İF'AL BABI MÜF'İL MÜF'AL Flashcards
ﻣﺤﺴﻦ
(Ar. iḥsān “güzel yapmak, iyilik etmek”ten muḥsin)
İyilik eden, iyi ve güzel işler yapan, iyilikte bulunan, lutuf ve ihsan eden (kimse).
ﺍﺣﺴﺎﻥ) i. (Ar. ḥusn “güzel olmak”tan iḥsān)
1. Bağışlama, bağışta bulunma:
ﻣﻔﺴﺪ
(Ar. ifsād “bozmak”tan mufsid)
- Ara bozan, bozgunculuk yapan, fitne fesat çıkaran (kimse), bozguncu, karıştırıcı, fesatçı, fitneci
(ﺍﻓﺴﺎﺩ) i. (Ar. fesād “bozulmak, mahvolmak”tan ifsād)
ﻣﻨﻌﻢ
(Ar. in‘ām “nimet vermek”ten mun‘im)
ﻣﻜﺮﻡ
(Ar. ikrām “saygı göstermek”ten mukrim) Misâfir ağırlamayı seven
ﻣﺨﺒﺮ
(Ar. iḫbār “haber vermek”ten muḫbir)
ﻣﺠﺒﺮ
(Ar. icbār “zorlamak, zorla yaptırmak”tan mucbir) Zorlayan, zorlayıcı, icbar edici
ﻣﻔﻠﺲ
(Ar. iflās “malı tükenmek”ten muflis)
- İflâs eden, malını mülkünü batıran (kimse):
ﻣﺮﺷﺪ
(Ar. irşād “doğru yolu göstermek”ten murşid)
1. Rehber, kılavuz, önder:
ﻣﺨﻠﺺ
(Ar. iḫlāṣ “saf ve hâlis kılmak; samîmî olmak”tan muḫliṣ)
İnanç, düşünce ve davranışlarında gösteriş ve iki yüzlülük bulunmayan, dostluğu içten ve samîmî olan (kimse):
ﻣﺴﺮﻒ
(Ar. isrāf “haddi aşmak, yanılmak”tan musrif) İsraf eden, tutumsuz, savurgan (kimse):
ﻣﻨﻜﺮ) sıf. ve i. (Ar. inkār “reddetmek, bilmemek”ten munkir)
ﻣﻨﻜﺮ) sıf. (Ar. inkār “bilmemek, reddetmek, hoş görmemek, yasaklamak”tan munker)
1. Ret ve inkâr olunan, kabul edilmeyen:
ﻣﺠﻤﻞ) sıf. (Ar. icmāl “özetlemek”ten mucmel)
1. Kısaltılmış, özetlenmiş, kısa, öz:
ﻣﺠﻤﻞ) sıf. (Ar. icmāl “özetlemek”ten mucmel)
1. Kısaltılmış, özetlenmiş, kısa, öz:
ﻣﻨﺰﻝ) sıf. ve i. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzil) İndiren, inzal eden (Allah):
ﻣﻨﺰﻝ) sıf. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzel)
1. Yukarıdan aşağıya indirilmiş.
ﻣﻨﺰﻝ) sıf. ve i. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzil) İndiren, inzal eden (Allah):
ﻣﻨﺰﻝ) sıf. (Ar. inzāl “indirmek”ten munzel)
1. Yukarıdan aşağıya indirilmiş.
ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbit) İspat eden
ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbet)
1. Doğruluğu ispatlanmış, doğru, sağlam:
ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbit) İspat eden
ﻣﺜﺒﺖ) sıf. (Ar. iѕbāt “sâbit kılmak, doğrulamak”tan muѕbet)
1. Doğruluğu ispatlanmış, doğru, sağlam:
ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl’den muhmil) Dikkat ve îtinâ göstermeyen, savsaklayan, ihmal eden
ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl “kendi hâline bırakmak; harflere nokta koymamak”tan muhmel)
1. Kendi hâline bırakılmış, boş verilmiş, önemsenmemiş, ihmal edilmiş:
ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl’den muhmil) Dikkat ve îtinâ göstermeyen, savsaklayan, ihmal eden
ﻣﻬﻤﻞ) sıf. (Ar. ihmāl “kendi hâline bırakmak; harflere nokta koymamak”tan muhmel)
1. Kendi hâline bırakılmış, boş verilmiş, önemsenmemiş, ihmal edilmiş:
ﻣﺮﺳﻞ) sıf. (Ar. irsāl “göndermek; salıvermek”ten mursel)
1. Gönderilmiş, yollanmış:
ﻣﺮﺳﻞ) sıf. ve i. (Ar. irsāl “göndermek”ten mursil) (Mektup, mal vb.) Gönderen, yollayan (kimse):
ﻣﺮﺳﻞ) sıf. (Ar. irsāl “göndermek; salıvermek”ten mursel)
1. Gönderilmiş, yollanmış:
ﻣﺮﺳﻞ) sıf. ve i. (Ar. irsāl “göndermek”ten mursil) (Mektup, mal vb.) Gönderen, yollayan (kimse):
ﻣﺴﻨﺪ) sıf. (Ar. isnād “nispet etmek, dayandırmak”tan musned)
1. Yüklenen
ﻣﺴﻨﺪ) sıf. (Ar. isnād “nispet etmek, dayandırmak”tan musned)
1. Yüklenen
ﻣﻠﺤﻖ) sıf. (Ar. ilḥāḳ “katmak, ilâve etmek”ten mulḥaḳ)
1. Bir bütüne sonradan katılmış, eklenmiş, ilâve edilmiş:
ﻣﻠﺤﻖ) sıf. (Ar. ilḥāḳ “katmak, ilâve etmek”ten mulḥaḳ)
1. Bir bütüne sonradan katılmış, eklenmiş, ilâve edilmiş:
ﻣﺸﻌﺮ) sıf. (Ar. iş‘ār “bildirmek”ten muş‘ir)
1. Bildiren, haber veren:
ﻣﺸﺎﺭ) sıf. (Ar. işāret “göstermek”ten muşār) İşâret edilen, işâretle gösterilen.
ﻣﺸﻌﺮ) sıf. (Ar. iş‘ār “bildirmek”ten muş‘ir)
1. Bildiren, haber veren:
ﻣﺸﺎﺭ) sıf. (Ar. işāret “göstermek”ten muşār) İşâret edilen, işâretle gösterilen.
ﻣﺤﻀﺮ
(Ar. iḥżār “hazır etmek, getirmek”ten muḥżir) hukuk. Eskiden şer’î mahkemelerde dâvâ ile ilgili olanların duruşmada hazır bulunmasını sağlamakla görevli kimse