D 2 Flashcards
Desperation
Umutsuzluk, her şeyi göze almak
Despicable
Adi, değersiz, alçakça, canice
Despicably
adice, alçakça
Despise
Yukarıdan bakmak, değersiz görmek, insan yerine koymamak
Despondent
çaresiz, kederli
Despondently
Çaresizlik, umutsuzluk içerisinde
Despot
Diktatör, Zalim
Destabilize
Yerinden oynatmak, dengesini veya düzenini bozmak
Destine
Tahsis etmek, tayin etmek, ayırmak
Destined
Yönlendirilmiş, alnında yazan
Destitute
Yoksun, muhtaç, Mahrum
Detach
Ayırmak, çözmek, sökmek, sökülmek, çıkmak
Detail
Detaylı bilgi vermek
Detail
Detaylı bilgi vermek
Detain
Durdurmak, engel olmak, gözaltına almak, alıkoymak
Detente
Ülkeler arası ilişkilerde gevşeme, yumuşama
detention
Tutukluluk, hapsetme, izinsizlik
Deter
Caydırmak, yıldırmak
Deterrent
Caydırıcı şey, engelleyici
Determiner
Niteleyici sözcük, belirteç
Detonate
Patlatmak, patlamak
Detonator
Patlayıcı maddeyi ateşleyen şey, fünye, fitil
Detour
Geçici yol, dolambaçlı yol
Detract
Eksiltmek, azaltmak, küçük düşürmek, alçaltmak
Detriment
Zarar, ziyan, hasar
Devalue
Paranın değerini düşürmek, devalüe etmek
Devastate
Harap etmek, tahrip etmek
Devastating
Harap edici, müthiş
Deviant
Sapkın, normal davranışın dışında, sapık
Deviate
Sapmak, ayrılmak
Deviation
Sapma, ayrılma
Device
Marifet, ustalık
Devilish
şeytani ama çekici
Devious
Dolambaçlı, dolaşık aldatıcı
Devise
Icat etmek, tertip etmek
Devoid
Boş, yoksun, Mahrum
Devolve
Devretmek, intikal ettirmek
Devour
Bir solukta okumak, iştahla yutmak, mideye indirmek
Dew
çiy, şebnem
Dexterity
El becerisi, El çabukluğu, Hüner marifet
Diabolical
Şeytanca, şeytani
Diabolical
Şeytanca, şeytani
Diagnosis
Tanı, teşhis
Diagonal
Üçgenin geniş eğik açısı, çapraz –> diagonally: çapraz olarak
Diagram
Şema, resim, şekil, diagram, bir şeyin şeması, telefon dağıtım şeması
Dial
Saat veya bir ölçümü gösteren numaraların olduğu kadran, radyo ve televizyon gibi cihazlarda çalıştırmak veya sesini yükseltmek amacıyla bulunan düğme, telefon numarası çevirmek
Diameter
çap
Diametrically
Çap boyunca, tamamen, tümüyle, zıt olarak
Diarrhea
Ishal
Dice
Zar şeklinde doğramak, kesmek
Dicey
Riskli, şüpheli, şansa kalmış
Dichotomy
Ikiye ayrılmak, çatallanma, iki karşıt gruba bölünme
Dictate
Zorla kabul ettirmek, emir vermek
diction
Kelime seçimi, telaffuz, ifade yöntemi, kelimeleri konuşma ve yazmada tarz
Die away
Gürültü patırtının yavaş yavaş kesilmesi, Azalmak
Die down
Alev - Ateş - yangının azalması, sönmeye yüz tutmak, fırtınanın dinmesi
Die back
ağacın ya da bitkinin yukarıdan köke doğru kuruması
die off
Teker teker ölmek
Die out
Ortadan kalkmak, yok olmak
Diehard
inatçı, tutucu kimse
Dietary
Tüketilen Günlük besin ile ilgili, rejime ait
Differ
Farklı düşünmek, anlaşamamak, farklı olmak, ters düşmek
Differential
ayrımsal, kademeli, gradual, progressive, ayrımcı, discriminatory, farklı olan, değer farkı, türev alma
Differential
ayrımsal, kademeli, gradual, progressive, ayrımcı, discriminatory, farklı olan, değer farkı, türev alma
Diffuse
Yaymak dağılmak neşretmek dökmek
To be diffused
Neşr edilmek
Dignified
Ağırbaşlı, asil
