Book 4-2 Flashcards
얻다
얻어 먹다 / 입다 / 쓰다
허락 / 신뢰 / 기쁨 얻다
= 구하다 Her zaman bu anlamda değil
Elde etmek, almak, bulmak
꽤 = 제법 = 비교적
Oldukça, yetecek kadar, hayli, epey
신뢰하다 = 믿다 = 신뢰가 가다
↔
을/를 불신하다
Sığınmak, güvenmek
↔
Şüphe etmek, kuşkulanmak
잘못하면
Yanlışlık yapmak, aldanmak, yanılmak
분석
N을/를 분석하다
N으로/ 로 분석 되다
Analiz, çözümleme
수집
N을/를 수집하다 =모이다
To collect
Toplama, derleme
정리
N을/를 정리하다
정리가 잘 되다
Düzeltme
조사
N을/를 조사하다
N이/가 조사되다
Anket, etüt, araştırma
종합 - 종합하다
Sentez, toplamak, birleştirmek
보고서
보고서를 작성하다
Rapor, bülten
외부기관
Harici ajans
선별하다
Elemek, seçmek
쏟아지다
N을/를 쏟아지다
Dökmek, akmak
헤매다
Dolaşmak, gezmek
부어오르다
Şişmek
깨닫다
Vâkıf olmak, bilmek, öğrenmek
효능
Yarar, fayda, bir şeyden elde edilen iyi sonuç
부작용
Yan etki
증상
Semptom, belirti
어지럼증
Baş dönmesi
무리
무리가 오다
무리가 되다
Kitle, insan topluluğu
일단
First, İlk, bir defa, bir evre, şimdilik
다큐멘터리
Belgesel
유익하다
N에/에게 도움이 되거나 좋다 - N에/에게 유익하다
↔
무익하다
Yararlı, faydalı
↔
Yararsız, faydasız
일석이조 = 꿩 먹고 알 먹고
Bir taşla iki kuş vurmak
편성표
Tv guide, program, eşleştirme
연예오락
Sinema ve eğlence
시사교양
교양
Güncel olaylar Kültür
Kültür, edep, ertem
찾아라 그곳
Orada bul, find the place
기획의도
Planlama niyeti
등장인물
Karakter
제작진
N진: 어떤 일을 하는 사람들의 집단 - 교수진, 의료진, 강사진
Yapım ekibi, film ekibi
시청자소감
İzleyicinin izlenimi
네티즌 = 누리꾼
Netizen
백과사전
Ansiklopedi
선호하다
Beğenmek, istekle karşılamak, istemek
소감
Duygu, düşünce
혹은
Veya, veyahut
치우다
Kaldırmak, düzenlemek, bitirmek, toplamak, temizlemek
이것 없이 살아보기
Living without this
연말연시
연말
연시
Yıl sonu ve Yeni yıl
Yıl sonu
Yeni yıl
그립다
N이/가 그립다
N을/를 그리워하다
그리움 (N)
Özlemek
영상채팅 = 화상채팅 = 페이스 타임 = 페이스톡
Görüntülü sohbet
마주보다
N와/과 마주보다
마주 앉다
마주 오다
Yüz yüze bakmak
Yüzyüze oturmak
Yüzyüze bakarak karşılıklı yürümek
고생 끝에 낙이 온다 = 고진감래
Emeksiz yemek olmaz
Sıkıntının sonunda zahmet gelir
Nisan yağmurları Mayıs çiçeklerini getirir
덕을 보다
부모 덕, 자식 덕, 남편 덕, 부인 덕을 보다
Hayatını (birine) borçlu olmak
검색
검색창
검색창에 “ㅌ” 쳐 보세요
치다
Sorgulamak, aramak
Arama butonu
접속
접속을 하다
접속이 되다 ↔ 안 되다
접속 가능 ↔ 불가능
와이파이가 없어서 인터넷에 접속이 안 된다
Bağlantı, irtibat
게시판
인터넷 게시판에 글을 올리다
Duyuru panosu
사이트
İnternet sitesi
블로그
Blog
인터넷뱅킹
İnternet banking, e-banking
주고받다
Yazışmak, senetleşmek
불우하다
Yardıma muhtaç olmak, endişesiz, dertsiz tasasız
하늘을 날다
Fly in the air (sky), havaya uçmak
영화 속의 주인공이 되다
Bir filmde ana karakter gibi hissetmek
한 폭의 동양화를 보다
