histoloji Flashcards
robert hook
ilk hücre tanımı 1665
odacık anlamına gelen cellula
meşe kabuğu-şişe mantarı incelemiş
leeuwanhoek
mikrobiyoloji babası
pokaryot hücre
daha küçük 5 mikrometre ilkel kromozomları nükleoz içinde değil sitoplazmada membranlı organel yok hücre duvarı var
ökaryot hücre
nispeten büyük
5-200 mikrometre arası
nükleus ile korunmuş genetik materyal
sitoplazmik organellere sahip
farklılaşma ile _ olarak da değişim olur
morfolojik
insanda _ farklı tip toplmada ise _ hücre var
203 farklı tip
10^14 hücre
nükleus şekli ve hücre şekli ilişkisi
nükleus şekli genelde hücreye uyumludur ama istisnalar var
membranöz organeller
plazma membranı endoplazmik retikulum golgi kompleksi endozom lizozom peroksizom mitokondriyon
non-membranöz organeller
ribozom
sentriyol
mikrofilamentler
mikrotübüller
filamentler ve mikrotübüllerin oluşturduğu yapı
hücre iskeleti
inkluzyonlar
hücrede organel gibi bir işlevi yok atık ürünler serbesyon granülleri pigment granülleri yağ damlaları glikojen dalgaları
histolojik teknik
organizmadan ayrılan dokuların mikroskopla görülebilecek duruma getirilmesi için uygulanan işlemlerin tümü
canlı ve cansız inceleme yapılabilir
vital boyalar
hücreyi öldürmeyen az toksik boyalar
canlı incelemede kullanılır
immun sisteme ait makrofaj gibi fagositoz yapan hücreler belirgin boyanırlar
tripan mavisi, çini mürekkebi, lityum karmin, metilen mavisi, toluidin mavisi, yanus yeşili, nötral kırmızısı, krezil viyole
Rezolüsyonları İnsan gözü IM SEM TEM
İnsan gözü 0,2 mm
IM 0,2 mikrometre
SEM 2.5 nm
TEM 0.005 nm
Fiksasyon
Histolojik teknik ilk adımı
Amaç dokunun alındığı o halini koruma, otolizini engelleme.
Canlıya en yakın halde tutulur
Kimyasal ve fiziksel(dondurma)
Yumuşak bağlar sertleştirilir, doku sertleşir, taşınması kolaylaşır
ışık mikroskobik doku takibi
hücreler kolay incelenmek için genelde cansız inceleme tercih edilir.
aslına yakın takip edilmek için hemen histolojik takibe alınır
aşamalar:
fiksasyon, dehidratasyon, seffaflaştırma, gömme, kesit alma, boyama
fiksasyon
doku takibinin ilk basamağı
dokuları canlıdakine en yakın tutmak
amaç: otolizin ( kendi enzimleri tarafından organizmanın parçalanması) engellenmesi
bakteri mantar gibi mikroorganizmalar ortadan kaldırılır
protein moleküllerinin denatüre olmaları veya çapraz bağlar oluşturmalarıyla dokuların sertleşip kesilebilecek kıvama gelmesini sağlar
kimyasal ve fiziksel(dondurma) olabilir
fiksatif
fiksasyon yapma yeteneğine sahip kimyasallar
en sık kullanılan fiksatifler (ışık, em ve acil durumlarda)
formaldehit : ışık
gluteraldehid ve osmiyum tetroksid: EM
aseton ve alkol: acil durumlarda
fiziksel fiksasyon
-80/-196 arası dondurulup -20/-40 arası kriostatla kesilir
enzim ve lipidlerde kullanılır
10dkdan kısa sürebilir
acil durumlarda (cerrahi müdahelelerde histopatolojik inceleme) ve kimyasalda çözünen/ yok olan maddelerde kullanılır
kriostat denen mikrotomla 5-10 mikrometre kesilir
dehidratasyon
fiksasyondan sonra dokular yıkanıp fiksatiften arındırılır
sonra dehidratasyonla suyu alınır
dokunun derecesi artan seri alkolde bekletilmesi (%70> %100) (anında yükseğe konsa doku hızlı su kaybedip parçalanır)
