O 2 Flashcards
One way ticket
Tek yön bilet
One woman
Bir kadınla icra edilen
Ongoing
Devam eden süren
One after another
Birbiri ardına arka arkaya
One and all
Herkes her biri
One and only
Tek bir tek yegane Biricik
One another
Birbirini birbirine
One or two
Birkaç , bir iki
On-line
Sisteme bağlı olarak
Onlooker
Seyirci izleyici
Only just
Az önce, neredeyse hiç
Only that
Ne çare ki
Only child
Tek çocuk
On-off
Açma kapama
On screen
Ekran perde veya sahne ile ilgili orada gösterilen
Onset
Başlangıç, ilk
Onslaught
Şiddetli saldırı
Onus
Sorumluluk görev
Onwards
Ileri ileriye bu yana
ooze
Sızmak sızdırmak sızıntı
Opal
Opal, a transparent and valuable gem stone used in jewellery
Opaque
Saydam olmayan Işık geçirmez
Opaquely
Donukça
Opaqueness
Saydam olmama donukluk
Opener
Açacak açan kimse
Openly
Uluorta açıkça
Openness
Açıklık açık sözlük
Open air
Açık hava
Open day
Herkese açık davet eşya satışı yapılan ev
Open ended
Açık sınırlanmamış değiştirilebilir
Open handed
Eliaçık
Open handedly
Cömertçe
Open handedness
Cömertlik
Open hearted
Açık kalpli içten
Open heart surgery
Açık kalp ameliyatı
Open house
Herkese açık davet
Opening
Başlangıç baş taraf, fırsat iş açılışla ilgili açılış
Open mouthed
Aç gözlü yemeye hazır yaygaracı gürültücü bağıra çağıra konuşan
Open mouthedly
Ağzı açık şaşırmış halde
Open plan
Açık plan ofis düzeni, defining a room without walls
Operate
Işletmek çalıştırmak çalışmak idare etmek kullanmak ameliyat yapmak
Operating room
Ameliyat odası ameliyathane
Operating system
Işletim sistemi
Operating theater
Ameliyat odası ameliyathane
Operation
Etkinlik çalışma işletme ameliyat
Operational
Işlemsel işletme ile ilgili, operasyonel pratik kullanılmaya hazır
operative
Işleyen faal
Operator
Operatör makinist işletmeci yönetici
Opinionated
Fikrinden Dönmeyen inatçı
Opinionatedly
Inatla
Opinionatedness
Inatçılık
Opinion poll
Kamuoyu yoklaması anket
Opium
Afyon
Opportune
Zamanlaması iyi, vakitli, uygun
Opportunist
Fırsatçı menfaatçi kimse –> opportunism: Fırsatçılık fırsatlardan yararlanma
opposition
Itiraz karşıtlık, muhalefet rakip düşman
The opposition
Muhalefet partisi
Oppress
Ezmek baskı uygulamak eziyet etmek, bunaltmak sıkıştırmak
Oppressor
Baskıcı kimse, Zalim
Oppressed
Sıkışmış
Oppression
Baskı zulüm
Oppressive
Baskıcı Zalim
Oppressively
Zalimce
Oppressiveness
Baskıcılık
opt
Seçmek, Karar kılmak yeğlemek
Optic
Göz ya da görme ile ilgili Optik
Optical illusion
Görme duyusu ile ilgili
Optically
Optik
Optician
Gözlükçü
Optimal
Optimal, best, maximum
Optimize
Mümkün olduğunca en iyisini yapmak
Optimum
En iyi, en iyi durum
Optional
Isteğe bağlı
Optionally
Isteğe bağlı olarak
Optometry
Optometri, göz muayenesi
Optometrist
Optometrist
Opulence
Zenginlik refah
Opulent
Zengin varlıklı
Opulently
Bolca
Orangutang
Orangutan
oration
Nutuk söylev özenli konuşma