Frequently Used Words Flashcards
vurmak
hit - hit - hit
I hit ball really hard.(Topa çok sert vurdum.)
Stop hitting me!(Bana vurmayı bırak!)
tutmak
hold - held - held
Can you hold this for a second?(Şunu bir saniye tutarmısın?)
I can’t hold my breath more than 1 minute.(1 dakikadan fazla nefesimi tutamıyorum.)
düşmek
fall - fell - fallen
I fell on the floor yesterday.(Dün yere düştüm.)
I keep falling off the bike.(Bisikletten düşüp duruyorum.)
uçmak
fly - flew - flown
I flew to Berlin yesterday.(Dün Berline uçtum.)
I don’t like flying on a plane.(Uçakta uçmayı sevmiyorum.)
içmek
drink - drank - drunk
He drank a litre of coke.(Bir litre kola içti.)
I need to drink water.(Su içmem lazım.)
araba sürmek
drive - drove - driven
I drove to work yesterday.(Dün işe araba sürdüm.)
I love driving.(Araba sürmeye bayılırım.)
göndermek
send - sent - sent
I sent him some food(Ona biraz yiyecek gönderdim.)
He sends me money every month.(Bana her ay para gönderir.)
büyümek / büyütmek
grow - grew - grown
My kids are growing so fast.(Çocuklarım çok hızlı büyüyor.)
I like growing tomatoes.(Domates yetiştirmeyi seviyorum.)
acımak / acıtmak
hurt - hurt - hurt
My foot hurts.(Ayağım acıyor.)
If you keep doing that you’re going to hurt yourself.(Eğer bunu yapmaya devam edersen kendine zarar vereceksin(acıtcaksın).)
göstermek
show - showed - shown
Can you show me where your car is?(Bana arabanın nerede olduğunu gösterirmisin?)
He showed me how to kick the ball.(Bana topa nasıl vuracağımı gösterdi)
ateş etmek / vurmak
shoot - shot - shot
He shot me!(Beni vurdu.)
Don’t shoot!(Ateş etme!)
sallamak
shake - shook - shaken
Shake the drink before you open it.(İçeceği açmadan önce salla)
Don’t shake it too much!(Çok fazla sallama.)
tırmanmak
climb - climbed - climbed
He climbed the tree and now he is stuck.(Ağaca tırmandı ve şimdi orada mahsur kaldı.)
We need to climb the fence.(Çitleri tırmanmamız lazım.)
düşürmek / yüksekten bir şey bırakmak
drop - dropped - dropped
I dropped my phone yesterday.(Dün telefonumu düşürdüm.)
Be careful or you are going to drop it.(Dikkat et yoksa düşüreceksi
katlamak
fold - folded - folded
Can you fold this for me?(Bunu benim için katlarmısın?)
How many times can you fold a piece of paper?(Bir parça kağıdı kaç defa katlayabilirsin?)
duymak
hear - heard - heard
He thinks that he heard a noise.(Bir ses duyduğunu sanıyor/düşünüyor.)
Did you hear that?( (sesi) Duydunmu? )
gülmek
laugh - laughed - laughed
He laughed when he heard the joke.(Şakayı duyunca güldü.)
Can laughed all night yesterday.(Can dün bütün akşam güldü.)
almak
take - took - taken
He took a piece of paper from his pocket.(Çebinden kağıt çıkardı.)
Take my hand!(Elimi tut!)
Take the ball.(Topu al.)
He took a picture(Resim çekti.)
I took the bus.(Otobüsle geldim/Otobüse bindim.)
atmak
throw - threw - thrown
He threw the notebook out of the window.(Defteri camdan dışarı attı.)
Throw the ball!(Topu at!)
dokunmak
touch - touched - touched
Don’t touch that.It’s dirty!(Ona dokunma.Pis o!)
uyumak
sleep - slept - slept
He slept at my house tonight.(Bu akşam benim evimde uyudu.)
Where are we going to sleep tonight?(Bu akşam nerede uyuyacağız?)
dönmek / döndürmek / çevirmek
turn - turned - turned
He turned the pages quickly as he read the book.(Kitabı okudukça sayfaları çabucak çevirdi.)
Turn left over here.(Buradan sola dön.)
Turn around.(Arkanı dön.)
yakalamak
catch - caught - caught
He caught a lot of fish today.(Bugün çok balık yakaladı.)
Catch the ball when I throw it to you.(Topu sana attığımda yakala.)
bulmak
find - found - found
Did you find your keys?(Anahtarlarını buldunmu?)
