Genel özet Farmakoloji Flashcards
Emezis refleksinin aktivasyonu
1- GİS ve diğer organlardaki duyusal sinir uçlarının uyarılması
2- vagusun duyusal ganglionu olan ganglion nodosumun uyarılması
3- SSS’nde oluşan uyarılar
(psikojenik, kemoterapötiklere bağlı, enterokromaffin hücreler, serotonin, 5-HT3)
4- CTZ’nin direkt olarak uyarılması (üre, dopaminerjik ilaçlar, antikanser ilaçlar, gebelik, radyasyon)
5- iç kulaktaki denge organının uyarılması (taşıt tutması, iç kulak hastalıkları)
apomorfin hangi reseptörleri uyarır
CTZ’de D2 reseptörleri uyarır
apomorfin
CTZ’de D2 reseptörleri uyarır -> D2 blokörü fenotiazinler ve butirofenonlar ile bu etki ortadan kaldırılır
CTZ’de D2 reseptörlerinin uyarılması
uyuşukluk, öfori, huzursuzluk, solunum depresyonu, akut dolaşım yetmezliği gibi bulgular görülür (aynı zamanda morfin bulguları)
morfin antagonisti nolakson verilirse bu etkiler gider
ipeka
içindeki emetin maddesi mide mukozasını tahriş eder -> kusma meydana gelir
ipeka yan etkileri
SSS depresyonu, kardiyotoksik (atrial fibrilasyon, iletim bozuklukları görülebilir)
5-HT3 reseptör antagonistleri hangi ilaçlar
-setron ilaçlar
ve metoklopramid
5-HT3 uyarılırsa
vagal afferent sinir uçlarını uyarır -> kusma merkezini uyarır
5-HT3 reseptör antagonistleri bu etkiyi engeller
5-HT3 reseptör antagonistleri nerelerde kullanılır
emotejenik kanser ilaçlarına ve radyoterapiye bağlı bulantı ve kusmalarda kullanılır
sadece kemoterapinin ilk 24-48 saat aralığında kullanılmalı
5-HT3 reseptör antagonistleri
gastrik ve intestinal peristaltizmi stimuli etmez (prokinetik değil) -> ileus ve/veya gastrik şişkinliğin ilerlemesini maskeleyebilir
çok sık olmasa da EKG değişimi yapabilir (QT intervalinde uzama)
Hamilelikte güvenli
5-HT3 reseptör antagonistlerinin yan etkileri
baş ağrısı, kabızlık, yorgunluk, baş dönmesi,
sersemlik, ateş, anksiyete, soğuğa duyarlılık, döküntü, diyare, üriner retansiyon,
*ALT/AST artışı, parestezi, hipoksi, anaflaktoid reaksiyonlar, anaflaksi
körlük, bulanık görme, kardiyopulmoner arrest, aritmi, bradikardi vs.
5-HT3 reseptör antagonistlerinin kontrendikasyonları
aşırı duyarlılık
1 ay - 2 yaş altı çocuklarda önerilmez
5-HT3 reseptör antagonistlerinin etkileşimleri
CYP3A4 indükler
St. John’s wort (sarı kantaron) etkisini azaltır
apomorfinin etkisi artar
5-HT3 reseptör antagonistlerinin toksisitesi
ani geçici körlük, ciddi kabızlık, hipotansiyon, geçici kalp bloğu ile vasovagal senkop
antihistaminik ve antimuskarinikler
scopolamine ve trimetobenzamid
skopolamin
beyin sapında vestibuler yolaklarda kolinerjik sinapsları bloke eder
** taşıt tutması
efedrin, prometazin, amfetamine - skopolamin etkisini potansiyelize eder
trimetobenzamid
**antikolinerjik
sersemlik, diyare, uyku, baş ağrısı, kramplar, görme bulanıklığı, ekstensör adelelerde tetanik spazm, konvülsiyon, kusma, mental depresyon, titreme, ateş, gözde ve deride sarı renk
trimetobenzamid kontrendikasyonları
araç kullanma
apandisit
bazı ilaç zehirlenmeleri
12 yaş altı
hamilelik (C grubu)
laktasyon
antihistaminik olan: dimenhidrinat, difenhidramin, meklizin, sinarizin
taşıt tutması, meneire sendromu, labirintitis, iç kulak cerrahisi, gebelik kusmaları (-setron verilemiyorsa verilir, yüksek dozda ilk 3 ay kontrendike)
D2 antagonistleri
metoklopiramid
domperidon
metoklopiramid etkisi
düşük dozda: D2 blokajı
yüksek dozda:
5-HT3 antagonisti - kanser ilacının kusturucu etkisini azaltır
5-HT4 agonisti - P maddesi salınımını arttırır, 5-HT3 arttırır, Ach salınımını arttırır (emetik)
Direkt CTZ inhibitörü
metoklopiramid endikasyonları
antiemetic etki - > kanser kemoterapisi, postoperative, radyasyon, toksin, kronik böbrek yetmezliği ve narkotik analjeziklere bağlı kusmalar
