Kelime lV Flashcards
vegetative state
bitkisel hayat
this article is about patients in a persistent vegetative state.
[bu makale süreğen/devamlı bitkisel hayatta bulunan hastalar hakkında.]
bankrupt
iflas
go bankrupt-> iflas etmek
debate
tartışmak
siz tartışarak debelenin
sen de beyt ben diyin beyt uzasın tartışma
Presume
Assume
Suppose
varsaymak, farz etmek
presumption
assumption
supposition
as many of us know
çoğumuzun bildiği gibi
identify
kimliğini belirlemek, tespit etmek, saptamak
in the beginning
at first
…
başlagıçta, ilkin, ilk olarak
[initially] !!
b…
b…
cause to
lead to
g…
g..
neden olmak, yol açmak
beraberinde getirmek
bring about-bring on
give way to- give rise to
desire
arzulamak, istemek
unaware
bihaber, farkında olmayan
several
birtakım, çeşitli, birkaç
to what extent ?
ne derecede, ne boyutta ?
let out
release
salıvermek, çıkmasına izin vermek, serbest bırakmak
whereby
by which
ki böylece, ki bu sayede
bu yolla
maintenance
bakım, onarım
disturbance
bozukluk, rahatsızlık
dis-türban rahatsızlık vermişti
indispensable
zaruri, gerekli, zorunlu
divide
bölmek, ayırmak
di vi de olarak böldüm
leak out
sızdırmak
constructive
yapıcı, olumlu
destructive
yıkıcı, olumsuz
counterpart
bir şeye karşılık gelen, dengi
the turkish foreign minister is going to meet his counterpart in italy.
precaution
step
önlem
observe
gözlem yapmak
sound
ses (n)
(adj) sağlam
safe and sound -> sağ salim
establish
kurmak, tesis etmek
[found, setup, install]
ll. ispat etmek, saptamak, ortaya koymk
put it here
buraya koy
leave me alone
beni yalnız bırak
plaster
alçı, yara bandı
pose threat/danger
tehlike tehdit oluşturmak, sorun teşkil etmek
precaution
önlem, tedbir, ihtiyat
prescribe
reçete yazmak
sort out
f… o..
make out
w.. o..
işin içinden çıkmak, olayı çözmek, anlamak, kavramak
[figure out]
[work out]
sort into classify categorize put into classes put into categories
sınıflandırmak
sort
kind
type
tür, çeşit
prolific
üretken, doğurgan
a prolific writer
proliferasyon ?
promote
teşvik etmek, desteklemek, terfi ettirmek
promosyon ?
propensity
eğilim, temayül
handle with
deal with
cope with
tackle with
ele almak, çözmeye çalışmak
in order to
so as to
to
-mek/mak için, amacıyla
argue
dis. ..
d. .
tartışmak
[discuss
debate]
contain
içermek, ihtiva etmek, kapsamak
just as
nasıl ki, tıpkı, aynen o şekilde
properly
uygun şekilde, doğru dürüst
sanitation
sanitasyon, hijyen
privilege
ayrıcalık, imtiyaz
probation
gözaltı, göz hapsi
challenge
meydan okuma
zorluk, engel
supply
arz, tedarik
denial
inkar, reddetme, yalanlama