Diligence
Dikkat özen ihtimam sebatlı çalışma
Dim
Loş sönük belli belirsiz müphem karartmak donuklaştırmak bulandırmak
Dime
10 cent
Diminutive
Ufak Mini ufacık küçük ufaltma ifadesi içeren
Dimmer
Elektrik azaltıcı kısıcı
dinghy
Sandal açık bot, kayık
Dinner service
Yemekli davet
Diffident*
Mahçup, çekingen, utangaç
Diffidence
Utangaçlık, çekinme
Diffuse
Yaymak, dağılmak, neşretmek, dökmek
Direct
Idare etmek Tanzim etmek emretmek yönlendirmek amaçlamak göstermek dürüst tam, durmaksızın direkt olarak
Diffusion
Difüzyon, yayınım
dig
Dürtmek, kafa yormak, arkeolojik kazı, iğneli Taş
Disapproval
Onaylamama, Kınama
Digs
Yerleşim birimleri, pansiyon
Digest
Üzerinde düşünmek, kafa yormak, özetlemek, kısaltmak, özet, Hülasa, sindirmek
Discharge
Geminin yük boşaltması, Topla tüfekle ateş etmek, işten çıkarmak, vücuttan cerahat akmak, borç ödemek, ateş etme, ihraç, izin
Disciplinarian
Disiplin yanlısı kişi, sert idareci
Disclaim
Inkar etmek, reddetmek, benimsememek, izin vermemek
Dignify
Şeref vermek, itibar etmek, şereflendirmek
▼Dignitary▼
Mevki sahibi, Kodaman
Dignity
Kıymet, değer, itibar, Şere,f asalet
Digress
Konudan ayrılmak, konu dışına çıkmak
Digression←
Konu Dışı söz, ara söz
♥Dyke, dike♥
Hendek, su yolu, set, bent
Dilapidated
Bakımsızlıktan harap, dökülen, tahrip edilmiş
▬Dilate▬
Genişlemek, genişletmek, Büyümek, büyütmek
Diligent
Çalışkan, gayretle, dikkatli, kapasiteli, verimli
Diligence*
Dikkat, özen, ihtimam, sebatlı çalışma
•dill•
Dereotu
Dilute
Sulandırmak, su katarak inceltmek, hafifletmek
Dim
Loş, sönük, belli belirsiz, müphem, karartmak, donuklaştırmak, bulandırmak
Dimly
Loşça, belirsizce
Dimension
Derinlik ve genişlik gibi boyutlardan her biri, çap, hacım
Diminutive
Ufak, Min,i ufacık, küçük, ufaltma ifadesi içeren*
Dimmer
Elektrik azaltıcı, kısıcı
Din♣
Gürültü, patırtı, şamata
Dine
Ziyafet vermek, yemeğe davet etmek, akşam yemeği yemek
dinghy
Sandal, açık bot, kayık
dingy
Kirli, karanlık, sönük
Dip
Batırmak, batmak, dalmak, ıslatmak, dalma, batma, bir şey batırılacak sıvı
diphtheria
Kuşpalazı, difteri
Dire♦
Dehşetli, korkunç, müthiş
Direct
Idare etmek, Tanzim etmek, emretmek, yönlendirmek ,amaçlamak, göstermek, dürüst, tam, durmaksızın, direkt olarak
Directness
Dürüstlük, doğruluk, açıklık
Directive
Talimat, direktif, yönerge
Directly
Derha,l direkt, doğrudan doğruya, hemen
Director
Müdür, yönetici, direktör, yönetmen
Directory
Rehber, dizin
Direct speech
Dolaysız söz, açık ve net konuşma
Disagreeably
Çirkin biçimde, aksi biçimde
Disallow
Resmi olarak men etmek, inkar etmek, reddetmek, engel olmak
Disapprove
Onaylamamak, tasdik etmemek, uygun görmemek
Disarm
Silahtan arındırmak, zararsız hale getirmek
disarrange
Düzenini bozmak, karıştırmak
Disarray
Düzensizlik, kargaşa, dağınıklık
Disassociate
Ayırmak, ayrıştırmak, birbirinden ayrılmak
Disband
Bir organizasyonu veya idari yapıyı dağıtmak, dağılmak
Discard
Elden çıkarmak, atmak
Discern
Ayırt etmek, farkına varmak, idrak etmek, anlamak
Discerning
Anlayışlı, Zeki
Discernment
Anlayış, seziş
Discharge