I found the money that I lost yesterday.( Dün kaybettiğim parayı buldum.)
anlaşmak / razı olmak
agree - agreed - agreed
They agreed to not see each other anymore. (Daha fazla görüşmemeye karar verdiler.)
Did they agree to do this? (Bunu yapmaya razı oldular mı? )
dövmek / yenmek
beat - beat - beaten
I beat him at pool yesterday. ( Dün onu bilardoda yendim. )
You have to play carefully to beat your opponent. (Rakibini yenmek için dikkatli oynamalısın. )
başlamak
begin - began - begun
Let’s begin! (Hadi başlayalım! )
We should begin studying (Ders çalışmaya başlamalıyız.)
kırmak / rekor kırmak
break - broke - broken
He broke his nose yesterday.( Dün burnunu kırdı.)
You are going to break the window if you are not careful. (Dikkatli olmazsan camı kıracaksın. )
seçmek
choose - chose - chosen
Do I really have to choose? ( Gerçekten seçmem gerekiyor mu? )
Choose any car you want.( İstediğin herhangi bir arabayı seç. )
bölmek
divide - divided - divided
Divide the money equally.( Parayı eşit bir şekilde böl.)
What is 2 divided by 2?( 2 bölü 2 kaç? )
We divided the garden into two sections. (Bahçeyi 2 kısıma ayırdık. )
tadını çıkarmak
enjoy - enjoyed - enjoyed
He enjoyed a glass of coke.( Bir bardak kolanın tadını çıkardı.)
He enjoys playing basketball. (Basketbol oynamaktan hoşlanıyor. )
başarısız olmak
fail - failed - failed
I failed the exam. ( Sınavda başarısız oldum. )
vermek
give - gave- given
I gave her 10 liras. ( Ona 10 lira verdim. )
Can you give me a piece of paper?( Bana bir parça kağıt verirmisin? )
katılmak
join - joined - joined
Will you join us tonight? ( Bu akşam bize katılır mısın? )
işaret etmek / göstermek
point - pointed - pointed
Can you point at the man who hit you? ( Sana vuran adamı gösterirmisin? )
He pointed at the sky ( Gökyüzünü gösterdi/işaret etti )
ödemek
pay - paid - paid
Did you pay for that? ( Bunun için ödeme yaptın mı? )
I didn’t pay for the coffee yet. ( Kahve için henüz ödeme yapmadım. )
oynamak
play - played - played
They played all day. ( Bütün gün oynadılar. )
He is playing football. ( Futbol oynuyor. )
konuşmak
speak - spoke - spoken
I know! We spoke yesterday. (Biliyorum! Dün konuştuk.)
We are going to speak next week. ( Gelecek hafta konuşacağız. )
okumak
read - read - read
I finally read that book. (O kitabı sonunda okudum. )
What are you reading? ( Ne okuyorsun? )
yürümek
walk - walked - walked
He walked home. ( Eve yürüdü. )
We are going to walk to school. ( Okula yürüyeceğiz. )
They are walking. ( Yürüyorlar. )
yuvarlamak / yuvarlanmak
roll - rolled - rolled
She is rolling on the ground. ( Yerde yuvarlanıyor. )
Don’t roll the ball. ( Topu yuvarlama. )
çekmek
pull - pulled - pulled
He pulled the rope. ( İpi çekti. )
Stop pulling my shirt! ( Gömleğimi çekmeyi bırak! )
They pulled the net. ( Fileyi çektiler. )
izlemek
watch - watched - watched
We watched the movie all night. ( Bütün akşam filmi izledik. )
They are watching the match. ( Maçı izliyorlar. )
tekme atmak / topa vurmak
kick - kicked - kicked
He kicked the ball. ( Topa vurdu. )
He kept kicking me! ( Bana tekme atıp durdu! / Bana sürekli tekme attı. )
beslemek
feed - fed - fed
The boy fed the elephant. ( Çocuk fili besledi. )
They are feeding the tigers. ( Kaplanları besliyorlar. )
kaçırmak / ıskalamak
miss - missed - missed
The bullets missed him. (Kurşunlar onu ıskaladı. )
He missed the goal. ( Golü kaçırdı. )
I really missed you. ( Seni gerçekten çok özledim. )
nefret etmek
hate - hated - hated
We hate going to school. ( Okula gitmekten nefret ediyoruz. )
I hate you! ( Senden nefret ediyorum! )
bağırmak
shout - shouted - shouted
The kids are shouting. ( Çocuklar bağırıyor. )
Stop shouting!. ( Bağırmayı kes!)