vocab2 Flashcards

1
Q

lapse, pass, slip,geçmek

A

aralık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

lapse,aralık

A

geçmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

latent, hidden,gizli

A

gizli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

launch, send off, fire,fırlatmak

A

fırlatmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

lax,,gevşek

A

gevşek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

lay emphasis on,,vurgulamak, önem vermek

A

vurgulamak, önem vermek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

lay off, dismis,işten çıkarmak

A

işten çıkarmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

layoff,,işten çıkarma

A

işten çıkarma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

laze, be idle,,tembelce yatmak

A

tembelce yatmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

leap, jump, soar,atlamak, sıçramak

A

atlayış

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

leap,atlayış

A

atlamak, sıçramak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

lease, rent, let,kiralamak

A

kiralamak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

legacy,,miras

A

miras

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

legendary,efsanevi

A

efsanevi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

legible,okunaklı

A

okunaklı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

legislate, make laws,yasa yapmak

A

yasa yapmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

legislation,yasa yapma

A

yasa yapma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

legislative, lawmaking,yasama, yasa yapma

A

yasama, yasa yapma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

legitimate, lawful,yasal meşru

A

yasal meşru

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

lethal, deadly,öldürücü

A

öldürücü

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

leverage, influence,etki güç

A

etki güç

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

levy, put, impose,,koymak

A

koymak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

liable for, responsible, accountable,sorumlu

A

sorumlu

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

lialibity , debt,BORÇ

A

BORÇ

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
life expectancy,yaşam beklentisi
yaşam beklentisi
26
life span,ömür
ömür
27
liken, equate, relate,benzetmek
benzetmek
28
linger on, remain, stay behind,kalmak, sürüp gitmek
kalmak, sürüp gitmek
29
live up to, meet,yerine getirmek
yerine getirmek
30
loath, unwilling,isteksiz gönülsüz
isteksiz gönülsüz
31
long, desire, wish,can atmak, çok istemek
can atmak, çok istemek
32
loyal, faithful,sadık
sadık
33
lure, attract, tempt,çekmek, cezbetmek
çekmek, cezbetmek
34
maim, injure, hurt,sakat bırakmak
sakat bırakmak
35
mandatory, obligatory, compulsory,zorunlu
zorunlu
36
manifest, show demonstrate,göstermek
göstermek
37
mark, commenmorate,,kutlamak
kutlamak
38
mastermind, think up, conceive,tasarlamak
tasarlamak
39
materialize, happen, occur,gerçekleşmek
gerçekleşmek
40
mean middle,ortalama
ortalama
41
mean, signfy,anlamına gelmek
anlamına gelmek
42
means, income,maddii olanak
maddii olanak
43
meddle, interfere, intervene,karışmak, müdahale etmek
karışmak, müdahale etmek
44
menace, threat,tehdit
tehdit
45
mere, sheer, simple,sadece, tümüyle
sadece, tümüyle
46
merge, combine, unite, join,birleşmek
birleşmek
47
