Yaygın Prepositional Idioms 2 Flashcards
go out of business
iflas etmek (go bankrupt)
go out of hand
kontrolden çıkmak
go senile
bunamak
hand in hand
el ele
Handle with care!
Dikkatli taşıyın!
have a look at
göz atmak ( take a look at)
have a memory/mind like a sieve
berbat bir hafızası olmak
have a row with somebody over something
birisiyle bir konuda tartışmak
have a word with somebody
birisiyle ciddi bir konuda konuşmak
have an affair with
birisiyle ilişki yaşamak
have an effect/impact on/upon
etkilemek, üzerinde etkisi olmak
have butterflies in one’s stomach
heyecandan midesine kramplar girmek
have confidence in
güvenmek ( trust )
have difficulty/trouble (in) + Ving
— yapmakta zorlanmak
have no other choice but TO DO
—- yapmaktan başka çare yok
have to do with
ile alakası/ilgisi olmak
Help yourself!
Buyrun yiyin!
I haven’t the faintest/slightest idea!
En ufak bir fikrim bile yok!
in (dire) need of
— e (çok) ihtiyacı olmak
in a bad temper
asabi, sinirli
in a hurry
alelacele, acelesi olmak (in haste)
in a mess
darmadağınık, pislik içerisinde
in a moment
az sonra, birazdan
in a row
in succession artarda, peş peşe
in a way
in some way in one way or anotherthis way or that way şöyle veya böyle, bir şekilde
in accordance with
according to — e göre
in addition to
apart from as well as —e ilaveten, — nın yanısıra
in advance (of)
önceden, peşinen
in agony
in pain acı çekerek, acı içerisinde
in aid of
— nın yararına (for the benefit of)
in an answer to
in response to in reply to cevap/karşılık olarak
in an effort to
in an attempt to in order to — mek amacıyla
in brief
kısaca, özetle (in short)
in captivity
esaret altında, tutuklu
in case of
durumunda
in cash
nakit ile ödeme
in charge of
—- den sorumlu, — ile yükümlü
in common with
birisiyle veya bir şeyle ortak noktası bulunmak
in compliance/agreement with
– uygun olarak, (emre) itaat ederek
in conclusion
sonuç olarak (as a result)
in connection with
— ile bağlantılı
in consideration of
göz önünde bulundurarak
in danger of
— tehlikesiyle karşı karşıya
in debt
borçlu
in defiance of
karşı çıkarak; karşı gelerek
in demand
revaçta, rağbet gören
in detail
at length ayrıntılı bir biçimde, uzun uzadıya
in detention
under arrest göz altında, tutuklu
in disarray
in a jumble düzensiz, karmakarışık
in disgust
tiksinerek, iğrenerek
in due course
zamanla, vakti gelince
in error
hatalı, yanlışlıkla (at fault)
in exasperation
öfkeyle, çok kızgın bir şekilde
in excess
aşırı miktarda
in exchange for
in return for – nın karşılığında, – e karşılık olarak
in existence
var olan, mevcut (available)
in fact
in reality aslında, işin doğrusu
in fashion
modaya uygun
in favour of
— lehinde olmak, — taraftar olmak
in flames
alevler içerisinde
in general
genellikle
in good condition
iyi durumda, zarar ziyan görmemiş
in haste
telaşla, aceleyle (in a hurry)
in high spirits
morali çok iyi, gününde (in a good mood)
in ink
mürekkeple
in instalment
taksitle ödeme
in length
uzunluk bakımından
in light/view of
— nın işığı altında, — yı göz önünde tutarak
in love with
aşık olmak
in low spirits
morali bozuk, gününde değil (in a bad mood)
in moderation
ılımlı bir şekilde, fazla abartmadan
in no mood for
bir şeyi yapacak halde/psikolojide olmamak
in no time
yakında, az sonra
in no uncertain terms
kesin bir dille, lafı gevelemeden söylemek
in opposition to
as opposed to contrary to #AD?
in order
düzenli, tertipli
in other words
başka bir deyişle, diğer bir ifadeyle
in pain
in agony acı içinde
in part
kısmen
in particular
özellikle