Gemi yükü boşaltmak, top veya tüfekle ateş etmek, işten çıkarmak, vücuttan cerahat akmak, ateş etmek, ihraç, izin
Disciplinarian
Disiplin yanlısı kişi, Sert
Disclaim
Inkar etmek, reddetmek, benimsememek, izin vermemek
Disclaimer
Yalanlama, tekzip
Disclose
Alenen beyan etmek, göstermek, keşfetmek
discontinued
Kesme geride bırakmak yarı yolda bırakmak
Discord
Uyumsuzluk fikir ayrılığı ahenksizlik
discourse
Ciddi ve ayrıntılı bir Konuşma veya yazı, söylev Nutuk
discredit
Itibardan düşürmek güvenmemek,
Inanmamak
discreet
Akıllı ihtiyatlı tedbirli ileri görüşlü
disdain
Hafife almak küçümsemek tenezzül etmemek reddetmek–> to disdain to do something: Bir şeyi yapmaya tenezzül etmemek
disembodied
Bedenden ayrılmış, ruh, Ruhani
disentangle
Açmak çözmek çözülmek açılmak dolaşıklığını gidermek
disfavor
Gözden düşmek, hoşlanma mı
disgrace
Ayıp yüz karası Rezalet utanç, gözden düşmek itibardan düşürmek rezil etmek
disgraceful
Rezil utanç verici
disgracefully
Rezilce
disguise
Değiştirmek gizlenmek saklamak, tanınmamak için giyilen elbise veya kıyafet
to put on a dish
Sofra tabak koymak, en sevilen yemek
crooked
Dolandırıcı, sahtekar
dishonor
Yüz karası utanç kaynağı şerefini lekelemek
dishonor
Yüz karası utanç kaynağı şerefini lekelemek
Dish towel
Bulaşık kurulama bezi
Disillusion
Hayal kırıklığına uğratmak bir kimseye düş kırıklığı yaşatmak
Disillusionment
Düş kırıklığı
Disincentive
caydırıcı faktör engel mani
Disjointed
Ek yerinden çıkmış, darmadağın, dağınık
Disk jockey
disjokey
Dislocation
Çıkık, çıkık kemik
Dismay
Perişan etmek dehşete düşürmek, dehşet korku
Dismember
uzuvları bedenden ayırmak, parçalara ayırmak
Dismissal
Işten çıkarma işten çıkarılma, davayı reddetme
Dismissive
hafife alan, dikkate değer bulmayan
sack
Kovmak işten çıkarmak
Dismount
Bisikletten ya da binek hayvanın dan inmek veya indirmek, sökmek
Disordered
düzensiz, akıl hastası
Disorganized
Altüst karmaşık , düzensiz
Disoriented
Bir kimsenin aklını yolunun şaşırtmak, bilincini
şaşırtmak
Disorienting
kafa karıştıran
Disorientation
yönlendirilememe, çözülme, rota dışı hareket, çevreyi tanımama, yönelim bozukluğu
Dispensary
Revir Sağlık Ocağı Dispanser
Dispense
Dağıtmak, ilaç reçetesini hazırlamak
Dispensation
dağıtma Bölge İdare, içinden bir şey aldığınız makine
Disperse
Saçmak yaymak yayılmak dağılmak dağıtmak
Dispirited
Kederli cesareti kırık
Displeased
Canı sıkkın asabi, gücenmiş
Disposed
Istekli eğilimli niyetli
Disposition
eğilim Yaradılış Mizaç tertip
Disproportionate
Orantısız ölçüsüz
Disproportionately
orantısız şekilde
Dispute
Tartışmak münakaşa etmek, karşı koymak reddetmek itiraz etmek, kavga mücadele
Disqualify
Yetkisini elinden almak, ceza olarak oyun oynamaktan men etmek, yetersiz bulmak diskalifiye etmek
Disqualification
Yetkisini Elinden alma diskalifiye etme
Dissent
Aynı fikirde olmamak, muhalif, karşı koyma, ihtilaf Ayrılık
Dissertation*
tez (university)
Dissident
Muhalif, karşı koyan itiraz eden kimse
Dissociate
Ayırmak, daire olarak düşünmek ayrıştırmak ayrışmak birbirinden ayrılmak
dissolution
Sona erme bir anlaşmayı fesh etme, eritme, erime