merit, deserve, warrant,haketmek
haketmek
48
mind, be careful about,dikkat etmek
dikkat etmek
49
miscellaneous,çeşitli
çeşitli
50
miserly, stingy,cimri
cimri
51
misinterpret,yanlış yorumlamak
yanlış yorumlamak
52
moderate, reasonable,makul
makul
53
modest, humble,mütevazi
mütevazi
54
mold, shape, form,biçimlendirmek
biçimlendirmek
55
mount, rise,artmak
artmak
56
multitude,çokluk, çok sayı, kalabalık
çokluk, çok sayı, kalabalık
57
negligible,,önemsiz
önemsiz
58
nobility, upper class,üst sınıf
üst sınıf
59
notify, tell, inform,bidirmek
bidirmek
60
notion, idea,fikir
fikir
61
obscure, shroud, darken,maskelemek, karartmak, gizlemek
maskelemek, karartmak, gizlemek
62
obscure, unclear,,açık olmayan, muğlak
açık olmayan, muğlak
63
obsolete, outdated,modası geçmiş, eskimiş
modası geçmiş, eskimiş
64
obstinate, stubborn, fixed,inatçı
inatçı
65
occupy, invade, capture,işşgal etmek
işşgal etmek
66
occur to, dawn on,aklından geçmek
aklından geçmek
67
odds, chance, likelihood,şans, olaslık
şans, olaslık
68
offend, hurt,(1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
(1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek
69
offspring,çocuklar
çocuklar
70
outlay, expenditure,masraf
masraf
71
outlive, live longer than,daha uzun yaşamak
daha uzun yaşamak
72
outnumber,sayıca daha fazla olmak
sayıca daha fazla olmak
73
outpace, exceed,geçmek
geçmek
74
outperform,daha iyi performans göstermek
daha iyi performans göstermek
75
output, production,üretim
üretim
76
outright, absolute, utter,tam
tam
77
outright, immediately, instantly,hemen, anında
hemen, anında
78
outrun, run faster than,daha hızlı koşmak
daha hızlı koşmak
79
outweigh,,daha ağır basmak, daha önemli olmak
daha ağır basmak, daha önemli olmak
80
over turn, turn over,devrilmek
devrilmek
81
overall,genel
genel
82
overcome / triumph, surmount,aşmak üstesinden gelmek
aşmak üstesinden gelmek
83
overestimate, overrate,abartmak
abartmak
84
overhaul, repair, fix,onarmak
onarmak
85
overlook ",bakmak
bakmak
86
overlook, disregard, ignore,göz ardı etmek
göz ardı etmek
87
overnight, at once,,hemen anında
hemen anında
88
overpower,etkisiz hale getirmek
etkisiz hale getirmek
89
overrated, overvalued,abartılömış
abartılömış
90
overt, obvious, clear, evident,açık
açık
91
overwhelm, render incapable,etkisiz, çaresiz
etkisiz, çaresiz
92
overwhelming, vast, great,büyük, ezici
büyük, ezici
93
panacea, cure all,her derde deva
her derde deva
94
paramount, vital,yaşamsal, birinci derecede
yaşamsal, birinci derecede
95
part with, give up,,vazgeçmek
vazgeçmek
96
particular,,seçici
seçici
97
pass, adopt, approve,kabul etmek
kabul etmek
98
passion; enthusiasm,tutku
tutku
99
peasant, villager,köylü
köylü
100
penetrate, enter, diffuse, spread,içine girmek, nüfuz etmek
içine girmek, nüfuz etmek
101
pension,,emekli maaşı
emekli maaşı
102
perceive, see,,görmek algılamak
görmek algılamak
103
perceptible, noticable,,fark edilebilir
fark edilebilir
104
perception, view,algı görüş
algı görüş
105
peril, danger,,tehlike
tehlike
106
perpetrate, commit, carry out,yapmak
yapmak
107
perpetual, continuous, permanent, unending,sürekli sou gelmez
sürekli sou gelmez
108
perpetuate, continue, carry on, maintain,,sürdürmek
sürdürmek
109
perseverance, determinition,kararlılık
kararlılık
110
persevere, persist, continue,bir işi sonuna kadar sürdürmek
bir işi sonuna kadar sürdürmek
111
persistence,dayanma, azim, ısrar
dayanma, azim, ısrar
112
