A1-2 Flashcards

449 Words(part 2)

1
Q

magazine

A

fişek haznesi [i.] – dergi [i.] – mecmua [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

main

A

esas [i.] – ana [s.] – baş [s.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

make

A

yapmak [f.] – made - made [f.] – katetmek [f.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

man

A

insan [i.] – adam [i.] – erkek [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

many

A

birçok [s.] – çok [zf.] – çoğu [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

map

A

harita [i.] – planlamak [f.] – saptamak [f.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

March

A

yürüyüş yapmak (topluca) [f.] – yürüyüş (topluca) [i.] – mart ayı [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

market

A

çarşı [i.] – pazar [i.] – piyasa [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

married

A

evli [s.] – evliliğe/evlilere özgü [s.] – başı bağlı [s.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

match

A

eşleştirmek [f.] – eşlemek [f.] – eş [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

May

A

mayıs ayı [i.] – mayıs [i.] – mümkün olmak [f.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

maybe

A

belki [ünl.] – belki [zf.] – belki de [bağ.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

me

A

ben [zm.] – mi [i.] – beni [zm.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

meal

A

öğün [i.] – yemek [i.] – sofra [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

mean

A

demek istemek [f.] – kastetmek [f.] – anlamına gelmek [f.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

meaning

A

mana [i.] – meal [i.] – anlam [s.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

meat

A

et [i.] – yenecek et [i.] – öz [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

meet

A

karşılaşmak [f.] – buluşmak [f.] – görüşme yapmak [f.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

meeting

A

toplantı [i.] – buluşma [i.] – miting [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

member

A

üye [i.] – organ [i.] – mensup [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

menu

A

menü [i.] – mönü [i.] – bir restoranda mevcut yiyecek ve içeceklerin listesi [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

message

A

ileti [i.] – mesaj [i.] – resmi bildiri [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

metre

A

metre [i.] – saat ile ölçmek [f.] – vezin [i.]

