Telc A2.2 Lektion 9 Flashcards

1
Q

Die Infoveranstaltung

A

Bilgilendirme toplantisi/etkinligi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Der Verein

A

Dernek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Die Erfahrung

A

Tecrübe

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Deshalb

A

Bu nedenle

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Erforderlich

A

Erforderlich” Almanca’da “gerekli” veya “zorunlu” anlamına gelir. Bir şeyin yapılması için ihtiyaç duyulan veya talep edilen bir koşulu ifade eder.

  1. “Für diesen Job sind bestimmte Qualifikationen erforderlich.”
    • Türkçesi: “Bu iş için belirli nitelikler gereklidir.”
  2. “Es ist erforderlich, dass Sie pünktlich erscheinen.”
    • Türkçesi: “Zamanında gelmeniz gerekmektedir.”
  3. “Ein Führerschein ist für das Fahren dieses Fahrzeugs erforderlich.”
    • Türkçesi: “Bu aracı sürmek için bir sürücü belgesi gereklidir.”

“Erforderlich” kelimesi, özellikle resmi ve iş hayatında bir şeyin yapılması için gerekli olan şartları belirtmek için kullanılır.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Der Vortrag

A

Konferans sunum

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Das Schaubild

A

Grafik
Şematik Görsel

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Die Pflicht

A

Zorululuk
Sorumluluk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Die Pflicht

A

Zorululuk
Sorumluluk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Stimmt es?

A

Dogru mu?

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Der Grundschule

A

Ilk okul

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Die Gesamtschule

A

Kapsamli okul

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Das Gymnasium

A

Lise

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Das Abitur

A

Diploma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Getrennt

A

Ayri
Ayrilmis

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Rechnen

A

Hesaplama

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Der Fluss

A

Nehir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Der Fluss

A

Nehir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Die Kunst

A

Sanat

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Die Religion

A

Din

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Die Vergangenheit

A

Geçmis

22
Q

Der Tierpfleger

A

Baytar

23
Q

Blöd

A

Aptal

24
Q

Streng

A

Kati
Sert

25
Q

Das weiß sie noch nicht so genau

A

Bunu henüz tam olarak bilmiyor

26
Q

Hinter

A

Arka geri

27
Q

Unterschiedlich

A

“Unterschiedlich” Almanca’da “farklı” veya “çeşitli” anlamına gelen bir sıfattır. İki veya daha fazla şey arasındaki farkları veya çeşitliliği ifade eder.

  • “Unterschiedlich”: “Farklı”, “çeşitli”
  1. “Die Meinungen der Experten sind unterschiedlich.”
    • Türkçesi: “Uzmanların görüşleri farklıdır.”
  2. “Wir haben verschiedene, aber gleichwertige Angebote erhalten.”
    • Türkçesi: “Farklı ama eşit değerli teklifler aldık.”
  3. “Die Schüler kommen aus unterschiedlichsten Ländern.”
    • Türkçesi: “Öğrenciler en çeşitli ülkelerden geliyor.”

“Unterschiedlich” kelimesi, çeşitli seçenekler veya durumlar arasındaki farklılıkları belirtmek için kullanılır.

28
Q

Schrecklich

A

Korkunç
Berbat

29
Q

Grußformen

A

Kapanis selamlamasi
Mit freundlichen Grüßen

30
Q

Anreden

A

Hitap
Sehr geehrte Damen und Herren

31
Q

Beraten

A

Ögüt verme

32
Q

Sicher

A

Emin

33
Q

Lösen

A

Çözmek
Halletmek

34
Q

Korb werfen

A

Çöp kutusuna atmak
Pota atmak

35
Q

Umgeknickt

A

“Umgeknickt” Almanca’da “burkulmuş” veya “kalkmış” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle bir şeyin, özellikle de bir bileğin veya bir ağacın, aniden ve genellikle yanlış bir şekilde eğilmiş veya bükülmüş olduğunu ifade eder.

  • “Umgeknickt”: “Burkulmuş”, “kalkmış”
  1. “Ich habe mir den Knöchel umgeknickt, als ich die Treppe hinuntergefallen bin.”
    • Türkçesi: “Merdivenlerden düşerken bileğimi burktum.”
  2. “Der junge Baum ist vom starken Wind umgeknickt.”
    • Türkçesi: “Genç ağaç güçlü rüzgar yüzünden devrildi.”
  3. “Wenn du umknickst, solltest du sofort einen Arzt aufsuchen.”
    • Türkçesi: “Burkulduğunda hemen bir doktora görünmelisin.”

“Umgeknickt” kelimesi genellikle fiziksel bir hareketin sonucu olarak bir şeyin veya birinin aniden eğilmesi veya burkulması durumunu tanımlar.

36
Q

Hingefallen

A

Düsmek

37
Q

Der Knöchel

A

Bilek

38
Q

Gipsbein

A

Alci bacak

39
Q

Die Verfügung

A

“Verfügung” Almanca’da “emir”, “talimat” veya “kullanım” anlamına gelir. Genellikle yetki, kontrol veya kullanma hakkını ifade eder.

