advanced vocab Flashcards

1
Q

abate, lessen, decrease,azaltmak

A

azaltmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

abate, subside, stop, terminate,dinmek, durmak

A

dinmek, durmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

abduct, kidnap,kaçırmak

A

kaçırmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

abduction, kidnap,insan kaçırma

A

insan kaçırma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

abhor, hate, detest, loathe,nefret etmek

A

nefret etmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

abolish, eliminate,,sona erdirmek, ortadan kaldırmak

A

sona erdirmek, ortadan kaldırmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

abolition, ending, eradication,sona erdirme, ortadan kaldırma

A

sona erdirme, ortadan kaldırma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

abortion, miscarriage,kürtaj, düşük

A

kürtaj, düşük

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

abstain from, decline to vote,çekimser kalmak

A

çekimser kalmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

abstain from, refrain,uzak durmak

A

uzak durmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

abstention, abstaining,,çekimser oy ,

A

çekimser oy ,

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

abuse, take advantage of, exploit,istismar etmek, sömürmek

A

istismar etmek, sömürmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

abuse, treat badly, ill treat, maltreat,kötü muamele etmek

A

kötü muamele etmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

acceleration, speeding up,hızlanma

A

hızlanma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

accession, entrance, access,giriş

A

giriş

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

acclaim, coomendation,övgü

A

övgü

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

acclaim, praise, extol, commend,övmek

A

övmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

accommodate, get used to, adapt, adjust,uymak, uyum sağlamak

A

uymak, uyum sağlamak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

accommodation , adjustment,düzenleme, ayarlama

A

düzenleme, ayarlama

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

accord with, agree with, conform with, match,uymak, uyumlu olmak

A

uymak, uyumlu olmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

accord, agreement, deal,anlaşma

A

anlaşma

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

accordance, agreement,uyum

A

uyum

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

account for, explain,açıklamak

A

açıklamak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

account for, make up form,oluşturmak

A

oluşturmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
accountable, responsible, liable,sorumlu
sorumlu
26
accrue, accumulate,birikmek
birikmek
27
acquaintance, associate,tanıdık
tanıdık
28
acquit of, find not guilty,aklamak
aklamak
29
adament, resolute,kararlı, inatçı, ısrarlı
kararlı, inatçı, ısrarlı
30
addict, drug abuse,bağımlı
bağımlı
31
addiction, dependance,bağımlılık
bağımlılık
32
additive, preservative,katkı maddesi
katkı maddesi
33
address, tackle, deal with, handle,ele almak
ele almak
34
adhere, cling to,yapışmak
yapışmak
35
adherence, loyalty,bağlılık
bağlılık
36
adherent, supporter,taraftar
taraftar
37
adjourn, break off, recess,ara vermek
ara vermek
38
adjourn, postpone, defer, put off,ertelemek
ertelemek
39
adopt, take in, rear, foster,,evlat edinmek
evlat edinmek
40
advent of, arrival, beginning,geliş
geliş
41
adversary, enemy, fore,düşman hasım
düşman hasım
42
advocate, support, favor,savumak, taraftar olmak
savumak, taraftar olmak
43
affection, fondness, love,şefkat
