Aspekte Neu B2 Kapital 6 Modul 3 Flashcards

1
Q

Das Benehmen

A

Davranış, tavır.

Cümle: Das Benehmen der Gäste auf der Feier war sehr angemessen und höflich. (Partideki konukların davranışları çok uygun ve kibar oldu.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Die Hilfsbereitschaft

A

Yardımseverlik, yardım etme isteği.

Cümle: Seine Hilfsbereitschaft machte ihn bei seinen Kollegen sehr beliebt. (Yardımseverliği onu meslektaşları arasında çok sevilen biri haline getirdi.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Die Höflichkeit

A

Nezaket.

Cümle: Höflichkeit im Umgang miteinander ist in jeder Situation wichtig. (Birbirine karşı nezaket, her durumda önemlidir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Die Kommunikationsfähigkeit

A

İletişim yeteneği

Cümle: Kommunikationsfähigkeit ist eine wichtige Fähigkeit in vielen Berufen. (İletişim yeteneği, birçok meslekte önemli bir yetenektir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Die Kritikfähigkeit

A

Eleştiriye açıklık, eleştiri kabiliyeti.

Cümle: Kritikfähigkeit hilft dabei, aus Rückmeldungen zu lernen und sich zu verbessern. (Eleştiri kabiliyeti, geri bildirimlerden öğrenmeye ve kendini geliştirmeye yardımcı olur.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Die Offenheit

A

Açıklık, dürüstlük.

Cümle: Offenheit im Gespräch trägt zu einem besseren Verständnis bei. (Sohbet sırasında açıklık, daha iyi anlayışa katkı sağlar.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Die Teamfähigkeit

A

Takım çalışması becerisi.

Cümle: Teamfähigkeit ist entscheidend für den Erfolg eines Projekts. (Takım çalışması becerisi, bir proje başarısı için hayati öneme sahiptir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Die Wertschätzung

A

Değer verme, takdir.

Cümle: Die Wertschätzung der Mitarbeiter ist für ein gutes Arbeitsklima unerlässlich. (Çalışanlara değer verme, iyi bir çalışma ortamı için vazgeçilmezdir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Anerkennend

A

Takdir edici.

Cümle: Seine anerkennende Worte haben mich motiviert, weiterzumachen. (Onun takdir edici sözleri beni devam etmeye teşvik etti.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Die Arbeitsatmosphäre

A

İş atmosferi.

Cümle: Eine positive Arbeitsatmosphäre fördert die Produktivität der Mitarbeiter. (Pozitif bir iş atmosferi, çalışanların verimliliğini artırır.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Das Arbeitsklima

A

İş ortamı.

Cümle: Das Arbeitsklima in diesem Unternehmen ist sehr angenehm und freundlich. (Bu şirketteki iş ortamı çok keyifli ve samimidir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Ausmachen (Ein persönliches Gespräch kann viel ausmachen)

A

Fark yaratmak, önemli olmak ( Kişisel bir görüşme çok şeyi değiştirebilir).

Cümle: Es kann oft einen großen Unterschied ausmachen, wenn man sich persönlich trifft statt nur E-Mails auszutauschen. (Sadece e-posta alışverişi yapmak yerine kişisel olarak buluşmak genellikle büyük bir fark yaratabilir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Befehlen

A

Emretmek.

Cümle: Ein guter Chef sollte nicht nur befehlen, sondern auch führen können. (İyi bir patron sadece emretmekle kalmamalı, aynı zamanda liderlik de yapabilmelidir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Die Bereitschaft (zu + D.) (Bereitschaft zeigen)

A

İsteklilik, hazır olma (isteklilik göstermek).

Cümle: Ihre Bereitschaft zur Zusammenarbeit hat das Projekt vorangebracht. (İşbirliği yapma istekliliği projeyi ileri taşıdı.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Bewirken

A

Neden olmak, gerçekleştirmek.

Cümle: Sein Einsatz hat eine positive Veränderung bewirkt. (Onun çabaları pozitif bir değişiklik meydana getirdi.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Der Diskussionsbedarf

A

Tartışma ihtiyacı.

