tr-alm zor cümle(1) Flashcards
Sabah kahvaltıda ne yiyeceğimize karar verelim.
Was man morgens zum Frühstück essen sollte Entscheidung Geben wir es .
Bugün hava çok güzel, dışarıda vakit geçirelim mi?
Heute Wetter Eine Menge schön draußen Zeit sollen wir ausgeben ?
Akşam yemeği için ne pişireceğim konusunda hiçbir fikrim yok.
Ich habe keine Ahnung, was ich zum Abendessen kochen soll.
Okula gitmek için otobüs bekliyorum.
zur Schule gehen für Bus Ich warte .
Geçen hafta sonu ailemle sinemaya gittik.
Zuletzt Woche Ende mit meiner Familie ins Kino Wir gingen .
Yarın için randevum var, onu asla unutmamalıyım.
Morgen für Ich habe einen Termin , den sollte ich nie vergessen .
Arabamı yıkamak için uygun bir gün seçmeliyim.
mein Auto waschen für geeignet Eins Tag Ich muss mich entscheiden .
Yorgun hissediyorum, bugün biraz erken yatmalıyım.
Müde Ich fühle mich heute Ich sollte etwas früher zu Bett gehen .
Bugün işten erken çıktım, eve geç döneceğim.
Heute Ich verließ die Arbeit früh und ging nach Hause spät Ich werde kommen .
Arkadaşlarımla buluşmak için bir yer seçmeliyiz.
Mit meinen Freunden treffen für Eins Ort Wir müssen wählen .
Yarın için bir alışveriş listesi hazırlamalıyım.
Morgen für Eins Einkaufen Liste Ich muss vorbereiten .
Bugün çok yoğunum, biraz sakinleşmem lazım.
Heute Eine Menge Ich bin ein wenig beschäftigt Ich beruhige mich nicht erforderlich .
Spor yapmak için uygun bir zaman bulmalıyım.
Sport machen für geeignet Eins Zeit Ich muss es finden .
Evimi temizlemek için birkaç saat ayırmalıyım.
mein Haus klar für ein paar Stunde Ich muss es trennen .
Tatil planlarını konuşmak istiyorum, senin için uygun mu?
Urlaub deine Pläne sprechen ich will dein für Ist es geeignet ?
Bu kitabı bitirmek için daha fazla zamanım yok.
Das Buch beenden für mehr mehr meine Zeit NEIN .
Geçen gün bir restoranda lezzetli bir yemek yedim.
Zuletzt Tag Eins im Restaurant lecker Eins Essen Ich aß .
Telefonumu şarja takmayı unuttum, şarjı bitmek üzere.
mein Telefon aufladen tragen Ich habe das Ladegerät vergessen beenden um .
Hava kararmadan önce eve gitmeliyim.
Wetter bevor es dunkel wird Vor heim Ich muss gehen .
İşe gitmek için erken kalkmak zorundayım.
Wohingegen gehen früh aufstehen für Ich muss .
Akşam için ne giyeceğime hâlâ karar veremedim.
Abend was man anziehen soll Trotzdem Entscheidung Ich konnte es nicht geben .
Geçen hafta sonu şehir dışında bir geziye çıktık.
Zuletzt Woche Ende Stadt draußen Eins auf einer Reise Wir gingen aus .
Bugün markete uğramam gerekiyor, bazı temel ihtiyaçlarımızı almalıyım.
Heute zum Markt Ich werde nicht vorbeikommen brauche welche Basis unsere Bedürfnisse Ich muss es nehmen .
Bu filmi izlemek için gerçekten sabırsızlanıyorum.
Das Film schauen für Wirklich Ich kann es kaum erwarten .
Yakında bir doğum günü partisi düzenlemeyi planlıyorum.
Bald Eins Geburt Tag Party bearbeiten Ich plane .
Yeni bir yemek tarifi denemek istiyorum, önerin var mı?
Neu Eins Essen Rezept versuchen Ich will es , habt ihr irgendwelche Vorschläge ?
Bir kitap okumak için zaman ayırmak istiyorum.
Ich möchte mir Zeit nehmen, ein Buch zu lesen.
Arkadaşlarımızla bir piknik yapmak için güzel bir gün seçmeliyiz.
mit unseren Freunden Eins Picknick machen für Schön Eins Tag Wir müssen wählen .
Bu sınav için daha fazla çalışmam gerekiyor.
Das Prüfung für mehr mehr meine Arbeit Es ist notwendig .
Hafta sonu için bir etkinlik planlamak istiyorum, önerilerin var mı?
Ich möchte eine Veranstaltung für das Wochenende planen. Haben Sie Vorschläge?
Bugün güneşli.
Heute sonnig .
Çay içelim mi?
Sollen wir Tee trinken?
Araba var mı?
Gibt es ein Auto ?
Kitap okuyorum.
Buch Lektüre .
Teşekkür ederim.
Danke Ich tue .
Su içtim.
Das Ich trank .
Yemek var mı?
Irgendwelche Lebensmittel ?
Kedi uyuyor.
Die Katze schläft.
Merhaba, nasılsın?
Hallo, wie geht es dir ?
Evet, tamam.
Ja gut .
Kuşlar ötüyor.
Vögel kräht .
Televizyon izliyorum.
Fernsehen Ich schaue zu .
Hava soğuk.
Wetter kalt .
Otobüs geliyor.
Bus kommt .
İyi geceler.
Gut Nächte .
Yürüyelim mi?
wir gehen ?
Pencere kapalı.
Fenster geschlossen .
Tebrik ederim.
Gruß Ich tue .
Tavuk pişiyor.
Huhn Es kocht .
Kitap kapağı.
Buch Abdeckung .
Özür dilerim.
Entschuldigung Ich wünsche .
Ağaçlar yeşil.
Bäume Grün .
Gözlük takıyorum.
Ich trage eine Brille.
Hızlı koşuyorum.
Ich renne schnell.
Telefon çalıyor.
Das Telefon klingelt.
Yıldızlar parlıyor.
Sterne Es scheint .
Çanta yanımda.
Tasche an meiner Seite .
Bahçe güzel.
Garten Schön .
Çocuk oynuyor.
Kind spielen .
Yatak odası sessiz.
Bett Zimmer still .
Mutfak temiz.
Küche sauber .
Oturma odası rahat.
Sitzung Zimmer komfortabel .
Salon geniş.
Der Saal ist groß .
Banyo ıslak.
Bad nass .
Lavabo dolu.
Das Waschbecken ist voll .
Çamaşır makinesi çalışıyor.
Waschen Maschine Es klappt .
Buz dolabı soğuk.
Eis Kabinett kalt .
Dolap kapalı.
Schrank geschlossen .
Perdeler açık.
Vorhänge offen .
Halı yumuşak.
Zustand weich .
Duvarlar beyaz.
Wände Weiß .
Pencere camı temiz.
Fenster Moschee sauber .
Sandalyeler boş.
Stühle leer .
Kapı kilitli.
Tür gesperrt .
Tavan yüksek.
Die Decke ist hoch.
Merdivenler dar.
Die Treppen sind schmal.
Duvar saatı ilerliyor.
Wand Zeit geht voran .
Koltuk yumuşak.
Sessel weich .
Lamba yanık.
Lampe brennen .
