C1-3 Flashcards
Part 3
preside
başkanlık yapmak [f.] – başkanlık etmek [f.] – yönetmek [f.]
presidency
başkanlık [i.] – rektörlük [i.] – reislik [i.]
presidential
başkanlık [s.] – başkanlıkla ilgili – başkanlıkla ilgili
prestigious
saygın [s.] – tanınmış [s.] – prestijli [s.]
presumably
galiba [zf.] – muhtemelen [zf.] – tahminen [zf.]
presume
farzetmek [f.] – yeltenmek [f.] – farz etmek [f.]
prevail
galebe çalmak [f.] – üstün gelmek [f.] – yenmek [f.]
prevalence
yaygınlık [i.] – hakim olma [i.] – hüküm sürme [i.]
prevention
menetme [i.] – önlem [i.] – engelleme [i.]
prey
soymak [f.] – avlamak [f.] – yağmaya gitmek [f.]
principal
okul müdürü [i.] – başlıca [s.] – asıl [s.]
privatization
özelleştirme [i.] – özelleştirme – özelleştirme
privilege
imtiyaz [i.] – ayrıcalık [i.] – muaf tutmak [f.]
probe
soru sorarak sondaj yapmak [f.] – sondaj yapmak [f.] – irdelemek [f.]
problematic
problematik [s.] – tartışmalı [s.] – şüpheli [s.]
proceeding
konferans [i.] – gidiş [i.] – dava muamelesi [i.]
proceeds
verim [i.] – kazanç [i.] – getiri [i.]
processing
proses [i.] – işleme tabi tutma [i.] – işlenme [i.]
processor
işlemci [i.] – işleyici [i.] – tamamlayıcı [i.]
proclaim
açığa vurmak [f.] – duyurmak [f.] – bildirmek [f.]
productive
üretken [s.] – verimli [s.] – kazançlı [s.]
productivity
verimlilik [i.] – kar getirme yüzdesi [i.] – performans [i.]
profitable
kazançlı [s.] – karlı [s.] – rantabl [s.]
profound
engin [s.] – çok derin [s.] – derya [s.]
projection
projeksiyon [i.] – izdüşüm [i.] – çıkma [i.]
prominent
öne çıkan [s.] – çıkıntılı [s.] – önde gelen [s.]
pronounced
aşikar [s.] – belli [s.] – belirgin [s.]
propaganda
propaganda [i.] – yaymaca [i.] – propaganda
proposition
teklif etmek [f.] – uygunsuz teklifte bulunmak [f.] – cümle [i.]
prosecute
takip etmek [f.] – dava açmak [f.] – devam etmek [f.]
prosecution
devam [i.] – kovuşturma [i.] – adli takibat [i.]
prosecutor
savcı [i.] – davacı [i.] – davacı
prospective
prospektif [s.] – ileriye yönelik [s.] – umulan [s.]
prosperity
refah [i.] – ongunluk [i.] – feyiz [i.]
protective
koruyucu [s.] – sahip çıkan [s.] – koruma [s.]
protocol
protokol [i.] – protokol yapmak [f.] – resmi nezaket kuralları [i.]
province
vilayet [i.] – il [i.] – bir ülkenin başlıca idari bölümlerinden her biri [i.]
provincial
dini idarenin yöneticisi [i.] – il [i.] – taşralı kimse [i.]
provision
karşılık [i.] – tedarik [i.] – koşul [i.]
provoke
kışkırtmak [f.] – neden olmak [f.] – ayaklandırmak [f.]
psychiatric
psikiyatrik – pskiyatrik –
pulse
nabız [i.] – gürül gürül akmak (su) [f.] – çarpmak [f.]
pump
pompa [i.] – pompayla basmak [f.] – ağız aramak [f.]
punch
yumruklamak [f.] – yumruk [i.] – zımba [i.]
query
sorgulamak [f.] – sorgu [i.] – sormak [f.]
quest
aramak [f.] – araştırmak [f.] – av izini aramak [f.]
quota
pay [i.] – kontenjan [i.] – kota [i.]
radar
radar [i.] – taşıt gibi nesnelerin varlığını ve mesafesini saptama sistemi [i.] – radar
radical
radikal [i.] – kökten [s.] – köklü [s.]
rage
kudurmak [f.] – hiddetlenmek [f.] – (sinirden) köpürmek [f.]
raid
baskın yapmak [f.] – akın [i.] – baskın [i.]
rally
toplanmak [f.] – toplama [i.] – toplanma [i.]
ranking
tasnif [i.] – başarı sırası [i.] – sıralama [i.]
ratio
oran [i.] – orantı [i.] – oran [i.]
rational
rasyonel [s.] – akıl sahibi [s.] – makul [s.]
ray
ışın [i.] – ışın tedavisi yapmak [f.] – ışımak [f.]
