Environment Flashcards
1
Q
anormallik
A
abnormality
2
Q
açık hava
A
outdoor
3
Q
afet/felaket
A
disaster
4
Q
asit yağmurları
A
acid rain
5
Q
atmak/-I & -A
A
dump (something at somewhere) (v)
6
Q
baca
A
chimney
7
Q
bahçe
A
garden
8
Q
besin
A
nutrient
9
Q
bırakmak/-I
A
release, set free, leave, quit (v)
10
Q
boğulmak/-DA
A
drown (v)
11
Q
boykot etmek/-I
A
boycott (v)
12
Q
böcek/haşere
A
insect
13
Q
buz tabakasının erimesi
A
melting of the ice cap
14
Q
buzdağı
A
iceberg
15
Q
buzullar
A
glaciers
16
Q
canlı tutmak/-I
A
keep alive (v)
17
Q
çevre kirliliği
A
environmental pollution
18
Q
çevre/doğa dostu
A
environmentally friendly
19
Q
çevrebilim
A
(science of) ecology
20
Q
çevreci
A
environmentalist
21
Q
çevreci kuruluşlar
A
environmental organizations
22
Q
çevresel
A
environmental
23
Q
çevreyi kirletmek
A
pollute the environment (v)
24
Q
çevreyi korumak
A
protect the environment (v)
25
çöl
desert
26
çölleşme
desertification
27
çöp
garbage
28
çöplük
garbage dump
29
dalga
wave
30
denetlemek/-I
check, inspect, oversee (v)
31
deniz seviyesi
sea level
32
deprem
earthquake
33
doğa
nature
34
doğal kaynakları koruma
conservation
35
doğal yaşam alanı
habitat
36
duman
smoke
37
egzoz gazı
exhaust gas
38
ekoloji/çevrebilim
ecology
39
ekolojik/çevre bilimsel
ecological
40
ekosistem
ecosystem
41
emisyon
emission
42
emmek/-I
absorb, suck (v)
43
enerji santralı
power plant
44
enerji tasarrufu
energy savings
45
fabrika atıkları
factory waste
46
filtre
filter
47
florasan lamba
fluorescent light
48
fosil yakıt
fossil fuel
49
GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma)
GMO (Genetically Modified Organism)
50
genetik mühendisliği
genetic engineering
51
geri dönüştürülebilir
recyclable
52
geri dönüşüm/kazanım
recycling
53
geri kazanılmış (adj.)
recycled
54
gıda
food
55
gübre
fertilizer
56
güneş enerjisi
solar energy
57
hasar
damage
58
hava kirliliği
air pollution
59
havayı kirletmek
pollute air (v)
60
hissetmek/-I
feel (v)
61
ırmak/nehir
river
62
ısı
heat, temperature
63
iklim
climate
64
iklim değişikliği
climate change
65
ilaçlama
applying pesticide
66
kalıtımsal
hereditary
67
kanserojen
carcinogen, carcinogenic
68
karbondioksit
carbon dioxide
69
karşı karşıya kalmak/-le,la
encounter (v) (with)
70
kasırga
hurricane
71
kimyasal atıklar
chemical waste
72
kirletici madde
pollutant
73
kirlilik
pollution, dirtiness
74
korumak/-I
protect (v)
75
kömür
coal
76
kuraklık
drought
77
kurtarmak/-I
rescue (v)
78
kurtulmak/-DAn
escape, get rid of (v)
79
küresel
global
80
küresel ısınma
global warming
81
maden
mine
82
madencilik
mining
83
mahsul/ürün
crop, produce, product
84
mal kaybı
loss of goods, assets, merchandise
85
metan gazı
methane
86
metan gazı salımı
methane emission
87
meydana gelmek (Intrans.)
happen, occur (v)
88
neden olmak/-A
cause (v)
89
nesli tükenmek/-nIn
become extinct (v)
90
nükleer atık
nuclear waste
91
nükleer enerji
nuclear energy
92
nükleer santral
nuclear plant
93
organik
organic
94
ozon tabakası
ozone layer
95
ozon tabakasının delinmesi
rapture of the ozone layer
96
ozon tabakasının incelmesi
thining of the ozone layer
97
sarsılmak, sallanmak
be shaken (v)
98
sel
flood
99
sera
green house
100
sera etkisi
greenhouse effect
101
sera gazı salınımı
greenhouse gas emission
102
sera gazları
greenhouse gases
103
sıcak hava dalgası
heat wave
104
sit alanı/koruma alanı
protected area
105
sivil toplum örgütleri
NGOs
106
siyanür
cyanide
107
sürdürülebilir gelişme/kalkınma
sustainable development
108
tahıl
grains
109
tarım/böcek ilacı
pesticide
110
taşmak (intrans.)
overflow (v)
111
tohum dikmek
plant a seed (v)
112
toprak kayması
land slide
113
tropikal ormanlar
tropical forests
114
tüketici
consumer
115
tüketim
consumption
116
tüketmek/-I
consume (v)
117
tür (hayvan türleri)
species (animal species); kind, variety
118
üreme
breeding
119
yabani hayvanlar
wild animals
120
yağış
precipitation, rain
121
yağmur ormanı
rainforest
122
yakıt
fuel
123
yangın
fire
124
yenilenebilir (enerji)
renewable (energy)
125
yeşermek (intrans.)
produce leaves, turn green (v)
126
yeşertmek/-I
make (it) turn green (v)
127
yıkılmak (pass.)
collapse (v)
128
yok etmek/-I
eradicate, dispel (v)
129
yok olmak (intrans.)
disappear (v)
130
yükselmek (intrans.)
rise (v)
131
zirve
summit, peak