P 8 Flashcards
Psychoanalyst
psikanalist
Adolescent psychology
genç psikolojisi
Cognitive psychology
bilişsel psikoloji
Criminal psychology
suçlu psikolojisi
Psychometric
psikometri, measurement andtesting of mental ability
Psychopath
psikopat, ruh hastası, başkaları için hiçbir şey hissetmeyen
Psychosis
ruhsal denge bozukluğu, ruh hastalığı
Psychosomatic
psikolojik kaynaklı
Psychotherapy
psikoterapi, psikolojik tedavi
Psychotic
psikozlu, psikoz hastalığı
Pt
part veya pin kelimesinin kısa yazılışı
PTA, parent-teacher Association
okul aile birliği
PTO, please turn over / parent-teacher organization
lütfen sayfayı çeviriniz / okul aile birliği
Pub
bar, birahane, meyhane –> publican: meyhanei,tavernacı
To reach puberty
ergenliğe girmek
Pubescent
ergen, baliğ
Pubic
kasık, kasık kemiğine ait
Public opinion
kamu oyu
Notary (public)
noter
Public apathy
genel umursamazlık
Public address system
hoparlör çağrı sistemi
Public debt
kamu borcu
Public order
kamu düzeni
Public figure
alenen tanınmış kişi
Public House
bar, birahane
Public relations
halkla ilişkiler
Public-spirited
kamu yararını düşünen
Public utility
kamu hizmetleri
Public
halk, kamu, genel, halka açık, devlete ait
To be in the public eye
halkın gözü önünde olmak
publicly
aleni, göz göe göre
Public holiday
resmi tatil
Publicist
gazeteci, tanıtımcı, reklamcı
Public transport
toplu taşıma
Publication
yayınlama, duyuru , ilan, yayın, neşriyat
Publicity
tanıtım, tanıtma, propoganda
Publicize
reklamını yapmak, halka duyurmak
Publisher
yayıncı
Publishing
yayınlama, yayıncılık
Puck
buz hokeyi topu
Pudding
puding
Puddle
gölet, su birikintisi, gölcük
Pudgy
bodur, tıknaz, tombul, tombik
Puerile
çocukça çocuksu
Puff
puf böreği, aşırı övgü, esinti püfürtü, solumak, nefes nefese kalmak, sigaradan bir nefes çekmek, dumanbuhar çıkarmak
To be out of puff
nefessiz kalmak
To puff something out
bir şeyi nefesle doldurmak, şişirmek
To huff and puff
öfleyip püflemek
Puffy
kabarık şişkin
Puffiness
kabartı şişlik şişkinlik
Pugnacious
kavgacı, hırçın
Puke
kusmak
Pull
çekiş, çekicilik, fermuarın tutup çekilmesini sağlayan minik sapı, kendine doğru çekmek, asılmak, yerinden çıkarmak, cezbetmek, arabayı belirli bir yöne çekmek, durdurmak
To pull the rug from under someone’s feet
verilen desteği aniden geri çekmek
To pull the plug
fişini çekmek, bir şeye son vermek
To pull your weight
üzerine düşeni yapmak
pulley
makara, palanga, kasnak
Pull out
çekilme
Pullover
kazak, süveter
Pulmonary
akciğere ait, akciğerle ilgili olan
Pulp
değersiz ucuz, ucuz roman, meyvenin etli kısmı, hamur, hamur haline getirilmiş malzeme
Pulpy
etli, özlü, posalı
Pulpit
kürsü, minber
Pulsar
pulsar, titreşen yıldız
Pulsate
heyecan uyandırmak, nabız gibi atmak
Pulsation
nabız atışı titreşim titreme
Pulse
nabız, nabız atışı, kalp atışı, sinyal, baklagiller, bakliyat,, nabız gibi atmak
To take / check someone’s pulse
birisinin nabzına bakmak
Pulverize
toz haline getirmek, ufalamak
pumice
sünger taşı
Pummel
vurmak, yumruklamak
Pump
pompa, tulumba, dans ayakkabısı, çocuk pabucu, pompalamak, tulumba ile çekmek