şefkat
44
affiliate, connect, associate, join,bağlamak
bağlamak
45
affirm, confirm, assert,doğrulamak
doğrulamak
46
affliction, disease, illness,hastalık
hastalık
47
affluent, rich,,zengin
zengin
48
aggravate, make worse, worsen, exacerbate,kötüye götürmek
kötüye götürmek
49
ailing, sick,hasta
hasta
50
ailment, illness,hastalık
hastalık
51
air, make public, publicize, broadcast,yayınlamak
yayınlamak
52
akin to , similar,benzer
benzer
53
alarm, apprehension,korku, deşhet
korku, deşhet
54
alienate from, separate, estrange, isolate,uzaklaştırmak, yabancılaştırmak
uzaklaştırmak, yabancılaştırmak
55
alienation,,yabancılaşma,uzaklaşma
yabancılaşma,uzaklaşma
56
allay, dispel, alleviate, relieve,gidermek, azaltmak, hafifletmek
gidermek, azaltmak, hafifletmek
57
alleviation, lessening, easing,azalma
azalma
58
alliance, coalition,,ittifak
ittifak
59
allocate, assign,ayırmak, tahsis etmek
ayırmak, tahsis etmek
60
allude to, refer to,değinmek, den söz etmek
değinmek, den söz etmek
61
allure by, attract, tempt,çekmek, cezbetmek, kandırmak
çekmek, cezbetmek, kandırmak
62
allure, attractiveness,caibe, çekicilik
caibe, çekicilik
63
ally, friend,müttefil
müttefil
64
alternate, every other,gün aşırı
gün aşırı
65
alternate, intercahnge,birbirini izlemek
birbirini izlemek
66
amass, collect, accumulate, build up,toplamak, yığmak, biriktirmek
toplamak, yığmak, biriktirmek
67
ambiguous, unclear,belirsiz
belirsiz
68
amend, alter, modify, make changes,değiştirmek
değiştirmek
69
amendment, change, alteration,değiştirme
değiştirme
70
amiable, friendly,samimi, içten
samimi, içten
71
amnesty, general pardon,af
af
72
ample, abundant,bol
bol
73
ancestry, descent, parentage,sülale
sülale
74
anguish, suffering,ıstırap acı
ıstırap acı
75
antagonism,,husumet
husumet
76
antagonize, annoy, irritate, provake,kızdırmak
kızdırmak
77
apathy, indifference,ilgisizlik
ilgisizlik
78
appeal against,,temyiz etmek
temyiz etmek
79
appeal for, call for,çağrıda bulunmak
çağrıda bulunmak
80
appeal to, interest,,ilgisini çekmek
ilgisini çekmek
81
appealing, attractive, fascinating,çekici, cazip
çekici, cazip
82
appliance, domestic device,ev aleti
ev aleti
83
appraisal, assessmenti evaluation,değerlendirme
değerlendirme
84
apprehend, catch,,yakalamak
yakalamak
85
apprehension, fear, trepidation,,korku kaygı
korku kaygı
86
apprehensive, worried, anxious,kaygılı, korku içinde
kaygılı, korku içinde
87
array, range,,çeşit group
çeşit group
88
articulate,,dile getirmek
dile getirmek
89
ascend, climb, go up,tırmanmak, çıkmak
tırmanmak, çıkmak
90
ascent, climb, rise,tırmanış çıkış
tırmanış çıkış
91
ascertain, determine, establish,belirlemek
belirlemek
92
ascribe to, attribute to,bağlamak, affetmek
bağlamak, affetmek
93
aspiration, ambition, desire,arzu istek
arzu istek
94
aspire, desire, want, wish,arzu etmek, istemek
arzu etmek, istemek
95
assassination, murder,suikast
suikast
96
assert, claim, state, allege, stress,ileri sürmek, iddia etmek, ısrar etmek
ileri sürmek, iddia etmek, ısrar etmek
97
assertion, claim,,iddia
iddia
98
assertive, pushy,dediği dedik güçlü
dediği dedik güçlü
99
assess,değer biçmek
değer biçmek
100
assessment, appraisal,belirleme, tespit
belirleme, tespit
101
asset, benefit,kıymetli şey
kıymetli şey
102
assume, take on, take upon oneself,üstlenmek
üstlenmek
103
asylum, refuge, protection,shelter,sığınma
sığınma
104
attain, reach, achieve,ulaşmak, erişmek
ulaşmak, erişmek
105
attend to, deal with, see to,bakmak
bakmak
106
attest to, show, demonstrate, confirm, prove,göstermek, kanıtlamak
göstermek, kanıtlamak
107
attributable, ascribable,bağlanabilir
bağlanabilir
108
attribute to, ascribe to, attach,bağlamak, atfetmek
bağlamak, atfetmek
109
attribute, trait, feature,nitelik