persistent, constant, continual,sürekli
sürekli
113
pertain,,ilişkili olmak
ilişkili olmak
114
pertinent, relevant, related,,ilişkili konuyla ilgiliş
ilişkili konuyla ilgiliş
115
pervade, spread,yayılmak
yayılmak
116
petition, request, appeal,dilekçe
dilekçe
117
pioneer, lead the way, initiate,öncülük etmek
öncülük etmek
118
pledge, promise, assure,sözz vermek
söz
119
pledge, promise,,söz
sözz vermek
120
plummet, fall, drop, plunge,düşmek
düşmek
121
point, purpose,amaç
amaç
122
polarize,kutuplaştırmak
kutuplaştırmak
123
pollinate,,tozlaşmak
tozlaşmak
124
ponder over, think about,düşünmek
düşünmek
125
pose, create, cause,,oluşturmak
oluşturmak
126
postulate, assume, presuppose,farzetmek, varsaymak
farzetmek, varsaymak
127
poverty,yoksulluk çeken
yoksulluk çeken
128
practiacally, virtually",hemen hemen
hemen hemen
129
pray, plead,dua etmek
dua etmek
130
precaution,önlem
önlem
131
precedence, priority,öncelik
öncelik
132
precedent, example,emsal
emsal
133
precipitation, reinfall,yağış
yağış
134
precision, exastness, accuracy,kesinlik
kesinlik
135
preoccupy, obsess,sürekli meşgul etmek
sürekli meşgul etmek
136
prevail, exist,mevcut olmak, yaygın olmak
mevcut olmak, yaygın olmak
137
prevail, succeed,muzaffer olmak
muzaffer olmak
138
prevalence,yaygınlık sıklık
yaygınlık sıklık
139
prevalent, common,yaygın
yaygın
140
prey, victim,av
av
141
prior, previous,önceden
önceden
142
prioritize,öncelik vermek
öncelik vermek
143
Investigation,soruşturma
soruşturma
144
procure, obtain, get, secure,sağlamak temin etmek
sağlamak temin etmek
145
profuse,çok bol
çok bol
146
project, predict, forecast,tahmin etmek
tahmin etmek
147
proliferate, multiply,çoğalmak,
çoğalmak,
148
prolong, extend, make longer,uzatmak
uzatmak
149
prominence, coverage,yer, önem
yer, önem
150
promote, cause, lead to,yol açmak neden olmak
yol açmak neden olmak
151
promote, encourage, support, foster,teşvik etmeke
teşvik etmeke
152
promotion, advancement,terfi, ilerleme
terfi, ilerleme
153
prompt, bring about,yol açma k
yol açma k
154
prompt, quick,,hızlı
hızlı
155
promulgate,yaymak
yaymak
156
prone to, liable, susceptible,eğilimli
eğilimli
157
propensity, tendency,eğilim
eğilim
158
properi appropriate, suitable,uygun doğru
uygun doğru
159
prospective, potential, likely,olası
olası
160
provoke, make angry,kızdırmak
kızdırmak
161
prudent, wise, sebsible,akıllıca
akıllıca
162
pursue, follow, chase,izlemek, takip etmek
izlemek, takip etmek
163
pursuit of,arayış
arayış
164
put off, discourage, repel,cesaretini kırmak
cesaretini kırmak
165
increase fourfold,dört misli artırmak
dört misli artırmak
166
range, variety,çeşit
çeşit
167
ratify, approve,onaylamak
onaylamak
168
realize, fulfill,gerçekleştirmekl
gerçekleştirmekl
169
realm, area,,alan
alan
170
reap, gather, collect,toplamak, elde tmek
toplamak, elde tmek
171
rear, bring up,yetiştirmek, büyütmek
yetiştirmek, büyütmek
172
rebellion, revolt, uprising, mutiny,,isyan
isyan
173
rebuke, scold, reproach,azarlamak
azarlamak
174
recede, retreat,geri gitmek, çekilmek
geri gitmek, çekilmek
175
reckless, careless,,dikkatsiz
dikkatsiz
176
reckon, think consider,düşünmek
düşünmek
177
reconcile, bring together,barışmak
barışmak
178
recount, tell,anlatmak
anlatmak
179
redundant, unneccesary,gereksiz kullanılmayan
gereksiz kullanılmayan
180
reflect, think,düşünmek
düşünmek
181
refrain from , abstain, avoid doing,kaçınmak
kaçınmak
182
refund, repay, pay back,geri ödemek
geri ödemek
183
