3-5th June Flashcards
to bite
past and past participle forms?
to bite-bit -bitten (bittin okunur)
yilan isirigi
the snake bite
would have
wouldn`t have
How are they read?
would have –> vudif okunur
wouldn`t have –> vudintif okunur
to go + ing ?
to go + ing –> activity
I go cycling
yürek parçalayıcı gerçek bir hikaye
a harrowing true story
bir yerin yerlisi
indigenous
Brezilya’daki bazı yerli kabileler keresteciler tarafından tehdit edilmektedir. - Some indigenous tribes in Brazil are threatened by loggers.
Sağ çıkmak” tehlikeli veya yaşamı tehdit eden bir durumdan sağ kurtulmak
to come out alive
The firefighters worked tirelessly to ensure everyone could come out alive from the burning building.
İtfaiyeciler, herkesin yanan binadan sağ çıkmasını sağlamak için yorulmadan çalıştı.
Sırt çantasıyla seyahat etmek” veya “Sırt çantalı seyahate çıkmak
After finishing college, she decided to go backpacking across Europe for six months.
Üniversiteyi bitirdikten sonra, altı ay boyunca Avrupa’da sırt çantasıyla seyahat etmeye karar verdi.
Terk etmek,” birini veya bir şeyi arkasında bırakmak
To abandon
English: She had to abandon her car when it broke down in the middle of the desert.
Turkish: Arabası çölde bozulunca terk etmek zorunda kaldı.
English: The soldiers were ordered to abandon the fort and retreat.
Turkish: Askerlere kaleyi terk etmeleri ve geri çekilmeleri emredildi.
English: Many pets are abandoned by their owners every year.
Turkish: Her yıl birçok evcil hayvan sahipleri tarafından terk ediliyor.
ugultu
a buzzing noise
Gölgelik
canopy
English: They set up a canopy at the beach to provide some shade.
Turkish: Plajda gölge sağlamak için bir gölgelik kurdular.
Böcek kovucu, bocek ilaci
insect repellent
English: Before going hiking in the woods, they applied insect repellent to avoid mosquito bites.
Turkish: Ormanda yürüyüşe çıkmadan önce sivrisinek ısırıklarından kaçınmak için böcek kovucu sürdüler.
akinti yonunde X akintiya karsi
downriver X upriver
English: They traveled downriver to reach the coastal town.
Turkish: Sahil kasabasına ulaşmak için nehir aşağısına doğru seyahat ettiler.
English: They paddled upriver to find a good fishing spot.
Turkish: İyi bir balık tutma yeri bulmak için nehir yukarısına doğru kürek çektiler.
kutuk
a log
nehir kenari
riverbank
The best plan will be to walk along the riverbank until we come to the road again, remarked the Lion.
Aslan, en iyi planın tekrar yola çıkana kadar nehir kıyısı boyunca yürümek olacağını söyledi.