e-YDS Flashcards
Above
Seen form above the cars looked tiny
Yukarıda , üzerinde
Arabalar yukarıdan küçücük görünüyor
Absence
The decision was made in my absence.
Yokluk
Karar benim yokluğumda alındı.
Absent
An absent expression
Yok
Bir açıklama yok
Absolute
Beauty can not be measured by any absolute standart
Kesin, saf, mutlak, tam
Güzellik herhangi bir mutlak standart tarafından ölçülemez
Abuse
the referee had been threatened and abused
Kötüye kullanmak, suistimal, kötüye kullanma , taciz
Hakem tehdit ve taciz edilmişti.
Accent
She spoke english with an accent
Aksan, şive , ağız
O bir aksan ile ingilizce konuştu.
Access
There is easy access by road
Giriş , erişim
Karayolu ile kolay erişim vardır
Abandon / abondoned
People often simply abandon their pets when they go abroad
Terk etmek / terk edilmiş
İnsanlar genellikle yurtdışına çıktıklarında evcil hayvanlarını yüzüstü bırakırlar
Accidental
As ı turned around , I accidentally hit him in the face
Tesadüfi, kazara, rastlantı
Dönerken kazara onun yüzüne vurdum
Accomondation
Hotel accommondation is included in the price of your holiday
Konaklama
Otel konaklaması tatilinizin fiyatına dahildir
Accompany
His wife accompanied him on the trip
Eşlik etmek
Onun karısı yolculukta ona eşlik etti
Accurate
The article accurately reflects public opinion
Dogru, kesin, kati, tam
Makale tamamiyle halkın görüşünü yansıtıyor
Accuse
The goverment was accused of incompentence
Suçlamak, itham etmek
Hükümet başarısızlıkla suçlandı
Achieve
He had finally achieved success
Ulaşmak, elde etmek, başarmak
O, sonunda başarıya ulaşmıştı
Achievement
They were proud of their children’s achivements
Başarı
Onlar çocuklarının başarısından gururluydu
Acknowledge
Are you prepared to acknowledge your responsibility?
Onaylamak, kabul etmek
Sorumluluğunuzu kabul etmeye hazır mısınız ?
Acquire
He has acquired a reputation for dishonesty
Kazanmak, elde etmek
O, sahtekarlık için ün kazanmıştır
Across
He walked across of field
Karşısında , içinden , karşıya , karşıdan karşıya
O , alanın karşıdında yürüdü
Act
The girl’s life was saved because the dostors acted so promptly
Hareket, eylem , davranmak
Doktorlar derhal eyleme geçtiği için kızın hayatı kurtuldu
Actual
The actual cost was higher than we expected
Asıl, gerçek, güncel
Gerçek maliyeti beklediğimizden daha yüksekti
Ad
We publishing an ad in the local newspaper
İlan, reklam, duyuru
Yerel gazetede bir reklam yayınlıyoruz
Adapt
Three of her novels have been adapted for televison
Uyarlamak, adapte etmek
Onun romanlarından üçü televizyon için uyarlandı
Contain
The juice contains no added sugar
İçermek , ihtiva etmek
Meyve suyu ilave şeker içermez
Addition / subtraction
Children learning addition and subtraction
İlave, ek, toplama / çıkarma
Çocuklar toplama ve çıkarmayı öğreniyor