Manzara o kadar güzel ki karşısında kendimi bir portreye bakıyor gibi hissediyorum
새가 날아오르다
Kuş gibi uçmak
Kuş gibi sekmek
오래 전부터 알고 지내오다
Birilerini uzun zamandır tanıyor hissinin olması (bu kişi ile yeni tanıştığımızda)
가는 말이 고와야 오는 말이 곱다
Nice words for nice words
Tatlı söz söyle tatlı söz duy
가는 날이 장날이다
That’s bad timing
Kötü zamanlama
Bir iş yapıldığında aksi olma durumu
웟물이 맑아야 아랫물이 맑다
Balık baştan kokar
Yavru kuş yuvada gördüğünü yapar
발 없는 말이 천리 간다
Bad news travels fast
Kötü haber tez yayılır
며칠 굶다
Açlıktan ölmek
Starve for days
친자실을 대하다
Öz evladın yerine koymak
무언가에 쫓기다
Birileri tarafından kovalanmak
Arkasından atlı koşturmak
꼬리가 길면 밟힌다
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Misbehavior eventually catches up with one
An evil deed be discovered
소 잃고 외양간 고친다
İş işten geçtikten sonra önlem almak
Mend the barn after the horse is stolen
아닌 뗀 굴뚝에 연기 날까
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
금강산도 식후경
Aç ayı oynamaz
세 살 (적) 버릇 여든까지 간다
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur
그림의 떡
Boş umut, olmayacak dua
이열치열
Isıyı ısıyla yenmek (sıcak yaz günlerinde sıcak yemek yemek)
이심전심
Telepati, sözsüz anlaşma
부전자전
Armut dibine düşer
Babasının oğlu
Ağaça çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
대기만성
Geç olgunlaşan,
Büyümüş de küçülmüş,
Zaman başarıyı getirir
유비무환
Tedbir tedaviden iyidir
Başını derde sokup kurtulmak için uğraşacağına başını derde sokmamasını bil
다다익선
Fazla mal göz çıkarmaz
훔치다
N을/를 훔치다
Çalmak, çırpmak
종업원
Garson
구속
Gözaltı, tutukluluk
허탈하다
허탈감
Keyifsiz olmak, yıkılmak
Umutsuzluk, dalgınlık
대책
대책을 새우다
Önlem, tedbir
Önlem almak
계기
Şans, fırsat, sebep
대비
Hazırlık
서방 훈련
Batı eğitimi
소문
Dedikodu, söylenti
드러나다
Meydana gelmek
일과
일과가 끝나다
일과를 정하다
일과를 짜다 = 계획을 세우다
Günlük programı
빠뜨리다
물에 빠뜨리다, 바다에 빠뜨리다, 수영장에 빠뜨리다
반지를 빠뜨리다, 시계를 빠뜨리다, 열쇠를 빠뜨리다
빠뜨리다 나오다, 서류를 빠뜨리다, 이름이 빠뜨리다
↔
건지다
Suya düşürmek, düşürmek, unutmak, hızla batırmak, faka bastırmak, tuzağa düşürmek
↔
Kurtarmak, sudan çıkarmak
삼식
1) Sağduyu, ortak akıl, common sense
2)Üç öğün
일어나다
어떤 일이 생기다 = 나다
Uykudan kalkmak, iyileşmek, kalkmak, meydana gelmek
란 (난)
Gazetede reklamın, resmin yerleri
만평
만평을 그리다
만평을 싣다
Hiciv, karikatür
사설
(Gazete) Baş editör yazısı
칼럼
Köşe yazısı
독자 투고
투고하다
Okuyucu gönderimi
Bildirmek, göndermek (dergiye ya da gazeteye görüş yazısı gönderme)
머리기사
Başyazı
인사동정
