karaciğer hastalıkları patolojisi Flashcards
karaciğerin zon sayısı
3
hepatosellüler hasar
hepatosellüler değişiklikler birçok hastalıkta hasara ve Hemostaz değişikliğine cevap olarak gelişir
karaciğerin metabolik, toksik, enfeksiyöz, vasküler ve neoplastik gibi çok sayıda hastalıkları olmakla birlikte temel histolojik hasar patenlerinden birini oluştururlar
1- hepatosellüler dejenerasyon ve madde birikimi
2- hepatosit nekrozu
3- inflamasyon
4- fibrosis
Mallory cisimcikleri
hepatosit içindeki eozinofilik inklüzyonlardır
bozulan hücre iskeletinde CK8, CK18 ve ubiquitin oluşturduğu dejenere iskelet yumağıdır
akut hepatit
-diffüz hepatosit balonlaşma dejenerasyonu
-farklı hepatosit hasar paternleri görülür
-fokal nekroz
-hücre membran rüptürü
-fokal hepatosit kaybı
-makrofaj kümesi bulunur
-inflamasyon belirgin ve karakteristik bulgudur
kupfer hücreleri hiperplaziye uğrar ve lipofuksin yüklüdür
portal alanda mikst iltihap görülür. inflamatuar hücreler parankime dökülür ve interface hepatit (piecemeal nekroz) oluşturur
-kolestaz
kanaliküllerde ve hepatositlerde safra pigmenti görülür
kanaliküler kolestaz hepatositin kontraktilite kaybı ile oluşur
Fulminant hepatit
kronik karaciğer hastalığı bulunmaksızın semptomların başlangıcından 2-3 hafta içinde hepatik yetmezliğe ilerlemesidir
-viral hepatit vakaların %12’sinden sorumludur
HCV, HSV
-nonenfeksiyöz nedenler de yer alır
asetaminofen, mantar
-otoimmün hepatit
-Wilson hastalığı
-%15 vakada neden belirsizdir
karaciğer nasıl rejenere olur
hiring kanallarındaki kök hücrelerden proliferasyonla
Hepatit A
hepatovirüs, RNA virüsüdür
fekal-oral yolla bulaşır
endemik bölgelerde ve kalabalık, hijyeni kötü yerlerde sıktır
GİS’ten absorbe olur ve karaciğere gelir
asemptomatik enfeksiyon veya akut hepatit yapar
dünyadaki akut hepatitlerin %15’ini oluşturur
semptomlar non-spesifiktir: halsizlik, iştahsızlık, sarılık
hepatit a; self-limited enfeksiyon yapar
kronik enfeksiyonu ve taşıyıcılığı yoktur
fulminant hepatit nadirdir
Hepatit B
hepadnovirüs ailesindendir
DNA virüsüdür
bulaşma şekli coğrafyaya göre değişir:
-perinatal
-horizontal
-iv ilaç kullanımı
-hetero/homoseksüel ilişki
-transfüzyon
inkübasyon 4-26 haftadır
%70 vaka asemptomatik
%30 vaka iştahsızlık, ateş, sarılık, üst sağ kadran ağrısı
Fulminant hepatit %0.1-0.5
**kronik hepatite gidebilir
Hepatit C
flavivirus ailesinden tek sarmallı bir RNA virüsü
çok sayıda genotip ve fenotip oluşturur
*en sık görülen kan yolu ile bulaşan hastalıktır
risk faktörleri:
-iv ilaç kullanımı
-multiple partner
-cerrahi
-iğne batması
-HCV ile enfekte hastaya temas
-medikal dental iş
-bilinmeyen
Anti HCV-IgG oluşumu
aktif enfeksiyon sonrası efektif immunity oluşturmaz
Hepatit C
asemptomatik özelliğine karşın siroz %20-30 vakada 5-10 yıl içinde gelişir
kronik hepatitli vakalarda HCV-RNA testi mutlaka yapılmalıdır
hem viral enfeksiyon değerlendirilir hem de HCV enfeksiyonu doğrulanır
Hepatit C’de fulminant hepatit nadirdir
HCV ile enfekte olan bireylerde çoğunlukla kronik karaciğer hastalığına ilerleme vardır
ataklar ve dalgalanmalar halinde seyreder
%20-30 kronik HCV siroza ilerler
Hepatit D
RNA virüsü
hücre şoklusu HBV’ye bağlıdır
Koenfeksion B + D
(klasik HBV enfeksiyonundan ayrılamaz. Karaciğer yetmezliği insidansı yüksektir)
Superenfeksiyon B-D %80-90 görülür