refuse, waste, garbage,atık çöp
atık çöp
184
refutation, denial,yalanlama
yalanlama
185
refute, disprove,,çürütmek
çürütmek
186
reign over, rule,yönetmek, saltanat sürmek
yönetmek, saltanat sürmek
187
reign, time in power,hükümdarlık
hükümdarlık
188
reinvigorate,revive, refresh,canlandırmak
canlandırmak
189
relative, comparative,,e göre, kıyasla
e göre, kıyasla
190
release, make public, publish, announce,yayınlamak
yayınlamak
191
relentless, persistent,sürekl,i
sürekl,i
192
reliance, dependance,bağımlılık
bağımlılık
193
reliant, dependent,,bağımlı
bağımlı
194
relief, comfort,ferahlık
ferahlık
195
relieve, ease, alleviate, reduce, allay,gidermek
gidermek
196
relieved, comforted,rahatlamış
rahatlamış
197
remote, distant,uzak
uzak
198
render, make, cause to be,yapmak
yapmak
199
renovate, restore,onarmak
onarmak
200
renown, fame,ün şöhret
ün şöhret
201
repel, unwanted,püskürtmek
püskürtmek
202
repent, regret,pişman olmak
pişman olmak
203
replicate, repeat,tekrarlamak
tekrarlamak
204
repress,supress,bastırmak
bastırmak
205
repression, oppression,baskı
baskı
206
reprimand, scold, reproach,admonish,azarlamak
azarlamak
207
reputation,fame
fame
208
reputed, alleged, assumed,sayılan farz edilen
sayılan farz edilen
209
requrring, frequent, persistent,sık ortaya çıkan sürekli
sık ortaya çıkan sürekli
210
resent, be offended, dislike,içerlemek
içerlemek
211
resentment, anger,kızgınlık, içerleme
kızgınlık, içerleme
212
reserve,geri almak, değiştirmke
geri almak, değiştirmke
213
residue, remains,,kalıntı
kalıntı
214
resilient, durable,,güçlü dayanıklı
güçlü dayanıklı
215
resolve, decide,kararlaştırmak
kararlaştırmak
216
resolve, resolution, determination, firmness,kararlılık
kararlılık
217
resort to , turn to,başvurmak, kullanmak
başvurmak, kullanmak
218
resort, remedy,çare
çare
219
resort, remedy,çare
çare
220
respective, own,,kendi
kendi
221
restless, uneasy,huzursuz
huzursuz
222
restore, reinstate, bring back,geri getirmek
geri getirmek
223
restrain from, hold back,tutmak
tutmak
224
restraint, self control,kendini tutma
kendini tutma
225
restriction, limit,kısıtlama
kısıtlama
226
resume, start again, begin again, recommence,yeniden başlatmak
yeniden başlatmak
227
resumption,,yeniden başlatma
yeniden başlatma
228
resumption,yeniden başlatma
yeniden başlatma
229
retail,,parakende satış
parakende satış
230
retain, keep, preserve, maintain,tutmak, muhafaza etmek,
tutmak, muhafaza etmek,
231
retain, kep in mind remembe,akılda tutmak
akılda tutmak
232
retaliate, hit back, strike back,misillemede bulunmak
misillemede bulunmak
233
retard, delay, hold back,geciktirmek, engellemek
geciktirmek, engellemek
234
retreat, move back, draw back,geri çekilmek
geri çekilmek
235
retrench, cut back, economize, save,kısıntı yapmak
kısıntı yapmak
236
retrieve, get back, recover, regain, take back,geri getirmek geri kazanmak
geri getirmek geri kazanmak
237
revenge, avange, fight back,,öç almak
öç almak
238
revenue, income, proceeds,gelir
gelir
239
revere, respect,look up to,saygı göstermek
saygı göstermek
240
reversal, shift,değişim
değişim
241
reverse, change alter,,değiştirmke geri almak
tersine çevirmek
242
reverse,,tersine çevirmek
değiştirmke geri almak
243
revitalize, revive, invigorate,yeniden canlandırmak
yeniden canlandırmak
244
revive, refresh, resume,canlandırmak
canlandırmak
245
revoke, cancel, annul, invalidate,iptal etmek
iptal etmek
246
rid, free,kurtarmak
kurtarmak
247
ridicule,,alay etmek
