C 1 Flashcards
cab 🚕
taxi, kamyonun ön kabini
cabaret
eğlence yeri
cabbage
lahana
cabbie 🚕
taxi driver
cabin
kamara, küçük bir yere kapamak
cabinet
kabine, bakanlar kurulu
cable car 🚡
teleferik, kablo ile çekilen araba ya da yük
cache
gizleme yeri
cackle
gıdaklar gibi konuşmak ya da gülmek
cacophony
hoş olmayan seslerin karışması
caddie
golf oyuncusunun sopalarını taşıyan kimse
cadence 🎵
ritim, ses uyumu, tempo
cadet
askeri okul öğrencisi, küçük erkek kardeş ya da oğul
cadge 👐
el açmak, to ask for something for free
caesarean
sezaryen
cagey 👀
çok dikkatli, kurnaz, uyanık
cagoule 👘
kapüşonlu mont, pardesü
cahoots 👍👍
işbirliği
cajole
tatlı sözlerle kandırmak, cajolement
caked
kabuk bağlamış
calcium
kireç taşı, kalsiyum
calf 🐂
dana, buzağı, baldır
caliber (calibre)
kalibre, çap, yetenek, önem, kalite
call on / at 🏡
birine uğramak
call out
yüksek sesle / heyecanla söylemek, göreve çağırmak, düelloya davet etmek
call down
hata bulmak, azarlamak
call for
gerektirmek
call forth
neden olmak
call in 📳
tedavülden kaldırmak, yardım istemek, telefon etmek
call up
askere çağırmak, aklına getirmek
call upon
istemek, talep etmek
telephone call centre
çağrı merkezi
call box 📞 📮
telefon kulübesi
call-in 📞
dinleyici ya da seyirci telefonu
callous 😠 👿
zalim –> callously: zalimce
calves 🐮 🐄
danalar, buzağılar, baldırlar
camaraderie
arkadaşlık, samimiyet
camcorder
kamera, görüntü kaydedicisi
cameo
kabarma işlenmiş süs taşı
camp
gösterişli, abartılı, kadınsı,
campaign
mücadele vermek, savaşmak, kampanyaya katılmak
campaigner
seçim kampanyasına katılan aday
campsite
kamp alanı
campus
yerleşke, okul arazisi
canned
kutulanmış, tenekeye konmuş, konserve
candid
dürüst, samimi, açık sözlü, tarafsız
candidacy
adaylık
candlestick
şamdan
candour
dürüstlük, samimiyet
cane
yürüyüş değneği, baston, kamış, bambu
cane (v.)
dövmek, sopalamak
canine
köpeklerle ilgili
canister
teneke kutu
cannabis
kenevir, esrar
cannibal
yamyam
cannon
bombardıman silahi, top
cannon ball
top mermisi
canny
dikkatli, tedbirli, uyanık
canoe
kano, kanoyla gezmek
canon
özel yetkili kilise papazı, kilise kanunu, rules established in a field
can opener
konserve açacağı
canopy
kubbe, örtü, tente, gölgelik
cantankerous
geçimsiz, huysuz, aksi
canteen
kantin
canter
atı hızlı sürmek
canvass
propoganda yapmak, ikna etmek, tartışmak, incelemek, seçim kampanyası
canyon
vadi, kanyon
cap
kasket, başlık, küçük kapak
capping
bir şeyin tepesini kaplamak, sayısını sınırlamak
capacity
iş, kariyer
cape
pelerin, burun (kara parçası)
caper
muziplik
capillary
kılcal damar
capital
ana, başlıca, ölüm cezası gerektiren
to capitalize on
katılımcı olmak, yararlanmak, çıkar sağlamak
capital punishment
idam cezası
capitulate
silahları bırakmak
capricious
kaprisli, değişken, dönek
capsize
alabora olmak, ters dönmek
capsule
kapalı alan, kabin, enclosed space