Gunluk Flashcards
Bunda bir gerceklik payi olmali
Da muss doch was wahres dran sein an der Sache
Yoksa bunu inkar mi edeceksin?
Willst du das etwa abstreiten?
Sen bu islere nasil kalkistin?
Worauf hast du die da eingelassen?
Bu basi cevrelerde anlatisla karsilanmayabilir
Das ist in manche Kreisen unverständis gestoßen
Guzel bir sekilde dile getirdin
“Das hast du schön umschrieben.”
Ve geçmişe bakıldığında, çoğu zaman bir geçim sağlayan kişinin, yani çalışan birinin olduğu da görülür
.”“wenn man das in der Vergangenheit sieht, dann war es meistens auch so, dass es einen Versorger gibt, also einen Menschen, der arbeitet.”
Görev dagilimi
Yani, günümüzde görev dağılımı çoğunlukla eşit bir şekilde yapılıyor. Ya da net bir rol dağılımı yok. Bu ne anlama geliyor?”
“Das heißt, heute ist die Aufgabenverteilung meistens gleichberechtigt. Oder es gibt keine klare Rollenzuweisung. Was bedeutet das?”
Karsi cikmam
Yani, geleneksel bir aileye karşı da söylenecek bir şey yok. Modern bir aileye de karşı çıkılacak bir şey yok.
“Also es ist nichts gegen die traditionelle Familie einzuwenden.
Es ist auch nichts gegen eine moderne Familie einzuwenden.”
Egilimin artmasi
Bu, evde sadece bir kişinin yaşadığı ve bu eğilimin arttığı anlamına geliyor.
Tendenz
Das bedeutet also, dass nur eine Person im Haushalt wohnt und die Tendenz steigt.”
-Ifade
Bir ifade aklımda kaldı.”
Äusserung
-mir ist eine Äußerung im Sinn geblieben”
Yayilmak
Yaymak
-Haritayi masanin uzerine yayiyor
-Haber sehirde hizla yayildi
-Er breitet die Kartes auf dem Tisch aus
-Die Nachricht hat sich schnell in der Stadt ausgebreitet
Adamak/ithaf etmek
-O, hayatını sanata adıyor.”
-Bu kitabı ebeveynlerime ithaf ediyorum
Widmen
Hat gewidmet
-Er widmet sein Leben der Kunst.
-Ich widme dieses Buch meinen Eltern.
Oyuna gelmek
Kanmak
-Bu numaraya kandım
-Birçok insan bu dolandırıcılığa kandı.
-Boyle bir salak oyuna kim aldanir?
Reinfallen
Hat reingefallen
-Ich bin auf den Trick reingefallen.
-Viele Leute sind auf den Betrug reingefallen.
-Wer fällt auf sowas dümmer rein?
Istekli olmak
Arzulu olmak
Türkçesi: “O, yeni görevi üstlenmeye istekli.”
Türkçesi: “Projeyi bitirmeye istekliyim.”
Türkçesi: “Daha fazla sorumluluk almaya istekli.
- Er ist bereit, die neue Aufgabe zu übernehmen.”
2. “Ich bin motiviert, das Projekt zu beenden.” 3. “Sie ist willens, mehr Verantwortung zu übernehmen.”
Tavsiyede bulunmak
Ögüt vermek
Doktor bana daha fazla spor yapmamı tavsiye etti.”
Sana daha sabırlı olmanı tavsiye ediyorum.
Raten zu
Hat geraten
Der Arzt hat mir dazu geraten, mehr Sport zu treiben.
Ich rate dir zu mehr Geduld.”