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

midnight

A

geceyarısı [i.] – gece yarısı [i.] –

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
mile
mil [i.] -- mil uzaklık ölçü birimi 1609 m [i.] -- mil
26
milk
süt [i.] -- süt vermek (inek) [f.] -- faydalanmak [f.]
27
million
milyon [i.] -- --
28
minute
dakika [i.] -- zabıt tutmak [f.] -- tutanak tutmak [f.]
29
miss
ıska geçmek [f.] -- özlemek [f.] -- kaçırmak [f.]
30
mistake
yanılgı [i.] -- hata [i.] -- yanlış [i.]
31
model
model [i.] -- manken [i.] -- modellik etmek [f.]
32
modern
çağdaş [s.] -- modern [s.] -- modern kimse [i.]
33
moment
an [i.] -- önem [i.] -- cevher [i.]
34
Monday
pazartesi [i.] -- --
35
money
para [i.] -- para kırmak [f.] -- patpat [i.]
36
month
ay [i.] -- ay [i.] -- yılın on iki bölümünden her biri
37
more
daha fazla [s.] -- daha [zf.] -- fazla şey [i.]
38
morning
sabah [s.] -- sabah vakti [i.] -- başlama [i.]
39
most
en [s.] -- en çok [s.] -- en fazlası [i.]
40
mother
ana [i.] -- anne [i.] -- anne gibi davranmak [f.]
41
mountain
dağ [i.] -- yığın [i.] -- cebel [i.]
42
mouse
fare [i.] -- fare avlamak [f.] -- fare tutmak [f.]
43
mouth
ağız [i.] -- tane tane söylemek [f.] -- dudaklarını oynatarak konuşur gibi yapmak [f.]
44
move
kımıldamak [f.] -- kıpırdamak [f.] -- hareket etmek [f.]
45
movie
film (sinemada gösterilen) [i.] -- sinema [i.] -- film [i.]
46
much
fazla [s.] -- çok [zf.] -- çok şey [i.]
47
mum
maske ile oynamak [f.] -- kasımpatı [i.] -- hanımefendi [i.]
48
museum
müze [i.] -- --
49
music
müzik [i.] -- ahenk [i.] -- nağme [i.]
50
must
gerekmek [f.] -- -malı [f.] -- -meli [f.]
51
my
benim [zm.] -- bana ait [ünl.] --
52
name
isim [i.] -- ad [i.] -- ismiyle çağırmak [f.]
53
natural
tabii [s.] -- doğuştan [s.] -- natürel [s.]
54
near
yakın [zf.] -- yakınlaşmak [f.] -- yaklaşmak [f.]
55
need
ihtiyaç duymak [f.] -- gerek [i.] -- gereksinim [i.]
56
negative
negatif [s.] -- olumsuz [s.] -- etkisiz hale getirmek [f.]
57
neighbour
komşu [i.] -- komşu olmak [f.] -- yaklaşmak [f.]
58
never
hiç [zf.] -- asla [ünl.] -- katiyen [zf.]
59
new
yeni [s.] -- keşfedilmemiş [s.] -- değişik [s.]
60
news
haber [i.] -- havadis [i.] -- bilgi [i.]
61
newspaper
gazete [i.] -- gazete -- gazete
62
next
sonraki [ed.] -- bundan sonraki [s.] -- en bitişik [s.]
63
next to
bitişik [s.] -- yanında [zf.] -- hemen yanındaki [ed.]
64
nice
sevimli [s.] -- güzel [s.] -- hoş [s.]
65
night
gece [s.] -- tün [i.] -- karanlık [i.]
66
nine
dokuz [i.] -- dokuzu [i.] -- 9 [i.]
67
nineteen
XIX [i.] -- on dokuz [i.] -- on dokuz sayısı [i.]
68
ninety
doksan sayısı (90) [i.] -- doksan [i.] -- 90 [i.]
69
no
hayır [ünl.] -- aleyhte oy [i.] -- red [i.]
70
no one
hiç kimse [zm.] -- --
71
nobody
hiç kimse [zm.] -- önemsiz biri [i.] -- bir hiç [i.]
72
north
kuzey [i.] -- şimal [i.] -- kuzeye bakan [s.]
73
nose
burun [i.] -- koku almak [f.] -- yavaş ilerlemek [f.]
74
not
gayri [s.] -- yoksa [zf.] -- asla [zf.]
75
note
not etmek [f.] -- senet [i.] -- nota [i.]
76
nothing
hiç [i.] -- hiçbir şey [i.] -- önemsiz (şey) [i.]
77
November
kasım [i.] -- teşrin-i sani --
78
now
şimdi [zf.] -- halen [zf.] -- derhal [zf.]
79
number
numaralamak [f.] -- saymak [f.] -- sayı [i.]
80
nurse
hemşirelik yapmak [f.] -- meme vermek [f.] -- bakıcılık yapmak [f.]
81
object
itiraz etmek [f.] -- razı olmamak [f.] -- karşı çıkmak [f.]
82
o'clock
saat [zf.] -- saate göre [zf.] -- saat (tam saatlerle kullanılır) [zf.]
83
October
ekim [i.] -- teşrin-i evvel --
84
of
karşı [ed.] -- olan [ed.] -- hakkında [ed.]
85
off