Diyabetik gastroparezi, mide atonisi, idiyopatik staz, eruktasyon, flatulens
*reflü özofajitis
endoskopik ve radyolojik incelemeler
2. trimestrda GÖR
anestezi indüksiyonu
gevşek ve arefleksik mesane olguları
migren nöbeti
metoklopiramid yan etkileri
uyuşukluk, ağız kuruluğu, konstipasyon, diyare, halsizlik, alerji, ajitasyon, methb, ödem, distoni, parkinson benzeri tremor,
*rijidite ve akinezi
*tardif diskinezi
metoklopiramid kontrendikasyonları
epilepside kullanılmaz, tremor riskini arttırır
metoklopiramid etkileşimleri
sedatifler, nöroleptikler, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörleri toksisitesini arttırır
domperidon
antiemetik
*prokinetik
yemek sonrası, kafa travması, hemodiyaliz ve radyasyona bağlı bulantı ve kusmalarda kullanılır
nöroleptikler
klorpromazin
haloperidol
trifluoperazin
deksametason, metilprednisolon -> bu grupta kullanılabilen steroid orijinli ilaçlar
trifluoperazin
etkileri aynı klorpromazin gibi ama RAS depresyonu yapmaz
haloperidol
etkileri aynı klorpromazin gibi ama alfa-adrenerjik blok yapmaz
Gebelikte C grubu
klorpromazin
beyinde postsinaptik mesolimbik doğamın reseptör inhibitor ve güçlü alfa-adrenerjik blok
*hipotalamik ve hipofizyal hormon salımının & retiküler aktivasyon sisteminin depresyonu
esas endikasyonu psikoz durumlarına bağlı bulantı ve kusmalardır
sedasyon sık görülür
barbitürat ve alkol ile etkileşir
Gebelerde C grubu ve laktasyonda kontrendike
alkol, levodopa, lityum tuzları, trankilizan, anestezikler, hipnotikler ile verilmez
kannabinoidler ve benzodiazepin
dranabiol ve benzodiazepin
dronabiol
bağımlılık yapıcı etkisi düşük
analjezik etkisi yüksek
antiemetik (nöron ve kusma merkezi etrafında CB-1 reseptörlerini uyarır)
düşük doz proklorperazin disforli insidansını arttırır
benzodiazepin
lorazepam, alprazolam
diğer antiemetiklerin etkinliğini arttırabilirler
Substance P/Nörokinin 1 Reseptör antagonisti
aprepitant
aprepitant
diğer antiemetic ajanlarla kombine olarak, kusturucu özelliği çok fazla olan kanser kemoterapisinin başlangıç ve tekrar kürleri ile oluşan akut veya gecikmiş bulantı/kusmanın önlenmesinde kullanılır
kemoterapiye bağlı emesiste
ilk sırada D2 ve 5-HT3 antagonistleri kullanılır
orta şiddette emesise karşı D2 antagonistleri kullanılır
minimal emetiklerde H1 antagonistleri, antimuskarinikler ve benzodiazepin kullanılır
prokinetik ajanlar
metoklopiramid
trimetobenzamid
sisaprid
domperidon
metoklopiramidin prokinetik ajan kısmı
üst GİS düz kas motilitesini arttırır -> reflü engeller, fazla doz verilirse atropin verilir
Etkisini 5-HT4 agonisti olmasıyla yapar -> substance P salınımını arttırır -> 5-HT3 arttırır -> miyenterik nöron Ach arttırır
diyabetik gastroparesis, sitotoksik ilaçların oluşturduğu emesis ve GÖR tedavisinde faydalı
trimetobenzamidin prokinetik ajan kısmı
D2 reseptör blokeri
prokinetik
sisaprid’in prokinetik ajan kısmı
üst GİS düz kas motilitesini arttırır
motiliteyi fazla arttırıp diyare yapabilir
domperidon’un prokinetik ajan kısmı
D2 antagonisti
antiemetic ve prokinetik
laksatifler
gecesin yumuşamasını sağlayarak defekasyonu kolaylaştırır
purgatifler
feçesin sulu hale gelmesini ve istem dışı olarak atılmasını sağlar
laksatif ve purgatif ilaçların farmakolojik etki mekanizmaları
Na/K İnhibisyonu + Adenilil siklaz aktivasyonu + sitoplazma membranında harabiyet + PG sentez ve salıverilmesinde artma + VIP salınımında artma + NO sentezinde artma + PAF sentezinde artma
yumuşatıcı laksatifler
lubrikanlar ve nemlendiriciler
lubrikanlar
sıvı vazelin
gliserin
sıvı bitkisel yağlar
nemlendiriciler