alay etmek
248
riot, demonstration,şiddet gösterisi
şiddet gösterisi
249
ripe, mature, full grown,olgun
olgun
250
rival,rekabet etmek
rekabet etmek
251
roam, wander, travel,dolaşmak
dolaşmak
252
rob of, steal from,gaspetmek
gaspetmek
253
root cause,temelde yatan sebep
temelde yatan sebep
254
rotten, decayed,çürük
çürük
255
row, fight,quarrel
quarrel
256
rudiment,ilk adım teme l
ilk adım teme l
257
rush out,fırlamak
fırlamak
258
ruthless, cruel,merhametsiz
merhametsiz
259
sacred, holy,kutsal
kutsal
260
safeguard, protecti preserve,korumak, güvence altına almak
korumak, güvence altına almak
261
salvage,kurtarmak
kurtarmak
262
sanction, punishment,yaptırım
yaptırım
263
sanitation, hygine,sağlık temizlik
sağlık temizlik
264
scatter, spread,saçmak
saçmak
265
scold, admonish,azarlamak
azarlamak
266
segregation, separation, isolation,ayırma
ayırma
267
self esteem, self worth,kendine saygı
kendine saygı
268
sense, meaning,,anlam
anlam
269
sentence, condemn,mahkum etmek, cezalandırmak
mahkum etmek, cezalandırmak
270
sever, cut,kesmek
kesmek
271
shrink, get smaller,küçülmek
küçülmek
272
skid, slide,kaymak
kaymak
273
skim,göz gezdirmek
göz gezdirmek
274
skip, omid,atlamak
atlamak
275
slump, fall, decline, drop,düşüş
düşüş
276
smash, shatter, destroy,kırmak, paramparça etmek
kırmak, paramparça etmek
277
snatch,kapmak almak
kapmak almak
278
snore,horlamak
horlamak
279
soak, drench, saturate,ıslatmak
ıslatmak
280
soar,,artmak fırlamak
artmak fırlamak
281
solidarity, unity, cohesion, shared aims,dayanışma
dayanışma
282
solitary, captiviy,hücre hapsi
hücre hapsi
283
solve, tackle , handle undertake,çözmek, halletmek, girişmek
çözmek, halletmek, girişmek
284
sophisticated, developed, complicated,gelişmiş, karmaşık
gelişmiş, karmaşık
285
sound, good,,iyi sağlam
iyi sağlam
286
sow, plant, scatter,ekmek
ekmek
287
span, last, extend over,sürmek, uzanmak
sürmek, uzanmak
288
span, suration,süre
süre
289
spare, extra, standby,yedek fazladan
yedek fazladan
290
spark, generate, produce, create,yaratmak, tetiklemek
yaratmak, tetiklemek
291
sparse, thin,,seyrek
seyrek
292
spearhead, lead, organize,öncülük etmek yürütmek
öncülük etmek yürütmek
293
speculate,tahmin etmek
tahmin etmek
294
split, divide,ayırmak
ayırmak
295
spot, notice,görmek
görmek
296
squeeze, press together,sıkıştırmak
sıkıştırmak
297
stagnate,,durgunluğa girmek
durgunluğa girmek
298
stall, stop,durdurmak
durdurmak
299
stamina, endurance,dayanıklılık
dayanıklılık
300
stance, attitude,tavır duruş
tavır duruş
301
stand, bear,tahammül etmek
tahammül etmek
302
startle, surprise,,şaşırtmak
şaşırtmak
303
starve,,açlık çekmek
açlık çekmek
304
stationary, motionless,sabit, hareketsiz
sabit, hareketsiz
305
stem from, arise from, originate from, derive from,den kaynaklanmak
den kaynaklanmak
306
stem,, stop,durdurmak, kısıtlamak
durdurmak, kısıtlamak
307
step down, resign, stand down,istifa etmek
istifa etmek
308
step, pace,,adım stigma, shame,
adım stigma, shame,
309
stick to, abide by,sadık kalmak
sadık kalmak
310
stifle , supress,boğmak
boğmak
311
stimulate,arouse
arouse
312
stipulate, insist on,ısrar etmek, şart koşmak
ısrar etmek, şart koşmak
313
stir up,kışkırtmak
teşvik etmek, tetiklemek, karıştırmak, hareket ettirmek
314
stir,teşvik etmek, tetiklemek, karıştırmak, hareket ettirmek
kışkırtmak
315
strain, burden pressure, worry,yük, sıkıntı kaygı
yük, sıkıntı kaygı
316
stricken region,,felakete uğramış bölge
felakete uğramış bölge