Latent enfeksiyon
Hepatit E
zarfsız bir RNA virüsü
hayvanlar rezervuar
enteric yolla daha çok su ile bulaşır
akut self-limited enfeksiyon yapar ve kronikleşmez**
orta yaş erişkinde sıktır
gebelikte ölüm insidansı yüksektir %20
klinik hastalıkta önce HEV-RNA pozitiftir
2-4 haftada düzelir
en sık görülen zonal nekroz tipi
Sentrilobüler Nekroz (Zon 3)
Sentrilobüler Nekroz
Zone 3’te balonlaşma dejenerasyonu ve az sayıda apoptotic cisimcik oluşumu iledir
kollabe olmuş stromada inflamatuar hücreler
kupfer hücre hipertrofisi ve lipofuskin pigmenti vardır
Masif nekroz
son dönem nonspesifik hasar paterni olarak da düşünülmektedir
morfoloji fulminant viral hepatiti hatırlatır
akut hepatit benzeri hasar
bütün asiner zonları tutar
düzensiz dağılım gösterir
akut hepatosellüler hasar, fokal veya konfluent nekroz formundadır
bazı vakalarda nekroz zonaldir
kronik hepatit nedir
6 aydan uzun süren semptomatik, biyokimyasal veya Seroloji hepatit hastalığıdır
en sık kronik viral hepatit nedeni
HCV
HCV’ye bağlı kronik hepatitlerde
portal lenfoid agregatlar, safra kanal değişiklikleri ve steatoz bir bulgudur
HBV’ye bağlı kronik hepatitlerde
buzlu cam hepatositler görülür
kronik karaciğer hasarının temel bulgusu
fibröz doku birikimi
kronik karaciğer hasarı inflamasyon ve fibrosis açısından değerlendirilir
hepatik hasarı ve inflamasyon - grade
fibrosis derecesi -stage
otoimmün hepatit genel özellikler
kronik progresif hepatittir
etiyolojisi belirsizdir
immün reaksiyon virüs, ilaçlarla tetiklenir
diğer otoimmün hastalıklarla da sıklıkla ilişkilidir
%78 vaka premenopozal kadındır
otoimmün hepatitin 2 alt tipi vardır
antikor durumuna göre değişir
otoimmün hepatit Tip 1
40’lı yaşlardaki kadınlarda sık görülür
-Antinükleer Antikor (ANA)
-Anti smooth muscle antikor (ASMA)
-Antiaktin (AAA)
-Anti soluable liver antijen/ liver pankreas antijen (Anti SLA/LP)
otoimmün hepatit Tip 2
çocuklarda sıktır
2-14 yaş
-Anti liver kidney mikrozomal 1 (Anti LKM1)
-Anti liver cytosol antikor 1 (ALC-1)
otoimmün hepatit
patogenezden T hücre aracılıklı otoimmünite sorumludur
CD4+ ve CD8+ T hücrelerce üretilen IFN-gama ve CD8+ T hücre ilişkili sitotoksisite hepatosit hasarından sorumludur
kronik hepatitlerin tüm spektrumu görülür
plazma hücre kümelerinden oluşan interface hepatit nispeten karakteristiktir
akut hastalık sıktır %40 ve fulminan seyir gösterebilir
asemptomatik veya klinik tanı olmadan siroz ile presente olabilir
%40 vakada siroz gelişir
immünsupresif tedavi etkilidir
son dönem hastalıkta transplantasyon tedavi seçeneğidir
alkol ile oluşan 3 farklı morfolojik karaciğer hasar tablosu vardır
1- Steatoz
2- Steatohepatit
3- Siroz
Alkolik karaciğer hastalığında riski arttıran faktörler
-Kadın cinsiyette daha sık görülür
östrojen barsaktan endotoksin geçişini ve bu endotoksinlerin Kupffer hücre reseptörü CD14 ekspresyonunu arttırır
-Irk
Afrikan-Amerikanlarda siroz oranı fazladır
-Genetik
Aldehit dehidrogenaz (ALDH) alkolü detoksifiye eder
ALDH*2 varyantı %50 asyalılarda bulunur ve alkolü yavaş detoksifiye eder
-Eşlik eden faktörler
HBV
HCV
Demir birikimi
alkolik karaciğer hastalığı
hepatomegali
halsizlik
iştahsızlık
kilo kaybı
ciddi hepatik yetmezlik sık görülmez
akut kolestatik sendrom görülebilir
alkolik hepatit, alkol alımının kesilmesiyle yavaşça düzelir