dioktil Na sülfosüksinat (dokuzat sodyum)
dioktil K sülfosüksinat (dokuzat potasyum)
kitle oluşturan laksatifler
barsaktaki su oranını arttırırlar -> metilselüloz, sodyum karboksimetilselülöz
psylum tohumları ve saflaştırılmış kolloidi
kalsiyum polikarbofil
agar
kepek
osmotik laksatif purgatifler
tuzlu laksatifler
sindirilmeyen şekerler
tuzlu laksatifler
Mg-Sülfat
Mg-Sitrat
Mg-Hidroksit
Sodyum fosfat
sindirilmeyen şekerler
sorbitol
mannitol
laktuloz
gliserin
stimulant (irritan) laksatif purgatifler
defenilmetan türevleri
antrakinon türevi glikozidler
hint yağı (risinoleik asid)
difenilmetan türevleri
bisakodil
fenolftalein
antrakinon türevi glikozidlerin isimleri
senozid A ve B
senokot
kazantrol
aloin
rubarb bitkisi
dantron
antrakinon türevi glikozidler
bu ilaçların iki kısmı vardır:
aglikon (etkin kısmı) + emodin (aktif metabolik)
kolonda peristaltic hareketleri stimuli ederler
epitel hücrelerinde Na/K ATPaz inhibisyonu yaparlar
NO üretimini arttırırlar
laksatif ve purgatiflerin kontrendikasyonları
apandisit
barsak iltihabı
ileus
laksatif ve purgatiflerin endikasyonları
kronik konstipasyon hali
gebelik ve doğum sonrası konstipasyon
ilaçlara bağlı konstipasyon
radyodiagnostik incelemeler
hemoroid, anal fissures vb ağrılı defekasyonlar
hastanın ıkınmasının sakıncalı olduğu durumlar
ilaç ve besin zehirlenmesi
feçesin laboratuvar incelemesi
antihelmintik tedavi sırasında
laksatif ve purgatif ilaçların yan etkileri
su ve elektrolik imbalansı
enteropatiler
bazı durumlarda barsak perforasyonu
uterus motilitesinde artma
emziren anneler kullanırsa bebekte ishal
laksatif bağımlılığı
katartik sendorm
antidiyaretik ilaçlar küçük çocuklarda kullanılmazlar çünkü
küçük çocuklarda ishal nedeni bakteriyel veya viraldir
en çabuk ve en güçlü etki yapan antidiyareik ilaçlar
opiyatlar ve diğer opiyoitler
antidiyareik ilaçlar
opiyatlar ve diğer opioidler
parasempatolitik ilaçlar
adsorban ve kitle oluşturan ilaçlar
özgül tedavi için kullanılan ilaçlar
oral rehidratasyon tuzları
opiyatlar ve diğer opioidler
kısa süreli kullanımda bağımlılık oluşturmazlar
tolerans gelişmez
kodein fosfat
ko-fenotrop
loperamid
opiyatlar ve diğer opioidlerin etki mekanizmaları
kalın barsak sirküler düz kaslarda spazm yapması
itici peristaltic hareketleri inhibe etmesi
artmış olan sıvı salgısını azaltması
opiyatlar ve diğer opioidlerin yan etkileri
uyuşukluk, baş dönmesi, ağız kuruluğu, bulantı-kusma, halsizlik
alkol, barbitürat ve trankilizanların etkilerini potansiyelize ederler
bebek ve küçük çocuklarda solunum yetmezliği yapabilirler
toksik megakolon yapabilirler
hepatik koma yapabilirler
opiyatlar ve diğer opioidlerin kontrendikasyonları
akut dizanteri ve feçeste lökosit olguları
kc fonksiyon bozuklukları
ülseratif kolit
kc koması
ko fenotrop
difenoksilat hidroklorür +
atropin (suistimal önlenir) içerir
loperamid
morfin türevi**
etkisini delta türevleri aracılığıyla gösterir
parasempatolitik ilaçlar
barsaklardaki persitaltik hareketleri ve tonusu azaltırlar, salgılar üzerindeki etkileri belirgin değildir
barsağın enfeksiyonlarında ve bazı organik hastalıklarında oluşan diyare ve karın krampını giderebilirler
irritable kolon sendromunda ve divertikül hastalığında kolonun motilitesini azalttıkları için semptomatik düzelme sağlayabilirler
parasempatolitik ilaçlardan kullanılan tersiyer aminler
atropin sülfat
oksifensiklimin hidroklorür
disikloverin hidroklorür (disiklomin hidroklorür)
parasempatolitik ilaçlardan kullanılan kuvaterner aminler
propantelin bromür
pipenzolat bromür
hiyosin bütilbromür
adsorban ve kitle oluşturan ilaçlar
kaolin, atapulgit ve benzerleri
bizmut bileşikleri
metilselüloz ve benzerleri