317
stride, advance, development,ilerleme, gelişme
ilerleme, gelişme
318
strive, try,çaba göstermek
çaba göstermek
319
stunning, astonishing,şaşırtıcı
şaşırtıcı
320
subject to, expose to,maruz bırakmak
maruz bırakmak
321
submit, present, put forward, tender,sunmak
sunmak
322
subsequent, later, following,sonraki
sonraki
323
subsidize , fund,mali destek sağlamak
mali destek sağlamak
324
subsist on survive on,yaşamını sürdürmek, hayatta kalmak
yaşamını sürdürmek, hayatta kalmak
325
subsistence, survival,geçinme
geçinme
326
substantiate, verify,doğrulamak
doğrulamak
327
succeed, replace, take over,yerine geçmek
yerine geçmek
328
succession,yerine geçme
yerine geçme
329
successive, consecutive,ard arda
ard arda
330
succumb to, give way , yield to,boyun eğmek
boyun eğmek
331
sue, take legal action,DAVA ETMEK
DAVA ETMEK
332
suffer, sustain,,kayba uğramak, zarar görmek
kayba uğramak, zarar görmek
333
suffice, be enough,yetmek
yetmek
334
suffocate, choke,boğmak
boğmak
335
suggest, hint, indicate,göstermek, ima etmek
göstermek, ima etmek
336
supersede,replace,değiştirmek, yerini almak
değiştirmek, yerini almak
337
supplant, replace, succeed,değiştirmek, verini almak
değiştirmek, verini almak
338
suppressi quell,bastırmak
bastırmak
339
supreme,üstün
üstün
340
surge rise,artış
artış
341
surge, rise,arttırmak
arttırmak
342
surmount, overcome, through,üstesinden gelmek, aşmak, altetmek
üstesinden gelmek, aşmak, altetmek
343
surpass, exceed, outstrip,,geçmek, aşmak
geçmek, aşmak
344
surroundings, environs,çevre
çevre
345
susceptibility, vulnerablity,yatkınlık
yatkınlık
346
suspend, postpone,ertelemek, askıya almak
ertelemek, askıya almak
347
Suspension , postponement, delay,askıya alma durdurma
askıya alma durdurma
348
sustain, maintain, keep up, continue,sürdürmek
sürdürmek
349
sustainability,sürdürülebilirlik
sürdürülebilirlik
350
swallow, ingest, gulp down,yutmak
yutmak
351
swindle, defraud, cheat,dolandırmak
dolandırmak
352
tackle, deal with,ele almak
ele almak
353
take over,,üstlenmek, devralmak
üstlenmek, devralmak
354
teem with,dolu olmak
dolu olmak
355
teil, labor,zahmetli iş
zahmetli iş
356
temper, annoyance, anger, irritation,kızgınlık
kızgınlık
357
tempt, lure, entice,çekmek, cezbetmek
çekmek, cezbetmek
358
tempt, persuade, convince, induce,ikna etmek, baştan çıkarmak, ayartmak
ikna etmek, baştan çıkarmak, ayartmak
359
tenacity, determination, resolve,kararlılık azim
kararlılık azim
360
tender, offer,sunmak
sunmak
361
tenderness, affection,şefkat
şefkat
362
tenure,görev süresi
görev süresi
363
term, call,adlandırmak, çağırmak
adlandırmak, çağırmak
364
terminate, end, conclude,sona erdirmek
sona erdirmek
365
termination , cessation, completion,sona erdirme, bitme, sonlanma
sona erdirme, bitme, sonlanma
366
thrift, frugality,tutumluluk
tutumluluk
367
thrive, flourish, prosper, increase,gelişmek
gelişmek
368
thwart,engellemek
engellemek
369
tip, hint,ipucu
ipucu
370
to offset, to counterbalance,dengelemek
dengelemek
371
to prosper/to flourish, thrive, grow,gelişmek
gelişmek
372
trace, mark, indication,iz
iz
373
track down,,izlemek, izini sürmek
izlemek, izini sürmek
374
trail, track, tace,iz
iz
375
transplant, transfer, relocate,nakletmek
nakletmek
376
treasure, cherish, value, prize,değer vermek
değer vermek
377
trial, court case,mahkeme, yargılama
mahkeme, yargılama
378
trigger, generate, cause, prompt,yol açmak, tetiklemek
yol açmak, tetiklemek
379
