hsk6 01月22日 Flashcards
堵塞 (dǔsè) Tıkanıklık, tıkanmak
交通堵塞让我们迟到了。
Trafik sıkışıklığı bizi geciktirdi.
管道堵塞了,需要清理。
Boru tıkandı, temizlenmesi gerekiyor.
折磨 (zhémó) İşkence etmek, eziyet etmek
长时间的病痛折磨了他。
Uzun süreli hastalık ona eziyet etti.
他觉得考试的准备过程非常折磨人。
Sınava hazırlanma sürecinin çok eziyet verici olduğunu düşünüyor.
滞留 (zhìliú) Takılmak, mahsur kalmak
由于天气原因,许多乘客滞留在机场。
Hava durumu nedeniyle birçok yolcu havaalanında mahsur kaldı.
外国游客滞留在边境。
Yabancı turistler sınırda takılı kaldı.
翼 (yì) Kanat
鸟展开翅膀飞翔在天空中。
Kuş kanatlarını açarak gökyüzünde uçtu.
飞机的翼被风雪覆盖了。
Uçağın kanatları karla kaplandı.
担保 (dānbǎo) Kefil olmak, garanti etmek
我可以为他担保,他一定会完成工作。
Ona kefil olabilirim, işi kesinlikle tamamlayacak.
银行要求贷款人提供担保。
Banka, borçlu kişinin bir kefil göstermesini istiyor.
大体 (dàtǐ) Genel olarak, büyük ölçüde
大体来说,我们的计划已经完成。
Genel olarak, planımız tamamlandı.
这座城市的大体布局已经定下来了。
Bu şehrin genel planlaması zaten yapılmış durumda.
勾画 (gōuhuà) Çizmek, tasvir etmek
他在纸上勾画了一张房子的草图。
O, kağıda bir evin taslağını çizdi.
她勾画出了未来城市的蓝图。
O, gelecekteki şehrin planını tasvir etti.
轮廓 (lúnkuò) Siluet, hat
远处山脉的轮廓在夕阳下显得很美。
Uzaklardaki dağların silueti, gün batımında çok güzel görünüyordu.
他的面容轮廓非常清晰。
Onun yüz hatları çok belirgindi.
指责 (zhǐzé) Suçlamak, eleştirmek
他被指责没有尽到责任。
O, sorumluluğunu yerine getirmediği için suçlandı.
他们指责政府没有采取有效措施。
Hükümeti etkili önlemler almadığı için eleştirdiler.
融化 (rónghuà) Erimek
太阳出来了,雪开始融化。
Güneş doğdu, kar erimeye başladı.
他的心在她的温柔面前融化了。
Onun kalbi, onun nazikliği karşısında eridi.
石油 (shíyóu) Petrol
这个国家的经济依赖于石油出口。
Bu ülkenin ekonomisi, petrol ihracatına bağlıdır.
他们发现了丰富的石油资源。
Onlar bol miktarda petrol kaynağı keşfettiler.
事故 (shìgù) Kaza
那次交通事故造成了许多伤亡。
O trafik kazası birçok ölüme ve yaralanmaya yol açtı.
他因事故住院了。
O, kaza nedeniyle hastaneye yatmak zorunda kaldı.
割 (gē) Kesmek
他用刀割开了包装。
O, bıçağıyla paketi kesti.
割草是一个艰苦的工作。
Çim biçmek zor bir iştir.
优胜劣汰 (yōushèng liètā) Güçlüler hayatta kalır, zayıflar elenir (Doğal seleksiyon)
在竞争激烈的市场中,优胜劣汰的规律无处不在。
Rekabetin yoğun olduğu pazarda, güçlülerin hayatta kalıp zayıfların elendiği kural her yerde var.
优胜劣汰是自然界的法则。
Doğadaki doğal seleksiyon kuralıdır.
皆 (jiē) Hepsi, tamamı
他们大家都同意这个决定。
Hepsi bu kararı kabul etti.
这个问题我们大家都需要关注。
Hepimizin bu konuya dikkat etmesi gerekiyor.
出路 (chūlù) Çıkış yolu
我们需要找到这个问题的出路。
Bu sorunun bir çıkış yolunu bulmamız gerekiyor.
他们为困境找到了出路。
Onlar zor durumdan bir çıkış yolu buldular.
明智 (míngzhì) Akıllıca, mantıklı
在这种情况下,做出明智的选择非常重要。
Bu durumda akıllıca bir seçim yapmak çok önemlidir.
明智的人总是考虑到所有的可能性。
Akıllı insanlar her zaman tüm olasılıkları göz önünde bulundurur.
规范 (guīfàn) Standart, norm
所有员工必须遵守公司的规范。
Tüm çalışanlar şirketin standartlarına uymalıdır.
我们制定了新的工作规范。
Yeni iş standartlarını belirledik.
谋求 (móuqiú) Aramak, çabalamak
他一直在谋求更好的工作机会。
O, her zaman daha iyi iş fırsatları arayışında.
政府正在谋求提高经济增长。
Hükümet, ekonomik büyümeyi artırmaya çalışıyor.
干预 (gānyù) Müdahale etmek
他们请求政府干预解决这个问题。
Onlar, hükümetten bu sorunu çözmek için müdahale etmelerini istediler.
我们不应该干预他们的私事。
Onların özel işlerine müdahale etmemeliyiz.