kaolin, atapulgit ve benzerleri
barsak mukozasını irrite eden toksin ve diğer kimyasal etkenleri bağlarlar
feçesin kıvamını koyulaştırırlar
bizmut bileşikleri
anti inflamatuar + anti mikrobik + anti sekretuar etkileri var
pepto-bismol (bismut subsalisilat) en çok kullanılan
turist diyaresinin tedavi ve önlenmesinde etkilidir
metilselüloz ve benzerleri
barsak lümeninde suyu tutarak kitle oluşturur
feçesin viskozitesini arttırırlar
defekasyon sıklığını azaltırlar
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlar
antibakteriyel
antiprotozoal
glukokortikoid
kolestiramin
asetilsalisilik asit
propranolol
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlardan antibakteriyel olanlar
shigella ve salmonella için
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlardan antiprotozoal olanlar
e. histolytica ve giardia için
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlardan glukokortikoid olanlar
ülseratif kolit
Crohn
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlardan kolestiramin
safra asidi fazlalığı
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlardan asetilsalisilik asit
gluten enteropatisi
besin alerjisi
özgül tedavi için kullanılan antidiyareik ilaçlardan propranolol
hipertiroidizm
oral rehidratasyon tuzları
en yaygın kullanılış yerleri akut infeksiyöz diyaredeki dehidratasyon, asidoz ve hipokaleminin düzeltilmesidir
oral uygulama ishali geçirmez fakat zararlı komplikasyonların gelişmesini önler
peptik ülser tedavisinde kullanılan ilaçlar 5 grupta incelenir
asit salgısını azaltan ilaçlar
antiasit ilaçlar
mukozada koruyucu tabaka oluşturan ilaçlar
prostaglandin analogları
h. pylori tedavisi
asit salgısını azaltan ilaçlar 3 grupta incelenir
proton pompası inhibitörleri
H2 reseptör antagonistleri
antimuskarinik ilaçlar
proton pompası inhibitörleri (H-K ATPaz)
gastrik asit sekresyonunun en efektif inhibitörleri
pridin veya benziimidazol analoglarıdır
zayıf baz özelliktedirler
ön ilaç yapısındadırlar
asid ortamda tiofilik sulfenamid veya sulfenik asid bileşiklerine dönüştürülürler
pompanın sistein-sülfidril grupları ile covalent bağ oluşturur
pompa molekülü irreversible olarak inhibe edilir
klinik kullanımdaki proton pompa inhibitörleri
omeprazol
lansoprazol
pantoprazol
rabeprazol
esomeprazol
proton pompası inhibitörlerinin farmakokinetiği
düşük pH’ta stabil değillerdir
genel olarak karaciğerde metabolize edilirler
plazma yarı ömürleri 1-2 saat olmakla birlikte etki süreleri uzundur
asid supresyonu yapan ilaçlarla birlikte kullanılmaz
yemek öncesi alınmalı
proton pompası inhibitörlerinin yan etkileri
yan etkileri sık değil:
bulantı, kusma, karın ağrısı, diyare veya konstipasyon, myopati, artralji, baş ağrısı, ciltte döküntü, atomik gastrit
kronik tedavide B12 eksikliği yapabilir, hipergastrinemi görülebilir, GİS’teki bakteri sayısını arttırabilirler
proton pompası inhibitörlerinin etkileşmeleri
sitokrom p450 enzimlerini inhibe eder ve birlikte kullanılan bazı ilaçların yıkımını azaltabilirler
benzodiazepinler, varfarin, fenitoin
proton pompası inhibitörlerinin endikasyonları
gastrik ve duodenal ülserler
GÖR
Zollinger-Ellison Sendromu
NSAİ ilaç ilişkili ülserlerin önlenmesi
aşırı asit salgılanması ile ilişkili dispepsilerde
H2 reseptör antagonistleri genel özellikleri
H2 reseptörler üzerinde histaminin kompetitif antagonistleridir
histaminin midedeki asit salgılatıcı etkisini bloke ederler
yapıca histamine benzerler
hem bazal hem nocturnal asit sekresyonunu efektif şekilde inhibe ederler
H2 reseptör antagonistleri
simetidin
ranitidin
famotidin
nizatidin
H2 reseptör antagonistlerinin farmakokinetiği
oral absorbsiyonları iyi
