O Flashcards
Oaf
aptal, bön
Oafish
Hırbo
Oafishly
hırboca
Oafishness
Hırboluk
Oak
Meşe
OAP, old age pensioner
Yaşlılık nedeniyle işinden ayrılan emekli
oar
Kürek kayık küreği kürek çekmek
Oasis
Vaha
Oath
Yemin söz küfür
oatmeal
Yulaf ezmesi
Oats
Yulaf
Obfuscate
Şaşırtmak örtmek gizlemek
Obituary
Ölüm ilanı
object
Karşı çıkmak itiraz etmek, kabul etmemek reddetmek amaç Hedef nesne obje
Objector
Itiraz eden protestocu
Objectless
Amaçsız hedefsiz
Objection
Itiraz muhalefet
Objectionable
Itiraz edilebilir mahzurlu Hoş olmayan
Objectionableness
Itiraz edilebilirlik
Objectionably
Sakıncalı bir şekilde
Objective
Amaç Hedef tarafsız nesnel yansız
Objectiveness
Tarafsızlık
Objectivity
Tarafsızlık Nesnellik
Obligated
Mecbur zorunlu
Obligation
Zorunluluk mecburiyet ödev senet yükümlülük anlaşma
Oblige
Zorlamak mecbur bırakmak iyilikte bulunmak lütfetmek minnettar bırakmak
Obliger
Iyilik yapan kefil
Obliged
Minnettar zorunlu
Obliging☻
Yardıma hazır yardımsever
Obligingly
Nezaketen
Obligingness
Nezaket
Oblique
Paralel eğri, meyilli
Obliquely
Eğri, Çarpık bir şekilde
Obliqueness
Eğrilik çarpıklık
Obliterate
Izleri yok etmek silmek
Obliteration
Izleri yok etme
Obliterator
Izleri yok eden
Oblivion
Unutma Unutulma dalgınlık
Oblivious
Bihaber unutkan ilgisiz
Obliviously
Habersizce
Obliviousness
Unutkanlık
Oblong
Dikdörtgen, Dikdörtgen şeklinde olan
obloquy
Kötüleme iftira yerme
Obnoxious
Çirkin pis iğrenç
Obnoxiously
Uygunsuz olarak
Obnoxiousness
Uygunsuzluk
Oboe
obua
Oboist
Obua çalan
Obscene
Açık saçık ağıza alınmaz müstehcen
Obscenely
Ahlaksızca
Obscenity
Açık saçıklık müstehcenlik
Obscure
Belirsiz anlaşılması güç çapraşık bulutlu karanlık örtmek karartmak gözden saklamak
Obscurity
Belirsizlik çapraşıklık
Obsequious
Aşırı saygılı yaltakçı dalkavuk Yağcı
Observance
Örf adet tören bir şeye uyuma
Observant
Dikkatli itaatli
Observation
Gözetleme gözlem dikkat, düşünce inceleme
Observatory
Gözlemevi Rasathane
Observe
Gözlemlemek saygı göstermek itaat etmek uymak
Obsolete
Eski modası geçmiş
Obsolescence
Eskime modası geçme
Obsoleteness
Eskimişlik
Obstetrician
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı
Obstinate
Inatçı dik kafalı Müzmin
Obstinacy
Inatçılık
Obstinately
Inatla
obstruct
Yolunu tıkamak engel olmak mani olmak engellemek
Obstructor
Engelleyici
Obstructive
Engel olan
Obstructively
Engel olarak
Obstructiveness
Engelleme
Obstruction
Engel
Obtain
Sağlamak elde etmek edinmek kazanmak varolmak geçerli olmak
Obtainable
Elde edilebilir
Obtainer
Elde eden kimse
Obtrusive
Sıkıntı veren zorla sokulan Sırnaşık çıkıntılı
Obtuse
Geniş açılı salak anlayışsız
Obviate
Engellemek imkansız kalmak
Obviation
Engelleme
Obviator
Engelleyen
Occasion
Durum vaziyet ile uzun fırsat vesile şans
On occasion
Zaman zaman ara sıra
Occasional
Arada sırada olan Fırsat buldukça yapılan
Occasionally
Ara sıra nadiren
Occidental
Batılı, Batı ülkelerine özgü
Occult
Büyülü gizli saklı esrarengiz, supernatural, study of the supernatural
Occupant
Bir yerde oturan kimse sakin
Occupation
Meslek iş Ticaret işgal
Occupational
Meslekle ilgili
Occupationally
Mesleki yönden
Occupy
Koltuğa masaya vesaire oturmak, bir yerde oturmak bulunmak elde etmek işgal etmek ile geçirmek Zihni vesaire meşgul etmek zamanını almak
Occupier
Oturan kullanan işgal eden
Occupied
Meşgul dolu
Occurrence
Olay vaka
Occurrent
Olay hadise vaka
Octagon
Sekizgen
Octagonal
Sekizgen 8 taraflı
Odd
Acayip tuhaf, tek sayı
Oddness
Acayiplik
Odd jobs
Geçici işler
Odd fish
Tuhaf tip, kişi
Odd-looking
Garip görünüşlü
Oddity
Acayiplik, gariplik tuhaf tip antika kimse
Odds
Avantaj olasılık şans ihtimal
Odds and ends
Ufak tefek şeyler döküntüler ıvır zıvır
Ode
Methiye kaside
Odious
Tiksindirici iğrenç
odyssey
Uzun ve maceralı yolculuk
Oestrogen
Östrojen
off
Uzağa dışında ayrı bir yöne ayrılmış kesilmiş bölünmüş kapalı durumda tamamen yok edilmiş azalmış düşmüş izinli uzaktaki iptal bozuk yeterli değil hatalı yanlış deli dengesiz gitme Gidiyor olma izinli uzak durma