Birinin selamına sempati duymak, mesela prof ın nerede ne okumuş, hangi makaleleri yazmış gibi yaptığı şeyler
보도기능
Basın işlevi
지도기능
Lider, takip etme
오락기능
Eğlence işlevi
광고기능
Reklam işlevi
사회면
Toplumsal makale yazısı
훑다
Göz gezdirmek
딱딱하다
Hoşgörüsü olmayan, bağışlaması olmayan
원고
Baskıya verilmek üzere hazırlanmış makale, kitap gibi gibi yazının aslı
비평하다
Eleştirmek
굶다
Aç kalmak
객관적
Objektif, nesnel
올바리다
Doğru, dürüst
비중
Yoğunluk, özgül ağırlık
기레기: 기사+ 쓰레기
Gazeteci ve çöp birleşimi olan kelime
중계방송 (하다)
Naklen yayın
결승전
준결승
16 강, 8 강
Son maç, son karşılaşma
Yarı final
16 takım, 8 takım
응원하다
응원단 = 서포터즈
Destek vermek, tezahürat yapmak
Destek verme
부상
부상을 입다 = 당하다
부상자
Yaralanma, yara alma
Yaralı, yaralanmış kimse
출전하다
~에 출전하다
Yarışa katılmak
복
복을 타고나다
복을 빌다
복을 주가 / 받다
복을 오다
N 복
웃으면 복이 와요
Uğur, mutluluk
Kutsanmak, be born under a lucky star
İyi şans dilemek, pray to God for good luck
운
운이 좋다/ 나쁘다
운이 없다
운이 다하다
운이 끼르다
길흉화복
Şans, kader, alın yazısı
Alın yazısı ya da şansın bitmesi, şansını tüketmek
Uğurlu servet
불행
불행하다
불행이 찾아오다/ 닥치다
불행 중 다행이다
Uğursuz, afet
운수
운수가 좋다 / 나쁘다
운수가 대통하다 / 불길하다
Talih
İyi şanslar / Kötü şans
재수
재수가 좋다/ 나쁘다
재수가 있다 / 없다
Şans, uğur, terbiyesiz Genellikle para ile ilgili şans ya da uğur
행운
행운을 빌다
행운이 오다
İyi şans
운명
운명을 타고나다
운명을 맡기다
Kısmet, alın yazısı, kader
Kaderle doğmak
Kaderi bırakmak
복주머니
Şans cüzdanı
복조리
Lucky charm
네잎 클로비
Dört yapraklı yonca
미신
Hurafe
인류
İnsanoğlu, insan
논리
Mantık, doğru düşünme sanatı ve bilimi
실패하다
Başarısızlığa uğramak, başaramamak, kaybetmek
비과학적
과학적↔ 비과학적
Bilim dışı, bilimsel olmayan
뒤떨어지다
↔
앞서가다
Geri kalmak, köhneleşmek (teknolojide, düşüncede, kıyafette)
↔
Önderlik etmek, önden gitmek
과학적
과학적↔ 비과학적
Bilimsel
근거
↔ bul
Veri, ana unsur
신경 쓰다
Hakkında endişelenmek
신
신 앞에 맹세하다
맹세하다
Allah
Yemin etmek
귀신
처녀귀신
총각귀신
귀신같이 잘 안다
귀신처럼 알아맞하다
귀신이 곡할 일이다
귀신한테 홀리다
Hayalet
Evlenmemiş kadın hayaleti
Bekar hayalet
Hayalet gibi bilmek
Hayalet gibi tahmin et
Bu hayaletlerin söyleceği bir şey
Hayalet tarafından ele geçirilmek
악마
악마의 유혹
Şeytan
Şeytanın cazibesi
천사
Melek
마녀
마녀 사냥
마녀를 몰다
Cadı
Cadı avı
Cadı sürmek
금기
Haram, yasak
도깨비
도깨비한테 홀리다
Goblin
Goblin tarafından ele geçirilmek
민간신앙
Genel inanç, halk inancı
국화
Kasımpatı
짝수
홀수
Even number, çift sayı
Odd number, tek sayı
사주
Burç
점치다
Öngörmek, tahmin etmek
더러 = 한테 = 에게
N 더러 + 는/은/ㄴ 다고, 라고 하다 (간접인용)
Bana, ona,…….