serum konsantrasyonu 1-3 saat içinde pik yapar
%10-35 karaciğerde metabolize edilirler, böbrekler yoluyla itrah edilir
*kreatinin klirensi azalmış hastalarda doz azaltılmalıdır
oral, iv, im kullanılabilir
biyoyararlanımı en fazla olan H2 reseptör antagonisti
nizatidin
etki süresi en uzun olan H2 reseptör antagonisti
famotidin
sit p450 ile en çok etkileşen H2 reseptör antagonisti
simetidin
H2 reseptör antagonistlerinin endikasyonları
peptik ülser
Zollinger-Ellison Sendromu ve diğer aşırı salgılanma durumları
asid aspirasyon sendromu (Mendelson Sendromu)
GÖR
stres ülseri ve kanama
karsinoid sendrom
simetidin
antiandrojenik etkisi nedeniyle over veya adrenal korteks kaynaklı androjenlerin aşırı salgılanmasına bağlı hirşutizm tedavisinde kullanılır
H2 reseptör antagonistlerinin yan etkileri
diyare veya konstipasyon
baş ağrısı, uyuşukluk, yorgunluk, kas ağrısı
konfüzyon, delirium, halüsinasyon
jinekomasti
galaktore
trombositopeni
H2 reseptör antagonistlerinin etkileşmeleri
daha çok simetidin kullanımında ortaya çıkan etkileşimler
sit p450 inhibe eder
antimuskarinik ilaçlar
parietal hücreler üzerindeki muskarinik M3 ve histaminositler ve G hücreleri üzerindeki muskarinik M1 reseptörlerini bloke ederler
asid ve pepsin salgısı azalır, midenin boşalma süresi artar
antispazmolitik
pirenzepin ve telenzepin gibi M1 reseptörlerini spesifik olarak bloke eden gastroselektif ilaçlar klinik üstünlükleri pek bulunmadığı için günümüzde çok kullanılmazlar
antiasit ilaçlar
mide asidini nötralize eden, lokal etkili ilaçlardır
pompa inhibisyonu olmadığı için rebound asit salgılanmasına neden olurlar
astrenjan ve demulsent etkileri vardır
ülser iyileşmesini hızlandırmak, ağrısını gidermek ve nüksü önlemek amacıyla kullanılırlar
Sistemik etkili antiasit ilaçalr
NaHCO3
NaHCO3
(sodyum bikarbonat yerine sodyum sitrat da kullanılabilir)
etkisi en çabuk başlayan, çabuk gelişen fakat kısa süren bir antiasit
**en önemli sakıncası Sistemik etkilerinin bulunmasıdır - metabolik alkaloz ve Na yüklenmesi
diğer asitlere ufak dozlarda eklenerek kombine kullanılırlar
lokal etkili antiasit ilaçlar üç gruba ayrılır
Al bileşikleri
Mg bileşikleri
Ca bileşikleri
Al Bileşikleri
asit bağlama kapasiteleri ve hızları en düşük olan zayıf antiasitler
AlCl3 besinlerdeki fosfatı bağlayarak absorbsiyonunu engeller - hipofosfatemi
böbrek yetmezliğinde gelişebilen hiperfosfatemi ve nefrolitiyazis tedavisinde kullanılırlar
konstipasyon yapabilirler
Mg bileşikleri
asit bağlama kapasiteleri ve hızları daha fazladır
şiddetli diyare yapıcı etkileri bulunur
böbrek yetmezliği olan hastalarda hipermagnezemi ve buna bağlı SSS’nde yan etkiler görülebilir
Ca bileşikleri
antiasit olarak sadece CaCO3 kullanılır
en ucuz antiasit ilaç
etkisi çabuk başlar ve uzun sürer
konstipasyon yapar
en fazla rebound asit salgılanmasına yol açan antiasit
lokal etkili antiasitler içerisinde en fazla absorbe edilen
hiperkalsemi, hiperkalsiüri yapabilir
antiasit ilaçların endikasyonları
peptik ülser
GÖR
Zollinger- Ellison
stres ülseri
ülser kaynaklı mide-duodenum kanamaları
asid aspirasyon sendromu profilaksisi
kronik böbrek yetmezliğinde gelişen hiperfosfatemi
antiasit ilaçların yan etkileri
en sık görülen konstipasyon (Al,Ca) veya diyaredir (Mg)
rebound asit salgılanması
Sistemik olarak: alkaloz, Na yüklenmesi, hipofosfatemiye bağlı osteomalazi
diyaliz hastalarında görülen diyaliz demansı
böbrek yetmezliği olanlarda SSS’nde depresyon ve kas felci
süt alkali sendromu (Burnett Sendromu)
teratojenik etki potansiyeli (Al ve Mg bileşikleri)
birlikte kullanıldıklarında bazı ilaçların mideden absorbsiyonunu azaltırlar
mukozada koruyucu tabaka oluşturan ilaçlar