Klima soğutuyor.
Klimaanlage Es ist kühl .
Tablo duvarda.
Tisch an der Wand .
Dolap kapakları kapalı.
Schrank Abdeckungen geschlossen .
Halı lekesiz.
Zustand makellos
Kapı tokmağı parlak.
Tür Klöppel glänzend .
Ayna temiz.
Spiegel sauber .
Perdeler ince.
Vorhänge dünn .
Yastıklar yumuşak.
Kissen weich .
Konsol dolu.
Konsole voll .
Paspas kirli.
Mopp schmutzig .
Sınıf sessiz.
Klasse still .
Tahta temiz.
Holz sauber .
Sandalyeler sıralı.
Stühle sequentiell .
Kitaplar düzenli.
Bücher organisiert .
Öğrenciler çalışıyor.
Studenten Es klappt .
Öğretmen tahtaya yazıyor.
Lehrer auf der Tafel er schreibt .
Kapı kapalı.
Tür ist geschlossen.
Pencere perdesiz.
Fenster fretless .
Dolaplar dolu.
Schränke voll .
Bilgisayarlar açık.
Computers offen .
Çanta askıda.
Tasche ausstehend .
Saat ilerliyor.
Stunde geht voran .
Koridor kalabalık.
Gang beschäftigt .
Bahçe yeşil.
Garten Grün .
Bahçede çocuklar oynuyor.
Kinder spielen im Garten.
Müdür odası boş.
Manager Zimmer leer .
Kantin dolu.
Kantine voll .
Spor salonu boş.
Sport Saal leer .
Tuvalet temiz.
Toilette sauber .
Bahçede ağaçlar var.
Im Garten Es gibt Bäume .
Basketbol sahası kullanımda.
Basketball Platz in Benutzung .
Çocuklar top oynuyor.
Kinder spielen Ball .
Müzik odası gürültülü.
Das Musikzimmer ist laut.
Fen laboratuvarı kilitli.
Wissenschaft Labor gesperrt .
Kütüphane sessiz.
Bibliothek still .
Müzik odası şarkılar çalıyor.
Musik Zimmer Lieder Es klingelt .
Çocuklar resim yapıyor.
Kinder Bild tun .
Müdür odası kilitli.
Manager Zimmer gesperrt .
Bahçe güneşli.
Garten sonnig .
Gökyüzü mavi.
Himmel Blau .
Çimen yeşil.
Gras Grün .
Gül kırmızıdır.
Die Rose ist rot.
Kar beyaz.
Schnee ist weiß.
Ay sarı.
Mond Gelb .
Kan kırmızı.
Blutrot .
Limon sarı.
Zitrone Gelb .
Toprak kahverengi.
Boden braun .
Gümüş gri.
Silber Grau .
Gözler kahverengi.
Augen braun .
Bir elma.
Eins Apfel .
İki kitap.
Zwei Buch .
Üç kalem.
Fliege Stift .
Dört sandalye.
Vier Stuhl .
Beş araba.
Fünf Autos.
Altı televizyon.
Sechs Fernsehen .
Yedi masa.
Sieben Tisch .
Sekiz telefon.
Acht Telefon .
Dokuz çanta.
Neun Taschen.
On insan.
Zehn Menschen .
On bir fare.
Elf Maus .
On iki ayakkabı.
Zwölf Schuh .
On üç saat.
Dreizehn Stunde .
On dört meyve.
Vierzehn Obst .
On beş kedi.
Fünfzehn Katze .
On altı çiçek.
Sechzehn Blume .
On yedi kupa.
Siebzehn Trophäen.
On sekiz lamba.
Achtzehn Lampe .
On dokuz kuş.
Neunzehn Vögel.
Yirmi ev.
Zwanzig Häuser.
Bugün nasıl geçti?
Heute Wie bestanden ?
Yemek yemeyi unuttum.
Essen Essen Ich habe vergessen .
Yarın ne planlıyorsun?
Was hast du morgen vor ?
Sana bir şey sorabilir miyim?
Für dich a Ding kann Fragen Bin ich ?
Akşam yemeği için ne düşünüyorsun?
Abend Essen Was denkst du darüber ?
İşte nasıl gidiyor?
Auf Arbeit Wie gehen ?
Geçen hafta sonu ne yaptın?
Zuletzt Woche Was hast du am Ende gemacht ?
İyi misin, bir şeye ihtiyacın var mı?
Gut sind Sie ein zur Sache brauchst du es ?
Bu hafta sonu ne yapmayı planlıyorsun?
Das Woche was am Ende zu tun ist Planst du ?
Geçen gece çok güzel bir film izledim.
Ich habe gestern Abend einen sehr guten Film gesehen.
Bugün ne giyeceğime karar veremedim.
Was werde ich heute anziehen ? Entscheidung Ich konnte es nicht geben .
Dün akşam ne zaman eve geldin?
Gestern Wann ist Abend ? heim Du kamst ?
Bu ara nasıl hissediyorsun?
Wie ist es heutzutage ? fühlen Sie ?
Arabanın nasıl olduğunu görebilir miyim?
von dem Auto Wie Ist kann sehen Bin ich ?
Yeni bir restoran denemeyi mi düşünüyorsunuz?
Denken Sie darüber nach, ein neues Restaurant auszuprobieren?
Bu hafta sonu hava nasıl olacak?
Das Woche Ende Wetter Wie wird sein ?
Geçen hafta sonu ailemle piknik yaptık.
Zuletzt Woche Ende mit meiner Familie Picknick Wir machten .
Yarın için hava durumu nasıl gözüküyor?
Morgen für Wetter Status Wie Scheint es ?
Bugün işte ne kadar süre geçirdin?
Heute Hier erfahren Sie, wie viel Dauer Hattest du es ?
Son zamanlarda ne haber?
Was gibt es in letzter Zeit für Neuigkeiten ?
Eviniz nerede, oraya nasıl gidebilirim?
Ihr Haus wo , dort Wie Ich kann gehen ?
Yarın için bir randevun var mı?
Haben Sie einen Termin für morgen?
Dün akşam ne yedin?
Gestern Was hast du zu mittag gegessen ?
Bu hafta sonu arkadaşlarınla buluşacak mısın?
Wirst du dieses Wochenende deine Freunde treffen?
Bugün neler yaptın?
Heute Was du machtest ?
En son ne zaman tatil yaptın?
Wann war das letzte Mal Urlaub du machtest ?
Bu restoranda daha önce yemek yedin mi?
Das im Restaurant mehr Vor Essen hast du gegessen?
Son zamanlarda kitap okudun mu?
In letzter Zeit Buch Hast du gelesen ?
Bu hafta sonu için planların var mı?
Das Woche Ende für Hast du schon was vor ?
Bugün ne zaman kalktın?
wann ist heute bist du aufgestanden ?
Marketten beş elma aldım ve sonra eve döndüm.
vom Markt fünf Apfel ich kaufte Und später heim Ich bin wieder da .
Kitap okurken çay içmeyi seviyorum.
Buch während des Lesens Tee trinken Ich liebe .
Arabamı park ederken yağmur yağmaya başladı.
Beim Parken meines Autos Regen regnen gestartet .
Evdeki çocuklar oyun oynarken, anneleri yemek pişiriyordu.
