HS 2 - Uitdrukkingen en woordgroepen Flashcards

1
Q

Hij probeert altijd … (izlenimi uyandırmak, hissini vermek) dat hij alles onder controle heeft.

A

de indruk te wekken

de indruk wekken

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Haar vergelijking van de twee verschillende sporten was als … (elma ile armutu karşılaştırmak), omdat ze totaal verschillende doelen en regels hebben.

A

appels met peren vergelijken

Bu deyim genellikle iki farklı şeyi mantıksız veya uygun olmayan bir şekilde karşılaştırmak için kullanılır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Hij besloot … (yatırım yapmak) zijn eigen bedrijf om het te laten groeien.

A

geld te steken in

geld steken in iets : “bir şeye para yatırmak” veya “bir şeye yatırım yapmak”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Hij … (çok zaman harcıyor ) het leren van een nieuwe taal.

A

steekt veel tijd in

tijd steken in iets : “bir şeye zaman harcamak”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Hij … (çok enerji harcıyor) het verbeteren van zijn fitnessniveau.

A

steekt veel energy in

energy steken in iets : “bir şeye enerji harcamak”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

De onderhandelingen … al een tijdje … (devam ediyor, sürüyor).”

(Görüşmeler bir süredir devam ediyor.)

A

zijn … gaande

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

De afspraak … (gerçekleşti) na een kort gesprek.

A

kwam tot stand

tot stand komen :”gerçekleşmek” veya “oluşmak”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Hij heeft eindelijk zijn project afgerond, hij heeft het … (başardı).

A

voor elkaar gekregen

iets voor elkaar krijgen : “bir şeyi başarmak” veya “bir şeyi halletmek”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

… (Söz konusu kişi) heeft nog geen reactie gegeven op de beschuldigingen.”

A

De persoon in kwestie

“söz konusu kişi” veya “bahsedilen kişi”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Hij heeft alle oude e-mails verwijderd om ruimte op zijn computer vrij te maken, maar per ongeluk heeft hij ook belangrijke werkgerelateerde berichten weggegooid. Zo …. (iyi bir şey yapayım derken önemli bir yanlış yaptı ).

A

gooide hij het kind met het badwater weg

het kind met het badwater weggooien

Bir sorunu çözmeye çalışırken yanlışlıkla veya aşırıya kaçarak istenmeyen bir şeyi veya önemli bir parçayı kaybetmek anlamına gelir. Bu deyim genellikle bir durumu düzeltmeye çalışırken aşırıya kaçmanın sonuçlarını vurgulamak için kullanılır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Hij vertelde me een verhaal over een sprekende hond, maar ik wist dat het gewoon … (hayal ürünü, uydurma bir hikaye) was.

A

een broodje aap

gerçek olmayan, uydurma veya hayal ürünü bir hikaye veya söylenti

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Ze is … (doğdu ve büyüdü) in Rotterdam en kent de stad als haar broekzak.

A

geboren en getogen

bir kişinin doğumundan itibaren belirli bir yerde yaşadığını ve büyüdüğünü ifade eder

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

De jury zal streng … (titizlikle seçim/eleme yapacak) om de beste kandidaten te kiezen.

A

selecteren aan de poort

bir grup içinden seçim yaparken veya belirli bir özelliği veya niteliği olanları seçerken titizlikle eleme yapmak

Bu terim genellikle kabul sürecinde veya bir gruba katılımı belirlerken kullanılır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Hij … sporten … (isteksiz olmak), hij heeft er gewoon geen zin in.

A

hikt tegen … aan

aanhikken tegen

bir şey yapmaya isteksiz olmak /cesaret edememek / zorlanmak veya bir işe başlamadan önce tereddüt etmek

Hij hikt tegen huiswerk maken aan.

Ze hikken aan tegen het nemen van een belangrijke beslissing.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Hij blijft … (aşırı derecede odaklandığı için gerçekdışı beklentisi olması) het idee dat hij morgen de loterij zal winnen.

A

zich blindstaren op

zich blindstaren op iets:

bir konuda veya bir hedefte çok fazla takılmak, diğer olasılıkları veya perspektifleri göz ardı etmek anlamına gelir.

Bu ifade, bir kişinin aşırı derecede odaklanması sonucu gerçek dışı beklentilere veya sonuçlara ulaşmasını ifade eder.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Hij … (ilgilenmeye, yapmaya başlıyor) zijn huiswerk.

A

gaat aan de slag met

aan de slag gaan met iets:

bir şeye başlamak veya bir konuyla ilgilenmeye başlamak

17
Q

Tijdens de vergadering zijn we eindelijk … (bir çözüme ulaştık).

A

tot een oplossing gekomen

tot iets komen:

bir sonuca veya bir çözüme ulaşmak

Bir sorun üzerinde çalışırken veya bir hedefe doğru ilerlerken bir sonuca varmayı ifade eder.

18
Q

Hij … (konusunda çok yetenekli) computers.

A

is erg handig in/met

handig zijn in/met iets:

bir konuda yetenekli veya becerikli olmak