O Flashcards
1
Q
Oaf
A
aptal, bön
2
Q
Oafish
A
Hırbo
3
Q
Oafishly
A
hırboca
4
Q
Oafishness
A
Hırboluk
5
Q
Oak
A
Meşe
6
Q
OAP, old age pensioner
A
Yaşlılık nedeniyle işinden ayrılan emekli
7
Q
oar
A
Kürek kayık küreği kürek çekmek
8
Q
Oasis
A
Vaha
9
Q
Oath
A
Yemin söz küfür
10
Q
oatmeal
A
Yulaf ezmesi
11
Q
Oats
A
Yulaf
12
Q
Obfuscate
A
Şaşırtmak örtmek gizlemek
13
Q
Obituary
A
Ölüm ilanı
14
Q
object
A
Karşı çıkmak itiraz etmek, kabul etmemek reddetmek amaç Hedef nesne obje
15
Q
Objector
A
Itiraz eden protestocu
16
Q
Objectless
A
Amaçsız hedefsiz
17
Q
Objection
A
Itiraz muhalefet
18
Q
Objectionable
A
Itiraz edilebilir mahzurlu Hoş olmayan
19
Q
Objectionableness
A
Itiraz edilebilirlik
20
Q
Objectionably
A
Sakıncalı bir şekilde
21
Q
Objective
A
Amaç Hedef tarafsız nesnel yansız
22
Q
Objectiveness
A
Tarafsızlık
23
Q
Objectivity
A
Tarafsızlık Nesnellik
24
Q
Obligated
A
Mecbur zorunlu
25
Obligation
Zorunluluk mecburiyet ödev senet yükümlülük anlaşma
26
Oblige
Zorlamak mecbur bırakmak iyilikte bulunmak lütfetmek minnettar bırakmak
27
Obliger
Iyilik yapan kefil
28
Obliged
Minnettar zorunlu
29
Obliging☻
Yardıma hazır yardımsever
30
Obligingly
Nezaketen
31
Obligingness
Nezaket
32
Oblique
Paralel eğri, meyilli
33
Obliquely
Eğri, Çarpık bir şekilde
34
Obliqueness
Eğrilik çarpıklık
35
Obliterate
Izleri yok etmek silmek
36
Obliteration
Izleri yok etme
37
Obliterator
Izleri yok eden
38
Oblivion
Unutma Unutulma dalgınlık
39
Oblivious
Bihaber unutkan ilgisiz
40
Obliviously
Habersizce
41
Obliviousness
Unutkanlık
42
Oblong
Dikdörtgen, Dikdörtgen şeklinde olan
43
obloquy
Kötüleme iftira yerme
44
Obnoxious
Çirkin pis iğrenç
45
Obnoxiously
Uygunsuz olarak
46
Obnoxiousness
Uygunsuzluk
47
Oboe
obua
48
Oboist
Obua çalan
49
Obscene
Açık saçık ağıza alınmaz müstehcen
50
Obscenely
Ahlaksızca
51
Obscenity
Açık saçıklık müstehcenlik
52
Obscure
Belirsiz anlaşılması güç çapraşık bulutlu karanlık örtmek karartmak gözden saklamak
53
Obscurity
Belirsizlik çapraşıklık
54
Obsequious
Aşırı saygılı yaltakçı dalkavuk Yağcı
55
Observance
Örf adet tören bir şeye uyuma
56
Observant
Dikkatli itaatli
57
Observation
Gözetleme gözlem dikkat, düşünce inceleme
58
Observatory
Gözlemevi Rasathane
59
Observe
Gözlemlemek saygı göstermek itaat etmek uymak
60
Obsolete
Eski modası geçmiş
61
Obsolescence
Eskime modası geçme
62
Obsoleteness
Eskimişlik
63
Obstetrician
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı
64
Obstinate
Inatçı dik kafalı Müzmin
65
Obstinacy
Inatçılık
66
Obstinately
Inatla
67
obstruct
Yolunu tıkamak engel olmak mani olmak engellemek
68
Obstructor
Engelleyici
69
Obstructive
Engel olan
70
Obstructively
Engel olarak
71
Obstructiveness
Engelleme
72
Obstruction
Engel
73
Obtain
Sağlamak elde etmek edinmek kazanmak varolmak geçerli olmak
74
Obtainable
Elde edilebilir
75
Obtainer
Elde eden kimse
76
Obtrusive
Sıkıntı veren zorla sokulan Sırnaşık çıkıntılı
77
Obtuse
Geniş açılı salak anlayışsız
78