sukralfat
kolloidal bizmut bileşikleri
karbenoksolon sodyum
sukralfat (alüminyum sükroz sülfat)
nekrotik ülser tabakasına bağlanarak asit, pepsin ve safraya karşı koruyucu bir tabaka oluşturur
safra asitlerini absorbe eder
endojen prostaglandin sentezini arttırır
daha çok duodenal ülser tedavisinde efektif
aktif hale geçebilmesi için düşük pH gerekir
yemeklerden 1 saat önce ve gece yatarken içilir
kolloidal bizmut bileşikleri
peptik ülser yüzeyindeki proteinli eksuda ile birleşerek koruyucu tabaka oluşturur
remisyon daha uzun sürer
bakterisid etkisi bulunur
kolloidal bizmut bileşiklerinin yan etkileri
nörotoksik bir madde: ensefalopati yapabilir
feçesi ve dili siyaha boyar
böbrek yetmezliğinde ve gebelerde kullanılmaz
karbenoksolon sodyum
peptik ülser tedavisinde kullanılabilir
intestinal mukusun sekresyon ve viskozitesini arttırır
mineralokortikoid benzeri yan etkileri vardır: hipertansiyon, sıvı retansiyonu, hipokalemi
prostaglandin analogları
Misoprostol
PGE1 analogu: parietal hücre üzerindeki EP3 reseptörlerine bağlanır
sitoprotektif etkisi mevcuttur
bazal, nocturnal ve uyarılmış asit salgılanmasını inhibe eder
NSAI ilaçların neden olduğu gastrik-mukozal hasarı önlemek için kullanılırlar
en önemli yan etkisi diyare
gebelikte kontrendike
h. pylori tedavisi
çabuk rezistans kazandığı için tek antibiyotikle tedavisi önerilmez genel olarak uygulanan 14 günlük üçlü tedavidir
3’lü tedavi: amoksisilin-klaritromisin-metronidazol üçlüsünden ikisi ve 1 tane de PPI
4’lü tedavi: 1PPI + tetrasiklin + metronidazol + bizmut
antikolinerjik sendrom
ağızda kuruluk
Hipertermi (kırmızı)
kızarık
midriyazis
kaçık/taşikardi
abdominal distansiyon
hipertansiyon
solunum depresyonu
üriner retansiyon
ileri dönemde koma
antikolinerjik sendroma neden olan ilaçlar
atropin, antihistaminik, trisiklik antidepresanlar, amanita muscarina, fenotiyazinler, iskelet-kas gevşetici ilaçlar, antiparkinson ilaçalr
antikolinerjik sendrom tedavisi
genel zehirlenme tedavi yaklaşımı ve ABC
hidrasyon
benzodiazepinlerle sedasyon
NaHCO3 tedavisi
antidot olarak fizostigmin
kolinerjik sendrom tedavisi
bronşial sekresyonlar kuruyana kadar atropin
dekontaminasyon
oksimler (pralidoksim)
benzoidazepin
muskarinik sendrom
miyozis
tükürük ve bronş salgısında artma
bradikardi
bronkospazm
ishal
idrar inkontinansı
nöromusküler yetmezlik görülür
bu tür hastalar köpürür
muskarinik sendroma sebep olan ilaçlar
organik fosforlu ve karbamatlı insektisit
mantarlar
karbakol
pilokarpin
fizostigmin
edrofonyum
nikotinik sendrom
taşikardi
hipertansiyon
kas fasikülasyonları
güçsüzlük
kas paralizisi
nikotinik sendroma neden olan ilaçlar
hidrokarbon insektisitler (klorobenzen deriveleri ve DDT)
nikotin
ekstrapiramidal sendrom
disfaji
trismus
tortikollis
laringospazm
ekstrapiramidal sendroma neden olan ilaçlar (antipsikotik)
haloperidol
klorpromazin
fenotiazin
sempatomimetik sendrom
hipertansiyon
aritmi
taşikardi
terleme
konvülziyon
anksiyete
tremor
psikoz
sempatomimetik sendroma sebep olan ilaçalr
amfetamin
aminofilin
kafein
kokain
fensiklidin
efedrin
psödoefedrin
sempatomimetik sendrom tedavisi
genel zehirlenme tedavi yaklaşımı ve ABC
hidrasyon
soğutma
benzodiazepinlerle sedasyon
kan basıncı kontrolü
opioid sendrom
miyozis
solunum depresyonu
bilinç değişikliği
opioid sendroma neden olan ilaçlar
morfin, kodein, eroin, meperidin, fentanil, tramadol, metadon, oksikodon, pentazosin, hidromorfin, nalorfin
opioid sendrom tedavisi
ABC ve naloksan - solunum depresyonu varsa acil verilir
sedatif-hipnotik sendrom
letarji
ataksi
konsantrasyon kaybı
nistagmus
hipoventilasyon
sedatif hipnotik sendroma neden olan ilaçlar
SSS depresanları