nitelik
110
avert, avoid, prevent,önlemek, kaçınmak
önlemek, kaçınmak
111
backlash, reaction,tepki
tepki
112
battle, fight, combat,savaşmak
savaşmak
113
be responsible for, accoun for,sorumlu olmak
sorumlu olmak
114
beast, animal,hayvan
hayvan
115
bent on, determined, resolved,kararlı
kararlı
116
bind, oblige, require, constrain,bağlamak
bağlamak
117
binding, compulsory, obligatory, tying,bağlayıcı
bağlayıcı
118
blatant, obvious,açık, aşikar
açık, aşikar
119
bleak, gloomy,karamsar
karamsar
120
board, get on, embark, go on board,binmek
binmek
121
boast, have, possess, enjoy,sahip olmak
sahip olmak
122
bold, brave, daring,cesur, cüretkar
cesur, cüretkar
123
bolster, support, boost,güçlendirmek, destek olmak
güçlendirmek, destek olmak
124
book, reserve,yer ayırtmak
yer ayırtmak
125
booking, reservation,,yer ayırtma reservation
yer ayırtma reservation
126
boon, benefit,nimet, lütuf
nimet, lütuf
127
boost, increase, enhance,artırmak
destek
128
boost, increase,destek
artırmak
129
bootleneck, block,engel
engel
130
bound, certain, inevitable,,kesin, kaçınılmaz
kesin, kaçınılmaz
131
bound, limit,sınır
sınır
132
bout,dönem devre
dönem devre
133
bow, bend over,boyun eğmek
boyun eğmek
134
breach,vişolation,çiğneme, ihlal
çiğneme, ihlal
135
breakthrough, advance,ilerleme, aşama
ilerleme, aşama
136
breed, kind,tür
tür
137
breed, produce, reproduce, multiply, create,üretmek, yaratmak
üretmek, yaratmak
138
breed, raise,,yetiştirmek
yetiştirmek
139
breeding, reprodeuction,üreme
üreme
140
bribery, corruption,rüşvet
rüşvet
141
brink, edge,eşik
eşik
142
brisk, fast, quick,hızlı
hızlı
143
brutality, cruelty,zalimlik vahşet
zalimlik vahşet
144
bulk, greater part, main part, majority,büyük parça
büyük parça
145
calamity, disaster, catastrophe,felaket
felaket
146
call for, appeal for,çağrıda bulunmak
çağrıda bulunmak
147
call for, require, demand,gerektirmek
gerektirmek
148
case, situation,durum
durum
149
cast aside, get rid of,bir tarafa bırakmak, kurtulmak
bir tarafa bırakmak, kurtulmak
150
cause, movement, aim,dava, amaç
dava, amaç
151
cautious, careful, watchful,dikkatli, ihtiyatlı
dikkatli, ihtiyatlı
152
cease, stop, finish,durdurmak
durdurmak
153
ceasefire,ateşkes
ateşkes
154
celebrity,ünlü kişi
ünlü kişi
155
cheat, deceive, swindle,aldatmak
aldatmak
156
cherish, tresure, value, take plesure in, relish,değer vermek, hatırasında yaşatmak
değer vermek, hatırasında yaşatmak
157
choke, suffocate,boğulmak
boğulmak
158
circle,çevre
çevre
159
circumvent, avoid, get around, evade, thwart,kaçınmak, engellemek
kaçınmak, engellemek
160
cite, mention or quote,belirtmek
belirtmek
161
claim one's life,yaşamına son vermek
yaşamına son vermek
162
clemency,af
af
163
clout , influence,etki
etki
164
cluster, bunch,küme
küme
165
coercion, force,,güç zorlama
güç zorlama
166
cognitive, intellectual,bilişsel
bilişsel
167
cohesion, unity,birlik
birlik
168
combatanti fighter,savaşan
savaşan
169
commend, praise, extol, appraise,övmek
övmek
170
commendation praise, acclamation,övgü q
övgü q
171
commensurate, proportionate,orantılı, uygun
orantılı, uygun
172
commit, bind, pledge, obligate,bağlamak, taahhüt etmek
bağlamak, taahhüt etmek
173
commitment,promise, pledge,söz taahüt
söz taahüt
174
committed to , dedicated, devoted, loyal,bağlı sadık
bağlı sadık
175
communicable, infectious,bulaşıcı
bulaşıcı
176
companion, friend,,yoldaş yol arkadaşı
yoldaş yol arkadaşı
177
comparable, similar, akin, equal,benzer denk
benzer denk
178
compassion, sympathy,,şefkat
şefkat
179
compatible, matching, harmonious,uyumlu
uyumlu
180
compelling, persuasive, convincing,inandırıcı
inandırıcı
181
compensate for, make up for,telafi etmek
telafi etmek
182
compensation, return reward,telafi