  • “Verfügung”: “Emir”, “talimat”, “kullanım”
  • “Die Verfügung”: “Emir”, “talimat”
  1. “Die Verfügung des Direktors muss beachtet werden.”
    • Türkçesi: “Müdürün talimatına uyulmalıdır.”
  2. “Wir haben das Fahrzeug zur Verfügung.”
    • Türkçesi: “Araç bizim kullanımımızda.”
  3. “Die Verfügung tritt am Montag in Kraft.”
    • Türkçesi: “Talimat Pazartesi günü yürürlüğe giriyor.”

“Verfügung” kelimesi, resmi ve hukuki bağlamlarda genellikle bir talimat veya emri ifade ederken, günlük dilde de bir şeyin kullanılabilirliğini veya el altında olmasını belirtir.

40
Q

Vereinbaren

A

“Vereinbaren” Almanca’da “kararlaştırmak”, “anlaşmak” veya “planlamak” anlamına gelen bir fiildir. Genellikle bir toplantı, randevu veya anlaşma yapmak için kullanılır.

  • “Vereinbaren”: “Kararlaştırmak”, “anlaşmak”, “planlamak”
  1. “Lass uns einen Termin für nächste Woche vereinbaren.”
    • Türkçesi: “Gelecek hafta için bir randevu kararlaştıralım.”
  2. “Wir müssen die Details des Vertrags noch vereinbaren.”
    • Türkçesi: “Sözleşmenin detaylarını henüz kararlaştırmamız gerekiyor.”
  3. “Haben Sie einen Termin vereinbart?”
    • Türkçesi: “Bir randevu mu kararlaştırdınız?”

“Vereinbaren” fiili, bir şeyin birlikte kararlaştırılması veya bir anlaşmanın yapılması anlamında kullanılır. Genellikle resmi veya iş bağlamlarında, randevular, toplantılar ve anlaşmalar için tercih edilir.

41
Q

Vergleichen

A

Karsilastirmak

42
Q

Der Bericht

A

Rapor

43
Q

Der Zeugnis

A

Sertifika
Belge

44
Q

Angst haben

A

Korkmak

45
Q

Sich Sorgen machen

A

Endiselenmek

46
Q

Befriedigend

A

“Befriedigend” Almanca’da “tatmin edici” veya “memnun edici” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle bir şeyin yeterli düzeyde olduğunu, ne mükemmel ne de kötü olduğunu ifade eder. Eğitimde, bir not veya performans için kullanılan bir terimdir ve genellikle ortalama veya yeterli olarak değerlendirilir.

  • “Befriedigend”: “Tatmin edici”, “memnun edici”
  1. “Das Ergebnis der Prüfung war befriedigend.”
    • Türkçesi: “Sınav sonucu tatmin ediciydi.”
  2. “Ihre Leistung war befriedigend, aber es gibt noch Raum für Verbesserung.”
    • Türkçesi: “Performansı tatmin ediciydi, ancak gelişim için hala alan var.”
  3. “Der Kundenservice war befriedigend, aber nicht herausragend.”
    • Türkçesi: “Müşteri hizmetleri tatmin ediciydi, ama olağanüstü değildi.”

“Befriedigend” terimi, genellikle performans veya sonuçların ortalama bir seviyede olduğunu ve beklentileri karşıladığını ifade eder.

47
Q

Mangelhaft

A

“Mangelhaft” Almanca’da “yetersiz” veya “eksik” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle bir şeyin standartları karşılamadığı veya tatmin edici olmadığı durumları ifade eder. Eğitimde, genellikle bir not veya performans değerlendirmesinde düşük başarıyı belirtir.

  • “Mangelhaft”: “Yetersiz”, “eksik”
  1. “Das Ergebnis der Prüfung war mangelhaft.”
    • Türkçesi: “Sınav sonucu yetersizdi.”
  2. “Die Qualität des Produkts ist mangelhaft.”
    • Türkçesi: “Ürünün kalitesi yetersiz.”
  3. “Seine Leistungen in diesem Kurs waren mangelhaft.”
    • Türkçesi: “Bu dersteki performansı yetersizdi.”

“Mangelhaft” terimi, genellikle bir şeyin standart veya beklentilere uygun olmadığını ifade eder ve genellikle olumsuz bir değerlendirmeyi belirtir. Eğitimde, genellikle bir not sisteminde en düşük dereceler arasında yer alır.

48
Q

Ausreichend

A

“Ausreichend” Almanca’da “yeterli” veya “kafi” anlamına gelen bir sıfattır. Genellikle bir şeyin asgari gereksinimleri karşıladığını ancak mükemmel olmadığını belirtir. Eğitimde, bir not veya performans için yeterli olduğunu ifade eder.

  • “Ausreichend”: “Yeterli”, “kafi”
  1. “Das Ergebnis war ausreichend, aber nicht besonders gut.”
    • Türkçesi: “Sonuç yeterliydi ama pek iyi değildi.”
  2. “Seine Leistungen in der Prüfung waren ausreichend.”
    • Türkçesi: “Sınavdaki performansı yeterliydi.”
  3. “Die Qualität des Berichts ist ausreichend für eine erste Bewertung.”
    • Türkçesi: “Raporun kalitesi ilk değerlendirme için yeterli.”

“Ausreichend” terimi, bir şeyin temel gereksinimleri karşıladığını ancak mükemmeliyet sağlamadığını ifade eder. Eğitimde, genellikle geçer not anlamında kullanılır.

49
Q

Genug

A

Yeterli

50
Q

Ungenügend

A

Yetersiz
Eksik