advanced vocab Flashcards
abate, lessen, decrease,azaltmak
azaltmak
abate, subside, stop, terminate,dinmek, durmak
dinmek, durmak
abduct, kidnap,kaçırmak
kaçırmak
abduction, kidnap,insan kaçırma
insan kaçırma
abhor, hate, detest, loathe,nefret etmek
nefret etmek
abolish, eliminate,,sona erdirmek, ortadan kaldırmak
sona erdirmek, ortadan kaldırmak
abolition, ending, eradication,sona erdirme, ortadan kaldırma
sona erdirme, ortadan kaldırma
abortion, miscarriage,kürtaj, düşük
kürtaj, düşük
abstain from, decline to vote,çekimser kalmak
çekimser kalmak
abstain from, refrain,uzak durmak
uzak durmak
abstention, abstaining,,çekimser oy ,
çekimser oy ,
abuse, take advantage of, exploit,istismar etmek, sömürmek
istismar etmek, sömürmek
abuse, treat badly, ill treat, maltreat,kötü muamele etmek
kötü muamele etmek
acceleration, speeding up,hızlanma
hızlanma
accession, entrance, access,giriş
giriş
acclaim, coomendation,övgü
övgü
acclaim, praise, extol, commend,övmek
övmek
accommodate, get used to, adapt, adjust,uymak, uyum sağlamak
uymak, uyum sağlamak
accommodation , adjustment,düzenleme, ayarlama
düzenleme, ayarlama
accord with, agree with, conform with, match,uymak, uyumlu olmak
uymak, uyumlu olmak
accord, agreement, deal,anlaşma
anlaşma
accordance, agreement,uyum
uyum
account for, explain,açıklamak
açıklamak
account for, make up form,oluşturmak
oluşturmak
accountable, responsible, liable,sorumlu
sorumlu
accrue, accumulate,birikmek
birikmek
acquaintance, associate,tanıdık
tanıdık
acquit of, find not guilty,aklamak
aklamak
adament, resolute,kararlı, inatçı, ısrarlı
kararlı, inatçı, ısrarlı
addict, drug abuse,bağımlı
bağımlı
addiction, dependance,bağımlılık
bağımlılık
additive, preservative,katkı maddesi
katkı maddesi
address, tackle, deal with, handle,ele almak
ele almak
adhere, cling to,yapışmak
yapışmak
adherence, loyalty,bağlılık
bağlılık
adherent, supporter,taraftar
taraftar
adjourn, break off, recess,ara vermek
ara vermek
adjourn, postpone, defer, put off,ertelemek
ertelemek
adopt, take in, rear, foster,,evlat edinmek
evlat edinmek
advent of, arrival, beginning,geliş
geliş
adversary, enemy, fore,düşman hasım
düşman hasım
advocate, support, favor,savumak, taraftar olmak
savumak, taraftar olmak
affection, fondness, love,şefkat
şefkat
affiliate, connect, associate, join,bağlamak
bağlamak
affirm, confirm, assert,doğrulamak
doğrulamak
affliction, disease, illness,hastalık
hastalık
affluent, rich,,zengin
zengin
aggravate, make worse, worsen, exacerbate,kötüye götürmek
kötüye götürmek
ailing, sick,hasta
hasta
ailment, illness,hastalık
hastalık
air, make public, publicize, broadcast,yayınlamak
yayınlamak
akin to , similar,benzer
benzer
alarm, apprehension,korku, deşhet
korku, deşhet
alienate from, separate, estrange, isolate,uzaklaştırmak, yabancılaştırmak
uzaklaştırmak, yabancılaştırmak
alienation,,yabancılaşma,uzaklaşma
yabancılaşma,uzaklaşma
allay, dispel, alleviate, relieve,gidermek, azaltmak, hafifletmek
gidermek, azaltmak, hafifletmek
alleviation, lessening, easing,azalma
azalma
alliance, coalition,,ittifak
ittifak
allocate, assign,ayırmak, tahsis etmek
ayırmak, tahsis etmek
allude to, refer to,değinmek, den söz etmek
değinmek, den söz etmek
allure by, attract, tempt,çekmek, cezbetmek, kandırmak
çekmek, cezbetmek, kandırmak
allure, attractiveness,caibe, çekicilik
caibe, çekicilik