readily
kolaylıkla [zf.] – rahatlıkla [zf.] – hemen anında [zf.]
realization
kavrama [i.] – gerçekleştirme [i.] – gerçeklik kazanma [i.]
realm
krallık [i.] – alem [i.] – memleket [i.]
rear
art [i.] – arka [i.] – geri [i.]
reasoning
muhakeme [i.] – mantıklı düşünme [i.] – düşünce [i.]
reassure
yeniden güven vermek [f.] – tekrar sigortalamak [f.] – güvence vermek [f.]
rebel
ayaklanmak [f.] – başkaldırmak [f.] – isyancı [i.]
rebellion
başkaldırı [i.] – isyan [i.] – ayaklanma [i.]
recipient
alıcı [i.] – alan kimse [i.] – alan [i.]
reconstruction
yeniden yapılanma [i.] – yeniden kurma [i.] – kalkınma [i.]
recount
yeniden saymak [f.] – nakletmek [f.] – anlatmak [f.]
referendum
halk oylaması [i.] – halkoyu [i.] – tüm danış [i.]
reflection
yansıma [i.] – derinlemesine düşünme [i.] – hayal [i.]
reform
reform yapmak [f.] – yeniden düzenlemek [f.] – düzelmek [f.]
refuge
refüj [i.] – sığınak [i.] – iltica [i.]
refusal
geri çevirme [i.] – reddetme [i.] – ret [i.]
regain
geri kazanmak [i.] – tekrar ele geçirmek [f.] – tekrar kavuşmak [f.]
regardless
ne olursa olsun [zf.] – kayıtsız [s.] – aldırışsız [s.]
regime
yönetim şekli [i.] – rejim [i.] – diyet [i.]
regulator
regülatör [i.] – akım düzenleyici [i.] – dalış tüplerinin yüksek basıncını dalgıçların nefes alabilecekleri makul basınca düşüren bir supap [i.]
regulatory
düzenleyici [s.] – mevzuat [s.] – mevzuata ilişkin [s.]
rehabilitation
rehabilitasyon [i.] – ıslah [i.] – haklarını geri verme [i.]
reign
hüküm sürmek [f.] – saltanat [i.] – saltanat sürmek [f.]
rejection
reddetme [i.] – kabul etmeme/edilmeme [i.] – ret [i.]
relevance
ilgi [i.] – alaka [i.] – ilgi (belirli bir konuyla olan) [i.]
reliability
güvenilirlik [i.] – güven [i.] – emniyet [i.]
reluctant
gönülsüz [s.] – isteksiz [s.] – tereddütlü [s.]
remainder
geri kalan [i.] – bakiye [i.] – elde kalan kitapları ucuza elden çıkarmak [f.]
remains
kalıntılar [i.] – artıklar [i.] – ceset [i.]
remedy
deva [i.] – çare [i.] – çare bulmak [f.]
reminder
andaç [i.] – anmalık [i.] – hatırlatma [i.]
removal
sökme [i.] – kaldırma [i.] – çıkarma [i.]
render
resmetmek [f.] – etmek (iyilik/hizmet/yardım/teşekkür) [f.] – duruma getirmek [f.]
renew
yenilemek [f.] – bakım yapmak [f.] – yenilenmek [f.]
renowned
ünlü [s.] – anlı şanlı [s.] – meşhur [s.]
rental
kiralık [s.] – kira [i.] – kiralık eşya [i.]
replacement
yenisiyle değiştirme [i.] – replasman [i.] – yerine geçen kimse [i.]
reportedly
söylentilere bakılırsa [zf.] – dediklerine göre [zf.] – anlatıldığına göre [zf.]
representation
temsil [i.] – betimleme [i.] – suret [i.]
reproduce
yeniden üretmek [f.] – kopyasını çıkartmak [f.] – çoğalmak [f.]
reproduction
üreme [i.] – çoğalma [i.] – aynını yapma [i.]
republic
cumhuriyet [i.] – cumhuriyetçi [i.] – erkin bir hükümdarın elinde değil de halkın elinde bulunduğu yönetim biçimi [i.]
resemble
benzemek [f.] – andırmak [f.] – kan çekmek [f.]
reside
ikamet etmek [f.] – ikamet etmek [f.] – oturmak (ikamet vb) [f.]
residence
mesken [i.] – ikamet [i.] – konut [i.]
residential
oturmaya elverişli [s.] – özel konutların bulunduğu (mahalle/semt) [s.] – oturmaya ayrılmış [s.]
residue
tortu [i.] – küspe [i.] – arta kalan [i.]
resignation
istifa [i.] – katlanma (boyun eğerek) [i.] – istifa mektubu [i.]
resistance
rezistans [i.] – direnç [i.] – direnme [i.]
respective
şahsi [s.] – ayrı ayrı [s.] – kendi [s.]