Heim Kinder Spiel Spielen , Mütter Essen War kochen .
Sinemaya gitmeden önce arkadaşlarımı aradım ve sonra buluştuk.
Ins Kino ohne zu gehen Vor meine Freunde Ich rief Und später wir trafen uns .
Pazartesi günü işe gitmeden önce kahvaltı etmeyi unutmuşum.
Montag Tag wohingegen ohne zu gehen Vor Frühstück machen Ich habe vergessen .
Trenle seyahat ederken bir kitap okumayı tercih ediyorum.
mit dem Zug Reise während Eins Buch Lektüre Präferenz Ich tue .
Yarın sabah kalktığımda spor yapmayı planlıyorum.
Morgen Morgen wenn ich aufstehe Sport machen Ich plane .
Kediler uyurken, köpekler dışarıda koşuyordu.
Katzen schlafende Hunde draußen Er rannte .
Alışveriş yaparken birçok indirim buldum ve çok mutlu oldum.
Einkaufen während Eine Menge Rabatt ich fand Und Eine Menge Glücklich wurde .
Sinemaya gitmeden önce arkadaşlarla buluşup bir şeyler yemeyi düşünüyorum.
Ins Kino ohne zu gehen Vor mit Freunden Treffen Eins Dinge Essen Ich denke .
Hafta sonu tatil planları yaparken, hava durumunu kontrol etmek önemlidir.
Woche Ende Urlaub Pläne während ich Luft mache Status Kontrolle machen Es ist wichtig .
Telefonumu kaybettim ve sonra bulamayıp endişelendim.
mein Telefon Ich habe verloren Und später Kann nicht finden Ich war besorgt .
Yemek pişirirken müzik dinlemek, işleri daha keyifli hale getirir.
Essen beim Kochen Musik Zuhören , arbeiten mehr angenehm Heiligenschein bringt .
Otobüs beklerken, kitap okuyarak zaman geçirmeyi tercih ediyorum.
Bus Während Sie warten , buchen Sie durch Lesen Zeit bestehen Präferenz Ich tue .
Tatilde deniz kenarında güneşlenirken, denize girmeyi seviyorum.
im Urlaub Meer an der Kante Sonnenbaden im Meer betreten Ich liebe .
Dün gece film izlerken atıştırmalık olarak patlamış mısır yedim.
Gestern abends Filme schauen Snack Aspekt explodierte Mais Ich aß .
İşe gitmeden önce kahvaltı yapmayı unutursam günüm kötü başlar.
Wohingegen ohne zu gehen Vor Frühstück machen wenn ich es vergesse Mein Tag schlecht beginnt .
Dışarıda yürüyüş yaparken, kuşların cıvıltısını dinlemek hoşuma gidiyor.
Draußen gehen beim Basteln der Vögel zwitschern zuhören ich mag das gehen .
Şehirde gezerken, tarihi yapıları ziyaret etmeyi seviyorum.
in der Stadt auf Reisen , Geschichte Strukturen besuchen machen Ich liebe .
Spor yaparken müzik dinlemek, motivasyonumu arttırır.
Sport während Musik Zuhören , meine Motivation erhöht sich .
Arabayla seyahat ederken, harita kullanmayı tercih ediyorum.
Mit Auto Reise während Karte benutzen Präferenz Ich tue .
Hafta sonu alışverişe çıkarken, ihtiyaçlarımı listeleyerek gidiyorum.
Woche Ende Einkaufen Wenn ich gehe , erfülle meine Bedürfnisse durch Auflistung Ich gehe .
Kitap okurken kahve içmeyi severim çünkü beni rahatlatır.
Buch während des Lesens Kaffee trinken Ich mag Weil Mich Es entspannt .
Evde temizlik yaparken, favori müziklerimi açarak enerjik kalırım.
Zu Hause Reinigung tun , Favorit meine Musik durch Öffnen energisch Ich werde bleiben .
Yürüyüş yaparken fotoğraf çekmeyi ve doğanın tadını çıkarmayı seviyorum.
Gehen während Foto ziehen Und von Natur genießen Mitnahme Ich liebe .
Akşam yemeğini yaparken sebzeleri doğrayıp bir tencereye koydum.
Abend dein Essen während Gemüse hacken und hacken Eins zum Topf Ich lege .
Yemek masasında otururken, ailecek günün nasıl geçtiğini konuşuruz.
Essen an seinem Schreibtisch Als Familie zusammensitzen dein Tag Wie bestanden reden .
Yaz tatilinde deniz kenarında güneşlenirken, kitap okumak çok keyifli oluyor.
Sommer in den Ferien Meer an der Kante Buchen Sie beim Sonnenbaden lesen Eine Menge angenehm es passiert .
Arkadaşlarla buluşmadan önce, randevu saatini belirlemek önemlidir.
Mit Freunden vor dem Treffen vor Termin deine Uhr bestimmen Es ist wichtig .
Yağmur yağdığı için dışarı çıkmadık.
Wir sind nicht ausgegangen, weil es geregnet hat.
Bugün yağmurlu olmasına rağmen…
Obwohl es heute regnerisch war..
Hem çalışıp hem de okula gidiyorum.
Arbeiten und zur Schule gehen Ich gehe .
Hem yaz tatili hem de kış tatili planlarımız var.
schreibe auch Urlaub und Winter Urlaub wir haben Pläne .
Yağmur yağdığı için arabayı kullanamıyoruz.
Regen Es regnet für das Auto wir können es nicht verwenden .
Evde hem temizlik yapacak hem de yemek pişirecek zamanımız yok.
Reinigung zu Hause zu tun und zu essen werde kochen unsere Zeit NEIN .
Yorucu bir gün geçirdik.
Wir hatten einen anstrengenden Tag.
Hem araba kiralayıp hem de otobüsle seyahat etmeyi düşünüyoruz.
beide Autos Miete und Bus Reise machen wir denken .
Hem kitap okuyup hem de müzik dinlemek istiyorum.
Ich möchte sowohl Bücher lesen als auch Musik hören.
Dün hem sinemaya gittik hem de arkadaşlarla yemeğe çıktık.
Gestern waren wir im Kino und mit Freunden essen.
Yağmurun şiddeti arttığı için dışarı çıkamadık.
des Regens Gewalt erhöht für draußen Wir konnten nicht raus .
Bugün yağmur yağmasına rağmen, parka gitmeye karar verdik.
Heute Regen zum Regen Obwohl , geh in den Park Wir beschlossen .
Evin içi hem sıcak hem de rahat.
Dein Haus Das Innere ist warm und komfortabel zugleich .
Bizim ailemizde beş kişi var.
Unsere in unserer Familie fünf Da sind Leute .
Babam bir doktor, annem ev hanımı.
Mein Vater Eins Arzt , meine Mutter Haus Gattin .
Ben en büyük çocuğum, bir kız kardeşim ve bir erkek kardeşim var.
ich bin der Größte mein Kind , eins Mädchen mein Bruder Und Eins Männlich Ich habe ein Geschwister .
Babam İstanbul’da doğdu, annem Anadolu’dan geliyor.
Mein Vater In Istanbul wurde geboren , meine Mutter aus Anatolien kommt .
Ailemizde herkes spor yapmaktan hoşlanır.
in unserer Familie alle Sport vom Tun genießt es .
