hsk6 01月22日 Flashcards

1
Q

堵塞 (dǔsè) Tıkanıklık, tıkanmak

A

交通堵塞让我们迟到了。
Trafik sıkışıklığı bizi geciktirdi.

管道堵塞了,需要清理。
Boru tıkandı, temizlenmesi gerekiyor.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

折磨 (zhémó) İşkence etmek, eziyet etmek

A

长时间的病痛折磨了他。
Uzun süreli hastalık ona eziyet etti.

他觉得考试的准备过程非常折磨人。
Sınava hazırlanma sürecinin çok eziyet verici olduğunu düşünüyor.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

滞留 (zhìliú) Takılmak, mahsur kalmak

A

由于天气原因,许多乘客滞留在机场。
Hava durumu nedeniyle birçok yolcu havaalanında mahsur kaldı.

外国游客滞留在边境。
Yabancı turistler sınırda takılı kaldı.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

翼 (yì) Kanat

A

鸟展开翅膀飞翔在天空中。
Kuş kanatlarını açarak gökyüzünde uçtu.

飞机的翼被风雪覆盖了。
Uçağın kanatları karla kaplandı.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

担保 (dānbǎo) Kefil olmak, garanti etmek

A

我可以为他担保,他一定会完成工作。
Ona kefil olabilirim, işi kesinlikle tamamlayacak.

银行要求贷款人提供担保。
Banka, borçlu kişinin bir kefil göstermesini istiyor.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

大体 (dàtǐ) Genel olarak, büyük ölçüde

A

大体来说,我们的计划已经完成。
Genel olarak, planımız tamamlandı.

这座城市的大体布局已经定下来了。
Bu şehrin genel planlaması zaten yapılmış durumda.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

勾画 (gōuhuà) Çizmek, tasvir etmek

A

他在纸上勾画了一张房子的草图。
O, kağıda bir evin taslağını çizdi.

她勾画出了未来城市的蓝图。
O, gelecekteki şehrin planını tasvir etti.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

轮廓 (lúnkuò) Siluet, hat

A

远处山脉的轮廓在夕阳下显得很美。
Uzaklardaki dağların silueti, gün batımında çok güzel görünüyordu.

他的面容轮廓非常清晰。
Onun yüz hatları çok belirgindi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

指责 (zhǐzé) Suçlamak, eleştirmek

A

他被指责没有尽到责任。
O, sorumluluğunu yerine getirmediği için suçlandı.

他们指责政府没有采取有效措施。
Hükümeti etkili önlemler almadığı için eleştirdiler.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

融化 (rónghuà) Erimek

A

太阳出来了,雪开始融化。
Güneş doğdu, kar erimeye başladı.

他的心在她的温柔面前融化了。
Onun kalbi, onun nazikliği karşısında eridi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

石油 (shíyóu) Petrol

A

这个国家的经济依赖于石油出口。
Bu ülkenin ekonomisi, petrol ihracatına bağlıdır.

他们发现了丰富的石油资源。
Onlar bol miktarda petrol kaynağı keşfettiler.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

事故 (shìgù) Kaza

A

那次交通事故造成了许多伤亡。
O trafik kazası birçok ölüme ve yaralanmaya yol açtı.

他因事故住院了。
O, kaza nedeniyle hastaneye yatmak zorunda kaldı.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

割 (gē) Kesmek

A

他用刀割开了包装。
O, bıçağıyla paketi kesti.

割草是一个艰苦的工作。
Çim biçmek zor bir iştir.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

优胜劣汰 (yōushèng liètā) Güçlüler hayatta kalır, zayıflar elenir (Doğal seleksiyon)

A

在竞争激烈的市场中,优胜劣汰的规律无处不在。
Rekabetin yoğun olduğu pazarda, güçlülerin hayatta kalıp zayıfların elendiği kural her yerde var.

优胜劣汰是自然界的法则。
Doğadaki doğal seleksiyon kuralıdır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

皆 (jiē) Hepsi, tamamı

A

他们大家都同意这个决定。
Hepsi bu kararı kabul etti.

这个问题我们大家都需要关注。
Hepimizin bu konuya dikkat etmesi gerekiyor.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

出路 (chūlù) Çıkış yolu

A

我们需要找到这个问题的出路。
Bu sorunun bir çıkış yolunu bulmamız gerekiyor.

他们为困境找到了出路。
Onlar zor durumdan bir çıkış yolu buldular.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

明智 (míngzhì) Akıllıca, mantıklı

A

在这种情况下,做出明智的选择非常重要。
Bu durumda akıllıca bir seçim yapmak çok önemlidir.

明智的人总是考虑到所有的可能性。
Akıllı insanlar her zaman tüm olasılıkları göz önünde bulundurur.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

规范 (guīfàn) Standart, norm

A

所有员工必须遵守公司的规范。
Tüm çalışanlar şirketin standartlarına uymalıdır.

我们制定了新的工作规范。
Yeni iş standartlarını belirledik.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

谋求 (móuqiú) Aramak, çabalamak

A

他一直在谋求更好的工作机会。
O, her zaman daha iyi iş fırsatları arayışında.