telafi
183
complaint,şikayet
şikayet
184
compliance, conformity,uyma
uyma
185
composed, calm, cool,sakin
sakin
186
comprise, consist of, include, encompass, contain,içermek
içermek
187
comprise, make up, form,oluşturmak
oluşturmak
188
compromise, concession, agreement,uzlaşma
uzlaşma
189
compulsion,istek dürtü
istek dürtü
190
compulsion,pressure,obligation,baskı zorlama
baskı zorlama
191
concede, admit,kabul etmek
kabul etmek
192
conception, idea,fikir anlayış
fikir anlayış
193
concern for, interest,ilgi
ilgi
194
conciliatory, peace making,yatıştırıcı
yatıştırıcı
195
concise, brief, short,kısa
kısa
196
concrete, solid,elle tutulur, somut gerçek
elle tutulur, somut gerçek
197
concurrent, parallel,aynı anda olan
aynı anda olan
198
condemn, convict, sentence, doom,mahkum etmek, cezalandırmak
mahkum etmek, cezalandırmak
199
condemnation, disapproval,kınama
kınama
200
condescend, deign,tenezzül etmek
tenezzül etmek
201
conducive, favorable, helpful,elverişli, yardımcı
elverişli, yardımcı
202
confide in, reveal, disclose,sırrını açıklamak
sırrını açıklamak
203
confidental, secret, classified,gizli
gizli
204
confine to, restrict, limit,sınırlamak
sınırlamak
205
conform, comply with,uymak
uymak
206
congested, overcrowded,,kalabalık
kalabalık
207
conquer, occupy, capture, take,zaptetmek
zaptetmek
208
conraction, constriction, reduction,kasılma, daralma
kasılma, daralma
209
consecutive, successive,ard arda, peş peşe
ard arda, peş peşe
210
consent, agree, assent,razı olmak, kabul etmek
razı olmak, kabul etmek
211
consent,permission, approval,izin, rıza göstermek
izin, rıza göstermek
212
consistency, constancy, stability, steadiness,tutarlılık
tutarlılık
213
consistenti coherent, in harmony,tutarlı uyumlu
tutarlı uyumlu
214
console, comfort, soothe, relieve,rahatlatmak, teselli etmek
rahatlatmak, teselli etmek
215
consolidate, strengthen,güçlendirmek, sağlamlaştırmak
güçlendirmek, sağlamlaştırmak
216
constant, sonsistent with, steady, regular,sürekli düzenli dengeli
sürekli düzenli dengeli
217
constrain, limit, restrict, restrain,ksııtlamak
ksııtlamak
218
constraint, restriction, limitation,kısıtlama
kısıtlama
219
constrict, limit, restrict, constrain,kısıtlamak
kısıtlamak
220
constrict, tighten, contract, compress,sıkmak, sıkıştırmak, büzmek, daraltmak
sıkmak, sıkıştırmak, büzmek, daraltmak
221
contain, control, keep in check, restrain,kontrol altına almak
kontrol altına almak
222
contemplate, think, consider, ponder,düşünmek
düşünmek
223
contempt, disdain, scorn,aşağılama, küçümseme
aşağılama, küçümseme
224
contend for, compete, vie,yarışmak
yarışmak
225
contend, claim, assert, maintain,ileri sürmek, iddia etmek
ileri sürmek, iddia etmek
226
contender, candidate,olay rakip
olay rakip
227
contention, argument,tartışma
tartışma
228
contest, dispute, challange, question, oppose,tartışma konusu yapmak, sorgulamak, karşı çıkmak
tartışma konusu yapmak, sorgulamak, karşı çıkmak
229
contract, catch, develop,yakalanmak
yakalanmak
230
contract, grow smaller, shrink,daraltmak, küçültmek, küçülmek
daraltmak, küçültmek, küçülmek
231
contradict, say the opposite to deny,çelişmek
çelişmek
232
contradiction, inconsistency,tutarsızlık, çelişki
tutarsızlık, çelişki
233
contradictory, opposing, conflicting,çelişkili
çelişkili
234
contrive, invent, devise, design, create,kurmak, tasarlamak, icat etmek
kurmak, tasarlamak, icat etmek
235
controversial, contentious,tartışmalı
tartışmalı
236
convey, pass on, transmit,nakletmek, iletmek
nakletmek, iletmek
237
correspond to, be similar to, be analogous to,benzemek
benzemek
238
corresponding, matching, equivalent, identical,denk, aynı benzer
denk, aynı benzer
239
corroborate, confirm, support, substantiate, back up,doğrulamak, desteklemek