Anneannem ve dedem emekli, sık sık bizimle vakit geçirirler.
Meine Großmutter Und mein Großvater im Ruhestand , häufig schick mit uns Zeit Sie gehen vorbei .
Ailemizdeki en küçük üye bir köpek, adı Fıstık.
Der Jüngste in unserer Familie Mitglied Eins Hundename Erdnuss .
Biz ailecek hafta sonları piknik yapmayı severiz.
Wir Familie Woche geht kaputt Picknick machen wir lieben .
Ailemizde herkes birbirine çok bağlı ve yardımseverdir.
in unserer Familie alle gegenseitig Eine Menge in Verbindung gebracht Und ist hilfreich .
Bizim ailemizde yemek yapmayı herkes sever.
Unsere in unserer Familie Essen machen alle liebt .
Ailemizin en sevdiği aktivite film izlemek.
Der Favorit unserer Familie Aktivität, Filme schauen .
Bizim ailemizde herkes müzik dinlemeyi çok sever.
Unsere in unserer Familie alle Musik zuhören Eine Menge liebt .
Ailemizde herkes birbirinin hobilerine saygı duyar.
in unserer Familie alle gegenseitig zu deinen Hobbys respektieren hört .
Ailemizde herkesin farklı bir kişiliği ve ilgileri vardır.
in unserer Familie jedermanns anders Eins Persönlichkeit Und Interessen hat .
Ailemizde herkesin güçlü ve zayıf yanları vardır.
in unserer Familie jedermanns stark Und schwach Seiten hat .
Ailemizdeki en genç üye sık sık eğlenceli şeyler yapmayı sever.
Der Jüngste in unserer Familie Mitglied schick schick Spaß Dinge machen liebt .
Ailemizde herkes birbirine destek olur ve birlikte sorunları çözer.
in unserer Familie alle gegenseitig Unterstützung Es ist möglich Und zusammen Probleme löst .
Ailemizin en büyük tutkusu seyahat etmek.
Der Größte in unserer Familie Hingabe Reise machen .
Bizim ailemizde herkes spor yaparak formda kalmaya çalışır.
Unsere in unserer Familie alle Sport indem man es tut in Form bleiben funktioniert .
Ailemizdeki herkesin farklı hayalleri ve hedefleri vardır.
in unserer Familie jedermanns anders Träume Und Ziele hat .
Bizim ailemizde herkes kitap okumayı sever.
Unsere in unserer Familie alle Buch Lektüre liebt .
Ailemizin en büyük zorluğu zaman zaman anlaşmazlıklar yaşamak.
Der Größte in unserer Familie Schwierigkeit Zeit Zeit Streitigkeiten Leben .
Ailemizin en büyük mutluluğu bir arada olmaktır.
Das größte Glück unserer Familie ist das Zusammensein.
Bizim ailemizde herkesin ayrı bir ilgi alanı vardır.
Unsere in unserer Familie jedermanns separate Eins Interesse Bereich hat .
Ailemizde herkesin birbirine olan sevgisi çok büyüktür.
in unserer Familie jedermanns gegenseitig derjenige, der… seine Liebe Eine Menge ist groß .
Ailemizin en büyük başarısı birlikte zorlukların üstesinden gelmek.
Der Größte in unserer Familie Erfolg zusammen Deine Schwierigkeiten überwinden kommen .
Bizim ailemizde herkesin birbirine olan güveni tamdır.
Unsere in unserer Familie jedermanns gegenseitig derjenige, der… Vertrauen ist komplett .
Ailemizde herkes birbirinin fikirlerine saygı gösterir.
in unserer Familie alle gegenseitig zu Ihren Vorstellungen respektieren zeigt an .
Bizim ailemizde herkesin birbirine karşı sorumlulukları vardır.
Unsere in unserer Familie jedermanns gegenseitig Gegenteil Verantwortlichkeiten hat .
Ailemizde herkes birlikte geçirilen zamanın değerini bilir.
in unserer Familie alle zusammen bestanden von Zeit dessen Wert weiß .
Boş zamanlarımda resim yapmayı çok seviyorum.
Leer zu meiner Zeit Bild machen Eine Menge Ich liebe .
Arkadaşlarımla buluşup futbol oynamak hobilerimden biri.
Mit meinen Freunden Treffen Fußball spielen aus meinen Hobbys jemand .
Hafta sonları doğa yürüyüşlerine katılmaktan keyif alıyorum.
Woche geht kaputt Natur zu ihren Spaziergängen vom Beitritt Vergnügen Ich kaufe .
Gitar çalmak, stres atmak için harika bir aktivite.
Gitarre stehlen , Stress abbauen für Wunderbar Eins Aktivität .
Yoga yapmak ruhuma huzur veriyor.
Yoga machen zu meiner Seele Frieden gibt .
Evde yemek yapmayı öğrenmeye başladım, çok keyifli.
Zu Hause Essen machen lernen Ich habe viel angefangen angenehm .
Kitap okumak benim için bir tutku, her fırsatta okurum.
Buch lesen Meins für Eins Leidenschaft bei jeder Gelegenheit Ich lese .
Bisiklet sürmek, doğayla iç içe olma fırsatı sunuyor.
Fahrrad Reiten Sie mit der Natur trinken nach innen Sein Gelegenheit bietet an .
Bahçede çiçeklerle uğraşmak, benim için terapötik bir aktivite.
Im Garten mit Blumen Kümmere dich um mich für therapeutisch Eins Aktivität .
Fotoğraf çekmek, anıları ölümsüzleştirmenin harika bir yolu.
Foto Erinnerungen zeichnen zu verewigen Wunderbar Eins Weg .
Dans etmek, hem eğlenceli hem de sağlıklı bir aktivite.
Tanzen macht Spaß und ist gesund Eins Aktivität .
Yüzme, hem bedensel hem de zihinsel olarak rahatlatıcı.
Schwimmen ist sowohl körperlich als auch geistig Aspekt entspannend .
El işleri yapmak, yaratıcılığımı geliştirmeme yardımcı oluyor.
Kunsthandwerk machen , meine Kreativität keine Besserung Helfer es passiert .
Satranç oynamak, zekâyı ve stratejiyi geliştiren bir hobidir.
Schachspielen ist ein Hobby, das Intelligenz und Strategie fördert.
Bahçede sebzeler yetiştirmek, organik ve sağlıklı bir yaşam için harika.
Im Garten Gemüse wachsen , organisch Und gesund Eins Leben für Wunderbar .
Müzik dinlemek, ruhumu besleyen bir aktivite.
Musik Höre auf meine Seele Füttern Eins Aktivität .
Doğada kamp yapmak, stresi atmanın en güzel yollarından biri.
Camping in der Natur baut Stress ab Das Beste, was man werfen kann von deinen Wegen jemand .
Film izlemek, hem eğlenmek hem de farklı dünyalara yolculuk etmek.
Filme schauen macht Spaß und ist gleichzeitig anders zu den Welten Reise machen .
Ressamlık, duygularımı ifade etmenin en güzel yollarından biri.
Malen , meine Gefühle Ausdruck das Beste , was man machen kann von deinen Wegen jemand .
Hobi olarak araba tamir etmek, kendimi geliştirmemi sağlıyor.
