Unit 06 (With Sentences) Flashcards
abla ‘
Ablası ile telefonda konuşuyor.’
older sister
‘H/She is talking on the phone with her sister. ‘
ağabey/abi
‘Senin abin ne yapıyor?’
older brother
‘What is your brother doing ?’
aile dostu
‘Aile dostlarımız bu akşam yemeğe geliyorlar.’
family friend
‘Our family friends are coming to dinner tonight.’
aile
‘Aile çok önemli bir unsur.’
family
‘Family is a very important element.’
Akdeniz
‘Akdeniz Avrupa ve Afrika arasında.’
Mediterranean Sea
‘The Mediterranean Sea between Europe and Africa’
akraba
‘Annemin akrabaları Ankara’da oturuyor.’
relative
‘My mother’s relatives are living in Ankara.’
alt
‘Masanın altında bir kedi var.’
under
‘There is a cat under the table.’
altın
‘Altın piyasası artışta.’
gold
‘The gold market is on the rise.’
amca
‘Babamın erkek kardeşi benim amcam.’
uncle
‘My father’s brother is my uncle.’
anne
‘Onlar çok fedakar annelerdir.’
mother
‘They’re very devoted mothers.’
anneanne
‘Anneannesini geçen yıl kaybetti.’
grandmother
‘She lost her grandmother last year.’
antika
‘Ablam antika mobilya seviyor.’
antique
‘My sister likes antique furniture.’
arası
‘Ege Denizi Türkiye ve Yunanistan’ın arasında.’
between
‘The Aegean sea is between Turkey and Greece.’
arka
‘Amerikan Büyükelçiliği’nin arkasında ne var?’
back
‘What is behind the American Embassy?’
Asya
‘Çin Asya’da.’
Asia
‘China is in Asia.’
at
‘Yeğenim attan düştü.’
horse
‘My nephew fell from the horse.’
atölye
‘Bugün atölye açık değil.’
studio
‘Today the studio is not open.’
Avrupa
‘Avrupa’da bu sene sert bir kış vardı.’
Europe
‘There was a rough winter in Europe this year.’
baba
‘Babama söz verdim.’
father
‘I gave a promise to my father.’
babaanne
‘Babaannemi çok özledim.’
grandmother
‘I miss my grandmother very much.’
bakır
‘Bu duvar saati bakır.’
copper
‘This wall clock is copper.’
baklavacı
‘Baklavacıda baklava kalmadı.’
baklava, dessert shop
‘There is no baklava left in the dessert shop.’
balıkçı
‘Dört balıkçı fırtınanın ortasındaydı.’
fisherman
‘Four fisherman were in the middle of storm.’
bardak
‘Bir bardak su istiyor musun?’
cup, glass
‘Do you want a cup of water?’
bayrak
‘Türk bayrağı kırmızı ve beyaz renkli.’
flag
‘Turkish flag is red and white colors.’
bence
‘Bence, doktora gitmeniz gerekiyor.’
in my opinion
‘In my opinion, you must go to the doctor.’
berber
‘Berber radyo dinliyor.’
barber
‘The barber is listening to the radio.’
bilgisayar
‘Şimdi Tolga bilgisayarda.’
computer
‘Tolga is on the computer now.’
birkaç
‘Birkaç ağacın yaprağı kırmızı.’
few, several
‘The leaves of a few trees are red.’
Boğaz / boğaz
‘İstanbul Boğazı 31 km uzunluğunda.’
Straits / throat
‘Istanbul Strait is 31 km.’
boş
‘Büyükannemin odası boştu.’
empty
‘My grandmother’s room was empty.’
botanik
‘Botanik bahçesini gezmeye gittik.’
botanic
‘We went to tour the botanic garden.’
bozuk
‘Asansör her zaman bozuk.’
out of order
‘The elevator is always out of order.’
bölüm
‘Türk bölümünde parti var.’
section
‘There is a party at the Turkish section.’
burun
‘Ünlü manken burun ameliyatı oldu.’
nose
‘The famous model had nose surgery.’
büyükbaba
‘Büyükbabam huzur evine taşındı.’
grandfather
‘My grandfather moved to the nursing home.’
cam
‘Gözlük için yeni bir cam alman lazım.’
glass
‘You need to get a new glass for the glasses.’
ceket
‘Babam eski ceketini otobüste unuttu. ‘
jacket
‘My father forgot his old jacket on the bus.’
çalışma odası
‘Başkan çalışma odasından dışarı çıkmadı.’
study room
‘The President did not go out of his study room.’
çanta
‘Çantanızda ne var?’
bag, purse
‘What is in your bag?’
çelik
‘Bu çelik kapının kolu kırık.’
steel
‘This steel door’s handle is broken.’
çınar
‘Çınar ağacın altına oturdum.’
sycamore tree
‘I sat under the sycamore tree.’
