler

A

immün yeterliliğin kazanılması sırasında kortikal lenfoid hücre popülasyonu hızla çoğalır
ancak birçok hücre in situ ölür; nispeten azı medullaya ve oradan periferik lenfoid organlara göç eder
medulla, T hücreleri ve keratinizasyona sahip skuamoz hücrelerden oluşan epitelyal yapılar (Hassas Corpuscules) ve az oranda B hücresi içerir; bunlar myastenia gravis, primer mediastinal büyük B hücreli lenfoma (PMBCL) ve mediastende ortaya çıkan bazı hodgkin lenfoma vakalarının patogenezinde önemli olabilir
makrofajlar, dendritik hücreler, nötrofiller ve eozinofiller ve dağınık myoid hücreler de timusta bulunur

26
Q

timusta gelişimsel anomaliler

A

timik hipoplazi veya aplazi;
hücre aracılı bağışıklıkla ciddi kusurlar ve paratiroid gelişimi ve işlevinde değişken anormallikler ile işaretlenen DiGeorge Sendromunda görülür

izole timik kistler;
genellikle tesadüfen portmortem veya cerrahi sırasında keşfedilen nadir lezyonlardır
çapları nadiren 4cm’yi aşar

27
Q

timik hiperplazi

A

çoğu durumda timik foliküler hiperplazidir
bu tür B hücreli folliküller normal timusta ve az sayılarda bulunur
foliküler hiperplazi, en sık olarak myastenia graviste görülür
benzer timik değişikliklere bazen Graves hastalığı, SLE, skleroderma, romatoid artrit ve diğer otoimmün hastalıklarda rastlanır

28
Q

timusun neoplastik hastalıkları;
timoma

A

timik epitel hücrelerinin tümörüdür
genellikle 40 yaş üzeri
çocuklarda nadir
K:E eşit
çoğu tümör anterior superior mediastende ortaya çıkar

29
Q

timoma

A

makroskopik olarak 15-20 cme kadar olabilen sert, gri-beyaz kitlelerdir
bazen kistik nekroz ve kalsifikasyon alanları vardır
çoğu kapsüllüdür ancak tümörlerin %15-25’i penetre olur ve peritimik dokulara ve yapılara infiltre olur

30
Q

timoma morfoloji

A

noninvaziv timomalar çoğunlukla medüller tip epitel hücrelerinden veya medüller ve kortikal tip epitel hücre karışımından oluşur
medüller tip epitel hücreleri uzunlamasına veya iğ şeklindedir
genellikle medüller timositlerin fenotipini gösteren seyrek bir timosit infiltratı vardır
karışık timomalarda poligonal kortikal tip epitel hücrelerinin bir karşımı ve daha yoğun bir timoma infiltratı vardır
medüller ve karışık tipler tüm timomaların %50’sini oluşturur
medüller tip epitel hücrelerine sahip tümörler genellikle invaziv değildir

31
Q

invaziv timoma, sitolojik olarak iyi huylu ancak lokal olarak invaziv olan bir tümörü ifade eder

A

epitelyal hücreler sitoplazma ve yuvarlak veziküler nükleuslara sahip olup genellikle çok sayıda lenfosit ile karışık olarak görülür
bu tümörler tüm timomaların yaklaşık %20-25’ini oluşturur
tanım olarak invaziv timomalar kapsülden çevredeki yapılara ilerler

32
Q

timik karsinom

A

timomaların yaklaşık %5’i
makroskopik olarak nekroz içerebilen solid, açıkça invaziv ve bazen akciğer gibi bölgelere metastazların eşlik ettiği kitlelerdir
mikroskobik olarak çoğu skuamoz hücreli karsinomlardır
diğer bir ayırt edici varyant, nazofaringeal karsinomla yakın bir histolojik benzerlik taşıyan hücre tablolarından oluşan bir tümör olan lenfoepitelyoma benzeri karsinomdur:
-bunların %50’si patogenezlerinde EBV’nin rolü ile tutarlı olarak monoklonal EBV genomları içerir

33
Q

klinik

A

timomaların yaklaşık %40’ı mediastinal yapılara bası ile ilgili semptomlarla ortaya çıkar
myastenia gravisli hastaların değerlendirilmesi sırasında %30 ila %45 daha tespit edilir
myastenia gravise ek olarak diğer ilişkili otoimmün bozukluklar arasında hipogamaglobulinemi, saf eritroid hücre aplazisi, Graves hastalığı, pernisiyoz anemi, dematomiyozit-polimiyozit ve Cushing sendromu bulunur
bu ilişkilerin temeli belirsizdir ancak timomalarda ortaya çıkan timositler, uzun ömürlü CD4+ ve CD8+ T hücrelerin artımına yol açar ve timositlerden zengin kortikal timomaların otoimmün hastalık ile ilişkili olması daha olasıdır