Hobby Aspekt Auto Fix mich selbst machen meine Entwicklung bietet .
Dağcılık, macera ve adrenalin tutkunları için harika bir aktivite.
Bergsteigen , Abenteuer Und Adrenalin Enthusiasten für Wunderbar Eins Aktivität .
Bahçede kuşları gözlemlemek, doğayla bağ kurmamı sağlıyor.
Im Garten Vögel beobachten , Natur Bindung installieren bietet .
Ahşap oyma, el becerimi geliştiren ve zihinsel olarak rahatlatıcı bir hobidir.
Holz Schnitzen , handwerkliches Geschick Entwicklung Und mental Aspekt entspannend Eins Es ist ein Hobby .
Şiir yazmak, duygularımı ifade etmenin en özel yollarından biri.
Gedicht schreibe meine Gefühle Ausdruck das Besondere , was es zu tun gibt von deinen Wegen jemand .
Doğa fotoğrafçılığı, beni dışarıya çıkarıp güzellikleri keşfetmeme yardımcı oluyor.
Natur Fotografie , ich aus Hol es raus Schönheiten nicht zu entdecken Helfer es passiert .
Eskrim yapmak, hem fiziksel hem de zihinsel olarak beni zorluyor.
Fechten zu tun , sowohl körperlich als auch geistig Aspekt Mich es zwingt .
Balık tutmak, sessizlik içinde huzur bulma fırsatı sunuyor.
Fisch Schweigen innen Frieden finden Gelegenheit bietet an .
Tiyatro oynamak, farklı karakterleri keşfetmenin heyecan verici bir yolu.
Theater anders spielen Figuren der Entdeckung Aufregung Sender Eins Weg .
Astronomi ile ilgilenmek, evrenin gizemlerini keşfetmeye olan merakımı tatmin ediyor.
Astronomie mit Kümmere dich um das Universum Deine Geheimnisse erforschen derjenige, der… meine Neugier Zufriedenheit es tut .
Marangozluk yapmak, el becerimi geliştirirken yaratıcılığımı da ortaya çıkarıyor.
Zimmerei machen , handwerkliches Geschick während der Entwicklung zeige meine Kreativität nimmt es raus .
Sabahları kalktığımda güneş henüz doğmamış oluyor.
am Morgen wenn ich aufstehe Sonne noch ungeboren es passiert .
Öğle vakti geldiğinde genellikle bir mola veririm.
Mittag Zeit Wenn es kommt Allgemein Ich mache eine Pause .
Öğleden sonra saat üçte buluşacağımızı hatırlattı.
Am Abend später Stunde um drei wir werden uns treffen erinnert .
Akşam olunca evde huzurlu bir atmosfer oluşur.
Abend Wann zu Hause friedlich Eins Atmosphäre tritt ein .
Gece yarısına yaklaştığında sokaklar sessizleşmeye başlar.
Nacht auf die Hälfte wenn du dich näherst Straßen still werden beginnt .
Saat beşte iş çıkışı arkadaşlarla buluşacağım.
Stunde Komposition arbeiten Ausgabe mit Freunden Ich werde dich treffen .
Saat dokuzda akşam yemeği için restorana gideceğiz.
Stunde um neun Abend Essen für zum Restaurant wir werden gehen .
Saat onda evde olmayı planlıyorum.
Stunde Zehntel zu Hause zu sein Ich plane .
Sabah saat altıda kalkmayı alışkanlık haline getirdim.
Morgen Uhr um sechs aufstehen Gewohnheit hinein Ich brachte .
Saat on iki civarında öğle yemeği yemeyi tercih ediyorum.
Zwölf Uhr um Mittag Essen Essen Präferenz Ich tue .
Saat dörtte buluşacağımız yeri belirledik.
Stunde um vier wir werden uns treffen Ort Wir haben festgestellt .
Akşam saat sekizde bir film izlemek için randevum var.
Abend Stunde Um Acht einen Film sehen für Ich habe ein Date .
Saat birde önemli bir toplantımız var, hazır olmak gerek.
Stunde Auch wichtig Eins Wir haben ein Treffen , bereit zu sein notwendig .
Öğle saatlerinde güneş en yüksek noktasına ulaşır.
Mittag in den Stunden Sonne am höchsten auf den Punkt erreicht .
Gün batarken manzara gerçekten harika oluyor.
Landschaft bei Sonnenuntergang Wirklich Wunderbar es passiert .
Saat altı buçukta spor salonuna gideceğim.
Stunde sechs um halb Sport zur Halle Ich werde gehen .
Akşam yemeği için saat yedide hazır olman gerekecek.
Abend Essen für Stunde um sieben bereit Du bist nicht Es wird nötig sein .
saat ikiye kadar biraz dinlenmek istiyorum.
Ich möchte mich bis zwei Uhr etwas ausruhen.
Saat on birde telefon görüşmem var, unutma.
um elf Uhr Telefon Ich habe ein Meeting , vergiss das nicht .
Sabah saat dokuzda randevumuz var, zamanında olmak önemli.
Morgen Uhr um neun Wir haben pünktlich einen Termin zu sein wichtig .
Saat üçte alışverişe gitmeyi düşünüyorum.
Stunde um drei Einkaufen gehen Ich denke .
Akşam saatlerinde ev işlerine zaman ayırmayı seviyorum.
Abend in den Stunden Haus zu ihrer Arbeit Zeit zu trennen Ich liebe .
Öğlen saat on ikiye doğru bir kahve içmek iyi gelir.
Nachmittag bis zwölf Uhr WAHR Eins Kaffee trinken Gut Einkommen .
Saat beş buçukta spor salonunda olacağım.
Stunde fünf um halb Sport in der Halle Ich werde sein .
Gecenin ilerleyen saatlerinde uyumak iyidir.
der Nacht progressiv in den Stunden schlafen ist gut .
Sabah saat yedide kahvaltı etmeyi seviyorum.
Morgen Uhr um sieben Frühstück machen Ich liebe .
Akşam saat yediye doğru yemeği hazırlamaya başlıyorum.
Abend Stunde bis sieben WAHR Essen vorbereiten Ich fange an .
Saat onda yatmayı tercih ediyorum, erken kalkmak için.
Stunde Zehntel ins Bett gehen Präferenz Das tue ich , stehe früh auf für .
Öğleden sonra saat üçte bir iş görüşmemiz var, hazırlıklı olmalıyız.
Am Abend später Stunde um drei Eins arbeiten Wir haben ein Treffen vorbereitet wir müssen .
Günün her saati farklı etkinliklere zaman ayırmak önemli.
zu jeder Tageszeit anders zu Veranstaltungen Zeit zu trennen wichtig .
Akşam yemeğinde ızgara tavuk ve sebzeler yiyebiliriz.
Abend Beim Abendessen Grill Huhn Und Gemüse wir können essen .
Öğle yemeğinde salata ve ton balığı tercih ediyorum.
Mittag Beim Abendessen Salat und Thunfisch Präferenz Ich tue .
Sabah kahvaltısında taze meyve salatası yemek hoşuma gider.
beim Frühstück frisch Obst Salat Essen ich mag das Aufwand .
Akşam yemeği için sebzeli bir pilav yapmayı düşünüyorum.
Abend Essen für mit Gemüse wie man Reis macht Ich denke .
