Unit 9 Flashcards
Desteklemek
Güçlendirmek
Bolster
Strengthen, support, reinforce, make stronger, boost, fortify, give a boost to
- Britain is free to adopt policies to bolster its economy.
İngiltere ekonomisini güçlendirecek politikaları benimsemekte serbesttir.
Değer kaybetmek
Kıymetten düşmek
Depreciate
Decrease in value, lose value, decline in price, drop in price, fall in price, cheapen, devalue
- The property depreciated when the city built a sewage plant nearby.
Mülk, şehir yakınlarda bir kanalizasyon tesisi inşa edince değer kaybetmiştir.
Ayrım gözetmeyen
Ayrım yapmayan
Fark gözetmeyen
Indiscriminate
non-selective, unselective, undiscriminatin
- The indiscriminate use of antibiotics by medical practitioners has been the subject of considerable criticism.
Antibiyotiklerin tıp doktorları tarafından ayrım gözetmeksizin kullanılması önemli eleştirilere konu olmuştur.
Meraklı
Sürekli soru soran
Soru sorup duran
Inquisitive
Curious, intrigued, inquiring, questioning, nosy
- I’d have asked more questions, but I didn’t want to seem inquisitive.
Daha fazla soru sormak isterdim ama meraklı görünmek istemedim.
Bulanık
Bulutlu
Puslu
Belirsiz
Müphem
Açık ve net değil
Nebulous
Ambiguous
Vague
Unclear
Equivocal
Obscure
Indistinct
Cloud
Murky
- “A good essay is not nebulous,” the English instructor stated firmly. “It must contain sharp, precise details.”
İngilizce öğretmeni kesin bir dille, “İyi bir kompozisyon belirsiz değildir,” dedi. “Keskin ve net ayrıntılar içermelidir.”
Daha aşağı mevkiye göndermek
Alt seviyeye indirmek
Alt seviye işlerde görevlendirmek
Relegate
Banish
Deport
Demote
Degrade
Downgrade
- In the past when African-American men worked as sailors aboard ships, they were often relegated to jobs as cooks and stewards.
Geçmişte Afro-Amerikan erkekler gemilerde denizci olarak çalıştıklarında, genellikle aşçı ve kamarot gibi işlerde görevlendiriliyorlardı.
Dolu
Dopdolu
Tıkabasa dolu
Replete
Filled
Packed
Crammed
Jammed
Full
- a book replete with delicious details
lezzetli ayrıntılarla dolu bir kitap
Oturarak yapılan
Hareketsiz
Sedenter
Sedentary
Inactive
Sitting
Desk-bound
- Prescribing walking for sedentary individuals has proved to be effective at low cost.
Sedanter bireyler için yürüyüş reçetesi yazmanın düşük maliyetle etkili olduğu ortaya çıkmıştır.
İlke
Prensip
Tenet
Principle
Belief
- The tenets of his religion prohibited him from dancing and going to movies.
Dininin ilkeleri onun dans etmesini ve sinemaya gitmesini yasaklıyordu.
Kısa ve net
Kısa ve öz
Terse
Brief
Concise
Succinct
To the point
Laconic
Pithy
- The book is filled with terse sayings about love and loss.
Kitap aşk ve kayıp hakkında kısa ve özlü sözlerle dolu.