Cümle: Nach der Präsentation entstand Diskussionsbedarf über die neuen Vorschläge. (Sunumdan sonra yeni öneriler hakkında tartışma ihtiyacı doğdu.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Entgegenbringen (jmd. Respekt entgegenbringen)

A

Göstermek, vermek (birine saygı göstermek).

Cümle: Es ist wichtig, anderen Menschen Respekt entgegenzubringen, um eine positive Atmosphäre zu schaffen. (Pozitif bir atmosfer yaratmak için diğer insanlara saygı göstermek önemlidir.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Das Feedback

A

Geri bildirim, geri dönüş.

Cümle: Nach dem Projekt gab es konstruktives Feedback von den Teammitgliedern. (Proje sonrası takım üyelerinden yapıcı geri bildirimler geldi.)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Freundschaftlich

A

Dostça, samimi.

Cümle: Die Zusammenarbeit sollte immer auf einer freundschaftlichen Basis stattfinden. (İşbirliği her zaman dostça bir temelde olmalıdır.)

20
Q

Geben (eine Erklärung geben)

A

Vermek, açıklamak.

Cümle: Könnten Sie mir bitte eine kurze Erklärung zu diesem Thema geben? (Bu konuda bana kısa bir açıklama yapar mısınız?)

21
Q

Geben (den Vorzug geben)

A

Tercih etmek, öncelik vermek.

Cümle: Ich gebe dem persönlichen Kontakt gegenüber digitalen Kommunikationsmitteln den Vorzug. (Ben kişisel iletişim araçlarına karşı dijital iletişim araçlarına öncelik veriyorum.)

22
Q

Gestalten

A

Şekil vermek, tasarlamak.

Cümle: Das Team arbeitet daran, die neue Webseite zu gestalten. (Ekip, yeni web sitesine şekil vermeye çalışıyor.)

23
Q

Klären (Probleme klären)

A

Açıklığa kavuşturmak, çözmek ( sorunları çözmek).

Cümle: Wir müssen diese Missverständnisse schnell klären, um weiterzumachen. (Devam etmek için bu yanlış anlamaları hızlıca açıklığa kavuşturmalıyız.)

24
Q

Das Konfliktpotential

A

Çatışma potansiyeli.

Cümle: In der Diskussion entstand ein hohes Konfliktpotential, das wir lösen mussten. (Tartışmada yüksek bir çatışma potansiyeli ortaya çıktı, bunu çözmek zorunda kaldık.)

25
Q

Das Konzept

A

Konsept, fikir.

Cümle: Das neue Konzept hat viele positive Rückmeldungen erhalten. (Yeni konsept birçok olumlu geri bildirim aldı.)

26
Q

Der/die Kritisierte

A

Eleştirilen kişi.

Cümle: Der Chef nahm die Kritik an, obwohl er der Kritisierte war. (Patron eleştiriyi kabul etti, hatta eleştirilen kişi oydı.)

27
Q

Mitbestimmen

A

Ortak karar vermek.

Cümle: Wir sollten alle gemeinsam mitbestimmen, welche Änderungen vorgenommen werden sollen. (Hangi değişikliklerin yapılacağına hep birlikte karar vermeliyiz.)

28
Q

Recht (Ein Lob zur rechten Zeit kann Wunder wirken)

A

Doğru, uygun (Zamanında yapılan bir övgü mucizeler yaratabilir).

Cümle: Ich finde, Sie haben recht, dass wir dieses Thema noch einmal diskutieren sollten. (Bu konuyu tekrar tartışmamız gerektiğini düşünüyorum, haklısınız.)

29
Q

Reden (über + A.) (schlecht über jmd. reden)

A

Konuşmak, hakkında konuşmak (birini kötülemek).

Cümle: Es ist nicht nett, hinter dem Rücken anderer schlecht zu reden. (Başkalarının arkasından kötü konuşmak hoş değil.)

30
Q

Die Teambesprechung

A

Takım toplantısı.

Cümle: Die Teambesprechung findet jeden Montag um 10 Uhr statt. (Takım toplantısı her Pazartesi saat 10’da gerçekleşir.)

31
Q

Übereinander (schlecht übereinander reden)

A

Birbiriniz hakkında kötü konuşmak.

Cümle: In einem Team sollten die Mitglieder nicht übereinander schlecht reden. (Bir ekip içinde üyeler birbirleri hakkında kötü konuşmamalıdır.)

