isnân - 2 Flashcards
assess
değerlendirmek, değerini belirlemek
the tests are designed to assess child’s reading skills
testler, çocuğun okuma becerilerini değerlendirmek için tasarlanmıştır
associate (with)
ilişkilendirmek, bağdaştırmak
most people associate this brand with good quality
çoğu insan bu markayı iyi kalite ile ilişkilendirir/bağdaştırır.
assure
garanti etmek, söz vermek, güvence vermek
she assured them that she would be alright
onlara iyi olacağına dair güvence verdi
attempt
teşebbüs etmek, kalkışmak, girişimde bulunmak
He attempted to escape through a window.
Bir pencere yoluyla kaçmaya teşebbüs etti
attend
katılmak, iştirak etmek
the entire sales force attented the conference
tüm satış ekibi konferansa katıldı
at tend -> katılma eğilimde olmak
attract
çekmek, cezbetmek
the castle attracts more than 300,000 visitors a year
kale yılda 300 binden fazla ziyaretçi çekmektedir.
avoid
sakınmak, kaçınmak
try to avoid the city centre
şehir merkezinden kaçınmayı dene
balance
dengelemek
base (on/upon)
dayandırmak, dayanmak, baz almak
the film is based on a novel by mbc
film mbc’nin bir romanına dayanıyor/baz alınıyor.
believe
inanmak, güvenmek
Believe in yourself. Have faith in your own abilities, work hard, and there is nothing you cannot accomplish.
[Kendine inan. Kendi yeteneklerine inan, çok çalış ve başaramayacağın hiçbir şey yok.]
belong
ait olmak
messi is a stranger, doesn’t belong this planet
[messi bir yabancı, bu gezegene ait değil]
benefit
yararlanmak, faydası dokunmak
areas that would benefit from regeneration
yenilenmeden faydalanabilecek alanlar
beneficial: yararlı
blame (for)
suçlamak, ayıplamak
syn: suçlamanın ABC’si
accuse of, blame for, charge with
many people blame him for tony’s death
tony’nin ölümü için birçok kişi onu suçluyor
book
yer ayırtmak, rezervasyon yapmak
l have booked a table at the swan
swan’da bir masa ayırtmıştım.
borrow
ödünç almak
sorrow: keder, dert