SPRING PAE WORDS 2 Flashcards
ambiguity
belirsizlik (uncertainty)
appoint
atamak/işe almak
approach
yaklaşım/yaklaşmak
assert
iddia etmek/savunmak
attribute
bağlamak/özellik/nitelik
compatible
uyumlu
compile
derlemek
comprise
içermek/kapsamak (consist of)
confidential
gizli (secret)
consistent
tutarlı (coherent)
inconsistent
tutarsız (incoherent/conflicting)
constant
devamlı/sürekli
constitute
oluşturmak
contaminate
zehirlemek/kirletmek
contest
yarışma (competition)
controversial
tartışmalı
correspond
karşılık/eşleşmek (match)
deceive
kandırmak
deficiency
eksiklik (lack of sth)
detection
tespit etmek
deter
caydırmak
determination
azimli/kararlı
deviate
sapmak/yoldan çıkmak
The plane had to deviate from its normal flight path.
disguise
kılık değiştirmek
dispute
anlaşmazlık (disagreement)
distract
dikkatini dağıtmak
devote
adamak
diminish
azaltmak (reduce/decrease)
disregard
göz ardı etmek/umursamamak (neglect)
distinct
belirgin/farklı
distort
çarpıtmak/şeklini bozmak
Tall buildings can distort radio signals.
ease
kolaylaştırmak (facilitate)
engage
işe almak/dikkati çekmek
engage in
dahil olmak
entitle
görevlendirmek
feasible
mümkün (possible)
hence
bundan dolayı (therefore)
hinder
engellemek/güşleştirmek
inherent
doğasında olan
inhibit
yavaşlatmak/engellemek
inordinate
aşırı/fazla
insight
içgörü/sezgi
insist
inat/ısrar
irrespective of sth
ne olursa olsun/… ya aldırmaksızın
liable
sorumlu (responsible)
nuisance
dert/baş belası (problem)
obliged
minnetkar/zorunlu
precede
önce/önünde olan
premises
mülk
privilege
ayrıcalık/imtiyaz
proceed
planlandığı gibi devam etmek
to continue as planned
prompt
komuta vermek/harekete geçirmek
reassure
rahatlatmak
recruit
işe almak (özellikle askeriye)
refute
çürütmek/yalanlamak
regard
…gözü ile bakmak/…ile değerledirilmek
regardless of sth
…umursanmadan
reinforce
güçlendirmek (make stronger)
remark
söz/beyan
resign
istifa etmek
restrain
zaptetmek/engellemek
to stop someone doing something, sometimes by using force
retain
muhafaza etmek/tutmak (maintain)
rigour
titizlik/düzen/itina
seize
tutmak/kavramak
sequence
sekans/dizi
sophisticated
kültürlü/görmüş geçirmiş
splendid
görkemli/muazzam
stem
sap (ot)
stiff
sert/katı
stimulate
canlandırmak/uyarmak
sting
sokmak/ısırmak (böcek)
He was stung by a wasp.
subsequent
sonraki/müteakip
happening after something else
substance
madde/cisim
subtle
göze çarpmayan/hemen fark edilemeyen
not obvious or easy to notice
suspend
askıya almak
thereby
bu yüzden
as a result of a particular action or event
trait
kişisel özellik/karakter
tremble
titremek/ürpermek
arise
ortaya çıkmak (emerge)
constrain
kısıtlamak (restrain)