deyimler Flashcards
눈이 높다
gözü yükseklerde
눈이 어둡다
gözünü karartmak, görmemek
눈에 불을 겨다
gözlerinden alev fışkırmak, çok sinirlenmek, çok hırslanmak
눈(을) 감아주다
görmezden gelmek, göz yummak
눈이 빠지도록 기다리다
dört gözle beklemek
한 눈을 팔다
bir işi yaparken başka bir işi düşünmek
제 눈을 안경이다
herhangi bir şeyin/kişinin sana çok güzel gözükmesi, çok beğenmek
눈독(을) 들이다
göz dikmek, göz koymak
눈코 뜰 새(가) 없다
başını kaşıyacak vakti olmamak
콧대가 높다
burnu havada
코가 납작해지다
burnu sürtünmek, haddini bildirmek
내 코가 석자
kendisinin bulunduğu iş o kadar zor ki yardım bile isteyemiyor (kelin ilacı olsa kendine sürerdi)
입이 무겁다
ağzı sıkı, çok konuşmamak
입이 가볍다 / 입이 싸다
ağzı gevşek, ağzında bakla ıslanmamak
입을 모으다
ağız birliği yapmak
입이 짧다
seçici (her şeyi yemeyen)
입에 맞다
ağzına layık, ağız tadına uymak
입에 침이 마르다
övmek
귀가 얇다
herkesin söylediğine kolayca inanmak
귀가 가렵다
kulağı çınlamak
귀(를) 기울이다
kulak kabartmak, kulak kesilmek
귀에 못이 박히다
kulağına çivi çakmak, kulağına kazımak
귀가 어둡다
çok iyi duyamamak
손이 크다
eli bol, cömert