aseton: elektron mikroskobu
şeffaflaştırma
alkol parafinle etkileşmediği için dokudaki alkolün gömme materyali ile karışabilecek çözücüyle yer değiştirilmesi
gömme materyali parafinse: ksilen kullanılır
kloroform ya da benzen de olabilşir
bu süreçte şeffaflaştığı için şeffaflaştırma denmiş
gömme
dokunun kesilmesi için uygun ortama yerleştirilmesi
ışıkta: parafin
em: epoksi resinler (sert maddeler)
kesit alma
parafin bloklardan mikrotom adlı aletle 3-10 mikrometre kalınlığında kesitler
emda ultramikrotom(cam veya elmas bıçak) ile 50-150 nm kalınlığında kesilir
10^-3 mili, 10^-6 mikro, 10^-9 nano, 10^-12 piko, 10^-10 angstrom
boyama
çeşitli dokuların boyaları farklı şekilde tutma esasına göre
parafin ortamdan uzaklaştırılır
dokudaki anyon katyon gruplara göre asidik bazik boyalar
bazikler: anyonik bileşenlerle -
asidikler: katyonik bileşenlerle +
bazik boyalarla boyanan hücre bölümleri:bazofil
asidik boyalarla boyanan hücre bölümler: asidofil
asidikle boyanan alanlar bazikler kadar spesifik değil
bazen bu yöntemler yetersiz kalınca özel boyama yöntemleri: GAG, GP, elastik lif, retiküler lif, yağ, enzim, hormon
EMda ağır metaller kullanılır: uranil asetet, kurşun sitrat
metakromatik boyalar
boyaların kendinden farklı renge boyaması
çöken ve çökmeyen boyanın absorbsiyon farkına bağlı
tiyonin ve toluidin mavisi
mavi> kırmızı/mor
rezolüzsyon gücü karşılaştırması
optik sisteme, ışık kaynağı dalga boyuna, kesit kalınlığına,fiksasyon kalitesine, boyama yoğunluğuna bağlı insan gözü: 0,2 mm ışık m : 0,2 mikro m taramalı (scanning) em/ SEM: 2,5 nm geçirimli (transmisyon)/ TEM: 0,05 nm
elektron mikroskobu
doku bileşenleri ve elektron etkileşimi prensibiyle
tem sem ve stem
odaklanmış elektron demeti kullanılır, elektromanyetik alanda sapmaya dayanır
elektronlar filamentein (tungsten) (katod) ısıtılmasıyla oluşur
tanı amaçlı kullanmada sorun zaman alması
otopsi için uygun değil
parafinde geri takiple yapılır ama çok zor
formalin fiksasyonu önerilmez
elektron keşfi kim ne zmn
thompson 1897
elektron ışınları manyetik alana fokuslanabilir diyen kim ne zmn
busch 1927
preperatta üstte ne altta ne var
üstte lamel
altta lam
elektron mikroskobunda tanı için nele incelenebilir
biyopsi materyelleri
yüzey sürüntü materyelleri
vücut sıvıları
hücre/doku kültür materyalleri
tanısal elektron mikroskobiden yararlanılan alanlar
neoplazmlar, enfeksiyöz hastalıklar, böbrek hastalıkları, kanser hastalıkları, metabolik hastalıklar, etyolijisi bilinmeyen hastalıklar
faz kontrast mikroskobu
ışığın dokudan geçerken hızını ve yönünü değişmesi ilkesi
ince boyanmamış dokularda (geçirgen nesneler) görüntü
kırıcılık indeksindeki farklılıklra göre açık koyu bölgeler
ilk elektron mikroskobu kim tarafından ne zmn
max knoll ve ernst ruska
1931
satışa sunulan ilk elektron m hangi marka ve ne zmn
siemens 1939
polarizasyon mikroskobu
polarizer ve analizer filtreler
çift kırılım esası
çizgili kaslarda
konfokal mikroskobu
lazer ışınları ve bilgisayar ile üç boyutlu görüntü
bt gibi
floresan boyama ama rezolüsyon gücü yüksek(0,2 0,5 mikrom)