doğrulamak, desteklemek
240
corrupt, dishonest, fradulent, crooked,yolsuzluğa bulaşömış
yolsuzluğa bulaşömış
241
counter, counteract, respond to, offset,önlemek, etkisiz hale getirmek, dengelemek
önlemek, etkisiz hale getirmek, dengelemek
242
counter, oppose, defy,karşı durmak
karşı durmak
243
counterfeit, fake forged,sahte takliy
sahte takliy
244
counterpart, maching part,,meslektaş
meslektaş
245
coverage, reporting, treatment, exposure, description,yer alma, haber alma
yer alma, haber alma
246
crackdown,alınan sert önlemler
alınan sert önlemler
247
craft, skill,beceri
beceri
248
crave, desire, long for, want, yearn for,can atmak
can atmak
249
craving for, longing desire,şiddetli arzu
şiddetli arzu
250
credible,inandırıcı
inandırıcı
251
credit, believe, trust, accept,inanmak, kabul etmek
inanmak, kabul etmek
252
cripple, paralyze, maim,sakat etmek
sakat etmek
253
culminate, end, conclude,sonuçlanmak, doruğa ulaşmak
sonuçlanmak, doruğa ulaşmak
254
culprit, offender,,suçlu olmak
suçlu olmak
255
cultivation, farming crop growing,yetiştirme
yetiştirme
256
curb, control, rein in, restrain, limit,kontrol altına almak, dizginlemek, kısıtlamak
kontrol altına almak, dizginlemek, kısıtlamak
257
curtail, cut back, limit,kısmak kısıtlamak
kısmak kısıtlamak
258
custody,detention, arrest,,gözaltı, gözetim
gözaltı, gözetim
259
damages, compensation,,tazmin
tazmin
260
damages, payment, compensation,tazminat
tazminat
261
dazzle, impress, amaze, astonish, astound,hayran bırakmak, hayretler içerisinde
gözünü kamaştırmak
262
dazzle,,gözünü kamaştırmak
hayran bırakmak, hayretler içerisinde
263
deadline, limit, time limit,sınır, son tarih
sınır, son tarih
264
deal, agreement,anlaşma
anlaşma
265
debris, fragments,parçalar
parçalar
266
deceitful,hilekar
hilekar
267
decree, authority,genelge
genelge
268
decree, rule, announce,genelge yayınlamak
genelge yayınlamak
269
deduction, conclusion, inference,sonuç
sonuç
270
deed, action, act,eylem iş
eylem iş
271
deem, consider, think, reckon, believe, judge,saymak, addetmek, farzetmek
saymak, addetmek, farzetmek
272
defer, postpone, put off, suspend, adjourn,,ertelemek
ertelemek
273
definitive, final,kesin
kesin
274
delude, deceive, cheat,,aldatmak, yanıltmak
aldatmak, yanıltmak
275
demise, death,ölüm
ölüm
276
denote, indicate, signify,göstermek
göstermek
277
deplete, exhaust, use up,diminish,tüketmek
tüketmek
278
depleted, exhausted,,tüketilmiş
tüketilmiş
279
deplore, be sorry, regret,üzüntü duymak
üzüntü duymak
280
deportation, expulsion, extradition,geri gönderilme
geri gönderilme
281
deprivation, defiency,yokluk yoksunluk
yokluk yoksunluk
282
descent, origin,,soy
soy
283
designate, shoose, select, assign,seçmek, atamak
seçmek, atamak
284
despair of, lose hope , give up, have no hope,umudunu kesmek, umutsuz olmak
umudunu kesmek, umutsuz olmak
285
despair, hopelessnes,umutsuzluk
umutsuzluk
286
despise, look down on, scorn,aşağılamak
aşağılamak
287
destined, fated,kaderinde olmak
kaderinde olmak
288
destiny, fate, fortune,kader
kader
289
deteriorate, get worse, worsen,kötüye gitmek
kötüye gitmek
290
detriment, harm,zarar
zarar
291
detrimential to, harmful, damaging,zararlı
zararlı
292
development, nurtiring, cultivation,,geliştirme
geliştirme
293
devout, religious, pious,dindar
dindar
294
dilemma, predicament,ikilem, kötü durum, zor durum
ikilem, kötü durum, zor durum
295
dire, terrible, awful, dreadful, appaling,korkunç berbat
korkunç berbat
296
discard, throw away, dispose of,atmak
atmak
297
discernable, noticable,fark edilebilir
fark edilebilir
298
discontent,memnuniyetsizlik
memnuniyetsizlik
299
discontented, dissatisfied,hoşnutsuz
hoşnutsuz
300
discredit,inancı sarsmak