%10-15 alkolikte siroz gelişir
alkolik steatoz
hepatositlerde mikroveziküler ve makroveziküler yağ vakuolleri birikir
karaciğer ağrılaşır (4-6 kg), yumuşak kıvam ve sarı renk alır
fibrozis yoktur
alkolün kesilmesi ile geri döner
alkolik hepatit
steatoz vardır
nötrofiller, makrofajlar ve lenfositler dejenere hepatositler etrafında toplanır
hepatosit şişmesi, nekroz ve Mallory Cisimciği görülür
sıklıkla sinüzoidal, perivenüler, parankimal hücreleri ayıran fibrosis vardır (Chicken wire fibrosis)
fibrosisin ilerlemesi ile siroz gelişir
asetaldehit; lipid peroksidasyonunda, hücre iskeletinde ve membranında bozulmalara yol açar
reaktif oksijen türleri oluşur
hepatik metionin metabolizması bozulur, glutatyon seviyesi düşer ve oksidatif hasara karşı hassasiyet artar
alkol sinüzoidal endotelden endotelin sentezi ve vazokonstrüksiyon ve stellar hücrelerde kasılmaya neden olur
böylece sinüzoidal Perfüzyon düşer
alkolik hepatit
metabolik karaciğer hastalıkları
kazanılmış veya kalıtımsal olabilir
kalıtımsal metabolik hastalıklar içinde sık olanlar:
-alfa 1 antitripsin eksikliği
-Wilson hastalığı
-hemokromatoz
en sık kazanılmış metabolik hastalık
non alkolik steatohepatit
Non Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAFLD) etiyoloji
obezite ve metabolik sendrom ile ilişkilidir
alkol kullanımı yoktur veya 20g/haftanın altındadır
obez kişilerin %70’inden fazlasında NAFLD vardır
steatozdan steatohepatit siroza uzanan spektrum görülür
steatoz belirgin klinik problem oluşturmaz
steatohepatit, karaciğer hasarı ve %10-20 siroz geliştirir
Non Alkolik Yağlı Karaciğer hastalığı patogenez
tam patogenez belli değildir
Çift vuruş hipotezi öne sürülmektedir:
-hepatik yağ birikimi
-oksidatif stres
Non Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı
steatozlu hastalar genellikle asemptomatiktir
görüntüleme yöntemleri ile yağlı karaciğer görülür
diğer semptomlar halsizlik ve hepatomegaliye bağlı abdominal rahatsızlıktır
serum ALT, AST düzeyleri %90 hastada yüksektir
yağlı karaciğeri değerlendirmede altın standart
karaciğer biyopsisi
Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı;
Steatohepatit
steatoz
inflamasyon
balonlaşma ile karakterizedir
Mallory cisimcikleri
fibrozis
non alkolik yağlı karaciğer hastalığı
özellikle zon 3’te
perisellüler fibrosis görülür ve ilerleyerek siroz oluşur
en sık genetik hepatik bozukluk
alfa 1 antitripsin eksikliği
alfa 1 antitripsin eksikliği
mutasyon
en sık görülen mutasyon PIZZ
bu bireyler klinik hastalık açısından yüksek riskli
PIZZ 1/1800 canlı doğumda bir görülür
alfa 1 antitripsin eksikliği
alfa 1 antitripsin defektif formları endoplazmik retikulumdan golgiye geçişte defekt gösterir
mutant polipeptit anormal katlanır**
endoplazmik retikulumda stres ve hepatosit apoptoza gider
%10-20 yenidoğanda hepatit ve kolestaz ile görülür
çocuklukta hepatit veya sirozla başvurur
akciğerde amfizem görülür
geç dönemde siroz ve HCC gelişir
alfa 1 antitripsin histolojik
periportal oval-yuvarlak eozinofilik PAS (+) globül
inflamasyon, kolestaz, fibrosis eşlik edebilir
Wilson Hastalığı (hepatolentiküler dejenerasyon olarak da bilinir)
otozomal resesiftir
ATP7B mutasyonu vardır
bakırın safraya atılımı ve seruloplazmine aktarımı bozulur
organlarda birikir
nörolojik, göz ve hepatik bozukluk vardır
