İng-5 Flashcards
crime free
suçtan uzak
pay the price for
bedel ödemek
bedelini ödemek
whenever
herhangi bir zamanda
her … -diğinde
her ne zaman olursa
slipper
/ ˈslɪp ər /
terlik
host
/ hoʊst
ev sahibi
ağırlamak
cushion
/ ˈkʊʃ ən /
minder
yastık
hospitable
/ ˈhɒs pɪ tə bəl, hɒˈspɪt ə bəl /
misafirperver
humid
/ ˈyu- mɪd /
rutubetli
nemli
mild
/ maɪld /
ılıman
zarif
nazik
inn
/ ɪn /
han
konak
mattress
/ ˈmæ trɪs /
döşek
şilte
soak
/ soʊk /
sırılsıklam olmak
sırılsıklam etmek
household
/ ˈhaʊsˌhoʊld, -ˌoʊld /
ev ve aileye ait
her gün kullanılan
barefoot
/ ˈbɛərˌfʊt /
yalın ayak
soybean
/ ˈsɔɪˌbin /
soya fasulyesi
cuisine
/ kwɪˈzin /
mutfak
yemek pişirme sanatı
yemek pişirme yöntemi
consumption
/ kənˈsʌmp ʃən /
tüketim
sarf
occasion
/ əˈkeɪ ʒən /
vesile
fırsat
münasebet
özel durum
silk
/ sɪlk /
ipek
marital status
medeni durum
crop
/ krɒp /
mahsul
ekin
spectrum of
yelpazesi
ancestor
/ ˈæn sɛs tər /
ata
soy
nesep
fertile
/ ˈfɜr tl /
mümbit
verimli
bereketli
eventually
/ ɪˈvɛn tʃu ə li /
önünde sonunda
worship
/ ˈwɜr ʃɪp /
ibadet
tapmak
tapınmak
whirl
/ wɜrl /
dönme
hızlı dönüş
fırıl fırıl
race
ırk
yarış
communal
/ kəˈmyun l
müşterek olarak
common good
amme menfaati
admire
/ ædˈmaɪər /
hayranlık duymak
hayran olmak
generosity
/ ˌdʒɛn əˈrɒs ɪ ti /
sehavet
cömertlik
modesty
/ ˈmɒd ə sti /
alçakgönüllülük
kanaat
iffet
cleanliness
/ ˈklɛn li nɪs /
temizlik
arılık
neat
/ nit /
düzenli
tertipli
celibate
/ ˈsɛl ə bɪt /
dini nedenlerle evlenmeyen kimse
in any way
herhangi bir şekilde
in company
birlikte
bir arada
arkadaş olarak
self-sufficient
/ ˈsɛlf səˈfɪʃ ənt /
kendi kendini idare eden
weave
/ wiv /
dokumak
örmek
utensil
/ yuˈtɛn səl
takım (alet)
mutfak takımı
button
/ ˈbʌt n /
düğme
tuş
broom
/ brum /
süpürge
industrious
/ ɪnˈdʌs tri əs /
çalışkan
attentive
/ əˈtɛn tɪv /
dikkatli
özenli
unlike
aksine
… farklı olarak
labour saving
iş tasarrufu
in more recent times
yakın geçmişte
çok yakın zamanlarda
brain drain
beyin göçü
carving
/ ˈkɑr vɪŋ /
oymacılık
oyma
indicate
/ ˈɪn dɪˌkeɪt /
göstergesi olmak
belirtisi olmak
belirtmek
göstermek
attend
/ əˈtɛnd /
katılmak
iştirak etmek
suspicion
/ səˈspɪʃ ən /
kuşku
şüphe
plaza
/ ˈplɑ zə /
alan
meydan
çarşı yeri
drug
/ drʌg /
ilaç
hap
uyuşturucu
sharply
keskince
divide
/ dɪˈvaɪd /
bölmek
task
/ tæsk /
görev
vazife
ödev
revolve
/ rɪˈvɒlv /
dönmek
devir yapmak
time consuming
zaman alıcı
zaman tüketen
lengthy
/ ˈlɛŋk θi /
fazlasıyla uzun
root
/ rut, rʊt /
köken
kök
menşe
tribe
/ traɪb /
kavim
aşiret
boy
intermarry
kız alıp vermek
compartment
/ kəmˈpɑrt mənt /
kısım
göz
bölge
alan
bow
/ baʊ /
yay
arrow
/ ˈær oʊ /
ok
neighbouring
bitişik
mücavir
komşu
take along
beraberinde götürmek
yanına almak
taşımak
dusk
/ dʌsk /
alacakaranlık
lead a life
yaşam sürmek
yaşam sürdürmek
bank
sahil
kıyı
kenar
banka
determined
/ dɪˈtɜr mɪnd /
azimli
kararlı