floreasan mikroskobu
floresan ışıma boya olarak
en yaygın boya akridin oranj
antijen-antikor
korelatif mikroskobi CLEM
ışık ve EM beraber
(ışık yerine lazer floreasan vs de olbilir)
ışımanın nerden geldiği öğrenilir
çakıştırılarak daha detaylı görüntü
dokuda saptanmaya çalışılan protein_ proteinin saptanması için yararlanılan protein_
antijen
antikor
nükleus=
nükleolus=
hücre zarı=
çekirdek
çekirdekçik
plazma zarı
sitoplazma bileşenleri
organeller: canlı ve daimi yapılar
inklüzyonlar: cansız, geçici yapılar
sitozol=aqöz jel= sitoplazma matriksi= ground substance
hücre zarı
plasmalemma 7,5-10 nm kalınlığında em ile gözlenebilir akıcı-mozaik zar modeli fosfolipit kolesterol protein (başlıca bu 3ü) karbonhidrat
akışkan-mozaik zar modeli
en geçerli membran modeli
1972- singer ve nicholson
2 tabaka fosfolipit( fosfotidilkolin ve fosfatidiletanolamin) ve kolestrol
fosfolipitler ve kolesteroller arasında değişik aralıklarla integral membran proteinleri
integral membran proteinleri
imp
membran boyunca hareket edebilirler
hidrofililk hidrofobik uçlar
hidrofobik uç membran otasına hidrofilik uç membran yüzeyine doğru
dondurma kırma tekniği (freeze-fracture) denen doku hazılrama tekniği ile (EM) gösterilebilir, membran 2 lipit tabakasına ayrılır
transmembran proteinleri
membranın içinden dışına uzanır hidrofilik moleküllerin taşınacağı porlar oluşturur
periferal membran proteinleri
fosfolipit tabakaya girmez
iyonik etkileşimlerle membran yüzeyine tutunur
fonksiyonlarına göre 6 grup membran proteini
1- pompalar (na+)
2- kanallar (gap junction)
3-reseptör (antikor ve hormon bağlayan)
4-bağlayıcı (integrinler: hücre içi ile dışını birbirine bağlar, hücredışı sinyaller alınmış olur)
5-enzim yapısında olan proteinler (ATPaz, disakkaridaz, dipeptidaz)
6-yapısal (özllikle bağlantı komplekslerinde)
membranda kolesterolün rolü
membran akışkanlığını düzenler
lipid raft
membran bazı bölgelerde yüksek kolesterol (satüre yağ asitleri), yüksek glikosfingolipit içerir burası lipid raft (lipid yığınları) olarak isimlendirilir
lipid raft bölgesi daha kalın az geçirgen ve az akışkan
sinyal iletimindeki integral ve membran proteinleri burda yoğun
bu proteinler çok ve çabuk etkileşimli, sinyal geçişi hızlı
hücre membranının mikroskobik görünümü
IMda ince bir çizgi
EMda unit membran denen üç tabakalı yapı
unit membran
dışta 2 elekteron-yoğun tabaka (2.5nm)
ortada elektron-geçirgen tabaka (3nm)
membran transport yöntemleri
basit difüzyon: yüksek konsantrasyondan düşüğe, atpsiz
protein aracılıklı transport: taşıyıcı ya da kanal proteinlerle, membranda morfolojik değişim yok
veziküler transport: membranda yapısal değişikliklere yol açan veziküllerin oluşmasıyla sonuçlanır
veziküler transport
hücrenin farklı kompartmanları arasında bir taraftan tomurcuklanan vezikül diğer tarafın zarına eklenir, hücre zarı bütünlüğü korunur madde taşınım yönüne göre: endositoz- içe ekzositoz-dışa
endositoz 3 tip
fagositoz
pinositoz
reseptör aracılı endositoz (klatrin bağımlı)
fagositoz
endositoz tipi
klatrinden bağımsız( yine de reseptör aracılıkı)