kapalı [s.] -- dışında [zf.] -- kalkmak [f.]
86
office
makam [i.] -- ofis [i.] -- büro [i.]
87
often
sık sık [zf.] -- çoğu kez [zf.] -- sık [zf.]
88
oh
ey [ünl.] -- ha [ünl.] --
89
OK
onaylamak [f.] -- okeylemek [f.] -- kabul etmek [f.]
90
old
eskimiş [s.] -- yaşlı [s.] -- eski [s.]
91
on
üstünde [ed.] -- üzerinde [ed.] -- yanmak [f.]
92
once
bir kere [zf.] -- bir kez [zf.] -- birkez [zf.]
93
one
bir [i.] -- tek [s.] -- biri [zm.]
94
onion
soğan [i.] -- soğancık -- kuru soğan
95
online
bağlantılı [s.] -- online olarak [zf.] -- çevrim içi
96
only
tek [s.] -- sırf [zf.] -- yalnızca [zf.]
97
open
açılmak [f.] -- açmak [f.] -- açık [s.]
98
opinion
kanaat [i.] -- kanı [i.] -- düşünce [i.]
99
opposite
zıt [i.] -- aksi [s.] -- karşıt [s.]
100
or
ya da [bağ.] -- veya [bağ.] -- altın sarısı [i.]
101
orange
portakal [i.] -- portakal rengi [i.] -- portakalrengi [i.]
102
order
sipariş vermek [f.] -- emretmek [f.] -- buyurmak [f.]
103
other
öbür [s.] -- öteki [s.] -- başka [s.]
104
our
bizim [zm.] -- bizim [zm.] --
105
out
çıkış [i.] -- dışarıda [zf.] -- dışarı [zf.]
106
outside
dıştan [zf.] -- dışarı [zf.] -- dışarısı [zf.]
107
over
bitmiş [s.] -- üzerine [ed.] -- üstüne [ed.]
108
own
sahip olmak [f.] -- kendi [zm.] -- itiraf etmek [f.]
109
page
sayfa [i.] -- otelde birini komiyle çağırttırmak [f.] -- bir yazının sayfalarını numaralamak [f.]
110
paint
boyamak [f.] -- boya [i.] -- portresini yapmak [f.]
111
painting
tablo [i.] -- resim [i.] -- ressamlık [i.]
112
pair
çift [i.] -- eşleştirmek [f.] -- eşlemek [f.]
113
paper
kağıt [i.] -- duvar kağıdı kaplamak [f.] -- örtbas etmek [f.]
114
paragraph
fıkra [i.] -- paragraf [i.] -- makale [i.]
115
parent
ebeveynlik etmek [f.] -- ata [i.] -- soy [i.]
116
park
park etmek [f.] -- park [i.] -- park yapmak [f.]
117
part
parça [i.] -- kısım [i.] -- taraf [i.]
118
partner
eş [i.] -- ortak [i.] -- ortak etmek [f.]
119
party
taraf [i.] -- parti [i.] -- (parti yaparak) kutlamak [f.]
120
passport
geçiş belgesi [i.] -- taşıyıcısının kendisininkinden başka ülkelere seyahat etmesine imkan tanıyan kimlik belgesi [i.] -- pasaport [i.]
121
past
geçmiş [s.] -- geçmiş zaman [i.] -- bir kimsenin geçmişi [i.]
122
pay
ödemek [f.] -- ödeme [i.] -- ücret [i.]
123
pen
kalem [i.] -- hapsetmek [f.] -- kaleme almak [f.]
124
pencil
kalem [i.] -- kurşunkalem [i.] -- kurşunkalemle çizmek [f.]
125
people
insanlar [i.] -- ulus [i.] -- halk [i.]
126
pepper
biber [i.] -- üzerine biber ekmek [f.] -- pul biber koymak [f.]
127
perfect
kusursuz [s.] -- mükemmel [s.] -- mükemmelleştirmek [f.]
128
period
devir [i.] -- dönem [i.] -- çağ [i.]
129
person
kişi [i.] -- şahıs [i.] -- kimse [i.]
130
personal
kişisel [s.] -- özel [s.] -- şahsi [s.]
131
phone
telefon etmek [f.] -- telefon açmak [f.] -- telefonlamak [f.]
132
photo
foto [i.] -- fotoğraflamak [f.] -- resim vermek [f.]
133
photograph
fotoğraflamak [f.] -- fotoğrafını çekmek [f.] -- resim vermek [f.]
134
phrase
ifade etmek [f.] -- uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek [f.] -- cümle veya sözcüklerle anlatmak [f.]
135
piano
piyano çalgı [i.] -- piyano [i.] -- hafif [s.]
136
picture
resim [i.] -- yansıtmak [f.] -- resmetmek [f.]
137
piece
tane [i.] -- parça [i.] -- yamamak [f.]
138
pig
domuz [i.] -- pislik içinde yaşamak [f.] -- yavrulamak (domuz) [f.]
139
pink
pembe [i.] -- delmek (süngü ile) [f.] -- süngü ile delmek [f.]
140
place
koymak [f.] -- oturtmak [f.] -- yerleştirmek [f.]
141
plan
planlamak [f.] -- tasarlamak [f.] -- plan [i.]
142
plane
düzlemek [f.] -- düz (yüzey) [i.] -- düzlem [i.]
143
