Oliver Twist Flashcards
mattres
döşek, şilte, yatak
forehead
alın
treachery
hainlik, ihanet
breast
yürek, gönül
strict
katı, mutlak
gruel
un çorbası
apron
önlük
wink
göz kırpmak
be paralysed
dona kalmak
apprentice
çırak acemi stajyer
remain
geriye kalmak, sürdürmek
bitterly
acı acı, için için
obediently
uysalca
neglect
ihmal, ihmal etmek
coffin
tabut
shutters
göz kapakları, panjurlar
mock
alay etmek
impudent
edepsiz, arsız, saygısız
temper
huy, mizaç
undertaker
cenazeci
aggravating
can sıkıcı, sinirlendirici
seize
el koymak, kapmak
wrath
öfke, gazap, hiddet
shout
haykırış, haykırma, bağırma
drag
sürüklemek
presentiment
içine doğma, ön sezi
dreadful
ürkünç, korkunç, rezalet
exaggeration
abartı, abartma, aşırılık
imprisonment
hapis
ray
ışın, ışık hüzmesi
offence
dargınlık, gücenme, hakaret
crust
kabuk
limp
topallamak
resist
direnmek, dayanmak, karşı durmak
nasty
pis, edepsiz
sack
çuval, torba
askew
çarpık, eğrik, yan
basin
leğen, yalak, kase
handkerchief
mendil, eşarp, şal
pretend
-miş gibi yapmak, -ar gibi görünmek
stall
tezgah
pursuit
kovalama, takip, araştırma
magistrate
sulh hakimi, sulh yargıcı
carriage
at arabası
deposit
depozito, emanet
insensible
duyarsız, bilinçsiz, hissiz kimse
hurl
savurmak, fırlatma, atma
benefactor
hayırsever
derisive
alaycı
treacherous
hain
ingratitude
nankörlük
errand
iş buyurma, ayak işi
mud
çamur
dweller
oturan, sakin, ev halkı
decay
çürümek, çürük
damp
nem
unconscious
bilinçsiz, şuursuz
crept
sürünmek, sürünen
bosom
göğüs, kucak
locket
madalyon
parlour
oturma odası, salon
chaser
kovalayan, avcı gemisi, takipçi
perplexity
kafa bulanıklığı, tereddüt, karışıklık
saddle
semer vurmak, eyer vurmak
on the contrary
aksine
lean
yaslanmak, dayanmak, eğilmek
distressed
sıkıntılı
assure
garanti etmek, söz vermek, ikna etmek
stumble
sendelemek, tökezlemek
fragrance
güzel ve hoş koku
gloomy
kasvetli
clasp
sıkma
engrave
kazımak, oymak, nakşetmek
bargain
pazarlık, kelepir, anlaşma
abyss
sonsuz derinlik, uçurum
misery
sefalet, perişanlık
decent
edepli, doğru düzgün
corpse
ceset, naaş, cenaze
agony
ızdırap, can çekişme
treatment
muamele, davranış
grief
keder, tasa, felaket
sorrow
üzüntü, tasa, keder
resemblance
benzerlik, benzeşim
scornfully
küçümseyerek