aktine bağımlı (membran altındaki aktin ağı yeniden düzenlenir)
bakteri gibi büyük partiküller alınır
oluşan vezikül: fagozom (hücre zarında aktin filamanlarının yardımıyla pseudopodlar oluşur, bunlaar iri partikülleri sarıp hücre içine alır, fagozom oluşur)
fagositoz yapan hücreler: makrofaj
non selektif bir olay
pinositoz
klatrinden bağımsız
hücrenin içmesi
sıvılar ve küçük protein moleküllerinin non spesifik alımı
hemen hemen tüm hücrelerde görülür
düz yüzlü veziküller
endotel hücrelerde yaygın
vezikülün membrandan kopması için mekanoenzimler : dynamin, GTPaz
reseptöre aracılı endositoz
klatrine bağımlı
spesifik moleküllerin hücre içine alınması
sonucu oluşan veziküller: kaplı (coated) veziküller
1-kargo reseptörleri zarın belli bölgesinde birikir, sitoplazmaya doğru çukurlaşır
2- bu reseptörlerin altında sitoplazmada klatrin birikir
3-clatrin adaptin aracılığyla reseptörlere bağlanır
ekzositoz
golgiden kaynaklanan veziküller içi maddeler dışa atılır
bu veziküllerin hücre içi transportu bazı proteinlerin kontrolünde: COP, Coatomer, koatomer”
iki yolla:
1-konstitütif yolak
2-düzenlenmiş salgı yolağı
anterograt transport
ERdan Golgiye
COP 2 kaplı veziküllerle
retrograt transport
golgiden ERa
COP 1 kaplı veziküllerle
konstitütif yolak
temel yolak, yapısal yolak
apikal sitoplazmaya ulaşan ürün direkt hücre dışına verilebilir
antikor yapısında proteinler, immünglobulinler, prokollagen..
düzenlenmiş salgı yolağı
regulated yolak
dış kaynaklı hormonal veya sinirsel uyarıya kadar ürün depolanabilir
mide bezlerinin esas hücreleri, pankreas asinüs hücreleri…
glikokaliks
hücre zarının dış kısmında proteinlere ve lipidlere kovalent bağlı karbonhidrat zincirlerinden oluşur
khidrat+protein: glikoprotein
khidrat+lipid:glikolipit
glikokaliks işlevleri 8 tane
1-hücrelerin birbirini tanıması 2-adhezyon(hücrelerin birbirine tutunması) 3-hücrelerin uygun olmayan proteinlerle birleşmesinin engellenmesi (zedelenmelerden korur) 4-hücre kimliği (özgünlüğü) belirlenmesi 5-hücre metabolizması 6-hücrelerarası iletişim 7-hormon bağlanması için yüzey örtüsü 8-hücrenin tanınması
nükleus
ökaryotik hücrelerde genetik bilgiyi taşıyan membranla sınırlı hücre elemanı
genelde hücre şekline uygun şekilli
genelde tek çekirdek ama yüksek aktiviteli hücrelerde 1+ olabilşr
yuvarlak,at nalı, biçili, girintili çıkıntılı, yassı, böbrek biçimli, loblu olabilir
memelilerde hangi hücrelerde nükleus bulunmaz?
eritrositler
trombositler(platelet)
çekirdeğin şeklini belileyen faktörler
hücre şekli
hücrede biriken salgı ürünü
hücreinin işlev fazı
hücrenin şekline göre nükleus şekli çeşitleri
prizmatik hücrekerde: oval, hücernin uzun eksenine paralel
kübik hücrelerde: hücre ortasında, yuvarlak
yassı hücrelerde: yassı
hücrede biriken salgı ürününe göre çekirdek şekli
salgı maddeleri apikal sitoplazmada biriktikçe çekirdeği bazala itip(membranlara doğru) yassılaştırırlar
hücrenin işlev fazına göre hücre şekli
aktif fazlarda çekirdek irileşir
1den fazla çekirdekli hücre örnekleri
osteoklast
çizgili kas
2 çekirdekli hücre örnekleri (dikaryotik)
karaciğer hepatositleri
nükleus asidofilik mi bazofilik mi boyanır?
