Brainscape's Knowledge GenomeTM

Browse over 1 million classes created by top students, professors, publishers, and experts.


See full index

Deutsch > Gunluk Konusma > Flashcards

Gunluk Konusma Flashcards

1
Q

Ne guzel tesaduf

A

Was für ein Zufall!

So ein Zufall!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Hiic problem degil!!!

A

Das ist (doch) nicht schlimm!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Sizin ismini cokca duydum

A

Ich habe schon viel von dir gehört!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Konu nedir?
Ne hakkinda?

A

Worum gehts?

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Konu nedir?
Ne hakkinda?

A

Worum gehts?

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Amma uzun zamandir gorusmuyoruz

A

Wir haben uns (ja) ewig nicht gesehen!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Haber et vaktin olunca

A

Melde dich einfach, wenn du die zeit hast

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Bu gercek olamaz

Sasirmak soknolmak

A

Das gibt’s (doch) nicht

Das kann nicht sein!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Seni gormek ne guzel

A

Wie schön, dich/Sie zu sehen!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Dert etme kendine

A

Das braucht dir nicht leid zu tun!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Ne kacirdim

A

Habe ich was/etwas verpasst?

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Birseyin sebebini sormak

A

Wie kam es dazu, dass…

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Bana bir iyilik yapar misin?

A

Kannst du mir einen Gefallen tun?

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Bana uymuyir maalsef

A

Das passt mir (leider) nicht so gut.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Yetti arrtik

A

Mir reicht’s (langsam)!

Wenn du viel Stress oder Ärger hast

„Ich muss schon wieder bis spät arbeiten, mir reicht’s langsam!” Mir reicht’s mit deinen Lügen, ich verlasse dich!”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Bana uymaz
Hic benlik degil

A

Das ist nicht (so) mein Ding!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Yok bu saka olmali

A

Soll das ein Scherz/

Witz sein?

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Asiri mutlu olunca

A

Ich raste aus!

Ich flippe aus!

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Bunu hic dusunmemistin

A

Daran habe ich (gar) nicht gedacht!

20
Q

Birseye inanmadigi zaman

Cidden mi?

A

Das ist (doch) nicht dein Ernst, oder?

21
Q

Birdeyi onaylamak anlaminda

A

Von mir aus!

22
Q

Konusmak daah fazla istemediginde

A

Lassen wir das (lieber).

23
Q

Buna kendinde inanmiyorsun amk

A

Das glaubst du doch selbst nicht!

24
Q

Iyi dilek anlaminda

A

Lass es dir gut gehen!

Wenn du jemandem eine gute Zeit wünschst:
„Du fliegst in den Urlaub? Lass es dir gut gehen!” „
Ihr geht in ein Spa? Lasst es euch gut gehen!”

25
Q

“Bedarf” Almanca bir kelime olup “ihtiyaç” veya “gereksinim” anlamına gelir. İşte bu kelimenin kullanıldığı bazı örnekler:

A
  1. Grundbedarf: Temel ihtiyaçlar.
  2. Nahrungsmittelbedarf: Gıda ihtiyacı.
  3. Der Bedarf an Fachkräften steigt. (Uzmanlara olan ihtiyaç artıyor.)
  4. Bedarf decken: İhtiyacı karşılamak.
  5. Energiebedarf: Enerji gereksinimi.

“Bedarf” kelimesi, genellikle bir şeyin ne kadarının gerektiği veya ihtiyaç duyulan miktarı ifade etmek için kullanılır.

26
Q

“Bedürfnis” Almanca bir kelime olup “ihtiyaç” veya “gereksinim” anlamına gelir. İşte bu kelimenin kullanıldığı bazı örnekler:

Bedürfnis” kelimesi, genellikle insanların veya toplumun sahip olduğu duygusal, fiziksel veya sosyal ihtiyaçları ifade etmek için kullanılır.

A
  1. Grundbedürfnis: Temel ihtiyaç.
  2. Menschliche Bedürfnisse: İnsan ihtiyaçları.
  3. Soziale Bedürfnisse: Sosyal ihtiyaçlar.
  4. Bedürfnisse befriedigen: İhtiyaçları karşılamak.
  5. Die Bedürfnisse der Kunden verstehen: Müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak.

“Bedürfnis” kelimesi, genellikle insanların veya toplumun sahip olduğu duygusal, fiziksel veya sosyal ihtiyaçları ifade etmek için kullanılır.

27
Q

Bende bir karkida bulunmaknistiyorum.
Ne yapabilirim?

A

Ich möchte auch gerne meinen Beitrag leisten.

Wass kann ich tun?

28
Q

O bu isin ustadi

A

Er is die kompetenz fur diesen job

29
Q

Dogaya cok merakliyim

A

Ich bin von natur aus neugirig

30
Q

Bu cok planli degil, tesaduf oldu

A

Das war nicht geplantt, sondern zufall

31
Q

Bu konuda hemfikiriz

A

Wir sind uns einig daruber

32
Q

Terfi almak

A

Befördert werden

Dank meines deutschen Vorgesetzten bin ich kürzlich befördert worden.

33
Q

Iflas etmek
Batmak

Rekabetten dolayi cogu firma iflas etti

A

Infolge der großen Konkurrenz sind viele kleine Unternehmen jetzt pleite gegangen.