kas gevşetici
anksiyolitik ilaçlar
benzodiazepinler
barbitüratlar
sedatif hipnotik sendrom tedavisi
ABC
flumazenil
metabolik asidoz yapan ilaçlar
salisilat
isoniasid
metanol
etanol
etilen glikol
hipoglisemi
etanol, propranolol, salisilat, valproik asit, oral antidiyabetikler, insülin
hiperglisemi
kafein, teofilin
zehirlenmelerde genel yaklaşım ve tedavi prensipleri 4 aşama
destek tedavi
absorbsiyonun azaltılması
atılımın sağlanması
spesifik antidot ile tedavi
destek tedavi
hava yolunun düzenlenmesi
solunumun desteklenmesi
dolaşımın düzenlenmesi
absorbsiyonun azaltılması
dekontaminasyon
aktif kömür
katartikler
tüm barsak irrigasyonu
dekontaminasyon
zehir vücuttan uzaklaştırılır
kusturma: ipeka ve apomorfin
gastrik lava: mide yıkama
kusturma kontrendikasyonları
korozif madde alındığında
komadaki hastalar
konvülziyonları olanlar
petrol ürünleri zehirlenmeleri
SSS stimuli eden ilaçlarla olan zehirlenmeler
6 aydan küçükler
pıhtılaşma bozuklukları olanlar
aktif kömür:
çok sayıda maddenin absorbsiyonunu azaltan adsorban bir maddedir
ilk saat içinde etkili
antikolinerjik ilaç zehirlenmelerinde 6 saat içinde multidoz uygulanır
tekrarlayan dozda aktif kömür uygulamasının faydalı olduğu ilaçalr
karbamazepin, diazepam, fenobarbital, salisilat, trisiklik antidepresanlar, teofilin, salisilatlar, digital, fenitoin, kinin
aktif kömürün etkisiz olduğu ajanlar
alkoller
hidrokarbonlar
etilen glikol
lityum
asitler
ağır metaller
alkali kostikler
demir
katartikler
özellikle çocuklarda ve yaşlılarda Mg Sülfat, Mg Strat ve sorbitol gibi katartikler kolayca sıvı elektrolit denge bozukluğuna neden olduklarından önerilmemektedir
ishal yaptırır
irrigasyon yapılan ilaçlar
çok miktarda içilen toksik madde + geç salınan tabletler:
demir, lityum, kurşun
atılımın sağlanması yöntemleri
diürez
hemodiyaliz
hemoperfüzyon
hemoflitrasyon
plazmaferez
exchange transfüzyon
diürez
özellikle zayıf asit yapısındaki salisilat ve fenobarbital zehirlenmelerinde iv NaHCO3 verilerek iyon tuzağı mekanizması ile bu ilaçların atılımı arttırılmaktadır
zayıf baz karakterindeki ilaçlarla zehirlenenlerde idrarın asidifikasyonu ise oluşabilecek ciddi metabolik asidozun komplikasyonları nedeniyle kullanılmamaktadır
hemodiyaliz kontrendikasyonları
warfarin
ajan çok nadir ölümcülse ve irreversible ise
hasta şoktaysa
plazmaferez
ciddi zehirlenme ve yüksek oranda proteine bağlanan ilaçta kan dışarı alınır ve ayrıştırılır
asetaminofen (parasetamol) zehirlenmelerinde
N-asetil sistein
organik fosfor zehirlenmelerinde
pralidoksim
benzodiazepin zehirlenmelerinde
flumazenil
narkotik analjezik zehirlenmelerinde
naloksan
civa, arsenik, bizmut, kadmiyum zehirlenmelerinde
dimerkaprol
kurşun zehirlenmelerinde
kalsiyum disodyum EDTA
penisilamin
dimperkaprol
demir zehirlenmelerinde
desferrioksamin (deferoksamin)
bakır ve altın bileşikleri zehirlenmelerinde
penisilamin
heparin zehirlenmelerinde
protamin sülfat
siyanürler ve Na nitroprussiat zehirlenmelerinde
hidroksikobalamin
etanol zehirlenmesi
zitramin
mantar zehirlenmesi
silibinin
idarucizumab
bir Fab fragmanı ve dabigatrana spesifik bir antidot
andexanet alfa
enzimatik olarak inactive edilmiş faktör 10A’nın kesilmiş formu olup, Faktör 10A inhibitörlerine bağlanarak etkilerini geri dönderir
Faktör 10A inhibitörleri
riavoksaban, apiksaban, edoksaban
aripazine
oral dabigatran, apiksaban, rivaroksaban yanında subkutan fondaparinuks ve in vivo LMWH etkilerini geri dönderir
konvülsiyon yapıcıların antidotu
diazepam, barbitüratlar
vazokonstrüktör ilaçların antidotu
nitritler ve diğer vazodilatörler
amfetaminlerin antidotu
klorpromazin ve türevleri
izoniazid antidotu
pridoksin
