eng-tr kelimeler (7) Flashcards
maintenance
Bakım
mandate
yetki
mandatory
zorunlu
manifest
belirgin
manipulate
manipule etmek
manipulation
manipülasyon
manuscript
el yazması
march
mart
marginal
marjinal
marine
deniz
marketplace
Pazar yeri
mask
maske
massacre
katliam
mathematical
matematiksel
mature
olgun
maximize
maksimize etmek
meaningful
anlamlı
meantime
bu arada
medieval
Ortaçağa ait
meditation
meditasyon
melody
melodi
memo
hafıza
memoir
anı
memorial
anıt
mentor
akıl hocası
merchant
tüccar
mercy
merhamet
mere
mere i. bataklık
mere i. göl
mere s. yalnız
mere s. saf
mere s. safi
mere s. önemsiz
mere s. sade
mere s. katkısız
merely
sadece
merge
birleştirmek
merger
birleşme
merit
liyakat
methodology
metodoloji
midst
ortasında
migration
göç
militant
militan
militia
milis
mill
değirmen
minimal
en az
minimize
küçültmek
mining
madencilik
ministry
bakanlık
minute
dakika
miracle
mucize
misery
sefalet
misleading
yanıltıcı
missile
füze
mob
mafya
mobile
mobil
mobility
hareketlilik
mobilize
harekete geçirmek
moderate
ılıman
modification
değişiklik
module
modül
momentum
itme
monk
keşiş
monopoly
Tekel
morality
ahlak
motive
sebep
municipal
belediye
mutual
Common Usage
mutual s. ortak
mutual s. müşterek
mutual s. karşılıklı
General
mutual s. mütekabil
mutual s. karşılıklı
mutual s. iki taraflı
N
N
namely
yani
nationwide
ülke çapında
naval
deniz kuvvetlerine ait
belonging to a country’s navy, or relating to military ships:
a naval officer
naval forces
a naval museum/battle
neglect
ihmal etmek
neighboring
komşu
nest
yuva
net
açık
newsletter
haber bülteni
niche
niche i. duvarda oyuk (heykel vb için)
niche i. heykel için özellikle duvarda bir oyuk
niche i. mevki
niche i. duvardaki hücre
niche i. uygun yer
niche i. heykel veya benzeri için oyuk
noble
soylu
nod
başını sallamak
nominate
aday göstermek
nomination
adaylık
nominee
aday
nominee noun [C] (SUGGESTION)
someone who has been nominated for something:
All nominees for Treasurer will be considered.
nonetheless
Her şeye rağmen
nonprofit
kar amacı gütmeyen
nonsense
anlamsız
noon
öğlen
notable
dikkate değer
notably
özellikle
notify
bildirmek
notorious
kötü şöhretli
novel
roman
nursery
yuva
O
Ö
objection
itiraz
oblige
mecbur etmek
obsess
takıntılı olmak
obsession
takıntı
occasional
ara sıra
occurrence
meydana gelme
odds
ihtimaller
offering
teklif
offspring
yavru
operational
operasyonel
opt
General
opt f. karar kılmak
opt f. tercih etmek
opt f. seçmek
opt f. -e tercih etmek
opt f. -e yeğlemek
optical
optik
optimism
iyimserlik
oral
Oral
organisational
organizasyonel
orientation
oryantasyon
originate
kaynaklanmak
outbreak
salgın
outing
gezi
outlet
çıkış
outlook
görünüm
outrage
öfke
outsider
yabancı
overlook
görmezden gelmek
overly
aşırı
oversee
oversee f. nezaret etmek
oversee f. seyretmek
oversee f. sınavda gözetmenlik yapmak
oversee f. bakmak
oversee f. yönetmek
oversee f. gözetmek
oversee f. denetlemek
overturn
devirmek
overwhelm
kaplamak
overwhelming
ezici
P
P
pad
ped
parameter
parametre
parental
parental i. ebeveyn rolü üstlenmiş kimse
parental s. ana babaya ait
parental s. ebeveyne ait
parental s. ana baba olarak
parliament
parlamento
partial
kısmi
partially
kısmen
passing
geçen
passive
pasif
pastor
papaz
patent
patent
pathway
patika
patrol
devriye gezmek
patron
patron
peak
doruğa ulaşmak
peasant
köylü
peculiar
özel eşya
pension
emeklilik
persist
ısrar etmek
persistent
kalıcı
personnel
personel
petition
dilekçe
philosopher
filozof
philosophical
felsefi
pioneer
öncü
pipeline
boru hattı
pirate
korsan
pit
çukur
plea
savunma
plead
yalvarmak
pledge
rehin
plug
fiş
plunge
dalma
pole
kutup
poll
anket
pond
gölet
pop
pop
portfolio
portföy
portray
canlandırmak
postpone
ertelemek
postwar
savaş sonrası
practitioner
uygulayıcı
preach
vaaz vermek
precedent
emsal
precision
kesinlik
predator
yırtıcı hayvan
predecessor
öncül
predominantly
ağırlıklı olarak
pregnancy
gebelik
prejudice
ön yargı
preliminary
ön hazırlık
premier
başbakan
premise
Öncül
premium
ödül
prescribe
prescribe f. reçete yazmak
prescribe f. yazmak
prescribe f. belirtmek (şartları/kuralları)
prescribe f. tembih etmek
prescription
reçete
presently
şu anda
preservation
koruma
preside
başkanlık etmek
presidency
başkanlık
prestigious
prestijli
presumably
muhtemelen
presume
Common Usage
presume f. farz etmek
General
presume i. varsayım
presume i. tahmin
presume f. kalkmak
prevail
prevail f. galebe çalmak
prevail f. üstün gelmek
prevail f. yenmek
prevail f. yerine geçmek
prevail f. başarmak
prevail f. hüküm sürmek
prevalence
yaygınlık
prevention
önleme
prey
kurban
privatization
özelleştirme
privilege
ayrıcalık
probe
incelemek, bulmak
problematic
problemli
proceeding
devam ediyor
proceeds
gelir
processing
işleme
processor
işlemci
proclaim
ilan etmek
productive
üretken
productivity
üretkenlik
profitable
karlı
profound
engin
projection
projeksiyon
prominent
öne çıkan
pronounced
belirgin
propaganda
propaganda