inancı sarsmak
301
discrepancy, difference,farklılık uçurum
farklılık uçurum
302
discretion, judgment,takdir hakkı
takdir hakkı
303
disembark, get off, come ashore,,inmek
inmek
304
disguise, hide, conceal, mask,gizlemek
gizlemek
305
disillusion, disappoint, dishearten,düş kırıklığına uğratmak
düş kırıklığına uğratmak
306
disintegrate, fall apart, break up,dağılmak
dağılmak
307
dismay, shock, appall, discourage,şok etmek, dehşete düşürmek
şok etmek, dehşete düşürmek
308
disorder, ilness, sickness,rahatsızlık hastalık
rahatsızlık hastalık
309
disparate, distinct, different,ayrı, farklı
ayrı, farklı
310
disparity, difference,farklılık
farklılık
311
dispel, scatter, drive out,dağıtmak gidermek
dağıtmak gidermek
312
dispense with, give up, forgo,den vazgeçmek
den vazgeçmek
313
Dispersal and Distribution,dağıtım
dağıtım
314
disperse,scatter, break up,dağıtmak
dağıtmak
315
display, exhibition,sergi
sergi
316
disposal,removal
removal
317
dispose of, throw away, discard, get rid of,atmak, den kurtulmak
atmak, den kurtulmak
318
disproportionate, uneven, unequal,dengesiz, orantısız
dengesiz, orantısız
319
disprove, show to be false, refute, contradict,çürütmek, yalanlamak
çürütmek, yalanlamak
320
disreputable, notorious, infamous,adı kötüye çıkmış, kötü
adı kötüye çıkmış, kötü
321
disruptive, troublesome,yıkıcı bozucu
yıkıcı bozucu
322
disseminate, distribute, spread, propagate,yaymak
yaymak
323
dissolve, melt away, melt,eritmek, çözmek
eritmek, çözmek
324
distinct from, separate, different, diverse,farklı ayrı
farklı ayrı
325
distract from, divert, turn aside, lead away, occupy, draw away,zihnini çelmek
zihnini çelmek
326
distract from, entertain, amuse,eğlendirmek
eğlendirmek
327
divergent, different,farklı zot
farklı zot
328
diversify, vary, expand, spread,çeşitlendirmek
çeşitlendirmek
329
divert, redirect, switch,yönlendirmek, güzergahını değişitrmek
yönlendirmek, güzergahını değişitrmek
330
divrgence, difference,farklılık
farklılık
331
domain,alan
alan
332
dormant, latent,gizli hareketsiz
gizli hareketsiz
333
downsize, cut back, economize, shrink,kısıntı yapmak, küçülmek
kısıntı yapmak, küçülmek
334
durable, hard wearing, sturdy,dayanıklı
dayanıklı
335
dusk,gün batışı
gün batışı
336
ease, lessen, reduce,relieve,azaltmak, gidermek
azaltmak, gidermek
337
ecstasy,zevk heecan
zevk heecan
338
elapse, pass, go by,geçmek
geçmek
339
elude, escape, evade, get away from,den kaçmak, sıvışmak
den kaçmak, sıvışmak
340
embark on, begin, start, attempt,girişmek
girişmek
341
embezzle, steal, misappropriate, commit fraud,zimmetine para geçirmek
zimmetine para geçirmek
342
eminent, famous,ünlü
ünlü
343
empirical, experiential,deneysel
deneysel
344
employ, use, utilize,kullanmak
kullanmak
345
enact, legislate, ratify,yasalaştırmak, onarmak
yasalaştırmak, onarmak
346
enchance, increase, improve, add,artırmak, geliştirmek
artırmak, geliştirmek
347
encompass, include, cover,içermek, kapsamak,
içermek, kapsamak,
348
endorse, support, approve,desteklemek, onaylamak
desteklemek, onaylamak
349
endorsement,onay destek
onay destek
350
endow, award, give, provide,bahşetmek
bahşetmek
351
endure, last, go on,dayanmak, sürmek
dayanmak, sürmek
352
engender, produce, cause, create,yaratmak, neden olmak, yol açmak
yaratmak, neden olmak, yol açmak
353
engulf, swallow up, surround,içine çekmek, yutmak
içine çekmek, yutmak
354
enigma,muamma
muamma
355
enjoy, have, benefit from,sahip olmak
sahip olmak
356
enmity,husumet
husumet
357
ensue, follow, arise, develop,izlemek, ortaya çıkmak, ardından gelmek
izlemek, ortaya çıkmak, ardından gelmek
358
entail, require, necessiate, involve,gerektirmek
gerektirmek
359
equitable, just, fair,adil
adil
360
escalate, rise, go up, soar,tırmanmak