oral antikoagülanların antidotu
K vit
methotreksat antidotu
folinik asit
metil alkol ve etilen glikol antidotu
etanol
organofosfatların antidotu
PAM, obidoksim
methemoglobinemi antidotu
metilen mavisi
dünyada akut hepatotoksisitede en sık sebep
amoksisilin-klavulonat
hepatotoksisite nedeniyle FDA uyarısı olan bazı ilaçlar
trovafloksasin, ketokonazol, isoniazid, rifampin, pirazinamid, tervinafin, telitromisin
ilaca bağlı hepatotoksisitede risk arttıran faktörler
yaş, cinsiyet, ırk, genetik polimorfizm, ilaç toksin türü, doz, metabolize olma oranı, ilaç etkileşimleri, altta yatan karaciğer hastalıkları, eşlik eden diğer hastalıklar
ilaca bağlı hasar gelişiminde ilk basamak sıklıkla
CYP450 aracılı reaktif metabolit oluşumudur
reaktif metabolitler için kritik hedef mitokondridir
mitokondri fonksiyonları tamamen duracak olur ise nekroz gelişir
reaktif metabolitlerin emniyetli uzaklaştırılmasında
glutatyon ile konjugasyon önemlidir
tanıda kullanılan klasik göstergeler
serumdaki total bilirubin konsantrasyonu,
serumda ALP AST ve ALT aktivitesi
hepatotoksisite mekanizmasına göre intrinsic karaciğer hasarı
öngörülebilir
doza bağımlı
kısa latent dönem
sabit klinik presentasyon
mortalitesi yüksek
hasar direkt/indirekt olabilir
indirekt metabolik yollarla
intrinsic karaciğer hasarı örnek
asetaminofen
valproat
MTX
OKS
hepatotoksisite mekanizmasına göre idiyosenkrazik karaciğer hasarı
önceden tahmin edilemez
doza bağımlı değil
değişken latent dönem
deneysel çalışmalarda gösterilemez
klinik prezantasyon değişken
mortalitesi değişken
idiyosenkrazik karaciğer hasarı örnek
kloranfenikol
INH
amoksisilin-klavunat
eritromisin
diklofenak
halotan
geliştirilmeye çalışılan biyogöstergeler
keratin-18
sitokrom c
GDH
HMGB1
malat DH
PNP
SDH
asetaminofen hepatotoksisitesi
toksisitesinde olan yetersiz oksijen miktarı ve azalmış oksijen tutulumu sonucu oluşan doku hipoksisi NADPQI aracılı hücre hasarından sorumlu tutulmaktadır
endotelyal hücre hasarı muhtemelen serbest radikallerin ve/veya reaktif metabolitlerin oksidatif etkisi sonucu oluşmaktadır
asetaminofen hepatotoksisitesi antidotu
NAC kullanılır
NAC’ın doku oksijenizasyonunu arttırdığı, SOR’u ortamdan uzaklaştırdığı ve sonuçta karaciğer mikrosirküblatuvar kan akımını arttırdığı gösterilmiştir
kronik alkol kullanımı riski arttırır
açlık, malnütrisyon, alkolizm glutatyon düzeyini azaltan presedispozan durumlardır
asetaminofen hepatotoksisitesi
trogilitazon
kullanımdan kaldırılmıştır çünkü kullanan 2 milyon kişinin 94’ünde karaciğer yetersizliği olmuştur
ULN transaminaz artar
amoksisilin-klavulanik asit
en sık akut karaciğer toksisitesi yapan ilaç
karaciğer enzimleri kolestaz düşündürecek şekilde artar
tedavinin başlangıcından birkaç gün sonradan 8 haftaya kadar ortalama 3 hafta sonra karaciğer hasarı görülür
izoniazid
n-asetil transferaz polimorfizm INH hepatitini indükleyebilir
akut viral hepatite benzer tablo yapar
INH karaciğerde önce inaktif bileşik setilisoniazide ve ardından asetilhidrazine hidrolize olur
asetilhidrazin yeniden asetillenerek nontoksik diasetilhidrazine metabolize edilir ve idrar ile atılır
asetilhidrazin aynı zamanda CYP tarafından toksik reaktif asetil radikaline de dönüştürülebilir
dolayısı ile hızlı asetilleyiciler, daha az, toksik reaktif asetil radikali oluşturur
salisilat
salisilata bağlı hepatotoksisite ilaç yüksek dozda alındığında ortaya çıkmaktadır
karaciğerde histolojik olarak akut, fokal hepatoselüler nekroz gelişmektedir
diğer sık karşılaşılan hepatotoksik ilaçlar
amiodaron
antiepileptik ilaçlar (fenitoin, karbamazepin, valproik asit)
antineoplastik ilaçlar
antitüberküloz ilaçlar
östrojen (oral kontraseptifler)