plant
dikmek [f.] -- ekmek [f.] -- tesis [i.]
144
play
oynamak [f.] -- çalmak [f.] -- piyes [i.]
145
player
oyuncu [i.] -- çalgıcı [i.] -- sporcu [i.]
146
please
memnun etmek [f.] -- lütfen [ünl.] -- gönlünü hoş etmek [f.]
147
point
nokta [i.] -- puan [i.] -- uç [i.]
148
police
polis [i.] -- inzibat altına almak [f.] -- güvenliği sağlamak [f.]
149
policeman
polis [i.] -- zabıta memuru [i.] -- polis (memuru) [i.]
150
pool
havuz [i.] -- toplamak [f.] -- karı paylaşmak [f.]
151
poor
kötü [s.] -- fakir [s.] -- zavallı [s.]
152
popular
popüler [s.] -- halkın kesesine elverişli [i.] -- halka hitap eden [s.]
153
positive
pozitif [s.] -- artı [s.] -- olumlu [s.]
154
possible
olabilir [s.] -- olanaklı [s.] -- muhtemel [s.]
155
post
postalamak [f.] -- makam [i.] -- direk [i.]
156
potato
patates [i.] -- baş [i.] -- kafa [i.]
157
pound
yumruklamak [f.] -- çakmak [f.] -- dalgaya çarpmak (gemi) [f.]
158
practice
uygulamak [f.] -- alıştırma yapmak [f.] -- yapmak [f.]
159
practise
pratik yapmak [f.] -- alıştırma yapmak [f.] -- etmek [f.]
160
prefer
tercih etmek [f.] -- yeğlemek [f.] -- yeğ tutmak [f.]
161
prepare
hazırlamak [f.] -- düzmek [f.] -- pişirmek [f.]
162
present
sunmak [f.] -- takdim etmek [f.] -- şimdiki zaman [i.]
163
pretty
şirin [s.] -- tatlı [s.] -- güzel [s.]
164
price
bedel [i.] -- fiyat [i.] -- ücret [i.]
165
probably
galiba [zf.] -- muhtemelen [zf.] -- muhtemel olarak [zf.]
166
problem
problem [i.] -- mesele [i.] -- sorun [i.]
167
product
ürün [i.] -- mahsul [i.] -- meyve [i.]
168
programme
program [i.] -- programlamak [f.] -- planlamak [f.]
169
project
proje [i.] -- iz düşürmek [f.] -- planını çizmek [f.]
170
purple
mor [i.] -- mora boyamak [f.] -- erguvan rengi [i.]
171
put
koymak [f.] -- put - put [f.] -- hamletmek [f.]
172
quarter
çeyrek [i.] -- yerleştirmek (bir kimseyi bir yere/birinin yanına) [f.] -- yerleştirmek [f.]
173
question
soru [i.] -- sorular sormak [f.] -- sorgulamak [f.]
174
quick
süratli [s.] -- hızlı [s.] -- çabuk [zf.]
175
quickly
hızla [zf.] -- aceleyle [zf.] -- süratle [zf.]
176
quiet
sessizlik [i.] -- sakin [s.] -- sessiz [s.]
177
quite
epeyce [zf.] -- pek [zf.] -- epey [zf.]
178
radio
radyo [i.] -- telsiz [i.] -- telsizle haber vermek [f.]
179
rain
yağmur yağmak [f.] -- yağmur [i.] -- yağmur gibi yağdırmak [f.]
180
reader
okur [i.] -- okuyucu [i.] -- eleştirmen [i.]
181
reading
okuma [s.] -- mana [i.] -- yorum [i.]
182
ready
hazır [s.] -- hazırlamak [f.] -- peşin para [i.]
183
real
hakiki [s.] -- gerçek [s.] -- taşınmaz [s.]
184
really
hakikaten [zf.] -- gerçekten [zf.] -- cidden [zf.]
185
reason
sebep [i.] -- akıl [i.] -- gerekçe [i.]
186
red
al [s.] -- kızıl [s.] -- kırmızı [s.]
187
relax
rahatlamak [f.] -- rahatlatmak [f.] -- dinlenmek [f.]
188
remember
hatırlamak [f.] -- anımsamak [f.] -- anmak [f.]
189
repeat
yinelemek [f.] -- tekrarlamak [f.] -- tekerrür etmek [f.]
190
report
haber vermek [f.] -- rapor etmek [f.] -- ihbar etmek [f.]
191
restaurant
restoran [i.] -- lokanta [i.] -- doyumevi [i.]
192
result
netice [i.] -- sonuç [i.] -- sonucu olmak [f.]
193
return
geri dönmek [f.] -- dönmek [f.] -- iade etmek [f.]
194
rice
pirinç [i.] -- çeltik [i.] -- pilav [i.]
195
rich
zengin [s.] -- varsıl [s.] -- bol bol [s.]
196
ride
binmek [f.] -- gezinti [i.] -- rode - ridden [f.]
197
right
sağ [i.] -- hak [i.] -- haklı [s.]
198
river
nehir [i.] -- nehir [i.] -- akış [i.]
199
road
yol [i.] -- uyulan ilke [i.] -- bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken yöntem [i.]
200
room
oda [i.] -- oturmak [f.] -- kalmak [f.]