tırmanmak
361
evade, escape, elude, avoid,kaçmak, kaçırmak, kaçınmak
kaçmak, kaçırmak, kaçınmak
362
exacerbate, make worse, aggravate,daha kötüye götürmek
daha kötüye götürmek
363
excavate, dig up,kazmak, kazı yapmak
kazmak, kazı yapmak
364
excess, extra, f,fazla
fazla
365
excessive, extreme,aşırı
aşırı
366
exclusive, select, elite,seçkin
seçkin
367
execute, carry out, perform, implement,yerine getirmek
yerine getirmek
368
executive, manager, director,yönetici
yönetici
369
exercise, use, employ,kullanmak
kullanmak
370
exert, apply, exercise, make use of, utilize,yapmak, kullanmak
yapmak, kullanmak
371
exhaustive, comprehensive, thorough,kapsamlı tam
kapsamlı tam
372
exhilarate, enliven,canlandırmak
canlandırmak
373
exorbitant, excessive,aşırı
aşırı
374
expectant, hopeful, hoping,müstakbel
müstakbel
375
expedite,hızlandırmak
hızlandırmak
376
explicit, clear, unequivocal,açık
açık
377
exploit, adventure,macera kahramanlık
işletmek, yararlanmak
378
exploit,işletmek, yararlanmak
macera kahramanlık
379
exponential,kullanarak artan
kullanarak artan
380
expose, reveal, make known,açığa çıkarmak
maruz bırakmak
381
expose,maruz bırakmak
açığa çıkarmak
382
exterminate, destroy, eradicate, eliminate,yok etmek
yok etmek
383
extol, praise,övmek
övmek
384
extract from, remove from,çıkarmak
çıkarmak
385
faint, faded,silik
silik
386
faith, belief, devotion,inanç kendini adama
inanç kendini adama
387
falter, hesitate,waver,tereddüt etmek, duraksamak
tereddüt etmek, duraksamak
388
famine,kıtlık açlık çeken
kıtlık açlık çeken
389
feasible, possible,olası, olabilir
olası, olabilir
390
feat, achievement, accomplishment, exploit,başarı kahramanlık
başarı kahramanlık
391
fend off, repel,deflect,savmak, savuşturmak
savmak, savuşturmak
392
fierce, violent, brutal,şiddetli vahşi
şiddetli vahşi
393
fine, delicate,hassas
hassas
394
flair, ability,yetenk beceri
yetenk beceri
395
flatter, compliment, butter up,pohpohlamak
pohpohlamak
396
flaw, fault,hata kusur
hata kusur
397
flawed, faulty,kusurlu hatalı
kusurlu hatalı
398
flee, escape, run away from,kaçmak
kaçmak
399
flourish, thrive,grow, prosper,gelişmek, büyümek
gelişmek, büyümek
400
foe, enemy,düşman
düşman
401
foil, halt, thwart,durdurmak engellemek
durdurmak engellemek
402
forefront,,ön cephe
ön cephe
403
foresee, predict, forecast, foretell,tahmin etmek, önceden görmek
tahmin etmek, önceden görmek
404
forestall, prevent, avert,önlemek, engel olmak
önlemek, engel olmak
405
forgery, imitaition,taklit
taklit
406
forgo, give up,vazgeçmek
vazgeçmek
407
forthcoming, approaching, impending,yaklaşan
yaklaşan
408
foster, cause, lead to, induce,neden olmak, yol açmak
neden olmak, yol açmak
409
foster, promote, cultivate,teşvik etmek
teşvik etmek
410
fracture, crack,kırkk
kırkk
411
fragile, breakable, delicate,bozulabilir
bozulabilir
412
fragmentary, partial, incomplete,bölük pörçük
bölük pörçük
413
fulfill, perform, carry out,yerine getirmek
yerine getirmek
414
fulfill, satisfy, meet,tahmin etmek, geliştirmek
tahmin etmek, karşılamak
415
fulfill, satisfy,tahmin etmek, karşılamak
tahmin etmek, geliştirmek
416
gadget, device, appliance, implement,alet cihaz, gereç
alet cihaz, gereç
417
generate, produce, create,üretmek, oluşturmak
üretmek, oluşturmak
418
give, punishment,cezaya çarptırmak
cezaya çarptırmak
419
gloomy, depressing,karamsar
karamsar
420
gorgeous, magnificent,muhrteşem
muhrteşem
421
grafity, please,,memnun etmek
memnun etmek
422
grave, serious, severe,ciddi
ciddi
423
gravity, severity,ciddiyet
ciddiyet
424
grid, network web,ağ şebeke
ağ şebeke
425
grief,üzüntü
üzüntü
426
grim,karamsar
karamsar
427
grip, seize, hang on,yakalamak kavramak ele geçirmek
yakalamak kavramak ele geçirmek
428
