Unit 4 Flashcards

Basic

1
Q

Tram

A

tramvay

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

van

A

kamyonet
Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi.-Dan landed onto the roof of a passing van.

{i}karavan
Tom geceyi karavanda geçirdi.-Tom spent the night in his van.

eşyayadayükvagonu

minibüs
Evin dışında beyaz bir minibüs durdu.-A white van pulled up outside the house

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

pickup truck

A

pikap
Tom’u pikap kamyonumun arkasında hastaneye götürdüm.-I took Tom to the hospital in the back of my pickup truck.

{i}kamyonet
Evinin önüne park etmiş kırmızı bir kamyonet var.-There’s a red pickup truck parked in front of your house.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

double-decker

A

ikikatlıotobüs

çiftkatlıotobüs

çiftkatlıranza

ikigüverteligemi

ikikatlıev

ikiciltlikroman

ikikatlısandviç

ikikatlıotobüs

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

lorry

A

kamyon
Yağmur yağmaya başlamadan önce bu kamyonu boşaltmamız gerekiyor.-We’ve got to unload this lorry before it starts to rain.

açık

vagonet

üstü

yükarabası

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

ferry

A

feribotservisi
Artık ekonomik olmadığı için feribot servisini kapattılar.-They closed down the ferry service since it was no longer economical.

biraraçlataşımak

taşımak

kayık

sal

arabavapuru
Tom arabaları araba vapuruna yükledi.-Tom loaded the cars onto the ferryboat.

{i}geçişyeri

feribot
Sabah Yunanistan’a giden ilk feribota biniyorum.-In the morning I’m taking the first ferry to Greece.

{f}karşısahiletaşı

iskele

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

steamboat

A

vapur

(isim)vapur

{i}istimbot

çatana

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

hang-glider

A

planörebağlıuçankimse

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

get on

A

binmek
O trene binmek zorundayım.-I have to get on that train.

geçinmek:Theygetonwell.Birbiriyleiyigeçiniyorlar

(deyim)anlaşmak.getontosomeone

(taşıta)binmek

(Gettingon[inyears])Yaşlanmak

ayrılıpgitmek

anlaşmak

birbiriylegeçinmek

gitmek

iyigitmek

giyinmek

otobüsebinmek
Otobüse binmek için bir bilet almalısın.-You must buy a ticket to get on the bus.

trenebinmek
Bu trene binmek zorundayım.-I’ve got to get on this train.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

get off

A

inmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

pick up

A

toplamak
Tom zeminden bir şey toplamak için eğildi.-Tom bent down to pick up something off the floor.

radyodaduymak

yerdenkaldırmak

arabayaalmak

toparlamak

(deyim)arabasinaalmak,arabasiylagidipalmak

almak
O, postacı gelir gelmez, postasını almak için dışarı fırlar.-The second the mailman comes, he rushes out to pick up his mail.

arabaylaalmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

run over

A

(deyim)(araçile)biriniçiğnemek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

get out

A

çıkmak
Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.-Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

get in

A

(arabaya)binmek

girmek
Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler.-The visitors waited in a long line to get into the museum.

arabayabinmek

ürünütoplamak

(Kanun)üyeolmak

gelmek

gitmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

expire

A

süresidolmak

{f}(süre)dolmak;süresidolmak;sonaermek

{f}sonnefesinivermek

fevtolmak

(Ticaret)vadesigelmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

host

A

ağırlamak
Onlar misafirleri ağırlamak için Allah’ın emrini yerine getiriyorlar.-They are fulfilling the commandment to host guests.

evsahibi
O, en hoş bir parti için, ev sahibine teşekkür etti.-He thanked his host for a most enjoyable party.

{f}konuketmek

{f}evsahipliğiyapmak

{i}sunucu
Favori talk show sunucun kim?-Who’s your favorite talk show host?

konukağırlamak

17
Q

spinning

A

bükerek

(Mekanik)sıvama

sarma

çekme

patinaj

(Teknik,Tekstil)iplikçilik
Mary iplikçilik sınıfına gitti.-Mary went to her spinning class.