34
Q

Guvenmek
*Insan sadece kendine guvenebilir

Terketmek ,birakmak
Biryeri yahut bir seyi yada bir kisiyi

Firma projeyi karli bulmadigi icin birakti

A

Sich verlassen auf
*Mann kann sich nur auf sich selbst verlassen

einen ort verlassen
*Er hat seine Familie verlassen und ist eine andere stadt gezogen

etwas verlassen
*Die Firma hat beschlossen, das Projekt zu verlassen, weil es nicht Rentabel war.

Jemanden verlassen
*Nach einer lange Beziehung hat er sie schlisslich verlassen

35
Q

Dogrulamak

Raporun içindeki ifade doğru, doğruyu söylüyorum.

Sonuç tahminin doğru, haklısın.

Verdiği bilgi doğru değil.

A
  1. “Die Aussage in dem Bericht ist korrekt, ich treffe zu.”
  2. “Deine Vermutung über das Ergebnis triff zu, du hast recht.”
  3. “Die Information, die er gegeben hat, trifft nicht zu.”
36
Q

Jeweils

A

Elbette, “jeweils” kelimesinin geçtiği Almanca cümleler:

  1. Wir haben jeweils eine Tasse Kaffee bestellt. (Her birimiz bir fincan kahve sipariş ettik.)
  2. Die beiden Teams haben jeweils ein Tor erzielt. (İki takım da her biri bir gol attı.)
  3. Diese Aufgaben müssen jeweils innerhalb einer Stunde erledigt werden. (Bu görevler her biri bir saat içinde tamamlanmalıdır.)
  4. Die beiden Schüler haben jeweils unterschiedliche Bücher gelesen. (İki öğrenci her biri farklı kitaplar okudular.)
  5. Wir werden jeweils am Montag und Mittwoch trainieren. (Her birimiz Pazartesi ve Çarşamba günleri antrenman yapacağız.)
  6. Die Mahlzeiten sind jeweils im Preis inbegriffen. (Yemekler her biri fiyata dahil.)
  7. Die Gruppenarbeit erfordert, dass jeweils alle Mitglieder ihren Beitrag leisten. (Grup çalışması, her birinin katkı sağlamasını gerektirir.)
  8. Die Veranstaltung findet jeweils in verschiedenen Städten statt. (Etkinlik her biri farklı şehirlerde gerçekleşiyor.)
  9. In diesem Spiel gewinnt jeweils der Spieler mit den meisten Punkten. (Bu oyunda en fazla puanı alan her bir oyuncu kazanır.)
  10. Die Tickets kosten jeweils 10 Euro. (Biletler her biri 10 Euro’ya mal oluyor.)
37
Q

Bu zor zamanlarda birbirimize destek olmamiz lazim

Sie hält immer zu mir

A

Halten zu

In diesen schwierigen zeiten müssen wir zueinander halten

O herzaman benim arkamda durur

38
Q

Bu konuyla ilgili onunuzde hep engeller var

A

“In Bezug auf dieses Thema gibt es immer Hindernisse vor uns.”

39
Q

Proje, çevresel etkileri en aza indirmeyi amaçlamaktadır.)

A

“Abzielen”

Hat abgezielt

Das Projekt zielt darauf ab, die Umweltauswirkungen zu minimieren. (

40
Q

Gecerli kilmak

Gecerli kabul etmek

A

“Lassen gelten” ifadesi, bir durumu kabul etmek, geçerli saymak veya birine izin vermek anlamina gelir. Ayni zamanda bir kuralin veya prensibin geçerli oldugunu
belirtmek için de kullanilabilir.
Örnek cümle: “Ich lasse das Argument gelten.” (Bu argümani kabul ediyorum.)

41
Q

Örtbas etmek
Gizlemeye calismak

A

“Er versuchte, den Fehler zu vertuschen, aber die Wahrheit kam schließlich ans Licht.” (Hatal gizlemeye çalisti, ancak sonunda gerçek ortaya gikti.)

42
Q

Alakali
Yada
Iliskilendirmek a
Atifta bukunmak

A

“Sich beziehen auf”
Sich bezogen auf
kelimesi Almanca’da, bir şeye atıfta bulunmak, ilgili olmak veya ilişkilendirmek anlamına gelir. Örnek kullanımlar:

  1. “Ich beziehe mich auf deine vorherige E-Mail.” (Senin önceki e-postana atıfta bulunuyorum.)
  2. “Die Diskussion bezieht sich auf verschiedene Themen.” (Tartışma çeşitli konulara ilişkilidir.)
  3. “Dieser Bericht bezieht sich auf die aktuellen Markttrends.” (Bu rapor, mevcut piyasa trendleriyle ilgilidir.)

Bu ifade, bir konuya, bilgiye veya olaya referans yapma anlamını taşır.

43
Q

Su ana kadar benim icin hersey guzel hersey yolunda

A

Bei mir ist soweit alles in Ordnung.

44
Q

Bu duvar küflü

A

Die Wand ist verschimmelt

45
Q

Duvar kaplmak

Duvari beyaz duvar kagidiyla kaphyor

A

Sie tapeziert die Wand mit weißer Tapete

46
Q

|Zevkler ve renkler
tartisilmaz

A

•Über Geschmack lässt sich nicht streiten

Deutsch (13 decks)

Brainscape helps you reach your goals faster, through stronger study habits.
© 2024 Bold Learning Solutions. Terms and Conditions