bazofilik
dna fosfat grupları nedeniyle
nükleus 4 bölümü
1-kromatin
2-nükleolus-çekirdekçik
3-nükleoplazma- karyoplazma- nükleolar matriks
4-nükleus membranı-karyolemma- nüklear kılıf- çekirdek zarı
kromatin
hücre genetik materyali
dna molekül uzunluğu nükleus çapından 100k daha uzun
dna nükleusa sığması için çok yüksek düzeyde katlanır ve sıkıca paketlenir bu kromatin denen nükleoprotin kompleksiyle sağlanır
bazik proteinlere (histon) bağlı kıvrımlı ince uzun dna dizilerinden oluşan nükleoprotein kompleksi
uzun nükleozom zinciri kıvrılıp 30nmlik kromatin fibrili oluşturur
kromozom
kromatin mitozda kısalıp kalınlaşıp bunu oluşturur
her kromozom sentromer denen bir noktadan birbirine bağlı iki kromatitten oluşur
22 çift otozom
1 çift seks kromozomu
somatikler 2n=46 diploid
yumurta ve sperm n=23 haploid
ökromatin
nükleusun mikroskopta açık renkli boyanan kromatin kısımlarıdır
uzatılmış halde, dnasındaki bilgi rahatça okunur
nükleusu büyük
ökromatik nükleuslu hücrelerde rRNA sentezi göstergesi olarak nükleolus belirgindir
heterokromatin
nükleusun mikroskopta koyu renkli boyanan kromatin kısmı
RNA sentezinde görev almaz
bir hücre ne kadar ökromatikse bu neyi gösterir?
bir hücre ne kadar ökromatikse hücre o kadar aktiftir
ökromatik nükleus
rRNA sentezi yüksek
nükleolus belirgin
nükleus büyük
açık kromatin yaygın
heterokromatik nükleus
nükleus koyu ve küçük
nükleolus izlenemez/ belirgin değil
heterokromatin nükleus 3 bölgesi
marjinal kormatin: nükleusw periferik (dış) kısım
karyozom: nükleus içi, düzensiz şekil ve büyüklükte
nükleusla bağlı kromatin: nükleolus çevresi
nükleozom
kromatinin en küçük birimleri
dna ve histon proteinlerinden meydana gelen makromoleküler kompleksler
nüklozomun ortasında 8 histon proteini var(oktomer)
telomer
kromozomun her iki ucunda bulunan bölgeler
tekrarlayan dna zincirleridir:TTAGGG
her hücre bölünmesinde kısalır
hücrenin bölünme kapasitesini/yaşam süresini belirler
telomeraz
telomer zincirlerinin uzun kalmasını sağlayan enzim
kendi RNAsını kalıp olarak kullanır ve TTAGGG hekzomerik parçalar sentezleyip bunları kromozom uçlarına ekler, burdaki kayıpları dengeler
Germ hücrelerinde, embriyonik hücrelerde ve erişkin kök hücrelerde, kanserli hücrelerde
uzun ömürlü hücrelerde aktivitesi yüksek
fertilizasyon
döllenme
metafaz yayması
Mekanik olarak rüptüre uğratılmış, bölünmekte olan hücrelerden elde edilen kromozomların fikse edilerek lama yayılıp boyandıklarında elde edilen preperat
karyotip
Kromozom çiftlerinin morfolojik özelliklerine (şekillerine, boyutlarına) ve yaydıkları floresan renklere göre dizilerek sınıflandırılmaları
karyotip analizi için ne kullanılır?
görüntü işleme yazılımı
günümüzde ve geçmişte karyotip için kromozom boyama tekniği
geçmişte: giemsa ile boyama
günümüzde : FISH : fluoresan in situ hybridisation
karyotiplerle neler tespit edilir?
gen bölgelerinde anormaliler
mevcut genetik hastalıklar
fetüs cinsiyet tayini
seks kromatini dişi somatik hücrelerde nerelerde bulunur?