ally, friend,müttefil
müttefil
alternate, every other,gün aşırı
gün aşırı
alternate, intercahnge,birbirini izlemek
birbirini izlemek
amass, collect, accumulate, build up,toplamak, yığmak, biriktirmek
toplamak, yığmak, biriktirmek
ambiguous, unclear,belirsiz
belirsiz
amend, alter, modify, make changes,değiştirmek
değiştirmek
amendment, change, alteration,değiştirme
değiştirme
amiable, friendly,samimi, içten
samimi, içten
amnesty, general pardon,af
af
ample, abundant,bol
bol
ancestry, descent, parentage,sülale
sülale
anguish, suffering,ıstırap acı
ıstırap acı
antagonism,,husumet
husumet
antagonize, annoy, irritate, provake,kızdırmak
kızdırmak
apathy, indifference,ilgisizlik
ilgisizlik
appeal against,,temyiz etmek
temyiz etmek
appeal for, call for,çağrıda bulunmak
çağrıda bulunmak
appeal to, interest,,ilgisini çekmek
ilgisini çekmek
appealing, attractive, fascinating,çekici, cazip
çekici, cazip
appliance, domestic device,ev aleti
ev aleti
appraisal, assessmenti evaluation,değerlendirme
değerlendirme
apprehend, catch,,yakalamak
yakalamak
apprehension, fear, trepidation,,korku kaygı
korku kaygı
apprehensive, worried, anxious,kaygılı, korku içinde
kaygılı, korku içinde
array, range,,çeşit group
çeşit group
articulate,,dile getirmek
dile getirmek
ascend, climb, go up,tırmanmak, çıkmak
tırmanmak, çıkmak
ascent, climb, rise,tırmanış çıkış
tırmanış çıkış
ascertain, determine, establish,belirlemek
belirlemek
ascribe to, attribute to,bağlamak, affetmek
bağlamak, affetmek
aspiration, ambition, desire,arzu istek
arzu istek
aspire, desire, want, wish,arzu etmek, istemek
arzu etmek, istemek
assassination, murder,suikast
suikast
assert, claim, state, allege, stress,ileri sürmek, iddia etmek, ısrar etmek
ileri sürmek, iddia etmek, ısrar etmek
assertion, claim,,iddia
iddia
assertive, pushy,dediği dedik güçlü
dediği dedik güçlü
assess,değer biçmek
değer biçmek
assessment, appraisal,belirleme, tespit
belirleme, tespit
asset, benefit,kıymetli şey
kıymetli şey
assume, take on, take upon oneself,üstlenmek
üstlenmek
asylum, refuge, protection,shelter,sığınma
sığınma
attain, reach, achieve,ulaşmak, erişmek
ulaşmak, erişmek
attend to, deal with, see to,bakmak
bakmak
attest to, show, demonstrate, confirm, prove,göstermek, kanıtlamak
göstermek, kanıtlamak
attributable, ascribable,bağlanabilir
bağlanabilir
attribute to, ascribe to, attach,bağlamak, atfetmek
bağlamak, atfetmek
attribute, trait, feature,nitelik
nitelik
avert, avoid, prevent,önlemek, kaçınmak
önlemek, kaçınmak
backlash, reaction,tepki
tepki
battle, fight, combat,savaşmak
savaşmak
be responsible for, accoun for,sorumlu olmak
sorumlu olmak
beast, animal,hayvan
hayvan
bent on, determined, resolved,kararlı
kararlı
bind, oblige, require, constrain,bağlamak
bağlamak
binding, compulsory, obligatory, tying,bağlayıcı
bağlayıcı
blatant, obvious,açık, aşikar
açık, aşikar
bleak, gloomy,karamsar
karamsar
board, get on, embark, go on board,binmek
binmek
boast, have, possess, enjoy,sahip olmak
sahip olmak
bold, brave, daring,cesur, cüretkar
cesur, cüretkar
bolster, support, boost,güçlendirmek, destek olmak
güçlendirmek, destek olmak
book, reserve,yer ayırtmak
yer ayırtmak
booking, reservation,,yer ayırtma reservation
yer ayırtma reservation
boon, benefit,nimet, lütuf
nimet, lütuf
boost, increase, enhance,artırmak
destek
boost, increase,destek
artırmak