201
routine
rutin [s.] -- adet [i.] -- hergünkü işler [i.]
202
rule
hüküm sürmek [f.] -- hükmetmek [f.] -- kural [i.]
203
run
çalıştırmak [f.] -- işletmek [f.] -- koşmak [f.]
204
sad
hüzünlü [s.] -- mahzun [s.] -- üzücü [s.]
205
salad
salata [i.] -- --
206
salt
tuz [i.] -- biriktirmek [f.] -- tuzlayarak saklamak [f.]
207
same
aynı [s.] -- eşit [s.] -- farksız [s.]
208
sandwich
sandviç [i.] -- sıkıştırmak [f.] -- arasına sıkıştırmak [f.]
209
Saturday
cumartesi [i.] -- --
210
say
söylemek [f.] -- demek [f.] -- said - said [f.]
211
school
mektep [i.] -- okul [i.] -- yetiştirmek [f.]
212
science
ilim [i.] -- bilim [i.] -- beceri [i.]
213
scientist
bilgin [i.] -- bilim insanı [i.] -- bilim adamı [i.]
214
sea
deniz [i.] -- okyanus [i.] -- dalga [i.]
215
second
saniye [i.] -- ikinci [s.] -- destek vermek [f.]
216
section
kesit [i.] -- bölüm [i.] -- kısım [i.]
217
see
görmek [f.] -- bakmak [f.] -- saw - seen [f.]
218
sell
satılmak [f.] -- satmak [f.] -- sold - sold [f.]
219
send
yollamak [f.] -- göndermek [f.] -- sent - sent [f.]
220
sentence
cümle [i.] -- mahkum etmek [f.] -- hüküm giydirmek [f.]
221
September
eylül [i.] -- --
222
seven
yedi [i.] -- 7 [i.] -- yedi rakamı [i.]
223
seventeen
XVII [i.] -- on yedi sayısı [i.] -- on yedi [i.]
224
seventy
yetmiş [i.] -- LXX [i.] -- yetmiş sayısı [i.]
225
share
paylaşmak [f.] -- hisse [i.] -- pay [i.]
226
she
dişi hayvan [i.] -- dişi [i.] -- kadın [i.]
227
sheep
koyun [i.] -- koyun gibi tip [i.] -- ezik kimse [i.]
228
shirt
gömlek [i.] -- mintan [i.] -- gömlek [i.]
229
shoe
ayakkabı [i.] -- pabuç [i.] -- shoed/shod - shoed/shod [f.]
230
shop
mağaza [i.] -- dükkan [i.] -- ele vermek [f.]
231
shopping
alışveriş [i.] -- çarşı pazar dolaşma [i.] -- çarşıya çıkma [i.]
232
short
az [s.] -- alçak [s.] -- kısa [s.]
233
should
gerekmek [f.] -- -malı [f.] -- -meli [f.]
234
show
göstermek [f.] -- gösteri [i.] -- showed - shown/showed [f.]
235
shower
sağanak [i.] -- duş [i.] -- duş almak [f.]
236
sick
hasta [s.] -- yakalatmak [f.] -- kusmak [f.]
237
similar
benzer [s.] -- eş [s.] -- benzeş [s.]
238
sing
söylemek [f.] -- ötmek [f.] -- şarkı söylemek [f.]
239
singer
şarkıcı [i.] -- hanende [i.] -- şair [i.]
240
sister
abla [i.] -- kardeş [i.] -- kız kardeş [i.]
241
sit
oturmak [f.] -- sat - sat [f.] -- tünemek [f.]
242
situation
hal [i.] -- durum [i.] -- ekmek kapısı [i.]
243
six
şeş [i.] -- altı rakamı [i.] -- altı [i.]
244
sixteen
onaltı [i.] -- XVI [i.] -- on altı sayısı [i.]
245
sixty
altmış [i.] -- LX [i.] -- altmış sayısı (60 LX) [i.]
246
skill
maharet [i.] -- beceri [i.] -- hüner [i.]
247
skirt
etek [i.] -- kenarından geçmek [f.] -- uzak durmak [f.]
248
sleep
uyumak [f.] -- uyku [i.] -- slept - slept [f.]
249
slow
yavaşlatmak [f.] -- yavaş [s.] -- ağır [s.]
250
small
az [s.] -- küçük [s.] -- ufak [s.]
251
snake
yılan [i.] -- yılan gibi gitmek [f.] -- yılan gibi kıvrılmak [f.]
252
snow
kar [i.] -- yağmak [f.] -- karla kaplamak [f.]
253
so
bu yüzden [zf.] -- öyle [zf.] -- böyle [zf.]
254
some
biraz [s.] -- bazı [s.] -- birkaç [s.]
255
somebody
biri [zm.] -- birisi [zm.] -- şahsiyet [zm.]
256
someone
birisi [zm.] -- kimse [zm.] -- bir kimse [zm.]
257
something
bir şey [i.] -- falan --
258
sometimes
bazen [zf.] -- ara sıra [zf.] -- ara sıra [zf.]
259
son
oğul [i.] -- evlat [i.] -- mahdum [i.]
260
song
şarkı [i.] -- şakıma [i.] -- güfte [i.]
261
soon
birazdan [zf.] -- kısa süre içinde [zf.] -- az sonra [s.]
262
sorry
üzgün [s.] -- esef etmek [f.] -- eseflenmek [f.]
263
sound
ses [i.] -- söylemek [f.] -- derine dalmak (balina) [f.]