çekirdek zarı iç yüzü veya nükleolusa yakın
barr cisimciği
dişilerin XX kromozomlarından biri heterokromatik ve inaktif
bu kromozom IM olarak gözlemlenebilen barr cisimciğini oluşturur
barr cisimciği hangi hücrelerde belirgin olarak izlenebilir?
ağız mukozasının epitel hücrelerinde
nötrofillerde
nükleolus
çekirdekçik
rRNA sentez bölgesi
ribozomal parçaların ilk birleşmesi burda gerçekleşir
membranla sınırlı değil
granüler ve filamentöz yapıda
protein sentezi aktif hücrelerde iyi gelişmiş
bazı hücrelerde birden fazla olabilir
hücre siklusunun regülasyonunda görev alır
nüklolus 3 bölgesi
fibriller merkez
pars fibroza
pars granülosa
fibriller merkez
nucleolus organizing region
rRNA genleri, RNA polimeraz içerir
5 kromozomun dna halkaları
pars fibroza
transkripsiyona giren ribozomal genleri ve rRNAyı içerir
fibrilli görünüm: sıkıca bir araya gelmiş rnalardan dolayı
pars granülosa
ribozomların bir araya gelmeye başladığı bölge
periribozomal partiküllerin yoğunlaştığı bölge
nükleolonema
fibriller ve granüler materyalin oluşturduğu alan
rrna her iki alanda da var
ribozomların olgunlaşması
Ribozomal subuniteler (preribozomlar) nukleustan porlar aracılığıyla sitoplazmaya geçerler ve birikerek olgun ribozomları oluştururlar.
nükleostemin
nükleolusta bulunan bir protein
hücre siklusunu düzenler
hücre farklılaşmasını etkiler
p53 proteinine bağlanıp birikimini engeller, aktif hüce bölünmesine neden olur
hücreler farklılaştıkça azalır
malign hücrelerde bulunur: bu hücrelerin kontrolsüz proliferasyonunda rolü var
nükleoplazma
nüleus matriksi
sentez ve metabolik aktivitelerle ilgili proteinler metabolitler ve iyonlar içerir
viral diğer bazı inklüzyonlarda görülebilir
nükleolemma
nükleus membranı
çift tabakalı
nükleer porları var
dış yüzeyde ribozomlar olabilir
perinüklear mesafe
nükleolemma çift zarı zarlar arası mesafe
çekirdek dış zar
bazı bölgeler GER ile devamlı
sitoplazmik yüzüne vimentin ara filamanları yapışıp çekirdek yerini sabitler
çekirdek dış zardaki ribozomlar nerde kullanılan proteinleri sentezler
dış ve iç zarlar için transmembran proteinleri
nüklear por
iç ve dış membranların kaynaşmasıyla oluşr
perinüklear mesafe ortadan kalkmış olur
sitoplazmik kısımda fibriller nükleer kısımda sepet var
arada nüklear por kompleksi
nüklear por kompleksi
por periferinde sekizgen iskelet sistemi
nükleoporinler( nup proteinleri) denen proteinler yapısında
bu santral iskelet sitoplazmik halka ve nüklear halka arasında bulunur
merkezi iskelet nkp merkesi porunu sarar bu por kapalı kanal görevi yapar
1+ su dolu kanal içerir: küçük molekül transportu için
iki yönlü transporta aracılık eder
nüklear lamin
fibroz lamina nüklear membran iç yüzünde protein filamentleri elektron yoğun intermediyen filamentler ve polipeptitler içerir kromatinle devamlılık gösterir iskelet görevi görür nüklear organizasyonda hücre siklus düzenlenmesinde hücre farklılaşmasında görevli mitozda ortadan kalkıp yeniden yapılanır bozulursa hastalıklar ve apopitoz