Words Flashcards
1
Q
Relevantly
A
Uygun / Yararlı bir biçimde
2
Q
Confuse with
A
Başka birisiye karıştırmak
3
Q
Confuse with
A
Başka birisiye karıştırmak
4
Q
Beyond
A
Ötesinde
5
Q
Patiently
A
Sabırla
6
Q
Persistent
A
Israrcı
7
Q
When the occassion arises
A
Sırası geldikçe
8
Q
Rare
A
Nadir / Ender
9
Q
Realize
A
Farkına varmak
10
Q
Somewhat large
Somewhat red
A
Büyükçe
Kırmızımsı
11
Q
Onto
İnto
A
Üstüne
İçine
12
Q
Dormitory
A
Öğrenci Yurdu
13
Q
Expose
A
Maruz Bırakmak
14
Q
Seek
A
Aramak / peşinden koşmak
15
Q
Get excited
A
Heyecanlanmak
16
Q
Eventually
A
Eninde Sonunda
17
Q
Otherwise
A
Aksi Takdirde
18
Q
be aware of
A
farkında olmak
19
Q
notice
A
farkına varmak
20
Q
affirmitive
A
olumlu
21
Q
Shrink
A
Küçültmek (Minimize)(Downsize)
22
Q
fade away
A
unutulup gitmek / yavaş yavaş yok olmak
23
Q
impression
A
izlenim
24
Q
surreal
A
gerçeküstü
25
express / expression
ifade etmek / ifade
26
diagnose
tanı koymak
27
screw up
batırmak / berbat etmek
28
arrange
ayarlamak
29
schedule a meeting
| arrange a meeting
toplantı ayarlamak
30
be exhausted
tükenmek
31
head start
üstünlük / avans
32
I am about to cry
ağlamak üzereyim
33
ruin / devastate
mahvetmek / harap etmek
34
decade
10 yıl
35
born and raise
doğup büyüdüğüm yer
36
outbreak / epidemic
salgın
37
in order
yolunda / düzenli
38
approach
yaklaşım
39
recall
hatırlamak / anımsamak
40
find out
anlamak
41
spread
yayılmak
42
attempting
girişimde bulunmak
43
over and over
defalarca
44
overcome
üstesinden gelmek
45
It sounds interesting.
kulağa ilgi çekici geliyor.
46
confidence /self confidence
güven / özgüven
47
figure out
hallemek / çözmek
48
be willing to
hevesli / can atmak
49
courage / encourage
| brave
cesurluk / cesaretlendirmek
| cesur
50
I don't get used to this kind of thing.
Bu tür şeylere alışık değilim.
51
Distinguish
ayırt etmek / farkı görmek
52
I don't even have a cat.
Bir kedim bile yok.
53
Don't even think about it.
aklından bile geçirme.
54
don't even go there.
hiç sorma.
55
there in lies the problem.
sorun da işte bu
56
therefore
bu sebeple
57
run out of
tükenmek
58
rejoice
sevinmek / neşelenmek
59
surround
etrafını sarmak
60
miracle
mucize
61
I am a bit of busy for the time being.
şuan biraz meşgulüm.
62
chart
çizelge
63
to get a result
sonuç almak için
64
sales rep
satış temsilcisi
65
counter / counterman(shop assistant)
tezgah / tezgahtar
66
messy / mess
dağınık / karışıklık
67
tidy
düzenli
68
compatible
uyumlu
69
compatible
uyumlu
70
unconsciously
bilinçsizce
71
subconscious
bilinçaltı
72
to sum up
özetleyecek olursak
73
respond / response / answer
yanıtlamak / yanıt / cevap
74
as you please
as you wish
however you like
anyway you like
nasıl istersen
75
fail
başarısız olmak
76
succeed
başarılı olmak
| başarmak
77
at least
en azından
78
fill
doldurmak
79
rentable
kiralanabilir
80
retail
perakende satış
81
survey
araştırma (research)
82
destiny
kader
83
bilingual / multilingual
iki dil bilen / çok dil bilen
84
deck of cards
kart destesi
85
audience
seyirci
86
volunteer
gönüllü
87
snuck out
aileden izinsiz gece dışarı çıkmak
88
lift
kaldırmak
89
slight / lightweight
hafif
90
internally
içten
91
public figure
tanınmış kişi
92
slang
argo
93
disaster
felaket
94
cans of food
konserve yiyecek ürünleri
95
downtown
şehir merkezi
96
reverse
ters / tersini çevirmek
97
home delivery
eve teslim
98
memorize
ezberlemek
99
world-view
dünya görüşü / hayat felsefesi
100
memorial day
anma günü
101
preparedness
hazır olma
102
quote
alıntı
103
far / further
uzak / daha ileri
104
prevent
önlemek / engellemek
105
woodenhead
kalın kafalı
106
relevant
konuyla ilgili
107
obviously
açıkça
108
mindset
düşünce yapısı
109
please accept my apologies
lütfen özrümü kabul edin
110
I can't thank you enough
ne kadar teşekkür etsem az.
111
bottom line
uzun lafın kısası
| asıl önemli olan
112
circulate the agenda
toplantı gündemini gruba göndermek
113
get down the bussiness
| get the ball rolling
işe koyulalım
114
whole
bütün
115
judge
yargıç / yargılamak
116
why not
neden olmasın
117
none of your bussiness
seni ilgilendirmez
118
i regret you inform you that
üzülerek belirtmeliyim ki
119
sweating
terlemek
120
dinner / supper
| have supper
akşam yemeği (her zamanki)
| akşam yemeği yemek
121
a little bit
birazcık
122
I don't think so
zannetmiyorum
123
abominable
| disgusting
felaket
| iğrenç
124
addict
bağımlı
125
understanding
anlayışlı
126
none of
hiçbiri
127
stall
stop ettirmek
128
Compliment
övgü
129
complaint
şikayet
130
lack of harmony
uyumsuzluk
131
epic
destansı / masalsı
132
scary
| formidable
korkunç
133
horrible
| terrible
berbat
134
instead of this
bunun yerine
135
coincidence
tesadüf
136
assertive
iddialı
137
circumstance
durum / hal / vaziyet
138
madness
çılgınlık
139
opt
karar kılmak
| tercih etmek
140
severe
sert / şiddetli
141
lay off
işten çıkartmak / fire
141
lay off
işten çıkartmak / fire
142
abandon
bırakmak
143
branch
şube
144
trailer
römork
145
necesarily
muhakkak / şart
146
consider
durumu değerlendirmek / göz önünde bulundurmak
147
ladder
merdiven / katlanır tip gibi
148
stair
merdiven (normal tip)
149
consistency
tutarlılık / kararlılık
150
bypass
atlatmak / yanından geçmek
151
glance / check on
göz atmak