respectively
sırasıyla [zf.] – sırayla [zf.] – ayrı ayrı [zf.]
restoration
restore etme [i.] – restorasyon [i.] – restorasyon dönemi [i.]
restraint
kısıtlama [i.] – sınırlama [i.] – dizginleme [i.]
resume
sürdürmek [f.] – kavuşmak [f.] – kaldığı yerden devam etmek [f.]
retreat
geri çekilmek [f.] – geri adım atmak [f.] – köşesine çekilmek [f.]
retrieve
geri almak [f.] – yeniden kazanmak [f.] – telafi etmek [f.]
revelation
vahiy [i.] – ifşa [i.] – keşif [i.]
revenge
intikam almak [f.] – intikam [i.] – öç [i.]
reverse
ters [s.] – yerlerini değiştirmek [f.] – ters yüz etmek [f.]
revival
canlanma [i.] – ayılma [i.] – uyanma [i.]
revive
canlandırmak [f.] – dirilmek [f.] – diriltmek [f.]
revolutionary
inkılapçı [i.] – devrimci [i.] – ihtilalci [i.]
rhetoric
güzel konuşma [i.] – etkili yazma [i.] – hitabet [i.]
rifle
tüfek [i.] – yiv açmak [f.] – soymak [f.]
riot
isyan etmek [f.] – ayaklanmak [f.] – ayaklanma [i.]
rip
sökmek [f.] – sökük [i.] – yırtmak [f.]
ritual
dini tören [i.] – alışkı [i.] – ayin kuralları [i.]
robust
güçlü [s.] – dirençli [s.] – çetin [s.]
rock
sallanmak [f.] – kaya [i.] – şok etmek [f.]
rod
çubuk [i.] – sırık [i.] – ceza [i.]
rotate
dönmek [f.] – döndürmek [f.] – çevirmek [f.]
rotation
dönüş [i.] – dönme [i.] – rotasyon [i.]
ruling
çizgi (cetvelle) [i.] – cetvelle çizme [i.] – yönetim [i.]
rumour
söylenti [i.] – yaymak [f.] – dedikodu yapmak [f.]
sack
çuvala doldurmak [f.] – çuvala koymak [f.] – çuval [i.]
sacred
kutsal [s.] – dini [s.] – kutsi [s.]
sacrifice
kurban etmek [f.] – feda etmek [f.] – kurban [i.]
saint
aziz [i.] – azizler mertebesine çıkarmak [f.] – aziz kabul etmek [f.]
sake
hatır [i.] – uğur [i.] – hatır
sanction
yaptırım [i.] – müeyyide [i.] – onaylama [i.]
say
söylemek [f.] – demek [f.] – said - said [f.]
scattered
dağınık [s.] – perişan [s.] – dağıtılmış [s.]
sceptical
kuşkucu [s.] – inançsız [s.] – şüpheli [s.]
scope
faaliyet alanı [i.] – kapsam [i.] – araştırmak [f.]
screw
vidalamak [f.] – vida [i.] – geçirmek [f.]
scrutiny
inceleme [i.] – dikkatle bakma [i.] – dikkatli inceleme [i.]
seal
mühürlemek [f.] – fok [i.] – kaşe [i.]
secular
laik [s.] – seküler [s.] – dünyevi [s.]
seemingly
sureta [zf.] – zahiren [zf.] – görünürde [zf.]
segment
kesimlemek [f.] – bölmek [f.] – parçalara ayırmak [f.]
seize
el koymak [f.] – zorla almak [f.] – kapmak [f.]
seldom
nadiren [zf.] – belki de hiç [zf.] – az [zf.]
selective
seçici [s.] – seçmeli [s.] – dikkatli [s.]
senator
senatör [i.] – roma senatörü – senato üyesi
sensation
sansasyon [i.] – his [i.] – algılama [i.]
sensitivity
hassaslık [i.] – duyarlılık [i.] – hassasiyet [i.]
sentiment
düşünce [i.] – hassaslık [i.] – duygu [i.]
separation
ayırma [i.] – ayrılma [i.] – ayrılık [i.]
serial
seri [i.] – seri [s.] – tefrika [i.]
set-up
proje [i.] – yapı [i.] – durum [i.]
settlement
yerleşim [i.] – yerleştirme [i.] – bağlanan gelir [i.]
shareholder
hissedar [i.] – paydaş [i.] – ortak [i.]
shatter
kırmak [f.] – paramparça etmek [f.] – tuzla buz etmek [f.]
shed
dökmek (gözyaşı vb) [f.] – dökmek [f.] – kulübe [i.]
sheer
düpedüz [zf.] – büsbütün [zf.] – yolundan sapmak [f.]
shipping
nakliye [i.] – nakliyat [i.] – gemiler [i.]
shoot
film çekmek [f.] – çekim yapmak (kamera) [f.] – ateş etmek [f.]