beyinde bazal ganglion, putamende atrofi vardır
kronik hepatit yapar
Wilson hastalığında gözde kornea descement membranında bakır depolanması
Kayser-Fleischer Halkası şeklinde görülür
Wilson Hastalığı histoloji
kronik hepatit yapar
inflamasyon ve nekroz oluşur
fibrozis- siroz gelişir
yağlanma
glikojenize nukleuslar
Mallory cisimcikleri görülür
Wilson hastalığında bakır birikimi dokuda hangi boya ile gösterilebilir
Rhodanine Boyası
Wilson hastalığı bulgular
seruloplazmin düzeyi azalır
idrar bakır atılımı artar (tarama testi)
hepatik bakır içeriği (en sensitif)
250 pikogram/gr kuru bakır ağırlığı tanısaldır
plazma bakır miktarının tanısal önemi yoktur
Hemokromatozis
intestinal absorbsiyon artar ve yılda 0.5/1gr vücutta artar
20gr aşınca bulgular oluşur
karaciğer, pankreas, kalp, endokrin organlarda esas olarak depolanır
hemokromatozis morfolojisinde demir birikimi vardır
Prusya mavisi ile pozitif boyanır
Hemosiderozis
esas olarak retiküloendotelyal sistemde demir birikimidir
Bantu siderozisi Afrikada alkollü maddelerin demir kaplarda içilmesi ile görülür
Kupffer hücrelerinde demir birikimi
en sık fulminan hepatit nedeni
ilaca bağlı/toksik hepatit
viral hepatitler,
alkolik hepatit,
non alkolik steatohepatit,
biliyer hastalıklar,
hemokromatosis gibi çok sayıda kronik karaciğer hastalığının son evresi
Siroz
sirozun 2 esas morfolojik karakteristiği vardır
Köprüleşen fibrosis:
porto-portal birleşen bağ doku bantlar ile karaciğer parankimi nodüllere ayrılmıştır
Parankimal nodüller:
fibrosis ile çevrelenen hepatosit gruplarıdır
siroz patogenezi
esas patogenetik mekanizma hepatosit ölümü, ekstrasellüler matriks birikimi ve vasküler reorganizasyondur
normalde sadece portal alanda bulunan tip 1 ve 3 kollajen disse aralığında depolanır ve fibröz septalar oluşur
Stellat hücre proliferasyonu ve fibrojenik hücrelere aktivasyonu ana mekanizmadır
PDGF-beta bu aktivasyonda önemlidir
Kupffer hücreleri ve lenfositlerden salınan sitokin ve kemokinler de bu aktivasyonda önemlidir
portal hipertansiyon
1- vasküler direnç artışı:
-Myofibroblastların kontraksiyonu
aktive olup myofibroblastik karakter kazanan stellar hücreler endotelin 1 etkisi ile kasılır ve sinüzoidler daralır, sonuçta vasküler rezistans artar
disse aralığında biriken kollajen ile sinüzoidal fenestrasyon kaybolur (sinüzoidal kapillarizasyon)
-Sinüzoidal remodeling ve arterial-portal sistem arası şantlar
vasküler yapı bozulur, fibrotik bantlar içinde oluşan damarlar portal-santral şant oluşturur
portal hipertansiyon gelişir
2-kan akımında artış
-splanknik vazodilatasyon
NO, TNF, prostasiklin
portal hipertansiyonun 4 klinik bulgusu oluşur
asit
portosistemik şantlar
konjestif splenomegali
hepatik ensefalopati
Asit
peritoneal kavitede seröz sıvı birikimidir
klinik bulgu için en az 500 ml olmalıdır
%85 vakada neden sirozdur
sinüzoidal hipertansiyon ve splanknik vazodilatasyon sonucu gelişir
Portosistemik şantlar
portal basınç artışı ile birlikte karaciğerden kaval sisteme geçemeyen kan diğer porto-kaval anastomozları kullanır
-rektum (hemoroidler)
-özofagus (varis)
-retroperiton
-falsiform ligament (periumblikal kollateral)
fibrozis regresyonu nasıl gelişir
fibroziste gerileme
hepatositlerce skarlaşan alanların yeniden doldurulması
rejenerasyon ile nodüller genişler
septalar incelir