Öğle yemeğinde etsiz bir sebze yemeği tercih ediyorum.
Mittag Beim Abendessen fleischlos Eins Gemüse Essen Präferenz Ich tue .
Sabah kahvaltısında taze sıkılmış portakal suyu içmeyi seviyorum.
beim Frühstück frisch gelangweilt orange Saft trinken Ich liebe .
Akşam yemeğinde ızgara somon ve fırın patates yapmayı düşünüyorum.
Abend Beim Abendessen Grill Lachs Und Ofenkartoffeln zubereiten Ich denke .
Öğle yemeğinde kırmızı mercimek çorbası içmek istiyorum.
Mittag Beim Abendessen Rot Linse Suppe trinken Ich will .
Sabah kahvaltısında taze meyveli yoğurt yemek hoşuma gider.
beim Frühstück frisch fruchtig Joghurt Essen ich mag das Aufwand .
Akşam yemeğinde sebzeli makarna pişirebiliriz.
Abend Beim Abendessen mit Gemüse Pasta Wir können kochen .
Merhaba! Adım Anna ve 12 yaşındayım.
Hallo ! Mein Name ist Anna und ich bin 12 Jahre alt .
Kitap okumayı gerçekten seviyorum.
Ich liebe es wirklich, Bücher zu lesen.
En sevdiğim kitaplar Harry Potter ve Açlık Oyunları’dır.
Mein Lieblings Bücher Harry Potter und Hunger Spiele .
Bu kitapları çok heyecan verici ve yaratıcı buluyorum.
Das Bücher Eine Menge Aufregung Sender Und kreativ Ich finde .
Her gün en az bir saat kitap okuyorum.
zumindest jeden Tag Eins Stunde Buch Lektüre .
Bazen kütüphaneden kitap ödünç alıyorum, bazen de kitapçıdan ya da internetten satın alıyorum.
Manchmal leihe ich mir Bücher aus der Bibliothek aus, manchmal kaufe ich sie im Buchladen oder online.
Benim de bir e-kitap okuyucum var ama kağıt kitapları tercih ediyorum.
Ich habe auch ein E- Book Ich habe einen Leser , aber Papier Bücher Präferenz Ich tue .
Çoğunlukla odamda veya bahçede kitap okuyorum.
Meistens in meinem Zimmer oder im Garten Buch Lektüre .
İyi bir kitap okuduğumda etrafımdaki her şeyi unutuyorum.
Gut Eins Buch Wenn ich lese alles um mich herum Ich vergesse .
Hafta sonu özel bir şeyler yapmayı severim.
Woche Ende besonders Eins Dinge machen Ich mag .
Cumartesi günleri sık sık alışverişe gider ve arkadaşlarımla buluşurum.
Samstag Tage schick schick Einkaufen Aufwand Und mit meinen Freunden Ich werde dich treffen .
Pazar günleri spor yapmayı severim.
Sonntag Tage Sport machen Ich mag .
Koşuya çıkarım ya da bisiklete binerim.
für einen Lauf Inferenz oder auf dem Fahrrad Ich reite .
Hava güzel olduğunda ben de dışarıda vakit geçirmeyi seviyorum.
Wetter Schön Wenn es passiert, bin ich auch draußen Zeit bestehen Ich liebe .
Yürüyüşe çıkıyorum ya da parkta arkadaşlarımla buluşuyorum.
für einen Spaziergang rauskommen oder im Park mit meinen Freunden Ich treffe dich .
Hava kötü olduğunda evde kalıp kitap okumayı ya da televizyon izlemeyi severim.
Wetter schlecht Wann zu Hause Muster Buch Lektüre oder Fernsehen schauen Ich mag .
Hafta sonunun rahatlamak ve gevşemek için önemli olduğunu düşünüyorum.
Woche vom Ende entspannen Und entspannen für wichtig Ist Ich denke .
Her hafta sonu farklı bir şey yapmaya ve maceralar yaşamaya çalışıyorum.
Jede Woche Ende anders Eins Ding machen Und Abenteuer Leben Ich arbeite .
Boş zamanım ve yapmaktan hoşlandığım şeyleri yapma fırsatım olduğu için minnettarım.
Leer meine Zeit Und vom Tun Ich mag Dinge Tu das nicht meine Chance Ist für Ich bin dankbar .
Benim hobim müzik dinlemek.
Meins mein Hobby Musik zuhören.
Pop, rock, caz ve klasik gibi farklı müzik türlerini dinlemeyi seviyorum.
Pop, Rock, Jazz Und klassisch wie anders Musik Typen zuhören Ich liebe .
Evde çok sayıda CD ve MP3’üm var ama artık müzik dinlemek için Spotify kullanıyorum.
Zu Hause Eine Menge Ich habe aber viele CDs und MP3s Jetzt Musik zuhören für Spotify Ich benutze .
Müziğin beni rahatlattığını ve mutlu ettiğini düşünüyorum.
Der Musik Mich dass es dich entspannt Und Glücklich dass er es getan hat Ich denke .
Ayrıca üzgün veya stresli olduğumda ruh halimi iyileştirebilir.
Darüber hinaus traurig oder stressig wenn ich bin Seele Mein Staat kann verbessern .
Müzik aynı zamanda yaratıcılığımı teşvik edebilir ve bana ilham verebilir.
Musik Dasselbe rechtzeitig meine Kreativität Anreiz dürfen Und Mir Inspiration kann geben .
Müziğin hayatın önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum.
Der Musik Dein Leben wichtig Eins Ein Teil davon Ist Ich denke .
Herkesin kendisine keyif veren ve onu mutlu eden bir hobisi olmalıdır.
Jedermanns zu ihr selbst angenehm und er-sie-es eines , das dich glücklich macht Hobby sollte sein .
Müzik hobim olduğu için mutluyum.
Musik mein Hobby Ist für Ich bin froh .
Büyük bir ailem var.
Groß Eins Ich habe eine Familie .
Bir annem, bir babam, bir kız kardeşim ve bir de erkek kardeşim var.
Eins meine Mutter a mein Vater ist ein Mädchen mein Bruder Und auch ein Mann Ich habe ein Geschwister .
Annem ve babam öğretmen, kız kardeşim ise tıp okuyor.
Meine Mutter Und mein Vater Lehrerin , Mädchen mein Bruder wohingegen Medizin Lektüre .
Erkek kardeşim ise bir öğrenci.
Männlich mein Bruder wohingegen Eins Student .
Sık sık bir araya gelir ve birlikte vakit geçiririz.
Wir treffen uns oft und verbringen Zeit miteinander.
Birlikte öğle veya akşam yemeği yiyoruz ve birlikte gezilere çıkıyoruz.
Zusammen Mittag oder Abend Essen Aßen Und zusammen zu Ausflügen wir gehen aus .
Bazen birlikte tatile de gidiyoruz.
manchmal zusammen Wir machen auch Urlaub .
Aileme çok minnettarım ve birlikte geçirdiğimiz zamana değer veriyorum.
Zu meiner Familie Eine Menge Ich bin dankbar Und zusammen wir verbrachten zur Zeit Wert Ich gebe .
Ailenin çok önemli olduğuna ve el üstünde tutulması gerektiğine inanıyorum.
Familie Eine Menge wichtig das ist es und zur Hand behalten sollen Ich glaube .
