52 Flashcards
Startle
Şaşırtmak, korkutmak
The noise of the car startled the birds and the whole flock flew up into the air.
Arabanın gürültüsü kuşları korkuttu ve bütün sürü havalandı.
S. Suprise, astonish, frighten
D. Startling (adj)
Kidnap
İnsan kaçırmak
The wife of a businessman has been kidnapped from her in Surrey.
Bir iş adamının eşi Surrey’de evinden kaçırıldı.
S. Abduct
A. Free, liberate
D. Kidnapped (adj)
Knack
Yetenek
She has the knack of persuading people easily.
İnsanları kolayca ikna edebilme yeteneğine sahip.
S. Ability, talent, gift, skill
A. Inability, awkwardness
Irragate
Sulamak
Plants must be irragated at reguler intervals.
Düzeli aralıklarla bitkiler sulanmalıdır.
S. Water
D. Irregation
Subversive
İsyankar
Subversive groups in society always exist.
Toplumda her zaman isyancı gruplar vardır.
S. Rebellious
A. Obedient
D. Subveret, subversively (adv)
Fluorish
Gelişmek, büyütmek, zenginleştirmek
My tomatoes are flourishing this summer- it must be the warm weather.
Domateslerin bu yaz büyüyor, sıcak hava sayesinde olmalı.
S. Prosper, grow, thrive
A. Fail, decline
D. Fourishing
Reciprocal
İsteş, karşılıklı, iki taraflı
The terms of any agreement must be reciprocal.
Her anlaşmanın şartları iki taraflı olmalı.
S. Mutual
D. Reciprocate, reciprocally (adv)
Rehearsal
Deneme, prova
They didn’t have time for a rehearsal before the performance.
Gösteriden önce prova yapmak için vakitleri yoktu.
S. Trial, preparation
D. Rehearse (v)
Persecute
Kötü davranmak, zulmetmek, eziyet etmek
Religious minorities were persecuted during the ten-year regime.
Dini azınlıklara 10 yıllık rejim boyunca kötü davrandı.
S. Abuse, maltreat
A. Persecution (n), percecutor (n)
Notion
Fikir
I have only a vague notion of what she does for a living.
Geçinmek için ne yaptığı konusunda net bir fikrim yok.
S. Idea, concept
D. Notional (adj)
Mediocre
Orta, vasat
The film’s plot is predictable and the acting is mediocre.
Filmin konusu sıradan ve oyunculuk orta düzeyde.
S. Average
A. Superior, inferior
D. Mediocrity (n)
Denounce
Kınamak, kötü taraflarını açığa vurmak, ihbar etmek
The goverment’s economic policy has been denounced on all sides.
Hükümetin ekonomi politikası her yönüyle kınandı.
S. Condemn
A. Praise
D. Denunciation (n)
Collapse
Çökmek, yıkılmak, bayılmak Thousands of buildings collapsed in the earthquake. Depremde binlerce bina yıkıldı. S. Fall down A. Erect, build up D. Collapse (n)
Drastic
Köklü, sert The government must take drastic measures. Hükümet köklü/önemli önlemler almalı. S: Radical, far-reaching, strict A. Known, usual D. Drastically (adv)
Emancipated
Özgür, serbest
The twenties and sivties are often known as the most emancipated decades.
20’li ve 602lı yıllar sıklıkla/ hep en özgür yıllar olarak bilinir.
S. Liberated, free
A. Captivated
D. Emancipate (v), emancipation (n)