ince septa ile çevreli nodüller birleşir
septalar reabzorbe olmaya başlar
makronodüller oluşur
portal alanlar tekrar fibröz septadan ayrılır
inkomplet septal siroz
komplet regresyon
sarılık
bilirubin yapım-yıkımı arasındaki dengesizlik ile sarılık oluşur
-fazla bilirubin yapımı
-hepatik alım bozukluğu
-konjugasyon bozukluğu
-sekresyon bozukluğu
-safra akım problemleri
neonatal sarılık
yenidoğanda ilk 2 haftada görülür
konjugasyon ve sekresyon mekanizmaları tam gelişmemiştir
2 haftada düzelir, buna fizyolojik sarılık denir
uzaması durumunda altta yatan neden aranmalıdır
toksik bilirubin beyinde birikir ve kernikterusa neden olur
portal hipertansiyon
-portosistemik şantlar
Özofagus varisleri
-splenomegali
-hepatik ensefalopati
benign rekürren idiyopatik kolestaz
ataklar halinde sarılık vardır
ateş, inflamasyon gibi stresle kolestaz atakları gelişir
kanaliküler FIC1 ve BSEP mutasyonu iledir
Gebelik kolestazı
- trimestre kolestaz görülür
doğumda kaybolur
hafif hepatositer, kanaliküler safra görülür
BSEP ve MDR3 gen polimorfizmi vardır
Primer biliyer kolanjit
(Non süpüratif destrüktif kolanjit)
nedir
orta büyüklükte intrahepatik safra kanallarının otoimmün destrüksiyonudur
büyük kanallar ve ekstrahepatik kanallar etkilenmez
primer biliyer kolanjit genel özellikleri
orta yaş kadınlarda sıktır
çocuklarda görülmez
kolestatik enzimler yüksektir (ALP, GGT)
yıllarca asemptomatik kalabilir
genellikle kaşıntı ve halsizlik ile başvururlar
hepatomegali olur
göz kapaklarında ksantelazmlar vardır
inflamatuar atropati
hiperpigmentasyon
kronik karaciğer hastalığı bulguları geç dönemde görülür
primer biliyer kolanjit bulgular
serum alkalen fosfataz ve kolesterol düzeyleri hemen daima artmıştır, gama GGT de artar
AMA M2 %90-95 (+)’tir ve yüksek derecede karakteristiktir
hiperbilirubinemi geç bulgudur
primer biliyer kolanjit patogenez
patogenezi açık değildir
safra duktus epitelindeki MHC class 2 antijenlerine karşı gelişen T hücre aracılıklı hasar vardır
**pirüvat dehidrogenaz E2 komponentine karşı gelişen Anti Mitokondriyal Antikor (AMA) otoimmüniteyi destekler
primer biliyer kolanjit
portal alanlarda lenfoplazmositer hücre infiltrasyonu vardır ve lenfositler interlobüler safra kanal epitelini de infiltre ederler
safra kanal epiteli destrüksiyona gider
bazı safra kanalları etrafında granülomatoz inflamasyonu vardır
primer biliyer kolanjitin karakteristik lezyonu
Florid Duktal Lezyon
primer biliyer kolanjit morfoloji ve histoloji
tutulum erken dönemde lokaldir ve portal inflamasyon vardır
karakteristik lezyon florid duktal lezyondur
duktal bazal membran rüptürü ile non nekrotizan granülomlar oluşur
ileri dönemde duktuslar kaybolmaya başlar
duktular proliferasyon belirginleşir (Döktüler Interface Hepatit)
Sirktik nodüller etrafında halo biliyer siroza özgüdür
primer biliyer kolanjit tedavi prognoz
varis kanaması, rekürren enfeksiyonlarla birlikte en sık ölüm nedenidir
HCC riski artmıştır
özel tedavisi yoktur ancak ursodeoksikolik asit komplet remisyon sağlayabilir
etkin tedavi karaciğer transplantasyonudur
primer sklerozan kolanjit etiyoloji
genellikle 25-45 yaş arası erişkinlerde sıktır
çocuklarda da görülür
E/K = 3/1
kolestatik enzimler yüksektir
pANCA %26-94 pozitiftir
halsizlik, kaşıntı ve sarılık gelişebilir
hastalık uzun solukludur