Böyle harika bir aileye sahip olduğum için şanslıyım.
So was Wunderbar Eins Zur Familie Eigentümer Ich bin für Ich bin glücklich .
Bugün çok güzel bir gün.
Heute Eine Menge Schön Eins Tag .
Güneş parlıyor ve hava sıcak. Gökyüzü masmavi ve hiç bulut yok.
Sonne Es scheint Und Wetter heiß . Himmel azurblau Und keiner wolkig NEIN .
Yürüyüşe çıkacağım ve doğanın tadını çıkaracağım.
für einen Spaziergang Ich werde raus gehen Und von Natur genießen Ich werde es herausnehmen .
Yarın yağmur yağacakmış.
Morgen Regen Es würde regnen .
Muhtemelen evde kalıp kitap okuyacağım ya da film izleyeceğim.
Wahrscheinlich zu Hause Muster Buch ich werde lesen Oder ich schaue mir einen Film an .
Ayrıca biraz temizlik ve toparlama yapacağım.
Darüber hinaus Ein wenig Reinigung Und aufrunden Ich werde es tun .
Yarından sonraki gün havanın yeniden güneşli olması bekleniyor.
ab morgen nächste Tag der Luft wieder sonnig zu sein Warten .
Bir geziye çıkabilir ya da bir arkadaşımı ziyaret edebilirim. Ne yapacağımı göreceğim.
Eins auf einer Reise kann herauskommen oder ein mein Freund besuchen Ich kann . was zu tun Ich werde sehen .
Hava durumu hayatımızı çok etkiliyor.
Wetter Status unser Leben Eine Menge beeinflussend .
Hava güzel olduğunda, dışarı çıkıp bir şeyler yapmak daha çok hoşumuza gidiyor.
Wetter Schön wenn draußen herauskommen Eins Dinge machen mehr Eine Menge wir mögen es gehen .
Yağmur yağdığında evde kalıp rahat bir gün geçirme eğilimindeyiz.
Regen wenn es regnet zu Hause Muster komfortabel Eins Tag Vorbeigehen Wir neigen dazu .
Merhaba, benim adım Ayşe.
Hallo ich bin es mein Name Ayse .
İstanbul’da doğdum ve burada yaşıyorum.
In Istanbul Ich wurde geboren Und Hier Ich lebe .
27 yaşındayım ve İstanbul Üniversitesi’nde psikoloji okudum.
27 Jahre alt und an der Universität Istanbul Psychologie Ich lese .
Şu anda bir insan kaynakları uzmanı olarak çalışıyorum.
Das im Augenblick Eins Person Quellen Fachmann Aspekt Ich arbeite .
Boş zamanlarımda kitap okumayı, resim yapmayı ve yürüyüş yapmayı seviyorum.
Leer zu meiner Zeit Buch Lesen , Bild machen Und gehen machen Ich liebe .
Müzik dinlemek benim için bir tutku ve çeşitli müzik türlerini keşfetmeyi severim.
Musik zuhören Meins für Eins Hingabe Und verschieden Musik Typen entdecken Ich mag .
Yeni yerler keşfetmeyi ve seyahat etmeyi çok seviyorum, farklı kültürleri deneyimlemek benim için önemli.
Neu setzt entdecken Und Reise machen Eine Menge Ich liebe es , es ist anders Kulturen Erfahrung Meins für wichtig .
Arkadaşlarımla bir araya gelip yeni restoranlar keşfetmeyi ve lezzetli yemekler yemeyi de çok severim.
Mit meinen Freunden Eins zusammensetzen Komm und neu Restaurants entdecken Und lecker Mahlzeiten zu viel zu essen Ich mag .
Hayvanları çok seviyorum, özellikle köpeklerle vakit geçirmek beni mutlu eder.
Tiere Eine Menge Ich liebe besonders mit Hunden Zeit einstellen Mich Glücklich es tut .
Duygusal biriyim ama konuşkan değilim.
Ich bin ein emotionaler Mensch, aber ich bin nicht gesprächig.
Dürüstlük ve güven benim için çok önemlidir, her zaman doğru ve adil olmaya çalışırım.
Ehrlichkeit Und Vertrauen Meins für Eine Menge wichtig , immer WAHR Und gerecht zu sein Ich arbeite .
Yeni insanlarla tanışmayı ve farklı bakış açılarını öğrenmeyi severim.
Neu mit Leuten treffen Und anders Sicht Winkel lernen Ich mag .
Kendimi sürekli geliştirmek ve yeni şeyler öğrenmek benim için önemlidir.
Ich selbst ständig entwickeln Und neu Dinge lernen Meins für Es ist wichtig .
Hayatta pozitif bir bakış açısına sahibim ve her durumdan bir şeyler öğrenmeye çalışırım.
Im Leben positiv Eins Sicht zum Winkel Ich habe und aus jeder Situation Eins Dinge lernen Ich arbeite .
Ailem ve arkadaşlarım benim için çok değerlidir, onlarla zaman geçirmek beni mutlu eder.
Meine Familie Und meine Freunde Meins für Eine Menge sind wertvoll , mit ihnen Zeit einstellen Mich Glücklich es tut .
Hayatımı anlamlandıran şeylerden biri de başkalarına yardım etmek ve topluma katkıda bulunmaktır.
Mein Leben Bedeutung geben von Dingen eins zu anderen helfen machen Und für die Gesellschaft beitragen ist zu finden .
Kendimi tanıtmak benim için zor olabilir ama her zaman dürüst ve açık olmaya çalışırım.
Ich selbst vorstellen Meins für schwierig es könnte sein aber immer ehrlich Und offen zu sein Ich arbeite .
Yeni insanlarla tanışmaktan keyif alıyorum.
Es macht mir Spaß, neue Leute kennenzulernen.
Umuyorum ki beni daha yakından tanıma fırsatınız olur ve birlikte güzel anılar biriktiririz.
Ich hoffe, ich mehr eng Erkennung Ihre Chance Es ist möglich Und zusammen Schön Erinnerungen wir akkumulieren .
Sabahları kahvaltı yapmayı seviyorum.
am Morgen Frühstück machen Ich liebe .
Okula veya işe gitmeden önce duş alırım.
zur Schule oder wohingegen ohne zu gehen Vor Dusche Ich bekomme .
İş yerinde yoğun bir gün geçirdim.
Arbeiten an Ort und Stelle beschäftigt Eins Tag Ich hatte es .
Öğle yemeğinde genellikle dışarıda yemek yerim.
Mittag Beim Abendessen Allgemein draußen Essen Ich esse .
Akşamları evde dinlenmeyi tercih ediyorum.
Abends zu Hause ausruhen Präferenz Ich tue .
Hafta sonları genellikle arkadaşlarımla buluşurum.
Woche geht kaputt Allgemein mit meinen Freunden Ich werde dich treffen .
Müzik dinlemeyi çok seviyorum.
Musik zuhören Eine Menge Ich liebe .
Kitap okumak benim için rahatlatıcı bir aktivite.
Buch lesen Meins für entspannend Eins Aktivität .
Spor yapmak benim için önemlidir.
Sport machen Meins für Es ist wichtig .
Çocuklarımla zaman geçirmekten keyif alıyorum.
mit meinen Kindern Zeit vom Durchgehen Vergnügen Ich kaufe .