çiftlik
‘Çiftliğin arkasında nehir var.’
farm
‘There is a river behind the farm. ‘
çikolata
‘Kız kardeşim sütlü çikolata sevmiyor.’
chocolate
‘My sister does not like chocolate milk. ‘
çorba
‘Annemin tavuk çorbası çok iyi.’
soup
‘My mother’s chicken soup is very good.’
dağlık
‘Türkiye dağlık bir ülkedir.’
mountainous
‘Turkey is a mountainous country.’
dayı
‘Ayşe’nin dayısı yok.’
maternal uncle
‘Ayşe does not have an uncle.’
dede
‘Dedem ve erkek kardeşim parka gittiler.’
grandfather
‘My grandfather and my brother went to the park.’
dergi
‘Zeynep’in dergisi çantasının içinde.’
magazine
‘Zeynep’s magazine is inside her bag.’
dernek
‘Dernekte görüşmek üzere.’
association
‘See you in the association.’
dış
‘Genellikle fabrikalar şehrin dışındadır.’
outside, exterior
‘Factories are usually outside of the city. ‘
dil
‘Bu iş için 3 dil bilmesi lazım.’
language; tongue
‘H/She has to know 3 languages for this job.’
dolap
‘Senin dolabın çok kirli.’
cupboard
‘Your cupboard is very dirty.’
dost
‘Dostunu iyi seçmen gerekiyor.’
good friend
‘You should choose your friend well.’
dosya
‘Muhasebeci dosyaları arabada unuttu.’
file, folder
‘The accountant forgot the files in the car.’
durum
‘Duruma bağlı.’
situation
‘It depends on the situation.’
Ege Denizi
‘Ege Denizi’nin suyu tuzlu mudur?’
Aegean Sea
‘Is the Aegean Sea’s water salty?’
erkek
‘İnşaat erkek işi midir?’
male
‘Is construction a man’s job?’
eşarp
‘Kız arkadaşıma kırmızı bir eşarp aldım.’
scarf
‘I bought a red scarf to my girlfriend.’
fena
‘Onların önerileri fena değil.’
bad
‘Their advises are not bad.’
fikir
‘Herkesin fikirlerine saygı göstermemiz gerek.’
idea
‘We should show respect for everybody’s opinions.’
gemi
‘Yük gemisi boğaza yaklaştı.’
ship
‘The cargo ship approached the strait.’
genel olarak
‘Genel olarak çalışkan bir kadın.’
in general
‘She is generally a hardworking woman.’
geniş
‘Biz geniş bir koridorda yürüdük.’
wide
‘We walked down a wide corridor.’
gerek
‘Yeni bir araba almam gerekiyor.’
necessary
‘It’s necessary for me to buy a new car.’
gezi
‘Bizim müdür iş gezisine gitti.’
tour
‘Our manager went to a business trip.’
gibi
‘Diğerleri gibi sırada beklemen lazım.’
like
‘You have to wait in line like others.’
giyinme odası
‘Giyinme odası nerede?’
dressing room
‘Where is the dressing room?’
göl
‘Genç çift gölün etrafında yürüdü.’
lake
‘The young couple walked around the lake.’
göre
‘Yazara göre makalenin ana fikri ölüm.’
according
‘According to the author, the gist of the article is death.’
gümüş
‘Gümüş kolyeyi nerden aldın?’
silver
‘Where did you buy the silver necklace?’
hakem
‘Bence, hakem yanlış bir karar verdi.’
arbitrator, referee
‘In my opinion, the referee gave a wrong decision.’
hala
‘Halamın iki kızı var.’
paternal aunt
‘My aunt has two daughters.’
han
‘O hanın adresi nedir?’
inn
‘What is the address of that inn?’
harika
‘Pink Floyd harika bir konser verdi. ‘
marvelous
‘Pink Floyd gave a marvelous concert.’
havaalanı
‘Havaalanına gelmemiz lazım.’
airport
‘We have to come to the airport.’
havalimanı
‘Onların havalimanına gelmeleri lazım.’
airport
‘They have to come to the airport.’
havuz
‘3 yaşındaki çocuk havuza düştü.’
pool
‘The 3 year old child fell into the pool.’
hayvanat bahçesi
‘Arslan hayvanat bahçesinden kaçtı.’
zoo
‘The lion escaped from the zoo.’
hazırlık
‘Düğün hazırlıkları bitmedi.’
preparation
‘The wedding preparation did not finish.’
hemen hemen
‘Konser hemen hemen 2 saat sürdü.’
more or less
‘The concert lasted more or less 2 hours.’
hemşire
‘Hemşirenin dinlenmesi lazım.’
nurse
‘The nurse needs to rest.’
herkes
‘Herkes sınıfta mı?’
everybody
‘Is everybody in the class?’
iç
‘Evin içinde kötü bir koku var.’
inside, interior
‘There is a bad smell inside the house.’
il
‘Adana ilinde yaşamıyorum.’
province
‘I do not live in Adana province.’
ilkokul
‘İlkokul öğretmeni olmak zor.’
elementary school
‘Being an elementary school teacher is hard.’