Unit 10-1 Flashcards
Genç çocuk kazandı
Il ragazzo ha vinto
Bu erkekler kazandı
Questi uomini hanno vinto
Mavi araba kaybetti. (Yarışı)
La macchina blu perde
Kırmızı araba kazandı (yarışı)
La macchina rossa vince
Kırmızı takım kaybetti
La squadra in rosso perde
Yeşil takım kazandı
La squadra in verde vince
Kaybettim
Ho perso
Mutlular çünkü kazandılar
Sono felici perche hanno vinto
Adam üzgün çünkü kaybetti
Luomo e triste perche ha perso
Kimse yemedi / Herkes Yedi
Nessuno mangia / Tutto mangiano
Kimse koşmadı / Herkes Koştu
Nessuno corre / Tutti corrono
Kimse oturmuyor / Herkes oturuyor
Nessuno è seduto / Tutti sono sedutl
Sehpanın üstündeki herşey mavi
Sul tavolo è tutto blu.
Yatağın altında hiçbirşey yok
Non c’è niente sotto il letto.
Ofiste hiç birşey yok
Non c’è niente nell’ufficio
Lavabonun içindekilerin hepsi kirli.
Tutto è sporco nel lavandino
Çimlerin üzerinde birşey var
C’è qualcosa sull’erba
Bu odada yeni bir şey yok
Non c’è niente di nuova in questa camera.
Bu oturma odasında turuncu birşey var
C’è qualcosa di arancione in questo soggiorno.
Bu evde her şey küçük
In questa casa è tutto piccolo
Mutfak tezgahında hiçbirşey yok hepsi buzdolabında
Non c’è niente sul piano cucina. È tutto nel frigorifero
Herkese yetecek kadar kahve yok
Non c’è abbastanza caffè per tutti
Herkese yetecek kadar sandalye yok
Non ci sono abbastanza sedie per tutti.
Herkese yetecek kadar tatlı var
C’è abbastanza dolce per tutti.
Herkese yetecek kadar kalem var
Ci sono abbastanza penne per tutti.
Herkese yetecek kadar çatal varmı?
Ci sono abbastanza forchette per tutti?
Mavi giyen takımda oynuyorum
Gioco nella squadra che porta la maglia azzurra.
Mavi giyen takım kazandı
La squadra che porte la maglia azzurra vince
Kırmızı kazak giyen köpek ile oynuyorum
Gioco con il cane che porta la maglia rossa.
Kırmızı kazak giyen köpekle koşuyor.
Corre con il cane che porta la maglia rossa.
Düşen kız çocuğu kolunu incitti
La bambina che è caduta si è fatta male al braccio
Kaybeden adam üzgün
Luomo che ha perso è triste
Sanat öğretmeni olan kadın kız çocuğuyla konuşuyor
La donna che insegna arte parla alla bambina.
Benim arkadaşım gitar çalan kişi müzisyen
Il mio amico è il musicista che suona la chitarra
Bulaşık makinesini onarmak için birisine ihtiyaç duyuyorum
Ho bisogno di qualcuno che ripari la mia lavastoviglie
evi satın almak için birinin yardımına ihtiyaç duyuyoruz (BİZ)
Abbiamo bisogno di qualcuno che ci aiuti a comprare una casa
Ağaca tırmanmak için birisini ihityaç duyuyorlar. (ONLAR)
Hanno bisogno di qualcuno che salga su quest’albero.
İyi şarkı söyleyen birine ihityaç duyuyorum
Ho bisogno di qualcuno che canti bene
İyi dans eden birine ihtiyaç duyuyorum
Ho bisogno di qualcuno che balli bene
Piyano çalan bir kız kardeşim var
Ho una sorella che suona il pianoforte.
Buyrun ne istersiniz?
Desidera?
Çince konuşan birini arıyorum
Cerco qualcuno che parli cinese
Adını biliyor musun?
Sai come si chiama?
Nerde olduğumuzu biliyormusun?
Sai dove siamo?
Kimse okyanusta kaç balık olduğunu bilmez
Nessuno sa quanti pesci ci siano nell’oceano.
Kaç param olduğunu biliyorum
So quanti soldi ho.
Kadın fiyatını biliyor
Lei sa quanta costa
Adam evde olduklarını bilmiyor
He doesnt know that they are in the house
Luomo non sa che loro sono in casa
Kadın adamın çiçek getirdiğini bilmior
Lei non sa che lui ha portato dei fiori
Bu kim biliyor musun?
Sai chi è?
Kaç kişi geldi biliyor musun?
Sai quante persone vengono?
Dışarının soğuk olduğunu biliyor
Sa che fuori fa freddo
Arabasının nerede olduğunu bilmiyor
Non sa dov’è la sua macchina
Kırmızı takımın kaybedeciğini biliyor musun?
Sai se la squadra in rosso perderà?
Yeterince paran varmı biliyor musun?
Sai se hai abbastanza soldi?
Kızın piano çaldığını biliyor muydun?
Sai se lei suona il pianoforte.
Piyano çaldığını bilmiyordum
No non so se lei suona il pianoforte.
Muhtemelen bugün güneşli olacak
It is probable that today is gonna be sunny
È probabile che oggi ci sia il sole
Muhtemelen bu akşam kar yağacak.
È probabile che stanotte nevichi.
Muhtemelen yarin yağmur yağacak.
È probabile che domani piova.
Gerçtiğimiz ay kırmızı takım 5 maç kazandı 1 maç kaybetti.
Il mese scorso la squadra in rosso ha vinto cinque partite e ha perso una partita.
Muhtemelen kırmızı takım bu maçı kazanıyor
È probabile che la squadra in rosso vinca questa partita.
Hangi kıyafeti tercih edersin?
Quale vestito desidera?
Açık mavi kıyafet bana çok iyi uysa da muhtemelen şu kırmızıyı alacağım.
Anche se il vestito azzurro mi sta molto bene, è probabile che io compri quello rosso.
Çünkü kırmızı elbise daha ucuz
Perche il vestito rosso è meno caro.
Romaya gitmeyi çok istesek de muhtemelen parise gideceğiz.
Anche se voremmo andare a Roma, è probabile che andremo a parigi
Hangi takım kazanıcak
Quale squadra vincera?
Sarı takım iyi oynamasına rağmen muhtmelen mavi takım kazancak
Anche se la squadra in giallo gioca molto bene, è probabile che vinca la squadra ln azzurro
Kimse tatlı getirmedi.
Nessuno ha portota il dolce.
Muhtmelen yeterince tatlımız yok. Bir pasta satın almalıyım
È probabile che non abbiamo abbastanza dolce.
Dovremmo comprare una torta