Stage-2: Intermediate (Part-2) [Work in Progress, by E.A] Flashcards
Slavery (n)
Slave (n)
# Kölelik - Esaret # Köle - Esir
Willingly (adv)
İsteyerek-Seve seve-İçinden gelerek
Considerably- Substantially (adv-adj)
Önemli/Büyük ölçüde [Significantly] (adj-adv)
convenient (adj)
Uygun - Elverişli - Pratik
Coll-1: convenient (for somebody/something)
-> You’ll find these meals quick and convenient to prepare.
-> A bicycle is often more convenient than a car in cities.
Confer (v)
1) Görüşmek - Danışmak [fikir alışverişinde bulunmak bir karar vermemden önce]
Coll-1: confer (with somebody) (on/about something)
-> He wanted to confer with his colleagues before reaching a decision.
-> I’ll need to confer with my lawyers.
2) Vermek - Sunmak [to give someone an award, a degree, or a particular honor or right , {formal}]
- > An honorary degree was conferred on him by Stanford University in 2009.
- —honorary: fahri -onursal
Out of print
# Baskısı tükenmek -- be out of print: bulunmamak
Reduce productivity (v)
Üretkenliği/Verimliliği azaltma
Under difficulties (adv)
Zorluk karşısında
Demonstrate (v)
1) {Prove}: Göstermek - Ortaya koymak - Kanıtlamak
- > The survey clearly demonstrates that tourism can have positive benefits.
Strict (adj)
{Person}: Katı - Disiplinli - Sert - Hoşgörüsüz
{Rule}: Sıkı - Sert - Katı - Ödünsüz
{Behaviour [always behaving in a particular way because of your beliefs]} : Koyu - Katı
-> a strict Muslim
{Exact}: [exactly correct] Tam - harfi harfine - kesinlikle - mutlak
Prevent (v) == Hinder
Önlemek
—Preventable(adj): Önlenebilir
Coll-1: prevent somebody/something (from) doing something
Elaborate (adj) == Large-scale
Ayrıntılı - Özenli - Dikkatle hazırlanmış
Per (pre.)
Başına-Nazaran
-> Only two belts would be installed per seat.
needlessly (adv)
Gereksiz yere-Gereksizce
Boost (v)
[to make something increase, or become better or more successful] Artırmak - Geliştirmek Yükseltmek (yukarı itmek)
-> Getting the job has boosted my confidence.
Decline (v/n)
1) Azalmak ((miktar, önem, kalite, güç vb.)) // azalma-düşüş-gerileme
2) reddetmek
A broad range/variety of ….. (adj)
Geniş bir …. - Geniş bir yelpazede farklı …. - Çok çeşitli ..
-> They have proven to have a broad range of deadly effects. [çok çeşitli ölümcül etkiler]
——-a broad outline/picture of : genel resmi / taslağı
[fazla detaya girmeden genel bir tanımlama]
Restrict (v)
Kısıtlamak - Sınırlamak - Sınırlama getirmek
-> They’ve brought in new laws to restrict the sale of cigarettes.
-> I restrict myself to one cup of coffee a day.
Coll-1: restrict smt to smt
Ruin (v)
[to damage something so badly that it loses all its value, pleasure, etc.; to spoil something]
Mahvetmek - Bozmak - Berbat etmek [Manzara, yemek, gezi yolculuğu etc.]
-> The bad weather ruined our trip.
-> That one mistake ruined his chances of getting the job.
-> My new shoes got ruined in the mud.
Back (v)
# Desteklemek - Arka çıkmak -> He was one of the first officials to back a plan to plant mixed forests along the coasts.
Erupt (v)
Patlamak - Püskürmek [volkan]
Critical (adj)
Kritik - Ciddi - Hassas
Firmly (adv)
& Kararlı bir şekilde - Kesin olarak
Evacuate (v)
Tahliye etmek - Boşaltmak
Evacuation (n)
Undertake (v)
Girişmek - Üstlenmek
[to start work on something that will take a long time or be difficult.]
-> the country has undertaken the world’s largest hydroelectric project in history.
Soil (n)
Toprak
Outweigh (v)
Ağır basmak
far outweigh (v): çok daha ağır basmak / -den daha önemli-büyük olmak
-> Still, the Chinese government argues that the benefits of the dam far outweigh its drawbacks.
-> The benefits of this treatment far outweigh the risks.
furious (adj)
Öfkeli - Kızgın
Presence (n)
Varlık [Mevcudiyet]
-> the sea turtle’s presence was significant.
Opposite=> Absence: yokluk
Tray (n)
Tepsi - Sini
Appealing (adj)
Çekici - Cazip - Albenili [bir yemeği veya başka bir şeyi]
- > This is to make them more appealing to young diners.
- > The idea of living in Paris is very appealing.
- > Brightly colored packaging made the pens especially appealing to children.
Nod (n/v)
Kafa/Baş sallamak - Başıyla onaylamak/selamlamak
go bankrupt (v)
Batmak - İflas etmek
- ——————Bankrupt (n-v-adj)—————–
(n) : İflas etmiş kimse
(adj) : İflas etmiş - Batmış
(v) : Batırmak - İflas ettirmek
Prove (v)
Kanıtlamak - İspatlamak
-> They knew who had stolen the money, but they couldn’t prove it.
Opp: Disprove: çürütmek - aksini kanıtlamak
Ruin (v-n)
(n) : Harabe - Enkaz Syn: Wreck
(v) : Harap etmek - Yıkmak [bir şeyi tüm değerini yok edecek şekilde bozmak.]
Admire (v)
Beğenmek - Hayran olmak
Subsequent (adj)
Subsequently (adv)
Sonraki
Sonradan - daha sonra
Coll-1: Subsequent to: -den sonra / ardından-arkasından
-> There have been further developments subsequent to our meeting.
Renewable (adj)
1) Yenilenebilir (enerji)
2) Uzatılabilir - Yenilenebilir (antlaşma, evrak)
Rapid (adj)
Hızlı - Süratli - Çok çabuk
Rapidity (n): hız
Rapidly (adv): hızlıca
Permanently (adv)
Permanent x Impermanent=Temporary
Kalıcı/Daimi/Temelli/Sürekli olarak
Permanent (adj): Kalıcı . ..