54 Flashcards
Insight
Bir şeyin iç yüzünü kavrama
Sometimes test results useful insights into student abilirty, but sometimes they obscure the truth.
Test sonuçları bazen öğrencinin yeteneği için fayda sağlar, ancak bazen de gerçeği gizler.
S. Understanding, perception, comprehension
A. Ignorance
Thoroughly
Tamamen, bütünüyle
The blood samples are thoroughly tested, and considered very low-risk.
Kan örnekleri tüm detaylarıyla test edildi ve çok düşük risk taşıdığı sonucuna varıldı.
S. Completely, totally
A. Partially, partly
Extract
Söküp, alıp çıkartmak
In additionn to life-saving skills, he has been taught how to stitch a wound, give an injection and even extract a tooth.
Hayat kurtarma becerilerinin yanı sıra, ona bir yaraya nasıl dikiş atılacağını, nasıl iğne vurucağı ve hatta nasıl diş çekceği de öğretildi.
S. Draw/pull out, remove, withdraw
A. Insert
Abusively
Kabaca, fesatlıkla
Behavioral and mental health effects may occur if pepper spray is used abusively.
Eğer biber gazı amacı dışında kullanılırsa, davranışsal ve zihinsel etkileri oluşabilir.
S. Offensively, in a rude manner
A. Kindly, gently
Undergo
Geçirmek, maruz kalmak, -e kalmak
On Tuesday, he underwent an operation to clear an artery and the doctors sai the results were satisfactory.
O, Salı günü bir ameliyat geçirdi ve doktorlar sonuçların tatmin edici olduğunu belirtti.
S. Experience, live/go though, be subjected to
Coincidentally
Tesadüfen, şans eseri olarak, aynı anda olan
Coincidentally, James and Curry are both from Akron, Ohio, born in the same hospital 2 months apart.
Tesadüftür ki James ve Curry ikisi de Akron, Ohio’lu ve 2 ay arayla aynı hastanede değmuşlar.
S. By change, happening at the same time
A. On purpose, deliberately, intentionally, simultaneously
Attainable
erişilebilir, ulaşılabilir
His major championship record I think is certainly still attainable.
Onun şampiyona rekoruna bence hala ulaşılabilir.
S.Obtainable, reachable
A. Unreachable, unattainable
Regulate
Düzenlemek
A technician in a control tower can regulate each turbine with the touch of a button.
Kontrol kulesindeki bir teknisyen sadece bir tuşla her bir türbini organize edebilir.
S.Adjust, set, fix, order, govern
A. Damage, violate
Task
iş, görev
Humans are far better at task like distunguishing one face or voice from another, partly because of the brain’s parallel structure.
İnsanlar kısmen beynin paralel yapısından dolayı bir yüzü ya da sesi diğerinden ayırma konusunda(işinde) daha başarılılar.
S. Undertaking, duty, assignment
Supplementary
Ek, ilave, bütünleyici, tamamlayıcı
Supplementary information is available in he online version.
Ek bilgiler çevrimiçi versiyonda mevcut.
S. Additional, subsidary
Recklessly
Dikkatsizce, ulu orta
He initially refused to stop and continued driving recklessly until finally stopping.
İlk başta durmayı reddetti ve sonunda duruna kadar dikkatsizce arabayı kullanmaya devam etti.
S. Carelessly
A. Carefully
Investment
Yatırım
Firms may understandably choose to defer or abandon investment plans.
Firmalar yatırım planlarını ertelmeyi ya da planlardan vazgeçmeyi tercih edebilir.
S. Asset, purchasing
Respectively
Ardı ardına, sırasıyla
Black and Latino high school students had about the same rate of absenteeism, 22 percent and 20 percent, respectively.
Black ve Latino liseleri sırasıyla % 22 ve %20 ile yaklaşık aynı devamsızlık oranına sahipti.
S. Consecutively, subsequently, succesively
Owe
Borçlu olmak
American Muslims, both generations-deep here and recent immigrants, owe thanks to Muhammad Ali for making us more than just the Other.
Hem yüzyıllardır burda olan hem de yeni göçmen tüm Amerikalı Müslümanlar bizi ötekileştirmekten kurtardığı için Muhammet Ali’yr teşekkür borçlular.
S. Be in debt, be indebted to
Contribute to
Katkıda bulunmak, -e sebep olmak
Police said speed and inexperience contributed to the crash and that alcohol did not appear to play a role.
Polis hız ve acemiliğin kazaya sebep olduğunu, alkolün bir rolü olmadığını söyledi.
S. Lead to, bring about, cause
A. Obstruct, impede
Component
Bilişen, unsur
The more luxurious the car, the more interconnected its technological compenents may be.
Bir arab ne kadar lüks ise, teknolojik bileşenleri de o kadar birbirine bağlı olabilir.
S. Constituent, element, factor, ingredient
Domestic
Yerli, iç, eve ait
China launched its domestic high-speed rail servise in 2007 and has the world’s most extensive network of such trains.
Çin iç hatlar için hızlı ten hizmetlerini 2007’de başlattı ve şu anda dünyanın en geniş ağına sahip.
S. Native, indigenous, internal
A. Foreign
Excessive
Aşırı
Excessive water from automatic irrigation systems may cause plants to rot.
otomatik sulama sistemlerinden gelecek aşırı su bitkilerin çürümesine sebep olabilir.
S. Immoderate, disproportionate
A. Economical, moderate
Incorporate
İçermek, kapsamak, ihtiva etmek, -nın parçası haline getirmek, şirket kurmak
He began to intercorporate dance and mime into his plays as well.
Dans ve takliti de oyunlarının bir parçası haline getirmeye başladı.
S. Blend, integrate, cover
A. Exclude, disperse
Reinstate
Tekrar yürülüğe/işleme koymak, görevine iade etmek
The education ministry has reinstated Arabic into the curriculum as the language of science in all schools.
Milli Eğitim Bakanlığı tüm okullarda bilim dili olarak Arapça’yı yeniden müfredata aldı.
S. Reestablish, restore
A. Dismiss, sack, fire