264
soup
çorba [i.] -- nitrogliserin [i.] -- yoğun sis [i.]
265
south
güney [i.] -- cenup [i.] -- lodos [i.]
266
space
aralık [i.] -- açıklık [i.] -- mekan [i.]
267
speak
konuşmak [f.] -- spoke - spoken [f.] -- ses çıkarmak [f.]
268
special
özel [s.] -- yemek (lokantaya has) [i.] -- özel sayı [i.]
269
spell
hecelemek [f.] -- büyü [i.] -- spelled/spelt - spelled/spelt [f.]
270
spelling
yazım [s.] -- yazılış [i.] -- imla [i.]
271
spend
geçirmek (geceyi vb) [f.] -- harcamak [f.] -- spent - spent [f.]
272
sport
spor [i.] -- şaka söylemek [f.] -- oynamak [f.]
273
spring
memba [i.] -- ilkbahar [i.] -- bahar [i.]
274
stand
(teklif) geçerli olmak [f.] -- katlanmak [f.] -- ayakta durmak [f.]
275
star
yıldız [i.] -- yıldızlarla süslemek [f.] -- başrolde oynatmak [f.]
276
start
başlamak [f.] -- başlatmak [f.] -- başlangıç [i.]
277
statement
ifade [i.] -- söz [i.] -- beyan [i.]
278
station
terminal [i.] -- istasyon [i.] -- görevlendirmek [f.]
279
stay
kalmak [f.] -- kalma süresi [i.] -- kalma [i.]
280
still
durgun [s.] -- hareketsiz [s.] -- hala [zf.]
281
stop
durmak [f.] -- durdurmak [f.] -- dinmek [f.]
282
story
hikaye [i.] -- anlatı [i.] -- tarih [i.]
283
street
cadde [i.] -- sokak [i.] -- mahalle [i.]
284
strong
güçlü [s.] -- kuvvetli [s.] -- domuz gibi [i.]
285
student
öğrenci [i.] -- talebe [i.] -- mektepli [i.]
286
study
incelemek [f.] -- çalışmak [f.] -- çalışma [i.]
287
style
biçim [i.] -- tarz [i.] -- biçem [i.]
288
subject
ders [i.] -- özne [i.] -- konu [i.]
289
success
muvaffakiyet [i.] -- başarı [i.] -- başarılmış iş [i.]
290
sugar
şeker [i.] -- kompliman yapmak [f.] -- şeker katmak [f.]
291
summer
yaz [i.] -- yazı geçirmek [f.] -- hayatın baharı [i.]
292
sun
güneş [i.] -- güneşte bırakmak [f.] -- güneşlenmek [f.]
293
Sunday
pazar [i.] -- pazar günü [i.] -- bayramlık [s.]
294
supermarket
süpermarket [i.] -- market [i.] --
295
sure
emin [s.] -- elbette [zf.] -- soruşturmak [f.]
296
sweater
süveter [i.] -- hırka [i.] -- sömüren işveren [i.]
297
swim
yüzmek [f.] -- yüzme [i.] -- swam - swum [f.]
298
swimming
yüzme [i.] -- yüzücülük [i.] -- yüzme sporu [i.]
299
table
masa [i.] -- tablo [i.] -- sofra [i.]
300
take
almak [f.] -- (fotoğraf) çekmek [f.] -- götürmek [f.]
301
talk
konuşmak [f.] -- sohbet [i.] -- konuşma [i.]
302
tall
uzun [s.] -- yüksek [s.] -- uzun boylu [s.]
303
taxi
taksi [i.] -- taksiyle gitmek [f.] -- birini taksiyle götürmek [f.]
304
tea
çay [i.] -- çay [i.] -- çeşitli bitkilerin demlenmesinden elde edilen içeceklerin tümü [i.]
305
teach
ders vermek [f.] -- öğretmek [f.] -- taught - taught [f.]
306
teacher
öğretmen [i.] -- hoca [i.] -- öğretmen [i.]
307
team
takım [i.] -- ekip [i.] -- takım halinde yapmak [f.]
308
teenager
on üç ile on dokuz yaşlar arasındaki kimse [i.] -- delikanlı [i.] -- yeniyetme [i.]
309
telephone
telefon [i.] -- telefon etmek [f.] -- telefon açmak [f.]
310
television
televizyon [i.] -- --
311
tell
haber vermek [f.] -- söylemek [f.] -- anlatmak [f.]
312
ten
on [i.] -- onluk [i.] -- onlu [i.]
313
tennis
tenis [i.] -- alantopu [i.] -- tenis
314
terrible
berbat [s.] -- korkunç [s.] -- müthiş [s.]
315
test
sınamak [f.] -- deneme [i.] -- test [i.]
316
text
metin [i.] -- mesaj atmak (cepten) [f.] -- parça [i.]
317
than
-den [ed.] -- hariç [ed.] -- -mektense [ed.]
318
thank
teşekkür etmek [f.] -- teşekkür [i.] -- teşekkür etmek [f.]
319
thanks
teşekkür [i.] -- teşekkürler [ünl.] -- sağ ol [ünl.]
320
that
şu [zm.] -- o [zm.] -- o kadar [zf.]
321
the
