Unit 8 Flashcards
Effective
This medicine is very effective for headaches
Effectively
She communicated effectively with her team.
Etkili
Bu ilaç baş ağrıları için çok etkildir
Etkili bir şekilde
Takımıyla etkili bir şekilde iletişim kurdu
Common adj
It s common to see people walking in the park
Yaygın
Parkta yürüyen insanları görmek yaygındır.
kənˈtān
Contain verb
This box contains books.
Container
I put the milk in the container.
İçermek
Bu kutu kitap içeriyor
Kapsayıcı konteyner
Sütü konteynere koydum
Crazy
Crazily
Çılgın
Çılgınca
Criminal
The criminal was arrested by the police
Criminal
He is a criminal lawyer
Crime
Stealing is a crime
Suçlu
Suçlu polis tarafından tutuklandı.
Suçla ilgili
O bir suç avukatı
Suç
Hırsızlık bir suçtur.
Die
The plants die without water
Death
He was very sad about the death of his pet
Dead
The battery is dead
Ölmek
Bitkiler su almazsa ölür
Ölüm
Evcil hayvanın ölümüne çok üzüldü
Ölü
Pil bitmiş
Decrease verb
The price of apples has decreased
Decrease
There is a decrease in pollution
Azaltmak
Elmaların fiyatı azaldı
Azalma
Kirlilikte bir azalma var
Disease
The doctor is treating a serious disease.
Hastalık
Doktor ciddi bir hastalığı tedavi ediyor.
Factor
Faktör
Familiar
Unfamiliar
The language here is unfamiliar to me
Tanıdık
Yabancı
Buradaki dil bana yabancı
Fat
Fatty adj
This is a fatty food
Şişman
Yağlı
Bu yağlı bir yiğecek.
Fear
She has a fear of spiders
Fearful
The children were fearful during the storm
Korku
Onun örümceklerden korkusu var.
Korkmuş
Çocuklar fırtına sırasında korkmuştu
Flu
She stayed home because she had the flu
Grip
Grip olduğu için evde kaldı.
Focus
Please focus on your homework
Focus
The focus of the meeting was to discuss the project
Odaklanmak
Lütfen ödevine odaklan
Odak
Toplantının odağı projeyi tartışmaktı.
Frighten
The loud noise frightened the children.
Frightening
The movie was frightening
Frightened
She was frightened by the thunder.
Korkutmak
Yüksek ses çocukları korkuttu
Korkutucu
Film korkutucuydu
Korkmuş
Gök gürültüsünden korktu.
Please
I hope this gift will please you
Pleasure
Its pleasure to meet you
Pleased
She was pleased with her exam results
Pleasing
The garden looks very pleasing.
Lütfen memnun etmek
Umarım bu hediye seni mutlu eder.
Zevk
Tanışmak bir zevktir
Memnun
Sınav sonuçlarından memnundu.
Hoş
Bahçe çok hoş görünüyor.
Happen
Something bad can happen if you don’t study.
Olmak
Çalışmazsan bir şey kötü olabilir
Report
She gave a report about the project
Reporter
The reporter asked many questions
Rapor
Proje hakkında bir rapor sundu
Muhabir
Muhabir bir çok soru sordu
Scary
Scared
She was scared of the dark
Korkutucu
Korkmuş
Karanlıktan korkuyordu
Usual
He took his usual route to work
Unusual
It is unusual to see snow in this city.
Olağan
İşe her zamanki yolunu kullandı
Olağandışı
Bu şehirde kâr görmek olağandışı.
Bother
Don’t bother me while I m working
Bother
It s no bother at all to help you
Rahatsız etmek
Çalışırken beni rahatsız etme
Zahmet
Sana yardımcı olmak hiç zahmet değil.
Copy verb
Copy noun
Kopyalamak
Kopya
Fear
He has a fear of heights
Fear
She fears dogs
Korku
Onun yükseklik korkusu var
Korku
Köpeklerden korkuyor
Ground
The children are playing on the ground
Ground
He was fired on the ground of poor performance
Zemin
Çocuklar yerde oynuyor.
Sebep neden
Kötü performans nedeniyle işten çıkarıldı.
Ideal
This is the ideal place for a vacation
Ideally
Ideally,we should leave early to avoid traffic.
İdeal
Bu tail için ideal bir yerdir
İdeal olarak
İdeal olarak trafikten kaçınmak için erken çıkmalıyız
Nightmare
She had a nightmare about being lost
Kabus
Kaybolduğunu gördüğü bir kâbus gördü.
Novel
She is reading a new novel
Novelist
He is a famous novelist
Roman
Yeni bir roman okuyor
Roman yazarı
O ünlü bir roman yazarıdır.
Panic
Panic
Don’t panic everything will be fine
Panik
Panik yapmak
Panik yapma her şey iyi olcak
Purpose
Amaç
Raise
Raise
Yükseltmek
Büyütmek
Review noun
The teacher gave a review of the lesson.
Review
I need to review my notes before the test
İnceleme
Öğretmen dersten bir inceleme yaptı
Gözden geçirmek
Sınavdan önce notlarımı gözden geçirmem gerek.
Support
She gave me support during the difficult time
Support
I will support you with your project
Destek
Zor zamanımda bana destek oldu.
Destek vermek
Projende sana yardımcı olacağım.
Terrified
He was terrified of the dark
Korkmuş
Karanlıktan korkuyordu.
Exact
This is the exact answer
Exactly
She knows exactly what to do
Tam kesin
Bu tam cevap
Tam olarak
Ne yapması gerektiğini tam olarak biliyor.
Lock
I forgot to take the key for the lock
Lock
Don’t forget to lock the door
Kilit
Kilit için anahtarı almayı unuttum.
Kilitlemek
Kapıyı kilitlemeyi unutma
Refuse
She refused to eat the vegetables
Refuse
The street was full of refuse after the festival
Reddetmek
Sebzeleri yemeyi reddetti.
Çöp
Festivalin ardından sokak çöp doluydu.
Stage
The actors are performing on the stage.
Stage
He is at the final stage of the project
Sahne
Oyuncular sahnede performans sergiliyor
Aşama evre
Projenin son aşamasında
Straight adj
The road is straight
Straight adverb
Go straight ahead
Düz düz hat
Yol düzdür
Doğrudan
Doğrudan ilerleyin
Suppose
I suppose he is coming to the party
Fart etmek varsaymak
Sanırım partiye geliyor
Text
She sent me a text message
Text
I will text you later
Metin
Bana bir mesaj gönderdi
Mesaj göndermek
Sana sonra mesaj atacağım.
Thick
The book has thick pages.
Thick
The fog is very thick today.
Kalın
Kitabın kalın sayfaları vardı.
Yoğun
Bugün sis çok yoğun.