%7 vaka kolanjiokarsinom gelişir
kronik pankreatit ve HCC insidansı da artmıştır
özel tedavisi yoktur
ana tedavi transplantasyon
Primer sklerozan kolanjit nedir
safra yollarının progresif fibroobliteratif segmental destrüksiyonudur
intrahepatik ve ekstrahepatik safra yollarının inflamasyonu, obliteratif fibrozisi ve dilatasyonu ile karakterize kronik kolestatik hastalıktır
ülseratif kolit ile sıkı birliktelik gösterir
primer sklerozan kolanjit patogenez
barsakta duyarlanan T hücreler portal sistemle karaciğere gider ve safra kanal epiteli ile çapraz reaksiyonla hasar yapar
strüktür araları dilatedir
hastalığın ilerlemesiyle biliyer siroz gelişir
**klasik olarak büyük duktuslar ve ekstra hepatik duktuslar etkilenir
primer sklerozan kolanjit
fibrozisle seyreden kolanjittir
lenfositik infiltrat safra kanalı epiteli progresif atrofisi ve lümen obliterasyonu vardır
duktus etrafında konsantrik periduktal fibrosis oluşur (soğan zarı)
radyolojik tanı %95 olguda yeterlidir
primer sklerozan kolanjit histoloji
erken dönemde duktuslar etrafında fibröz stroma, hafif lenfosit ve eozinofil infiltrasyonu görülür
duktus epitelinde bazal membrandan ayrılma, atrofi ve dökülme görülür
periduktal konsantrik fibrosis hedef benzeri görünüm verir
tamamen oblitere olan duktusun yerini skleroqtik doku alır
jigsaw puzzle siroz gelişir
Peliosis Hepatis
karaciğer içinde kan ile dolu boşluklardır
endotel ile döşeli olabilir veya olmayabilir
anabolik, steroid, oral kontraseptif ile ilişkili olabilir
kanser, tüberküloz, AIDS ilişkili olabilir
asemptomatiktir
nadiren rüptür görülür
altta yatan hastalığın tedavisi esastır
prehepatik akım bozuklukları
hepatik arter yetmezliği
portal ven trombos
Zahn infarktı
hepatik arter yetmezliği
çift kanlanma olduğundan karaciğer infarktı nadirdir
ana hepatik arterin oklüzyonu iskemik nekroz yapmaz
portal ven akımı ve retrograd arterial destek ile doku canlı kalır
hepatik artesin intrahepatik dalı tromboz veya bası ile tıkanırsa infarkt oluşur
-embolizm
-neoplazi
-PAN
-sepsis
infarkt genellikle anemik bazen de hemorajik olabilir
portal ven trombozu
portal ven oklüzyonu iyi tolere edilebilir veya ölümcül olabilir
abdominal ağrı, portal hipertansiyon görülür
asit sık değilde
siroz (%25 vakada görülür)
intrahepatik portal ven ana dalları akut tromboz ile oklüde olabilir
iskemik enfarktüs oluşturmaz
bunun yerine kırmızı-mavi renk değişikliği olur
nekroz yoktur
hepatosellüler atrofi ve sinüzoidal genişleme olur
buna Zahn İnfarktı denir
intrahepatik akım bozuklukları
en sık neden sirozdur
orak hücreli anemide sinüzoidlerde oklüzyon olur
dissemine intravasküler koagülasyon
metastatik tümörler
amiloidozis
posthepatik akım bozuklukları
pasif konjesyon ve sentrilobüler nekroz sağ kalp yetmezliği sonucu görülür
karaciğer büyür, siyanotiktir, yuvarlaktır
zon 3 hepatositlerde atrofi vardır
konjestif kalp yetmezliği nadiren kardiyak siroza neden olur
fibrosis esas sentrilobülerdir
posthepatik akım bozuklukları;
hemoraji ve nekroz benekli karaciğer görünümü oluşturur
buna Nutmeg Liver denir
Post hepatik venöz outflow obstrüksiyonu
akut formda karaciğer büyür, şişer, kırmızıdır ve kapsülü gergindir
kronik durumlarda fibrosis gelişir
ciddi parankimal zon 3 konjesyon ve nekroz vardır
yavaş gelişen trombüste sentrilobüler fibrosis vardır