32
Q

Der Umgangston

A

İletişim tarzı, hitap şekli.

Cümle: Ein respektvoller Umgangston ist in jedem Unternehmen wichtig. (Her şirkette saygılı bir iletişim tarzı önemlidir.)

33
Q

Unangemessen

A

Uygunsuz, yerinde olmayan.

Cümle: Sein Verhalten während der Besprechung war unangemessen und respektlos. (Toplantı sırasındaki davranışı uygunsuz ve saygısızdı.)

34
Q

Undenkbar

A

Düşünülemez, akıl almaz.

Cümle: Es ist für mich undenkbar, dass er das getan haben könnte. (Onun bunu yapmış olabileceğini düşünmek benim için akıl almaz.)

35
Q

Die Veränderung

A

Değişim, değişiklik.

Cümle: Die Veränderung der Unternehmensstrategie war notwendig, um wettbewerbsfähig zu bleiben. (Şirket stratejisinin değişmesi rekabetçi kalabilmek için gereklidir.)

36
Q

Vielmehr

A

Daha çok, aslında.

Cümle: Er ist kein Lehrer, sondern vielmehr ein Wissenschaftler. (O bir öğretmen değil, daha çok bir bilim adamıdır.)

37
Q

Vortragen

A

Sunmak, sunum yapmak.

Cümle: Sie wird nächste Woche ihre Forschungsergebnisse vortragen. (Gelecek hafta araştırma sonuçlarını sunacak.)

38
Q

Der Vorzug (jmd./etw. den Vorzug geben)

A

Tercih, öncelik ( birine/bir şeye öncelik vermek).

Cümle: Aufgrund seiner Erfahrung gab man ihm den Vorzug für die Leitung des Projekts. (Deneyimi nedeniyle projenin yönetimini ona verdiler.)

39
Q

Wohlwollend

A

İyiliksever, dostça.

Cümle: Er hat meine Ideen immer wohlwollend unterstützt. (Fikirlerimi her zaman dostça destekledi.)

40
Q

Würdigen

A

Değer vermek, takdir etmek.

Cümle: Wir sollten die Leistungen unserer Mitarbeiter würdigen und anerkennen. (Çalışanlarımızın başarılarını takdir etmeli ve onları övmeliyiz.)

41
Q

Die Stellungnahme

A

Görüş, beyan.

Cümle: Bitte senden Sie uns Ihre Stellungnahme zu diesem Thema bis Ende der Woche. (Lütfen bu konudaki görüşünüzü hafta sonuna kadar bize gönderin.)

42
Q

Gleichberechtigt

A

Eşit haklara sahip.

Cümle: In unserer Firma sind alle Mitarbeiter gleichberechtigt, unabhängig von ihrer Position. (Şirketimizdeki tüm çalışanlar, pozisyonlarından bağımsız olarak eşit haklara sahiptir.)

43
Q

Vorkommen (Es kommt mir so vor, als würde ich nicht in dieses Team passen)

A

Görünmek, hissedilmek (Kendi açımdan böyle görünüyor, sanki bu takıma uymuyormuşum gibi hissediyorum).

Cümle: Es kommt mir manchmal so vor, als ob ich nicht genug Zeit für meine Hobbys habe. (Bazen hobilerim için yeterince zamanım olmadığı gibi hissediyorum.)

44
Q

Anfühlen (sich)

A

Hissetmek, algılamak.

Cümle: Das Tuch fühlt sich weich und angenehm an. (Bu kumaş yumuşak ve hoş hissettiriyor.)

45
Q

Benehmen (sich)

A

Davranmak.

Cümle: Sie sollte sich in dieser Situation angemessen benehmen. (Bu durumda uygun şekilde davranmalı.)

46
Q

Kritikfähig

A

Eleştirilere açık, eleştiriye karşı dirençli.

Cümle: Sie ist sehr kritikfähig und nimmt konstruktive Kritik gut auf. (O, eleştirilere karşı açık ve yapıcı eleştirileri iyi karşılıyor.)

47
Q

Die Arbeitssituation

A

İş durumu, iş koşulları.

Cümle: Die Arbeitssituation in der Firma hat sich in den letzten Jahren verbessert. (Şirketteki iş koşulları son yıllarda iyileşti.)