政府正在谋求提高经济增长。
Hükümet, ekonomik büyümeyi artırmaya çalışıyor.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

干预 (gānyù) Müdahale etmek

A

他们请求政府干预解决这个问题。
Onlar, hükümetten bu sorunu çözmek için müdahale etmelerini istediler.

我们不应该干预他们的私事。
Onların özel işlerine müdahale etmemeliyiz.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

平坦 (píngtǎn) Düz, engebesiz

A

这条路非常平坦,开车很方便。
Bu yol çok düz, araba sürmek çok kolay.

他的生活变得平坦无波澜。
Onun hayatı düz ve sakin hale geldi.

20
Q

奔驰 (bēnchí) Koşmak, hızla ilerlemek

A

她在草地上奔驰得非常快。
O, çimenlik alanda çok hızlı koştu.

他梦想着像奔驰的马一样自由。
O, koşan bir at gibi özgür olmayı hayal ediyordu.

21
Q

试图 (shìtú) Çabalamak, teşebbüs etmek

A

他试图解决问题,但没有成功。
O, sorunu çözmeye çalıştı ama başarılı olamadı.

我试图帮助他,但他拒绝了。
Ona yardımcı olmaya çalıştım ama o reddetti.

22
Q

引导 (yǐndǎo) Yönlendirmek, rehberlik etmek

A

老师引导学生们积极思考问题。
Öğretmen, öğrencileri aktif bir şekilde düşünmeye yönlendiriyor.

我们需要一个能引导团队前进的领导。
Takımı ileriye götürebilecek bir lidere ihtiyacımız var.

23
Q

串 (chuàn) Dizi, bağlamak

A

他手里拿着一串钥匙。
Elinde bir anahtar dizisi vardı.

这是一串珍珠项链。
Bu bir inci kolye dizisidir.

24
Q

珍珠 (zhēnzhū) İnci

A

这颗珍珠非常圆滑,价值很高。
Bu inci çok düzgün ve oldukça değerli.

她戴了一条珍珠项链,看起来很优雅。
O, bir inci kolye takmıştı ve çok zarif görünüyordu.

25
Q

抵达 (dǐdá) Varmak, ulaşmak

A

我们终于抵达了目的地。
Sonunda varış noktasına ulaştık.

火车将在下午三点抵达上海。
Tren, öğleden sonra saat üçte Şanghay’a varacak.

26
Q

效益 (xiàoyì) Verimlilik, fayda

A

这项投资带来了很高的经济效益。
Bu yatırım yüksek ekonomik fayda sağladı.

提高工作效率能显著增加效益。
İş verimliliğini artırmak, faydayı belirgin şekilde yükseltebilir.

27
Q

终点 (zhōngdiǎn) Bitiş noktası, varış noktası

A

马拉松比赛的终点设在市中心。
Maraton yarışının bitiş noktası şehir merkezinde kuruldu.

我们的目标就是到达这个终点。
Hedefimiz bu varış noktasına ulaşmak.

28
Q

配备 (pèibèi) Donatmak, tahsis etmek

A

这辆车配备了最先进的导航系统。
Bu araç en gelişmiş navigasyon sistemiyle donatılmıştır.

公司为员工配备了必要的工作设备。
Şirket, çalışanlara gerekli iş ekipmanlarını sağladı.

29
Q

停泊 (tíngbó) Demirlemek, yanaşmak

A

渔船停泊在港口里。
Balıkçı teknesi limana demirledi.

大船已经停泊在岸边。
Büyük gemi kıyıya yanaştı.

30
Q

力求 (lìqiú) Çabalamak, gayret göstermek

A

他力求在工作中做到最好。
O, işinde en iyisini yapmak için çabalıyor.

我们力求每个客户都满意。
Her müşterinin memnuniyetini sağlamak için çabalıyoruz.

31
Q

丙 (bǐng) Üçüncü, üçüncü sıradaki, C

A

这个药品属于丙类管理。
Bu ilaç C sınıfı yönetmelik kapsamındadır.

32
Q

融合 (rónghé) Birleşmek, kaynaşmak

A

这部电影融合了多种文化元素。
Bu film birçok kültürel unsuru bir araya getirdi.

不同的音乐风格在这首歌中完美融合。
Farklı müzik tarzları bu şarkıda mükemmel bir şekilde kaynaştı.

33
Q

引擎 (yǐnqíng) Motor, motor gücü

A

这辆车的引擎非常强大。
Bu arabanın motoru oldukça güçlü.

飞机的引擎出现了故障。
Uçağın motorunda bir arıza oluştu.

34
Q

行列 (hángliè) Sıra, dizi, grup

A

他终于加入了公司的管理行列。
Nihayet şirketin yönetim grubuna katıldı.

我们也要努力进入一流大学的行列。
Biz de birinci sınıf üniversiteler arasına girmeye çalışmalıyız.