halt stop,durrdurmak
durrdurmak
429
halve,,yarı yarıya azaltmak
yarı yarıya azaltmak
430
hamper, hinder, impede,engellemek, aksatmak
engellemek, aksatmak
431
harass, bother,taciz etmek
taciz etmek
432
harassment,,taciz
taciz
433
harness, use, exploit, utilize,kullanmak, yararlanmak
kullanmak, yararlanmak
434
headway, progress,,gelişme
gelişme
435
heritage, legacy,miras
miras
436
hinder, obstruct, hamper,engellemek
engellemek
437
hindrance,engel
engel
438
hint, clue,ip ucu
ip ucu
439
hint, imply, suggest,ima etmek
ima etmek
440
hostile,,düşman hasım
düşman hasım
441
humble, modest,mütevazı
mütevazı
442
immortal, eternal,ieverlasting,ölümsüz
ölümsüz
443
immunity, protection,dokunulmalzık
dokunulmalzık
444
impair, harm,zarar vermek
zarar vermek
445
impeccable, faultless, flawless,ksuursuz
ksuursuz
446
impediment, obstruction, obstackle,engel
engel
447
imperil, endanger, jeopardize,tehlikeye sokmak
tehlikeye sokmak
448
impertinent, irrelevant,ilgisiz
ilgisiz
449
implication,sonuç
sonuç
450
impose on inflict, enforce,koymak
koymak
451
impoverish, make poor, deprive,fakirleştirmek
fakirleştirmek
452
impressive, remarkable,,etkileyici
etkileyici
453
impulse, desire, drive,dürtü
dürtü
454
incentive,teşvik
teşvik
455
inclusive,,dahil
dahil
456
inconsistent,bağdaşmaz uyumsuz
bağdaşmaz uyumsuz
457
incur, suffer, experience, encounter, sustain,kayba uğramak, maruz kalmak
kayba uğramak, maruz kalmak
458
indespansable = neccessary,gerekli elzem
gerekli elzem
459
indict, accuse, charge,suçlamak
suçlamak
460
induce, cause, produce, bring on,e neden olmak
e neden olmak
461
induce, persuade, tempt, make,ikna etmek, kandırıp yaptırmak
ikna etmek, kandırıp yaptırmak
462
indulge, relish, participate in,tadını çıkarmak, zevkini tatmak
tadını çıkarmak, zevkini tatmak
463
inensify, increase, step up,yoğunlaştırmak, artırmak
yoğunlaştırmak, artırmak
464
infallible,yanılmaz, hata yapmaz
yanılmaz, hata yapmaz
465
inflict on, impose, cause,zorlamak
zorlamak
466
infringe, break, violate,çiğnemek
çiğnemek
467
ingenious, clever, creative,akıllı yaratıcı
akıllı yaratıcı
468
inherit, come into,miras edinmek
miras edinmek
469
inhibit, prevent, hinder,,engel olmak, kontrol etmek
engel olmak, kontrol etmek
470
innate, inborn,doğuştan gelen
doğuştan gelen
471
inspiration,,teşvik
teşvik
472
inspire, motivate,ilham vermek
ilham vermek
473
inspiring, exciting,,ilham verici
ilham verici
474
instinct, impulse,iç güdü
iç güdü
475
instinctive, natural, inborn,içgüdüsel
içgüdüsel
476
institute,kurmak başlatmak
kurmak başlatmak
477
intent on, resolute,kararlı
kararlı
478
intent, aim goal,niyet amaç
niyet amaç
479
interact with, interrelate, act together,etkileşimde bulunmak
etkileşimde bulunmak
480
intercept, stop, interrupt,durdurmak, yolunu kesmek
durdurmak, yolunu kesmek
481
interfere, meddle with in, intervene in,karışmak, burnunu sokmak
karışmak, burnunu sokmak
482
interim, temporary,geçici
geçici
483
intervene,müdahale etmek
müdahale etmek
484
intervention,,müdahale
müdahale
485
intimate,,yakın
yakın
486
intimidate, threaten,tehdit etmek
tehdit etmek
487
intoxicate, make drunk,sarhoş etmek
sarhoş etmek
488
intrude, invade, overstep,zorla içeri girmek, rahatsız etmek
zorla içeri girmek, rahatsız etmek
489
invalidate, cannel, annul,iptal etmek
iptal etmek
490
inverse, opposite, contrart,ters
ters
491
invisible, unseen,görülmez
görülmez
492
jeopardize, endanger,tehlikeye düşürmek
tehlikeye düşürmek
493
jeopardy,tehlike
tehlike
494
jobless, redundant,işsiz
işsiz
495
judicious, sensible,akıllı
akıllı
496
kindly, kind,kibar
kibar
497
lacking in,yoksun
yoksun
498
lag behind, drop back,çok arkadan gelmek
çok arkadan gelmek
499
lapse, pass, slip,geçmek
aralık
500
lapse,aralık
geçmek