Obviate
Engellemek imkansız kalmak
79
Obviation
Engelleme
80
Obviator
Engelleyen
81
Occasion
Durum vaziyet ile uzun fırsat vesile şans
82
On occasion
Zaman zaman ara sıra
83
Occasional
Arada sırada olan Fırsat buldukça yapılan
84
Occasionally
Ara sıra nadiren
85
Occidental
Batılı, Batı ülkelerine özgü
86
Occult
Büyülü gizli saklı esrarengiz, supernatural, study of the supernatural
87
Occupant
Bir yerde oturan kimse sakin
88
Occupation
Meslek iş Ticaret işgal
89
Occupational
Meslekle ilgili
90
Occupationally
Mesleki yönden
91
Occupy
Koltuğa masaya vesaire oturmak, bir yerde oturmak bulunmak elde etmek işgal etmek ile geçirmek Zihni vesaire meşgul etmek zamanını almak
92
Occupier
Oturan kullanan işgal eden
93
Occupied
Meşgul dolu
94
Occurrence
Olay vaka
95
Occurrent
Olay hadise vaka
96
Octagon
Sekizgen
97
Octagonal
Sekizgen 8 taraflı
98
Odd
Acayip tuhaf, tek sayı
99
Oddness
Acayiplik
100
Odd jobs
Geçici işler
101
Odd fish
Tuhaf tip, kişi
102
Odd-looking
Garip görünüşlü
103
Oddity
Acayiplik, gariplik tuhaf tip antika kimse
104
Odds
Avantaj olasılık şans ihtimal
105
Odds and ends
Ufak tefek şeyler döküntüler ıvır zıvır
106
Ode
Methiye kaside
107
Odious
Tiksindirici iğrenç
108
odyssey
Uzun ve maceralı yolculuk
109
Oestrogen
Östrojen
110
off
Uzağa dışında ayrı bir yöne ayrılmış kesilmiş bölünmüş kapalı durumda tamamen yok edilmiş azalmış düşmüş izinli uzaktaki iptal bozuk yeterli değil hatalı yanlış deli dengesiz gitme Gidiyor olma izinli uzak durma
111
Off and on
Ara sıra
112
off chance
Bir ihtimal
113
off day
Izin günü
114
Off duty
Izinli
115
Off-season
Durgun sezon
116
Off-shore
Denize açılmış, karadan Esen
117
Off the beam
Yanlış yolda
118
Off the cuff
Doğaçlama, hazırlıksız
119
offal
Artık, sakatat
120
offbeat
Tuhaf olan dışı sıradışı vurgusuz
121
off-centre
Çarpık
122
Offence
offense kelimesinin İngiliz ingilizcesinde ki kullanımı
123
Offend
Kızdırmak provoke etmek rahatsız etmek suç işlemek
124
Offensive
Saldırgan
125
Offender
Suçlu suç işlemiş kimse
126
Offense
Suç saldırı hücum incinme darılma alınma kızgınlık
127
To give offense
Birisini kızdırmak
128
To take offense**
Alınmak hakaret saymak**
129
Offering
Sonuç teklif
130
Off hand
Rastgele doğaçlama hazırlıksız düşüncesizce hazırlıksız olarak
131
Office
Büro ofis memuriyet görev
132
Office action
Patent başvurusu
133
Office block
Iş hanı
134
Office boy
Bir büroda ayak işlerine bakan çocuk
135
Office holder
Memur görevli
136
Office hours
Çalışma saatleri
137
Office requisites
Ofis gereçleri
138
Office Seeker
Iş arayan kimse
139
Office staff
Ofis çalışanı personeli
140
Officer
Idareci yönetici polis Şerif kanun adamı subay
141
Officer candidate
Subay adayı
142
Officer on duty
Nöbetçi subay
143
Official
Yetkili resmi memur
144
Officialdom
Memuriyet
145
Officiate
Dinsel veya resmi tören yönetmek hakemlik yapmak
146
Officious
Her işe burnunu sokan ukala
147
Officiously
Işgüzarlık ederek
148
Officiousness
Işgüzarlık