35
Q

潮流 (cháoliú) Akım, trend

A

这种设计已经成为当下的潮流。
Bu tasarım günümüzün trendi haline geldi.

年轻人喜欢追逐潮流。
Gençler, trendlerin peşinden gitmeyi seviyor.

36
Q

助理 (zhùlǐ) Asistan

A

他是经理的私人助理。
O, müdürün kişisel asistanıdır.

我需要一个助理帮我安排会议。
Toplantıyı düzenlememde bana yardımcı olacak bir asistana ihtiyacım var.

37
Q

锦上添花 (jǐn shàng tiān huā) Güzel olan bir şeyi daha da güzelleştirmek (daha iyisini katmak)

A

你的帮助对我来说真是锦上添花。
Senin yardımın benim için tam anlamıyla tatlıya tat katmak oldu.

他的出色表现为团队的胜利锦上添花。
Onun mükemmel performansı takımın zaferine ayrı bir güzellik kattı.

38
Q

保障 (bǎozhàng) Güvence altına almak, teminat

A

我们需要采取措施保障员工的安全。
Çalışanların güvenliğini sağlamak için önlemler almalıyız.

健康保险是对我们生活的一种保障。
Sağlık sigortası hayatımız için bir güvence niteliğindedir.

39
Q

丁 (dīng) Dördüncü, D harfi (alfabetik sıralamada), küçük demir çivi

A

他是这个家族的第四代丁姓成员。
O, bu ailenin dördüncü kuşaktan bir Ding soyadı taşıyan üyesidir.

钉子(小丁)被钉在了木板上。
Küçük bir çivi tahta üzerine çakıldı.

40
Q

柴油 (cháiyóu) Dizel, mazot

A

我们的拖拉机使用柴油作为燃料。
Traktörümüz yakıt olarak dizel kullanıyor.

由于柴油价格上涨,运输成本增加了。
Dizel fiyatlarının artması nedeniyle nakliye maliyetleri yükseldi.

40
Q

遏制 (èzhì) Durdurmak, engellemek, kontrol altına almak

A

政府采取了措施来遏制通货膨胀。
Hükümet enflasyonu kontrol altına almak için önlemler aldı.

我们必须共同努力遏制污染的蔓延。
Kirliliğin yayılmasını engellemek için birlikte çaba göstermeliyiz.

41
Q

比重 (bǐzhòng) Oran, yoğunluk, özgül ağırlık

A

教育经费在国家预算中的比重很高。
Eğitim bütçesi ülke bütçesinde büyük bir orana sahiptir.

这个产品在市场上的销售比重逐渐增加。
Bu ürünün piyasadaki satış oranı giderek artıyor.

42
Q

昂贵 (ángguì) Pahalı, yüksek maliyetli

A

她买了一件昂贵的礼服参加晚会。
O, baloya katılmak için pahalı bir elbise aldı.

进口商品通常比较昂贵。
İthal ürünler genellikle daha pahalıdır.

42
Q

阻碍 (zǔ’ài) Engellemek, mani olmak

A

坏天气阻碍了我们按时完成工程。
Kötü hava koşulları projemizi zamanında tamamlamamızı engelledi.

语言障碍可能会阻碍文化交流。
Dil engeli, kültürel iletişimi engelleyebilir.

43
Q

排除 (páichú) Ortadan kaldırmak, dışlamak

A

我们需要排除所有可能的故障。
Tüm olası arızaları ortadan kaldırmamız gerekiyor.

公司正在努力排除安全隐患。
Şirket güvenlik risklerini ortadan kaldırmak için çaba gösteriyor.

44
Q

确保 (quèbǎo) Garanti altına almak, sağlamak

A

我们必须确保每位乘客的安全。
Tüm yolcuların güvenliğini sağlamak zorundayız.

请确保所有文件都已提交。
Lütfen tüm belgelerin teslim edildiğinden emin olun.

45
Q

排放 (páifàng) Salmak, yaymak, boşaltmak

A

工厂需要减少废气排放。
Fabrika zararlı gaz salınımını azaltmalıdır.

这辆汽车的排放量符合环保标准。
Bu aracın emisyon miktarı çevre standartlarına uygundur.

46
Q

代价 (dàijià) Bedel, maliyet

A

我们为成功付出了很大的代价。
Başarı için büyük bir bedel ödedik.

破坏环境的代价是不可估量的。
Çevreyi tahrip etmenin bedeli ölçülemezdir.

47
Q

伴侣 (bànlǚ) Partner, eş, hayat arkadaşı

A

他是我一生的伴侣,我们一起经历了许多事情。
O, hayatımın eşidir; birlikte birçok şey yaşadık.

寻找一个理想的伴侣并不容易。
İdeal bir hayat arkadaşı bulmak kolay değil.

48
Q

支柱 (zhīzhù) Destek, dayanak, temel unsur

A

家庭是社会的支柱。
Aile, toplumun temel direğidir.

科技是国家经济发展的重要支柱。
Bilim ve teknoloji, ülkenin ekonomik gelişiminin önemli bir dayanağıdır.