belirli durumlarda isimden önce kullanılır [i.] -- belli bir objeyi/kişiyi/yeri nitelemek için kullanılır [i.] --
322
theatre
tiyatro [i.] -- amfi [i.] -- alan [i.]
323
their
onların [zm.] -- --
324
them
onlara [zm.] -- onları [zm.] --
325
then
o zamanlar [i.] -- o zamanki [s.] -- o zamanın [s.]
326
there
oraya [zf.] -- orada [zf.] -- ora [zf.]
327
they
onlar [zm.] -- kendileri [zm.] --
328
thing
şey [i.] -- nesne [i.] -- olay [i.]
329
think
sanmak [f.] -- düşünmek [f.] -- thought - thought [f.]
330
third
üçte bir [i.] -- üçüncü [s.] -- üçüncü olarak [zf.]
331
thirsty
susuz [s.] -- susamış [s.] -- kurak [s.]
332
thirteen
on üç sayısı (13 XIII) [i.] -- onüç [i.] -- on üç [i.]
333
thirty
otuz sayısı (30 XXX) [i.] -- otuz [i.] -- 30 [i.]
334
this
bu [zm.] -- böylesine [zf.] -- bu kadar [zf.]
335
thousand
bin [i.] -- bin sayısı (1000 M) [i.] -- binlik [s.]
336
three
iskambilde üçlü [i.] -- üç rakamı (3 III) [i.] -- se [i.]
337
through
başından sonuna kadar [ed.] -- yoluyla [ed.] -- üzerinden [ed.]
338
Thursday
perşembe [i.] -- perşembe --
339
ticket
bilet [i.] -- etiket koymak [f.] -- etiketlemek [f.]
340
time
kez [i.] -- kere [i.] -- müddet [i.]
341
tired
argın [s.] -- yorgun [s.] -- yorgun düşmüş [s.]
342
title
unvan [i.] -- başlık [i.] -- isimlendirmek [f.]
343
to
karşı [ed.] -- -mek/-mak (mastar) [f.] -- kadar [zf.]
344
today
bugün [zf.] -- şimdi [zf.] -- bu günlerde [zf.]
345
together
birlikte [zf.] -- beraber [zf.] -- kuyruk (kimse) [s.]
346
toilet
hela [i.] -- tuvalet [i.] -- makyaj [i.]
347
tomato
domates [i.] -- domates --
348
tomorrow
yarın [zf.] -- yarın [i.] --
349
tonight
akşama [zf.] -- bu akşam [zf.] -- bu gece [zf.]
350
too
gereğinden çok [s.] -- çok [s.] -- aşırı [s.]
351
tooth
diş [i.] -- dişle kaplamak [f.] -- dişlemek [f.]
352
topic
konu [i.] -- başlık [i.] -- bahis [i.]
353
tourist
turist [i.] -- gezgin [i.] -- seyyah [i.]
354
town
şehir [i.] -- kasaba [i.] -- şehir merkezi [i.]
355
traffic
gidiş geliş [i.] -- trafik [i.] -- iş yapmak [f.]
356
train
eğitim vermek [f.] -- eğitmek [f.] -- tren [i.]
357
travel
gezmek [f.] -- seyahat etmek [f.] -- yolculuk etmek [f.]
358
tree
ağaç [i.] -- ağaca çıkarmak [f.] -- çarmıh [i.]
359
trip
seyahat [i.] -- yolculuk [i.] -- gezi [i.]
360
trousers
pantolon [i.] -- pantolon [i.] -- pantolon
361
TRUE
hakiki [s.] -- gerçek [s.] -- doğru [s.]
362
try
denemek [f.] -- deneme [i.] -- yoklamak [f.]
363
T-shirt
tişört [i.] -- tişört -- yarım kollu fanila
364
Tuesday
salı [i.] -- --
365
turn
dönmek [f.] -- döndürmek [f.] -- çevirmek [f.]
366
TV
televizyon [i.] -- --
367
twelve
oniki [i.] -- on iki sayısı (12 XII) [i.] -- on iki [i.]
368
twenty
yirmi [i.] -- yirmi sayısı (20 XX) [i.] -- 20 [i.]
369
twice
iki kez [zf.] -- iki sefer [zf.] -- iki kere [zf.]
370
two
iki [i.] -- iskambilde ikili [i.] -- iki rakamı [i.]
371
type
yazmak [f.] -- tür [i.] -- tip [i.]
372
umbrella
şemsiye [i.] -- şemsiyelik [i.] -- koruyucu [i.]
373
uncle
dayı [i.] -- amca [i.] -- enişte [i.]
374
under
altında [ed.] -- alt [s.] -- az [s.]
375
understand
anlayış göstermek [f.] -- anlamak [f.] -- understood - understood [f.]
376
university
üniversite [i.] -- üniversite [i.] -- bilimyurt [i.]
377
until
ila [ed.] -- değin [ed.] -- dek [ed.]
378
up
yukarı [ünl.] -- yükseltmek [f.] -- artırmak [f.]
379
upstairs
üst kat [i.] -- üst kat [i.] -- yukarı kat [i.]
380
us
biz [zm.] -- abd [i.] -- bizi [zm.]
381
use
kullanmak [f.] -- kullanım [i.] -- kullanma [i.]
382
useful
faydalı [s.] -- yararlı [s.] -- kullanışlı [s.]
383
usually
genellikle [zf.] -- çoğunlukla [zf.] -- çoğu zaman [zf.]
