vocab2 Flashcards
lapse, pass, slip,geçmek
aralık
lapse,aralık
geçmek
latent, hidden,gizli
gizli
launch, send off, fire,fırlatmak
fırlatmak
lax,,gevşek
gevşek
lay emphasis on,,vurgulamak, önem vermek
vurgulamak, önem vermek
lay off, dismis,işten çıkarmak
işten çıkarmak
layoff,,işten çıkarma
işten çıkarma
laze, be idle,,tembelce yatmak
tembelce yatmak
leap, jump, soar,atlamak, sıçramak
atlayış
leap,atlayış
atlamak, sıçramak
lease, rent, let,kiralamak
kiralamak
legacy,,miras
miras
legendary,efsanevi
efsanevi
legible,okunaklı
okunaklı
legislate, make laws,yasa yapmak
yasa yapmak
legislation,yasa yapma
yasa yapma
legislative, lawmaking,yasama, yasa yapma
yasama, yasa yapma
legitimate, lawful,yasal meşru
yasal meşru
lethal, deadly,öldürücü
öldürücü
leverage, influence,etki güç
etki güç
levy, put, impose,,koymak
koymak
liable for, responsible, accountable,sorumlu
sorumlu
lialibity , debt,BORÇ
BORÇ
life expectancy,yaşam beklentisi
yaşam beklentisi
life span,ömür
ömür
liken, equate, relate,benzetmek
benzetmek
linger on, remain, stay behind,kalmak, sürüp gitmek
kalmak, sürüp gitmek
live up to, meet,yerine getirmek
yerine getirmek
loath, unwilling,isteksiz gönülsüz
isteksiz gönülsüz
long, desire, wish,can atmak, çok istemek
can atmak, çok istemek
loyal, faithful,sadık
sadık
lure, attract, tempt,çekmek, cezbetmek
çekmek, cezbetmek
maim, injure, hurt,sakat bırakmak
sakat bırakmak
mandatory, obligatory, compulsory,zorunlu
zorunlu
manifest, show demonstrate,göstermek
göstermek
mark, commenmorate,,kutlamak
kutlamak
mastermind, think up, conceive,tasarlamak
tasarlamak
materialize, happen, occur,gerçekleşmek
gerçekleşmek
mean middle,ortalama
ortalama
mean, signfy,anlamına gelmek
anlamına gelmek
means, income,maddii olanak
maddii olanak
meddle, interfere, intervene,karışmak, müdahale etmek
karışmak, müdahale etmek
menace, threat,tehdit
tehdit
mere, sheer, simple,sadece, tümüyle
sadece, tümüyle
merge, combine, unite, join,birleşmek
birleşmek
merit, deserve, warrant,haketmek
haketmek
mind, be careful about,dikkat etmek
dikkat etmek
miscellaneous,çeşitli
çeşitli
miserly, stingy,cimri
cimri
misinterpret,yanlış yorumlamak
yanlış yorumlamak
moderate, reasonable,makul
makul
modest, humble,mütevazi
mütevazi
mold, shape, form,biçimlendirmek
biçimlendirmek
mount, rise,artmak
artmak
multitude,çokluk, çok sayı, kalabalık
çokluk, çok sayı, kalabalık
negligible,,önemsiz
önemsiz
nobility, upper class,üst sınıf
üst sınıf
notify, tell, inform,bidirmek
bidirmek
notion, idea,fikir
fikir
obscure, shroud, darken,maskelemek, karartmak, gizlemek
maskelemek, karartmak, gizlemek
obscure, unclear,,açık olmayan, muğlak
açık olmayan, muğlak
obsolete, outdated,modası geçmiş, eskimiş
modası geçmiş, eskimiş
obstinate, stubborn, fixed,inatçı
inatçı
occupy, invade, capture,işşgal etmek
işşgal etmek
occur to, dawn on,aklından geçmek
aklından geçmek
odds, chance, likelihood,şans, olaslık
şans, olaslık
offend, hurt,(1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
(1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
offspring,çocuklar
çocuklar
outlay, expenditure,masraf
masraf
outlive, live longer than,daha uzun yaşamak
daha uzun yaşamak
outnumber,sayıca daha fazla olmak
sayıca daha fazla olmak
outpace, exceed,geçmek
geçmek
outperform,daha iyi performans göstermek
daha iyi performans göstermek
output, production,üretim
üretim
outright, absolute, utter,tam
tam
outright, immediately, instantly,hemen, anında
hemen, anında
outrun, run faster than,daha hızlı koşmak
daha hızlı koşmak
outweigh,,daha ağır basmak, daha önemli olmak
daha ağır basmak, daha önemli olmak
over turn, turn over,devrilmek
devrilmek
overall,genel
genel
overcome / triumph, surmount,aşmak üstesinden gelmek
aşmak üstesinden gelmek
overestimate, overrate,abartmak
abartmak
overhaul, repair, fix,onarmak
onarmak
overlook “,bakmak
bakmak
overlook, disregard, ignore,göz ardı etmek
göz ardı etmek
overnight, at once,,hemen anında
hemen anında
overpower,etkisiz hale getirmek
etkisiz hale getirmek
overrated, overvalued,abartılömış
abartılömış
overt, obvious, clear, evident,açık
açık