tedavi edilmeyen vakalarda Mortalite artar
cerrahi porto-sistemik şant prognozu düzeltir
kronik formlar daha az lethaldir
kemik iliği transplantasyonundan sonra ilk 3 haftada %25 oranında görülür
kemoterapiklerce oluşturulur
Mortalite %30
histoloji altın standarttır ancak tanı klinikle konur
karaciğer hassasiyeti, asit, sarılık, kilo alımı vardır
Hepatik ven trombozu
tek hepatik ven trombozu asemptomatiktir
2 veya daha fazla dal oklüde olursa ağrı, karaciğer büyümesi ve asit oluşur
buna Budd-Chiari Sendromu denir
-myeloproliferatif hastalıklar
-koagülasyon bozuklukları
-HCC
-antifosfolipid sendromları
-gebelik, oral kontraseptif kullanımı
-%10 vakada neden belli değildir
sinüzoidal obstrüksiyon sendromu (vent-okluziv hastalık)
ilk olarak Jamaikada pyrrolizidine alkoloidi içeren bush-tea içenlerde tanımlandı
sinüzoidal endotelin toksik hasarı ile oluşur
yerinden ayrılan endotel sinüzoidi oblitere eder
disse mesafesi içine eritrositler girer ve hepatositler zon 3’te ölür, debris birikir
aktive olan stellat hücreler fibrosis oluşturur
en sık benign karaciğer tümörü
hemanjiom
hemanjiom
genellikle 2cm’den küçüktür
kapsüle yakın kırmızı-mavi yumuşak ödüllerdir
histolojik olarak kan ile dolu geniş boşluklar görülür
adenom
oral kontraseptif kullanan genç kadınlarda sıktır
adenomlar sarı-ten renklidir
safra ile boyalı olabilir
karaciğer içinde bir yerde olabilir
sıklıkla subkapsülerdir
30cm büyüklüğe ulaşabilir
multiple olabilir
iyi sınırlıdır
histolojik olarak normal karaciğer hücresinin kordonları ve tabakalarından oluşur
portal alanlar yoktur, sadece arter ve ven bulunur
malign tümörler
primer karaciğer tümörleri çok sık değildir
bu tümörlerin çoğunluğu hepatosellüler karsinom veya kolanjiokarsinomdur
diğer malign tümörler hepatoblastom ve anjiosarkomdur
hepatoblastom
çocukluk çağında en sık görülen karaciğer tümörüdür
genellikle fataldir
FAP, Beckwith-Wiedemann Sendromu ilişkili olabilir
kemoterapi ve cerrahi ile sağ kalım %80’dir
büyük kitleler oluştururlar
heptosellüler karsinom etiyolojisi
vakaların yarısı çinde
HBV enfeksiyonu olan bölgelerde HCC insidansı yüksektir 200 kat risk artar
erkeklerde sıktır
major etiyolojik faktörler:
-kronik viral enfeksiyonlar (HBV, HCV)
-kronik alkolizm
-steatohepatit
-aflatoksin
-tirozinemi, hemokromatozis, glikojen depo hastalığı, alfa 1 antitripsin eksikliği
hepatosellüler karsinom
kronik hepatitlerdeki hepatosit nekrozu ve proliferasyonu karsinogenezden sorumlu tutulmaktadır
rejenerasyonla birlikte tekrarlayan hücre siklusları ve biriken mutasyonlar kansere zemin hazırlar
HBV enfekte hastalarda HBV’nin entegrasyonu kansere dönüşümde rol alan bir olay olarak gösterilmektedir
bu transformasyonda HBX proteininin rol aldığı düşünülmektedir
hepatosellüler karsinom morfoloji ve histoloji
HCC genellikle karaciğerden soluk görünümdedir
safra sekestre edilen olgularda yeşil görünebilir
genellikle unifokal büyük kitle
multifokal nodüller
diffüz infiltratif
kolanjiokarsinom nedir
safra yollarının tümörleridir ve adenokarsinomlardır
2. en sık karaciğer tümörüdür
kolanjiyokarsinom risk faktörleri
primer sklerozan kolanjit
konjenital fibropolikistik hastalık
HCV
opisthorchis sinensis
kolanjiyokarsinom
%90 olgu ekstrahepatiktir
sağ ve sol hepatik kanallarının birleşme yerindeki tümörlere Klatskin tümörü denir