384
vacation
tatil [i.] -- tatil yapmak [f.] -- izin [i.]
385
vegetable
sebze [i.] -- bitkisel [s.] -- göveri [i.]
386
very
çok [zf.] -- hatta [s.] -- bile [s.]
387
video
video terminal [i.] -- ekran [i.] -- video filmi [i.]
388
village
köy [i.] -- köy halkı [i.] -- şehir ve kasabalardan küçük ama kalıcı yerleşim birimi [i.]
389
visit
ziyaret etmek [f.] -- ziyaret [i.] -- gezmek [f.]
390
visitor
ziyaretçi [i.] -- ziyarete giden kimse [i.] -- zair [i.]
391
wait
beklemek [f.] -- bekleyiş [i.] -- bekleme [i.]
392
waiter
garson [i.] -- erkek garson [i.] -- garson
393
wake
canlanmak [f.] -- uyanmak [f.] -- woke/waked - woken/waked [f.]
394
walk
yürümek [f.] -- dolaşmak [f.] -- yürüyerek gitmek [f.]
395
wall
duvar [i.] -- tecrit etmek [f.] -- ayırmak [f.]
396
want
istemek [f.] -- istek [i.] -- isteklenmek [f.]
397
warm
ısıtmak [f.] -- ısınmak [f.] -- ılık [s.]
398
wash
yıkanmak [f.] -- aşındırmak [f.] -- yıkamak [f.]
399
watch
seyretmek (tv) [f.] -- seyretmek [f.] -- gözlemek [f.]
400
water
sulamak [f.] -- su [s.] -- ıslatmak [f.]
401
way
yol [i.] -- taraf [i.] -- tarz [i.]
402
we
biz [zm.] -- --
403
wear
giymek [f.] -- takmak [f.] -- aşındırmak [f.]
404
weather
hava [i.] -- hava durumu [i.] -- yalpalamak [f.]
405
website
internet sitesi [i.] -- web sitesi -- ağ sitesi
406
Wednesday
çarşamba [i.] -- --
407
week
hafta [i.] -- ardışık yedi günlük süre [i.] -- hafta [i.]
408
weekend
hafta sonu [i.] -- hafta sonunu geçirmek [f.] -- haftasonu [i.]
409
welcome
hoş geldiniz [ünl.] -- hoş geldin [ünl.] -- hoş karşılamak [f.]
410
well
fışkırmak [f.] -- kuyu [i.] -- iyi [s.]
411
west
batı [i.] -- batıdaki [s.] -- batıya doğru [zf.]
412
what
ne [ünl.] -- neyi [i.] -- hangi [s.]
413
when
ne zaman [zf.] -- zaman [i.] -- ne vakit [zf.]
414
where
nereye [zf.] -- nerede [zf.] -- nere [zf.]
415
which
hangi [s.] -- kaçıncı [s.] -- hangi [s.]
416
white
beyaz [s.] -- ak [s.] -- solgun [s.]
417
who
kimi [zm.] -- kim [zm.] -- kime [zm.]
418
why
neden [zf.] -- niçin [zf.] -- niye [zf.]
419
wife
kocanın eşi [i.] -- hanım [i.] -- karı [i.]
420
will
vasiyet [i.] -- irade [i.] -- dilemek [f.]
421
win
kazanmak [f.] -- galip gelmek [f.] -- zafer [i.]
422
window
pencere [i.] -- camekan [i.] -- vitrin [i.]
423
wine
şarap sunmak [f.] -- şarap [i.] -- şarap rengi [i.]
424
winter
kış [i.] -- kışlık [s.] -- kışlamak [f.]
425
with
ile [ed.] -- -lı [zf.] -- beraberinde [zf.]
426
without
dış [i.] -- dıştan [zf.] -- dışarıda [zf.]
427
woman
kadın [i.] -- hanım [i.] -- kadın [i.]
428
wonderful
müthiş [s.] -- harikulade [s.] -- harika [s.]
429
word
laf [i.] -- söz [i.] -- sözcük [i.]
430
work
çalışmak [f.] -- işe yaramak [f.] -- iş yapmak [f.]
431
worker
işçi [i.] -- adam [i.] -- amele [i.]
432
world
alem [i.] -- dünya [i.] -- evren [i.]
433
would
istemek [f.] -- -ecekti [f.] -- -çekti [f.]
434
write
yazmak [f.] -- wrote - written [f.] -- kaydetmek [f.]
435
writer
yazar [i.] -- müellif [i.] -- muharrir [i.]
436
writing
yazma [i.] -- yazım [i.] -- yazı [i.]
437
wrong
yanlış [s.] -- gadretmek [f.] -- haksızlık etmek [f.]
438
yeah
tamam [ünl.] -- he [ünl.] -- evet [ünl.]
439
year
yıl [i.] -- sene [i.] -- ihtiyarlık [i.]
440
yellow
sarı [s.] -- sararmak [f.] -- sarartmak [f.]
441
yes
evet [i.] -- olumlu cevap [i.] -- olumlu oy [i.]
442
yesterday
dün [zf.] -- --
443
you
siz [zm.] -- sen [zm.] -- seni [zm.]
444
young
genç [i.] -- hayvan yavrusu [i.] -- döl [i.]
445
your
senin [zm.] -- sizin [zm.] --
446
read
okumak [f.] -- read (sounds like "red") - read (sounds like "red") [f.] -- çözmek [f.]