bootleneck, block,engel
engel
bound, certain, inevitable,,kesin, kaçınılmaz
kesin, kaçınılmaz
bound, limit,sınır
sınır
bout,dönem devre
dönem devre
bow, bend over,boyun eğmek
boyun eğmek
breach,vişolation,çiğneme, ihlal
çiğneme, ihlal
breakthrough, advance,ilerleme, aşama
ilerleme, aşama
breed, kind,tür
tür
breed, produce, reproduce, multiply, create,üretmek, yaratmak
üretmek, yaratmak
breed, raise,,yetiştirmek
yetiştirmek
breeding, reprodeuction,üreme
üreme
bribery, corruption,rüşvet
rüşvet
brink, edge,eşik
eşik
brisk, fast, quick,hızlı
hızlı
brutality, cruelty,zalimlik vahşet
zalimlik vahşet
bulk, greater part, main part, majority,büyük parça
büyük parça
calamity, disaster, catastrophe,felaket
felaket
call for, appeal for,çağrıda bulunmak
çağrıda bulunmak
call for, require, demand,gerektirmek
gerektirmek
case, situation,durum
durum
cast aside, get rid of,bir tarafa bırakmak, kurtulmak
bir tarafa bırakmak, kurtulmak
cause, movement, aim,dava, amaç
dava, amaç
cautious, careful, watchful,dikkatli, ihtiyatlı
dikkatli, ihtiyatlı
cease, stop, finish,durdurmak
durdurmak
ceasefire,ateşkes
ateşkes
celebrity,ünlü kişi
ünlü kişi
cheat, deceive, swindle,aldatmak
aldatmak
cherish, tresure, value, take plesure in, relish,değer vermek, hatırasında yaşatmak
değer vermek, hatırasında yaşatmak
choke, suffocate,boğulmak
boğulmak
circle,çevre
çevre
circumvent, avoid, get around, evade, thwart,kaçınmak, engellemek
kaçınmak, engellemek
cite, mention or quote,belirtmek
belirtmek
claim one’s life,yaşamına son vermek
yaşamına son vermek
clemency,af
af
clout , influence,etki
etki
cluster, bunch,küme
küme
coercion, force,,güç zorlama
güç zorlama
cognitive, intellectual,bilişsel
bilişsel
cohesion, unity,birlik
birlik
combatanti fighter,savaşan
savaşan
commend, praise, extol, appraise,övmek
övmek
commendation praise, acclamation,övgü q
övgü q
commensurate, proportionate,orantılı, uygun
orantılı, uygun
commit, bind, pledge, obligate,bağlamak, taahhüt etmek
bağlamak, taahhüt etmek
commitment,promise, pledge,söz taahüt
söz taahüt
committed to , dedicated, devoted, loyal,bağlı sadık
bağlı sadık
communicable, infectious,bulaşıcı
bulaşıcı
companion, friend,,yoldaş yol arkadaşı
yoldaş yol arkadaşı
comparable, similar, akin, equal,benzer denk
benzer denk
compassion, sympathy,,şefkat
şefkat
compatible, matching, harmonious,uyumlu
uyumlu
compelling, persuasive, convincing,inandırıcı
inandırıcı
compensate for, make up for,telafi etmek
telafi etmek
compensation, return reward,telafi
telafi
complaint,şikayet
şikayet
compliance, conformity,uyma
uyma
composed, calm, cool,sakin
sakin
comprise, consist of, include, encompass, contain,içermek
içermek
comprise, make up, form,oluşturmak
oluşturmak
compromise, concession, agreement,uzlaşma
uzlaşma
compulsion,istek dürtü
istek dürtü
compulsion,pressure,obligation,baskı zorlama
baskı zorlama
concede, admit,kabul etmek
kabul etmek
conception, idea,fikir anlayış
fikir anlayış
concern for, interest,ilgi
ilgi
conciliatory, peace making,yatıştırıcı
yatıştırıcı
concise, brief, short,kısa
kısa
concrete, solid,elle tutulur, somut gerçek
elle tutulur, somut gerçek
concurrent, parallel,aynı anda olan
aynı anda olan
condemn, convict, sentence, doom,mahkum etmek, cezalandırmak
mahkum etmek, cezalandırmak
condemnation, disapproval,kınama
kınama
condescend, deign,tenezzül etmek
tenezzül etmek