Gelecek hafta sonu için planlarım var.
Zukunft Woche Ende für Ich habe Pläne .
Yarın iş görüşmem var, heyecanlıyım.
Ich habe morgen ein Vorstellungsgespräch, ich bin gespannt.
Alışveriş yapmaya ihtiyacım var, birkaç şey almalıyım.
Einkaufen machen Ich brauche ein paar Ding Ich muss es nehmen .
Hafta sonu piknik yapmayı düşünüyoruz.
Woche Ende Picknick machen wir denken .
Bugün hava çok güzel, dışarıda vakit geçirelim.
Heute Wetter Eine Menge schön draußen Zeit Lass es uns weitergeben .
Yarın doğum günüm, bir şeyler planlamalıyım.
Morgen Geburt mein erster Tag Dinge Ich muss planen .
Yemek yapmayı seviyorum, yeni tarifler denemeyi çok seviyorum.
Essen machen Ich liebe Neues Rezepte versuchen Eine Menge Ich liebe .
Bugün çok yorgunum, erken uyuyacağım.
Heute Eine Menge Ich bin müde , ich werde früh schlafen .
Arkadaşlarımla akşam yemeğine çıkmayı planlıyoruz.
Mit meinen Freunden Abend zu Ihrer Mahlzeit ausgehen wir planen .
Tatil için birkaç gün izin almayı düşünüyorum.
Urlaub für ein paar Tag Erlaubnis nehmen Ich denke .
Yakın zamanda bir film izlemek istiyorum, önerileriniz var mı?
Schließen rechtzeitig einen Film sehen Ich will es , habt ihr irgendwelche Vorschläge ?
Gelecek hafta sonu için bir gezi planı yapıyoruz, destinasyon önerileriniz var mı?
Zukunft Woche Ende für Eins Gezi planen Wir machen unser Ziel Haben Sie Vorschläge ?
Evimde birkaç tadilat yapmayı düşünüyorum, bu konuda deneyiminiz var mı?
in meinem Haus ein paar Renovierung machen ich denke das zum Thema Hast du Erfahrung ?
Boş zamanlarımda hobilerime zaman ayırmayı seviyorum, sizin hobileriniz nelerdir?
Leer zu meiner Zeit zu meinen Hobbys Zeit zu trennen Ich liebe dich deine Hobbys Was sind Sie ?
Yeni bir restoran denemek istiyorum
Ich möchte ein neues Restaurant ausprobieren
Yarın akşam için bir film gecesi planlıyoruz, hangi filmi izlemeliyiz?
Morgen Abend für ein Filmabend wir planen , was Film Sollen wir zuschauen ?
Arkadaşlarımı ziyaret etmeyi düşünüyorum, nasıl bir hediye almalıyım?
meine Freunde besuchen machen Ich denke wie Eins Geschenk sollte ich kaufen ?
Yakın zamanda bir konser veya etkinlik planınız var mı?
Schließen rechtzeitig Eins Konzert oder Aktivität hast du einen Plan ?
Bu hafta sonu bir doğa yürüyüşüne çıkmayı planlıyorum, katılmak ister misiniz?
Das Woche Ende Eins Natur zu deinem Spaziergang ausgehen Ich habe vor , teilzunehmen ob oder Sind Sie ?
siz de katılmak ister misiniz?
Möchten auch Sie mitmachen?
Sabahları koşu yapmayı seviyorum.
am Morgen läuft machen Ich liebe .
Deniz kenarında yürümekten hoşlanıyorum.
am Meer vom Gehen Ich mag .
Evde yoga yapmayı tercih ediyorum.
Yoga zu Hause machen Präferenz Ich tue .
Bahçede çiçek sulamak benim için keyifli bir aktivitedir.
Im Garten Blume Gießen Meins für angenehm Eins Aktivität .
Müzik dinlemek ruhumu dinlendirir.
Musik zuhören meine Seele ruht .
Şehirde yeni yerler keşfetmek heyecan verici.
in der Stadt neu setzt entdecken Aufregung Spender .
Arkadaşlarımla buluşmak için sabırsızlanıyorum.
Mit meinen Freunden treffen für Ich kann es kaum erwarten .
Resim yapmayı denemek istiyorum.
Bild machen versuchen Ich will .
Kitap okumak benim için bir tutku.
Buch lesen Meins für Eins Hingabe .
Film izlemek zamanımı geçirmek için harika bir yol.
Filme schauen ist eine tolle Möglichkeit, meine Zeit zu verbringen.
Akşamları yıldızları seyretmek çok romantik.
Nachts die Sterne zu beobachten ist sehr romantisch.
Yemek yapmak benim için bir sanattır.
Essen machen Meins für Eins ist Kunst .
El işi yapmayı öğrenmek istiyorum.
handgefertigt machen lernen Ich will .
Fotoğraf çekmek doğayla bağ kurmamı sağlar.
Foto ziehen mit Natur Bindung installieren bietet .
Yabancı bir dil öğrenmek zorlu ama ödüllendirici.
Ausländisch eine Sprache lernen hart Aber lohnend .
Balık tutmayı seviyorum, huzur verici bir aktivite.
Fisch behalten ich liebe Frieden Sender Eins Aktivität .
Bahçede sebze yetiştirmek sağlıklı bir yaşam tarzıdır.
Im Garten Gemüse erhöhen gesund Eins Leben ist der Stil .
Hayvan barınağında gönüllü olmak insanı mutlu eder.
Tier im Tierheim freiwillig zu sein menschlich Glücklich es tut .
Denizde yüzme spor yapmamı sağlar.
Auf dem Meer Baden Sport ich zu tun bietet .
Hobi olarak bisiklete binmek harika bir egzersizdir.
Hobby Aspekt zum Fahrrad weiterkommen Wunderbar Eins ist Bewegung .
Eski eşyaları restore etmek hoşuma gider.
Es macht mir Spaß, alte Gegenstände zu restaurieren.
Doğa yürüyüşü yapmak ruhumu besler.
Natur Marsch machen meine Seele nährt .
Akşam yemeğinde yeni tarifler denemek ilginç olabilir.
Abend Beim Abendessen neu Rezepte versuchen interessant es könnte sein .
Satranç oynamak zekayı geliştirir.
Schach spielen Intelligenz verbessert sich .
Kamp yapmak maceraperest bir ruh için uygundur.
Camping abenteuerlich Eins Seele für geeignet .
Dans etmek ruh halimi yükseltir.
Tanzen hebt meine Stimmung.
Evde film izlemek rahatlatıcı bir aktivitedir.
Filme zu Hause schauen entspannend Eins Aktivität .
Arkadaşlarımla müzik yapmak eğlencelidir.
Mit meinen Freunden Musik machen Es macht Spaß .
Yelken yapmak serbestlik hissi verir.
Segel machen Freiheit sentimental gibt .
Doğada kamp yapmak hayatı deneyimlemenin güzel bir yoludur.
Camping in der Natur lebenswichtig des Erlebens Schön Eins ist die Art .
Kapıyı açar mısınız ?
Die Tür öffnet Sind Sie ?
Bilgisayarın şifresi nedir ?
Computer Passwort Warum ?
Pencere nerede ?
Fenster Wo ?