triple, increase threefold,üç misli artırmmak
üç misli artırmmak
380
try, put on trial,yargılamak
yargılamak
381
tutor, teacher, instructor,öğretmen
öğretmen
382
unconventional, unusual, not customary,olağan dışı
olağan dışı
383
underestimate, undervalue,küçümsemek
küçümsemek
384
undergo, experience,geçirmek
geçirmek
385
underlie,altında yatmak
altında yatmak
386
underline, underscore,vurgulamak
vurgulamak
387
underlying, fundamental, basic, original,temel, altında yatan
temel, altında yatan
388
undermine, weaken, challenge,zayıflatmak
zayıflatmak
389
underrate, undervalue,küçümsemek
küçümsemek
390
undertake, take on,,üstlenmek, girişmek
üstlenmek, girişmek
391
undertaking, responsibility,sorumluluk, görev
sorumluluk, görev
392
uneasy, restless,huzursuz
huzursuz
393
unkeep, maintenance, preservation,bakım
bakım
394
unnerve, frighten, scare, alarm,korkutmak
korkutmak
395
unravel, solve,çözmek
çözmek
396
unrest,,karışıklık
karışıklık
397
unveil, reveal,açıklamak
açıklamak
398
uphold, endorse,onaylamak
onaylamak
399
upset, disturb, spoil,bozmak
bozmak
400
upsurge, rise, increase,artış
artış
401
urbanizatiopn,,kentleşme
kentleşme
402
urgent, dire,acil
acil
403
usage, use,kullanım
kullanım
404
utiliation, use, exploitation,,kullanım, yararlanma
kullanım, yararlanma
405
utility, usefulness,yarar
yarar
406
utilize, use,,kulllanmak yararlanmak
kulllanmak yararlanmak
407
utter, complete, absolute,tam
tam
408
vary, differ, diverge,değişiklik göstermek
değişiklik göstermek
409
venture, risk,riske sokmak
girişim
410
venture,girişim
riske sokmak
411
verdict, decision,karar
karar
412
versatile,,çok yönlü
çok yönlü
413
vessel,gemi tekne
gemi tekne
414
viability, feasibility, practibility,olabilirlik, uygulanabilirlik
olabilirlik, uygulanabilirlik
415
vie, compete,yarışmak
yarışmak
416
vigorous,yorucu
yorucu
417
vindicate, justify,,haklı göstermek, haklı kılmak
haklı göstermek, haklı kılmak
418
virtue,erdem fazilet
erdem fazilet
419
voice, express,,dile getirmek
dile getirmek
420
volatile, unstable,istikrarsız
istikrarsız
421
volatility, instability,istikrarsızlık
istikrarsızlık
422
voluntary, unpaid,gönüllü
gönüllü
423
vow, promise,söz vermek, yemin etmek
söz vermek, yemin etmek
424
vulnerability, susceptibility,eğilim,
eğilim,
425
vulnerable, defenseless,savunmasız
savunmasız
426
wage, carry on, conduct,yapmak
yapmak
427
wander, walk about,dolaşmak
dolaşmak
428
ward off, prevent, avoid,engellemek, savuşturmak
engellemek, savuşturmak
429
wary of,dikkatli
dikkatli
430
weave, knit,dokunmak
dokunmak
431
weep, cry, sob,ağlamak
ağlamak
432
welcome, accept,kabul etmek onaylamak
kabul etmek onaylamak
433
weld, fuse, join,kaynak yapmak
kaynak yapmak
434
whirl, turn,dönmek
dönmek
435
wide ranging, comprehensive,kapsamlı
kapsamlı
436
wield, have, use,sahip olmak, kullanmak
sahip olmak, kullanmak
437
wipe away, remove,silmek
silmek
438
withdraw, pull out,çekilmek
çekilmek
439
wither, dry up,kurumak solmak
kurumak solmak
440
withhold, refuse to give deny, hold back ",vermemek
vermemek
441
withstand, endure, bearup,dayanmak
dayanmak
442
work, operate, cause to function,çalıştırmak
çalıştırmak
443
would be prospective, possible, aspiring,olası, mek isteyen
olası, mek isteyen
444
wrangling,,tartışma, ağız kavgası
tartışma, ağız kavgası
445
wreckage, remains, wreck,ENKAZ
ENKAZ
446
yield, earnings, profit,getiri veya verim
getiri veya verim
447
zeal , enthusiasm,şevk, istek
şevk, istek
448
zone,bölge
bölge