149
Offing
Açık deniz engin --> to be in the offing: Eli kulağında olmak
150
Off-key**
Akortsuz ayarsız
151
off-license
Alkollü içki satma ruhsatı, alkollü içki satan dükkan
152
Off-peak
En az yoğun olan
153
Off-putting
Şaşırtıcı korkutucu
154
Offset
Dengelemek denkleştirmek, baskı (printing technique)
155
Offshoot
Şube departman
156
Offshore
Kıyıdan Esen, kıyıdan uzakta
157
offside
Ofsayt
158
Offspring
Evlat döl, oğul zürriyet
159
offstage
Sahne arkasında olan, kulis
160
Off the Record
Gayrı resmi olarak, yayınlamak şartıyla
161
Off the wall
Çok acayip alışılmamış
162
As often as not
Oldukça sık
163
Every so often
Arada sırada
164
Ogle
Aşk ya da şehvet dolu bakmak, bakış
165
Ogre
Iri yarı ve Çirkin kimse çocuk masallarında dev canavar
166
Ohm
om, elektrik direnç birimi
167
Oil company
Petrol şirketi
168
Oil refinery
Petrol Rafinerisi
169
oil slick
Petrol sızıntısı
170
Oil well
Petrol Kuyusu
171
Oilfield
Petrol bölgesi
172
Oil painting
Yağlı boya
173
Oil rig
Petrol Kuyusu Platformu sondaj Kulesi
174
Oily
Yağlı Yağcı yaltakçı
175
oink
domuz sesi çıkarmak
176
Ointment
Merhem Pomat
177
Okra
Bamya
178
Old age pensioner
Yaşlı emekli kimse
179
olden
Eski
180
oldie
Yaşlı ihtiyar eski şey
181
Old-timer
Yaşlı insan eski tüfek
182
Old wives' tale
Kocakarı Masalı hurafe
183
Old world
Eski dünya Avrupa Asya ve Afrika
184
Olive paste
Zeytin ezmesi
185
Black olives
Siyah zeytin
186
Green olives
Yeşil zeytin
187
Ombudsman
Halkın kamu yetkililerinden şikayetlerini incelemek üzere görevlendirilmiş kimse
188
Omen
Kehanet belirti alamet
189
To take something as a good omen
Gelecek için iyi belirti olmak
190
ill-omen
Uğursuzluk
191
Ominous
Uğursuz kötülük
192
omission
Ihmal atlama dikkate almama, atlama ihmal çıkarma
193
Omit
Çıkarmak dışarıda bırakmak dahil etmemek, atlamak unutmak
194
Omnipotent
Her şeye gücü yeten
195
Omnipotence
Her şeye gücü yetmek her şeyi yapabilme
196
On
Üzerinde eklenmiş takılmış birisinin üzerinde kıyısında belirtilen gün veya tarihte gösterimde hakkında devamlı olarak bir ilaç kullanma yardımıyla ile süregelmek devam etmek açık sürekli olarak durmadan icra edilen sergilenen, süren devam eden
197
Once and for all
Son olarak
198
Once or twice
Bir iki kez
199
Once and again
Bir iki kez
200
Once in a blue moon
40 yılda bir
201
All at once
Birdenbire aniden
202
At once
Hep birden birdenbire
203
For once
Bir kerelik Bu defalık
204
Oncoming
Yaklaşma bir şeyin habercisi olma, yaklaşmakta olan yaklaşan
205
One liner
Çok kısa şaka komik yorum
206
One night stand
Bir gecelik temsil bir gecelik ilişki
207
One-off
Bir kerelik yapılan tek olarak üretilmiş ürün
208
Onerous
Ağır zahmetli külfetli
209
One sided
Taraflı taraf tutan tek taraflı eşitsiz
210
One-sidedly
Tek taraflı
211
One-sidedness
Tek taraflılık
212
One time
Eski önceki
213
One to one
Iki kişi arasında
214
One track mind
Inatçı ısrarcı tek bir şeyi düşünme
215
One-upmanship
Üstünlük sağlama becerisi