Reported speech Flashcards

1
Q

Kişinin dedikleri, hiçbir değişiklik yapılmadan üçüncü kişiye aktarılabilir. Buna ‘dolaysız anlatım’ (direct speech) denir:

A

He said ‘I am a teacher.’
‘Ben öğretmenim.’ dedi.

Birinci kişinin söylediği tırnak içinde verilmiştir. İkinci kişi ise bunu hiç bozmadan üçüncü kişiye aktarmıştır. Dolayısıyla bu gibi durumlarda ne kişilerde ne de cümlenin zamanında (tense) bir değişikliğe gerek yoktur.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

bir konuşma üçüncü kişilere aktarılırken bu gibi değişikliklerle aktarılıyorsa buna dolaylı anlatım (indirect speech ya da reported speech) denir. Cümleden that atılsa da anlamda bir değişme olmayacağından parantez içinde verilmiştir.

A
He said (that) he was a teacher.
Öğretmen olduğunu söyledi.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Dolaylı anlatımın en önemli özelliklerinden birisi, ana cümledeki giriş fiilidir (said):

A

He said (that) he was a teacher.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Bu giriş fiilinin hangi zamanda (tense) olduğu büyük önem taşımaktadır. Eğer giriş fiili aşağıdaki zamanlardan birindeyse, dolaylı anlatımda herhangi bir zaman değişikliği yapılmaz:

A

e says/he is saying/ he will say/he is going to say/he has said/he has been saying

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Ancak giriş fiili eğer the simple past tense ya da diğer geçmiş zamanlardan herhangi biriyle (the past continuous tense = he was saying; the past perfect tense = he had said) ile ifade ediliyorsa, o zaman aşağıdaki zaman değişiklikleri yapılır:

A

He said ‘I swim.’
He said (that) he swam.
‘Yüzerim.’ dedi.
Yüzdüğünü söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

geçmiş zamanda örnek

A

He said ‘I swam.’
He said (that) he had swum.
‘Yüzdüm.’ dedi.
Yüzdüğünü/Yüzmüş olduğunu söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

can

A

He said ‘I can swim.’
He said (that) he could swim.
‘Yüzebiliyorum.’ dedi.
Yüzebildiğini söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

may

A

He said ‘I may swim.’
He said (that) he might swim.
‘Yüzebilirim.’ dedi.
Yüzebileceğini söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Bunlardan başka, dolaylı anlatımda değişime uğramayan yapılar da vardır:

A
He said ‘I should swim.’
He said (that) he should swim.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

need

A

He said ‘I needn’t swim.’
He said (that) he needn’t swim.
‘Yüzmeme gerek yok.’ dedi.
Yüzmesine gerek olmadığını söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

had better

A

He said ‘I had better swim.’
He said (that) he had better swim.
‘Yüzsem iyi olur.’ dedi.
Yüzmesinin iyi olacağını söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

it is time

A

He said ‘It is time you swam.’
He said (that) it is time I swam.
‘Senin yüzme zamanın geldi.’ dedi.
Yüzme zamanımın geldiğini söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Aktarılan cümle eğer içinde bulunulan anda da hâlâ geçerli ise, zaman değişikliği yapılmasa da olur:

A
Philip said ‘I live in London.’
Philip said (that) he lives in London.
Philip, Londra’da yaşadığını söyledi.
How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Be fiili her zaman the past perfect tense’e dönüşmeyebilir:

A

He said ‘I was at home.’
He said (that) he was at home.
Evde olduğunu söyledi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Koşul cümleciklerinin (if clauses) 2. ve 3. türleri (type 2 & 3), zaman değişikliğine uğramazlar:

A

He said ‘If I were rich, I would buy that car.’
He said that if he were rich he would buy that car.
Zengin olsa o arabayı alacağını söyledi.

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

The simple past tense ile anlatılan, özellikle tarihte yaşanmış olaylar, dolaylı anlatımda zaman değişikliğine uğramazlar:

A

The teacher said ‘The Second World War broke out in 1939.’
The teacher said (that) the Second World War broke out in 1939.
Öğretmen, İkinci Dünya Savaşının 1939’da çıktığını söyledi.

17
Q

Atasözleri, ünlü kişilere ait özdeyişler ya da değişmeyen gerçekler zaman değişikliğine uğramazlar:

A
Everybody said ‘A good education is important.’
Everybody said (that) a good education is important.
Herkes, iyi bir eğitimin önemli olduğunu söyledi.
18
Q

The simple past tense ve the past continuous tense ile kurulmuş cümlelerde eğer when ya da while ile bağlanmış cümlecikler varsa, bu cümleler zaman değişikliğine uğramazlar:

A

He said ‘I was having breakfast when you phoned me.’
He said that he was having breakfast when I phoned him.
Ona telefon ettiğimde kahvaltı ettiğini söyledi.

19
Q

say/tell fiillerinin kullanımı

Dolaylı anlatımda en sık kullanılan iki fiil say ve tell fiilleridir. Eğer konuştuğumuz kişiyi cümlede belirtiyorsak tell, belirtmiyorsak say kullanılır:

A

He told me that he would come soon.
Yakında geleceğini bana söyledi. (= Bana söylediği belirtiliyor.)

He said that he would come soon.
Yakında geleceğini söyledi. (= Kime söylediği belirtilmiyor.)

20
Q

Dolaylı anlatımda that bağlacı, say, tell, think gibi birçok fiilden sonra ister kullanılır ister kullanılmaz:

A
He said (that) he had enough money.
Yeterli parası olduğunu söyledi.
21
Q

Dolaylı anlatımda ricalar, emirler, öğütler, öneriler vb.
Rica, emir, öğüt, öneri, uyarı’ vb. ifade eden cümleler, dolaylı anlatımda çeşitli biçimlerde bağlanır. Bunların en yaygını, olumlu cümleleri to ile, olumsuz cümleleri not to ile bağlamaktır. Bazı fiiller ise that ile bağlanır. Hangi fiilin kullanılması gerektiği, cümlenin anlamına bağlıdır

A

He said ‘Be careful.’
‘Dikkatli ol.’ dedi.
He told me to be careful.
Bana dikkatli olmamı söyledi.

He said ‘Don’t go.’
‘Gitme.’ dedi.
He told me not to go.
Bana gitmememi söyledi.

22
Q

Cevabı ‘evet’ ya da ‘hayır’ olan sorular, dolaylı anlatımda aktarılırken if ya da whether kullanılır ve soru düz cümleye çevrilir:

A

Peter asked ‘Is Paul going to eat at home?’
Peter asked if/whether Paul was going to eat at home.
Peter, Paul’ün evde yemek yiyip yemeyeceğini sordu.

I asked the doctor ‘Can you cure my disease?’
I asked the doctor if/whether he could cure my disease.
Doktora, hastalığımı tedavi edip edemeyeceğini sordum.

23
Q

Soru sözcükleriyle sorulan sorularda ise, soru sözcüğü bağlaç olarak kullanılır ve cümle yine soru yapısından düz cümleye çevrilir:

A

Dave asked the writer ‘When did you write your first novel?’
Dave asked the writer when he had written his first novel.
Dave, yazara ilk romanını ne zaman yazdığını sordu.

The teacher asked George ‘What are you studying?’
The teacher asked George what he was studying.
Öğretmen, George’a ne çalıştığını sordu.