재물
재물을 모으다
재물을 잃다
Mal, mülk, emlak
Servetini yükseltmek
Servetini kaybetmek
사업
사업을 하다
사업이 잘 되다
사업이 망하다
사업에 실패하다
사업가
İş, meslek
İş yapmak
İşler iyi gidiyor
İş iflas ediyor
İş hayatında başarısız olmak
İş adamı, iş insanı
설마
걱정스럽게 질문할 때, 믿기 어려울 때, 믿고 싶지 않을 때 쓴다
Acaba
아무러면
아무러면 + 겠니? / 을/ㄹ까?
Bir şekilde, no matter what it is
아무튼 = 어쨌든 = 하여튼
Yine de, ne olursa olsun, anyway
평생
Hayat boyu, ömür
사망
사망하다
죽음
죽다
숨지다
별세하다
Ölüm
Ölmek, vefat etmek
Ölüm, vefat
Ölmek, can vermek
Ölmek, nefesi kesilerek ölmek
Vefat etmek, ölmek
성공
성공 ↔ 실패
Başarı
Başarı ↔ Başarısızlık
승진
Terfi, yükselmek
임신
임신하다
아이를 가지다
Gebelik, hamile
Hamile olmak
Çocuk sahibi olmak
진학
Okulda sınıf atlama, okula girmek
출산
출산하다
아이를 낳다
Doğurma
Doğum yapmak, doğurmak
Doğurmak
출생
출생하다
태어카다
Doğum
Doğmak, dünyaya gelmek
Doğmak, dünyaya gelmek
취업
İşe girme, yeni işe başlama
점
점을 보다
점쟁이
점을 치다
1)Fal 2) Ben, benek 3) Sayı farkı
Fal bakmak
Falcı, kahin
Fal bakma
알아맞하다 (알다+ 맞히다)
Doğru tahmin etmek
인면
Yüz, human face
이민
귀화 ( 국제를 바꾸다)
Göçmenlik
Uyruğunu değiştirme
성장하다
Büyümek, gelişmek
넉넉하다
Yetmek, yeterli olmak, parası be malı çok olan
궁합 (을 보다)
Evlilik uyumu
찝찝하다
Rahatsız, garip his
유아기
유년기
Bebeklik
Çocukluk, çocukluk çağı
청소년기
청년기
장년기
중년기
노년기
Gençlik
Gençlik, delikanlılık
Yetişkinlik
Orta yaş
İhtiyarlık çağı
비관하다
비관적이다 ↔ 낙관적이다
Kötümsemek
Kötümser ↔ İyimser
떨리다
N이/가 떨리다 = 긴장되다 = 심장이 두근거리다
Korkudan titremek, kıpırdanmak, soğuktan titremek
상관
상관이 없다
상관을 하다
내 일에 상관하지 마 = 신경 쓰지 마
Bağlantı, ilişki
İlişkisi olmayan, ilişkisiz, alakasız
Uğraşmak
길몽
길몽 ↔ 흉몽
Hayırlı rüya
한턱내다 = 쏘다
Ismarlamak
선잠
선잠을 자다
선잠이 들다
잠이 들다
Tavşan uykusu, kısa hafif uyku, şekerleme
Kestirmek (uyku)
Uyuyakalmak
Uyuyakalmak
숙면
Çok derin ve kesintisiz uyuma
악몽
Kabus
태몽 = 꿈풀이
Çocuk sahibi olacağına dair görülen rüya
해몽
해몽하다
Rüya tabiri, rüya yorumu
Rüya yorumlamak
흉몽
길몽 ↔ 흉몽
Kötü rüya, hayırsız rüya
꿈이 꾸다
1) 잘 때
2) 히망
꿈이 꾸다
Rüya görmek
Hayalin olması
따다
Koparmak, daldan koparmak
용
Ejderha
의식
↔
무의식
Bilinç, şuur
↔
Bilinçsiz, şuursuzluk
꼭대기
Tepe, zirve
오줌을 누다
İşemek
창피하다 = 부끄럽다
Utanç verici, ayıp, yüzkarası
비단치마
İpek etek
펴다 (N을/ 를 펴다)
치마를 펴다
Yaymak, döşemek, açmak
Eteği yaymak