{f}bük

bükme

{i}eğirme

18
Q

convenient

A

müsait

elverişli
Bu yer yüzmek için elverişli.-The place is convenient for swimming.

uygun
Evimiz uygun şekilde konumlanmıştır.-Our house is conveniently located.

{s}pratik

rabıtalı

müsaitolmak

19
Q

Impressive

A

etkileyici
Onun akademik başarıları etkileyicidir.-His academic achievements are impressive.

(sıfat)etkileyici

usturuplu

çarpıcı

etkileyici,etkili

{s}duygularıetkileyen,etkileyici

müessirimpressivelytesiredicibirşekilde

şaşırtıcıderecede

etkilioluş

20
Q

bury

A

gömmek
Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.-The dog was busy burying his bone in the garden.

{f}toprağavermek

{f}cenazeyikaldırmak

{f}defnetmek

definetmek

definyapmak

örtüpbastırmak

(Spor)uzakmesafelişutugömmek

cenazekaldırmak

21
Q

tomb

A

türbe

{i}mezar
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.-What is learned in the cradle is carried to the tomb.

{i}kabir

22
Q

affix

A

takmak

(Dilbilim)önekveyasonek

atmakimza

pulyapıştırmak

tutturmak

eklemek

bağlamak

yapıştırmak

{f}ekle

iliştirmek

{i}ek

{i}takı

ilâve

{f}(imza)atmak; (mühür)basmak

iliştir

23
Q

incredible

A

inanılmaz
Tom inanılmaz değil mi?-Isn’t Tom incredible?

{s}akılalmaz

{s}şaşırtıcı

{s}k.dili.harika

çokfazla

incredibilityinanılmazhal

inamlmazlıkincrediblyinanılmazşekilde

aklahayalegelmez

süper

müthiş

harika
Harika bir iş yaptın.-You did an incredible job.

{s}olağanüstü
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.-That story is too incredible to be true.

24
Q

improve

A

geliştirmek
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.-The priest tried to improve the people’s morals.

gelişmek

ilerletmek
Macarcamı ilerletmek istiyorum.-I’d like to improve my Hungarian.

{f}artırmak
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.-Garlic is used to improve the taste of food.

{f}ıslahetmek

{f}düzeltmek
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.-To improve the situation, we must work harder.

{f}iyileştirmek

25
Q

distant and cold

A

uzak ve soğuk

26
Q

settle in:yerleştirmek

settle in:yurttutmak

settle in:alışmak

settle in:yerleş
Onlar Amerika Birleşik Devletleri’nde yerleşmeyi kolay buldular.-They found it easy to settle in the United States.

settle in:alışmasınayardımcıolmak

settle in:bastırmak

settle in:yerleşmek(eve)

settle in:yerleşmek

A

settle in:yerleştirmek

settle in:yurttutmak

settle in:alışmak

settle in:yerleş
Onlar Amerika Birleşik Devletleri’nde yerleşmeyi kolay buldular.-They found it easy to settle in the United States.

settle in:alışmasınayardımcıolmak

settle in:bastırmak

settle in:yerleşmek(eve)

settle in:yerleşmek

27
Q

scenery

A

manzara
Manzaradan derinden etkilendim.-I was deeply impressed by the scenery.

{i}doğalmanzara

görünüm

sahnedekoru
Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm.-I figured a change of scenery might do us good.

manzara/dekor

{i}tiy.dekor

sahnedekorları

{i}dekor

28
Q

indescribable

A

anlatılmaz

tanımlanamaz

betimlenemez

tarifsiz
Bu tarifsiz bir durumdu.-It was an indescribable situation.

{s}anlatılamaz

tanlmlanamaz

{s}belirsiz

29
Q

breathtaking

A

olağanüstü

{s}nefeskesen
Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.-Climbing a mountain is a breathtaking challenge.

heyecanlı

solukkesici

Nefeskesici
Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi.-The view from the top of the mountain was breathtaking.

{s}nefeskesici,çokheyecanverici

{s}heyecanlandırıcı

harika

30
Q

landmark

A

belirlinokta

sınırişareti

31
Q

smooth flight

A

düzgün uçuş

32
Q

bumpy flight

A

düzensiz uçuş

33
Q

emotional

A

duygusal

34
Q

mining

A

madencilik

35
Q

rainbow

A

gökkuşağı