Unit 5 Flashcards
dull
donuk
sıkıcı
meaningful
anlamlı
interrupt
kesmek
sözünü kesmek
ara vermek
moody
aksi
dengesiz
contender
mücadele eden kimse
yarışmacı
stunning
çekici
çok güzel
sersemletici
compelling
zorlu
zorlayan
dayatmacı
acclaim
bağırarak/alkışlayarak/tezahüratla(birini) (birşey)ilanetmek:Theyacclaimedhimemperor.Büyükbirtezahüratlaonuimparatorilan
{f}övmek
övme
alkışlamak
astounding
müthiş
sersemletici
aşırışaşırtıcı
hayretverici
virtually
fiilen
hemen hemen
aslında
barely
zar zor
ancak
hemen hemen hiç
thoroughly
adamakıllı
Polis binaları adamakıllı araştırdı.-The police searched the premises thoroughly.
eninceayrıntısınakadar
iyice
Konuyu iyice çalışmak gerekliydi.-It was necessary to study the matter thoroughly.
tamamen
Onun işinden tamamen tatmin olduk.-We were thoroughly satisfied with his work.
iyideniyiye
hardly
ancak
Lucy eve gitmek için ağlamaya başladığında, ancak varmıştık.-We had hardly arrived when Lucy started crying to go home.
zorla
Tom o kadar nefessiz kaldı ki zorla nefes alabiliyordu.-Tom was so out of breath that he could hardly speak.
hemenhemenhiç
Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.-I could hardly understand him.
zorlukla
screenplay
senaryo
nominated
göreve atanmak
adore
adored
tapmak
-bayıldılar
sevilen
upcoming
yaklaşan
flop
batmak
fiyasko
Eğer bu konuda hiçbir şey yapmazsan, parti bir fiyasko olacak.-If you don’t do anything about it, the party will be a flop.
lap
{f}çırpın
düşmesesi
Installment
taksit
Taksitle ödemek istiyorum.-I want to pay in installments.
taksitlendirme
(Ticaret)taksitliödeme
{i}kurma
kısım
bkz.instalment
taksidi
{i}bölüm
thriller
gerilim
commitment
taahhüt
Tom taahhütten yoksundu.-Tom lacked commitment.
bağlılık
Brezilya, geçmişe bağlılık göstermeyen genç bir ülkedir.-Brazil is a young country without a commitment to the past.
{i}söz,vaat;taahhüt,üstenme
(Ticaret)taahüt
teslim/bağlılık/taahhüt
gloom
kasvetvermek
kederlendirmek
üzüntü
gam
kasavet
hüzün
loneliness
yalnızlık
Müzik iç yaşamdır. İç yaşamı olan asla yalnızlık çekmeyecek.-Music is inner life, and he will never suffer loneliness who has inner life.
tekbaşınalık
birbaşınalık
tekbaşınalık
(isim)yalnızlık
reinforce
pekiştirmek
{f}sağlamlaştırmak
takviyeetmek
(Mekanik)takviyeetme
(Tıp)Kuvvetiniartırmak,takviyeetmek