To turn into a pumpkin
çok geç kalmak
Pun
cinas yapmak, kelime oyunu yapmak, cinas, kelime oyunu
Punch
muşta, yumruk, diğerlerini etkileyebilme gücü, meyve kokteyli, delgeç, delgi, zımba, yumruk atmak, muşta ile vurmak, delik açmak, delmek
Puncher
zımba, delgeç, kavgacı tip
Punch bag
boks antrenman topu veya çuvalı
Punchline
fıkranın esprili son cümlesi
Punch up
kavga, dövüş, yumruklaşma
Punctilious
aşırı titiz
Punctuate
noktalama işaretlerini kullanmak, kesintiye uğramak, kesmek
Punctuation
imla, noktalama
Punctuation mark
noktalama işareti
Puncture
delik, patlak lastik
Pundit
bilgin, bilge, bilir kişi
Pungent
keskin, acı, sert
Punitive
cezalandırıcı, cezai
Punishable
cezayı hak eden, cezalandırılabilir
Punishing
yorucu iş
Punk
çürük tahta, kav, 70’lerde yaygın olan bir gençlik kültürü, punk’çı
Punnet
meyve sepeti, meyve kasası
Punt
altı düz kayık, altı düz kayıkla gitmek
punter
kumarcı, bahis yapan kimse
Puny
çelimsiz, sıska, cılız, zayıf, önemsiz, ufak
pup
yavru köpek, diğer bazı hayvanların yavrusu, ayı - fok - kurt yavrusu
Pupil
öğrenci, göz bebeği
Pupilage
öğrencilik
Puppet
kukla, kukla (kişi, grup) –> a puppet governemnt: kukla hükumet
Puppeteer
kuklacı
Puppetry
kuklacılık
Purchase
satın alma, alım, satın alınan şey
Purchaser
alıcı, satın alan kimse
pure
saf, arı, som, temiz,katkısız, lekesiz, namuslu, temiz ve sağlıklı
Purely
sadece, yalnızca, tamamen
Purist
arıtmacı, bir şeyi titizlikle uygulayan kimse
Puree
püre, ezme, püre yapmak
Purgative
temizleyici, bağırsakları boşaltıcı, ishal yapan
Purgatory
arınma, acı çekme, ızdırap yeri
Purge
bağırsakları temizlemek, boşaltmak, temizleme, müshil ilacı, boşaltma
Purify
temizlemek, arıtmak
Purification
temizleme, arınma, arındırma
Puritan
dünya zevklerini gereksiz gören aşırı dindar kimse, püritan
Puritanical
tutucu, gerici, bağnaz
Purity
saflık, temizlik, arılık, namus, iffet
Purloin
aşırmak, yürütmek
Purloined
çalıntı
Purple Heart
savaşta yaralanan Amerikan askerlerine verilen madalya
Purport
ifade etmek, anlaına gelmek
Purportedly
anlamlı
A multi-purpose Gadget
çok amaçlı alet
To serve a purpose
bir amaca hizmet etmek
Purposeful
maksatlı, azimli
Purpose built
belli bir amaç için özel yapılmış
Purposely
kasten, inadına
purr
mırıldamak, hırıldamak
Purse
para çantası, cüzdan, el çantası, devlet hazinesi, devlet parası, ödül, para ödülü
Light purse
cimri
To loosen one’s purse strings
kesenin ağzını açmak
Purse-proud
servetine güvenen
Pursuant
-e uygun olarak, -e göre
Pursue
takip etmek, iz sürmek
Pursuit
kovalama, takip, araştırma, uğraşı
Purvey
temin etmek, sağlamak, tedarik etmek
Purveyor
erzak toptancısı, müteahhit, gıda maddesi toptancısı
Pus
irin, cerahat, iltihap
Pushed
üzgün, parası yok, zamanı yok, geç kalmış
Push bike
bisiklet
Push button
basma düğmeli
Pushchair
çocuk arabası
Pusher
uyuşturucu madde satıcısı
Pushover**
basit iş, kolay kanan kimse**
Push up
şınav
Pushy
öne çıkmaya çalışan, dikkat meraklısı, aceleci
Pussyfoot
kedi gibi sessizce yürümek
Pustule
sivilce, kabartı, kabarcık, püstül
Put
koymak, yerleştirmek, ifade etmek, yazmak, işaretlemek