overwhelm, render incapable,etkisiz, çaresiz
etkisiz, çaresiz
overwhelming, vast, great,büyük, ezici
büyük, ezici
panacea, cure all,her derde deva
her derde deva
paramount, vital,yaşamsal, birinci derecede
yaşamsal, birinci derecede
part with, give up,,vazgeçmek
vazgeçmek
particular,,seçici
seçici
pass, adopt, approve,kabul etmek
kabul etmek
passion; enthusiasm,tutku
tutku
peasant, villager,köylü
köylü
penetrate, enter, diffuse, spread,içine girmek, nüfuz etmek
içine girmek, nüfuz etmek
pension,,emekli maaşı
emekli maaşı
perceive, see,,görmek algılamak
görmek algılamak
perceptible, noticable,,fark edilebilir
fark edilebilir
perception, view,algı görüş
algı görüş
peril, danger,,tehlike
tehlike
perpetrate, commit, carry out,yapmak
yapmak
perpetual, continuous, permanent, unending,sürekli sou gelmez
sürekli sou gelmez
perpetuate, continue, carry on, maintain,,sürdürmek
sürdürmek
perseverance, determinition,kararlılık
kararlılık
persevere, persist, continue,bir işi sonuna kadar sürdürmek
bir işi sonuna kadar sürdürmek
persistence,dayanma, azim, ısrar
dayanma, azim, ısrar
persistent, constant, continual,sürekli
sürekli
pertain,,ilişkili olmak
ilişkili olmak
pertinent, relevant, related,,ilişkili konuyla ilgiliş
ilişkili konuyla ilgiliş
pervade, spread,yayılmak
yayılmak
petition, request, appeal,dilekçe
dilekçe
pioneer, lead the way, initiate,öncülük etmek
öncülük etmek
pledge, promise, assure,sözz vermek
söz
pledge, promise,,söz
sözz vermek
plummet, fall, drop, plunge,düşmek
düşmek
point, purpose,amaç
amaç
polarize,kutuplaştırmak
kutuplaştırmak
pollinate,,tozlaşmak
tozlaşmak
ponder over, think about,düşünmek
düşünmek
pose, create, cause,,oluşturmak
oluşturmak
postulate, assume, presuppose,farzetmek, varsaymak
farzetmek, varsaymak
poverty,yoksulluk çeken
yoksulluk çeken
practiacally, virtually”,hemen hemen
hemen hemen
pray, plead,dua etmek
dua etmek
precaution,önlem
önlem
precedence, priority,öncelik
öncelik
precedent, example,emsal
emsal
precipitation, reinfall,yağış
yağış
precision, exastness, accuracy,kesinlik
kesinlik
preoccupy, obsess,sürekli meşgul etmek
sürekli meşgul etmek
prevail, exist,mevcut olmak, yaygın olmak
mevcut olmak, yaygın olmak
prevail, succeed,muzaffer olmak
muzaffer olmak
prevalence,yaygınlık sıklık
yaygınlık sıklık
prevalent, common,yaygın
yaygın
prey, victim,av
av
prior, previous,önceden
önceden
prioritize,öncelik vermek
öncelik vermek
Investigation,soruşturma
soruşturma
procure, obtain, get, secure,sağlamak temin etmek
sağlamak temin etmek
profuse,çok bol
çok bol
project, predict, forecast,tahmin etmek
tahmin etmek
proliferate, multiply,çoğalmak,
çoğalmak,
prolong, extend, make longer,uzatmak
uzatmak
prominence, coverage,yer, önem
yer, önem
promote, cause, lead to,yol açmak neden olmak
yol açmak neden olmak
promote, encourage, support, foster,teşvik etmeke
teşvik etmeke
promotion, advancement,terfi, ilerleme
terfi, ilerleme
prompt, bring about,yol açma k
yol açma k
prompt, quick,,hızlı
hızlı
promulgate,yaymak
yaymak
prone to, liable, susceptible,eğilimli
eğilimli
propensity, tendency,eğilim
eğilim
properi appropriate, suitable,uygun doğru
uygun doğru
prospective, potential, likely,olası
olası
provoke, make angry,kızdırmak
kızdırmak
prudent, wise, sebsible,akıllıca
akıllıca
pursue, follow, chase,izlemek, takip etmek
izlemek, takip etmek
pursuit of,arayış
arayış
put off, discourage, repel,cesaretini kırmak
cesaretini kırmak
increase fourfold,dört misli artırmak
dört misli artırmak
range, variety,çeşit
çeşit
ratify, approve,onaylamak
onaylamak
realize, fulfill,gerçekleştirmekl
gerçekleştirmekl
realm, area,,alan
alan
reap, gather, collect,toplamak, elde tmek
toplamak, elde tmek
rear, bring up,yetiştirmek, büyütmek
yetiştirmek, büyütmek
rebellion, revolt, uprising, mutiny,,isyan
isyan
rebuke, scold, reproach,azarlamak
azarlamak
recede, retreat,geri gitmek, çekilmek
geri gitmek, çekilmek
reckless, careless,,dikkatsiz
dikkatsiz
reckon, think consider,düşünmek
düşünmek
reconcile, bring together,barışmak
barışmak
recount, tell,anlatmak
anlatmak
redundant, unneccesary,gereksiz kullanılmayan
gereksiz kullanılmayan