Off and on
Ara sıra
off chance
Bir ihtimal
off day
Izin günü
Off duty
Izinli
Off-season
Durgun sezon
Off-shore
Denize açılmış, karadan Esen
Off the beam
Yanlış yolda
Off the cuff
Doğaçlama, hazırlıksız
offal
Artık, sakatat
offbeat
Tuhaf olan dışı sıradışı vurgusuz
off-centre
Çarpık
Offence
offense kelimesinin İngiliz ingilizcesinde ki kullanımı
Offend
Kızdırmak provoke etmek rahatsız etmek suç işlemek
Offensive
Saldırgan
Offender
Suçlu suç işlemiş kimse
Offense
Suç saldırı hücum incinme darılma alınma kızgınlık
To give offense
Birisini kızdırmak
To take offense**
Alınmak hakaret saymak**
Offering
Sonuç teklif
Off hand
Rastgele doğaçlama hazırlıksız düşüncesizce hazırlıksız olarak
Office
Büro ofis memuriyet görev
Office action
Patent başvurusu
Office block
Iş hanı
Office boy
Bir büroda ayak işlerine bakan çocuk
Office holder
Memur görevli
Office hours
Çalışma saatleri
Office requisites
Ofis gereçleri
Office Seeker
Iş arayan kimse
Office staff
Ofis çalışanı personeli
Officer
Idareci yönetici polis Şerif kanun adamı subay
Officer candidate
Subay adayı
Officer on duty
Nöbetçi subay
Official
Yetkili resmi memur
Officialdom
Memuriyet
Officiate
Dinsel veya resmi tören yönetmek hakemlik yapmak
Officious
Her işe burnunu sokan ukala
Officiously
Işgüzarlık ederek
Officiousness
Işgüzarlık
Offing
Açık deniz engin –> to be in the offing: Eli kulağında olmak
Off-key**
Akortsuz ayarsız
off-license
Alkollü içki satma ruhsatı, alkollü içki satan dükkan
Off-peak
En az yoğun olan
Off-putting
Şaşırtıcı korkutucu
Offset
Dengelemek denkleştirmek, baskı (printing technique)
Offshoot
Şube departman
Offshore
Kıyıdan Esen, kıyıdan uzakta
offside
Ofsayt
Offspring
Evlat döl, oğul zürriyet
offstage
Sahne arkasında olan, kulis
Off the Record
Gayrı resmi olarak, yayınlamak şartıyla
Off the wall
Çok acayip alışılmamış
As often as not
Oldukça sık
Every so often
Arada sırada
Ogle
Aşk ya da şehvet dolu bakmak, bakış
Ogre
Iri yarı ve Çirkin kimse çocuk masallarında dev canavar
Ohm
om, elektrik direnç birimi
Oil company
Petrol şirketi
Oil refinery
Petrol Rafinerisi
oil slick
Petrol sızıntısı
Oil well
Petrol Kuyusu
Oilfield
Petrol bölgesi
Oil painting
Yağlı boya
Oil rig
Petrol Kuyusu Platformu sondaj Kulesi
Oily
Yağlı Yağcı yaltakçı
oink
domuz sesi çıkarmak
Ointment
Merhem Pomat
Okra
Bamya
Old age pensioner
Yaşlı emekli kimse
olden
Eski
oldie
Yaşlı ihtiyar eski şey
Old-timer
Yaşlı insan eski tüfek
Old wives’ tale
Kocakarı Masalı hurafe
Old world
Eski dünya Avrupa Asya ve Afrika
Olive paste
Zeytin ezmesi
Black olives
Siyah zeytin
Green olives
Yeşil zeytin
Ombudsman
Halkın kamu yetkililerinden şikayetlerini incelemek üzere görevlendirilmiş kimse
Omen
Kehanet belirti alamet
To take something as a good omen
Gelecek için iyi belirti olmak
ill-omen
Uğursuzluk
Ominous
Uğursuz kötülük
omission
Ihmal atlama dikkate almama, atlama ihmal çıkarma
Omit
Çıkarmak dışarıda bırakmak dahil etmemek, atlamak unutmak
Omnipotent
Her şeye gücü yeten
Omnipotence
Her şeye gücü yetmek her şeyi yapabilme
On
Üzerinde eklenmiş takılmış birisinin üzerinde kıyısında belirtilen gün veya tarihte gösterimde hakkında devamlı olarak bir ilaç kullanma yardımıyla ile süregelmek devam etmek açık sürekli olarak durmadan icra edilen sergilenen, süren devam eden
Once and for all
Son olarak
Once or twice
Bir iki kez
Once and again
Bir iki kez
Once in a blue moon
40 yılda bir
All at once
Birdenbire aniden
At once
Hep birden birdenbire
For once
Bir kerelik Bu defalık
Oncoming
Yaklaşma bir şeyin habercisi olma, yaklaşmakta olan yaklaşan
One liner
Çok kısa şaka komik yorum
One night stand
Bir gecelik temsil bir gecelik ilişki
One-off
Bir kerelik yapılan tek olarak üretilmiş ürün
Onerous
Ağır zahmetli külfetli
One sided
Taraflı taraf tutan tek taraflı eşitsiz
One-sidedly
Tek taraflı
One-sidedness
Tek taraflılık
One time
Eski önceki
One to one
Iki kişi arasında
One track mind
Inatçı ısrarcı tek bir şeyi düşünme
One-upmanship
Üstünlük sağlama becerisi