Aile Flashcards
Annem 5 kez aradı
Meine Mutter hat fünfmal angerufen.
Çok fazla yardıma ihtiyaçları var çünkü zaten çok yaşlılar.
Sie brauchen viel Hilfe, weil sie schon sehr alt sind.
Büyükbabam artık tek başına yemek yiyemiyor
Mein Opa kann nicht mehr alleine essen.
Büyükannemin gözleri kötü olduğu için sorunları var. Artık iyi görmüyor.
Meine Oma hat Probleme, weil ihre Augen schlecht sind. Sie sieht nicht mehr gut.
Diğer büyükannem ve büyükbabam bir huzurevinde yaşıyor.
Meine anderen Großeltern wohnen in einem Pflegeheim.
Bakım evi
das Pflegeheim
Babam baygınlık geçirdiği için doktorda.
Mein Vater ist beim Arzt, weil er einen Kreislaufzusammenbruch hat.
Baygınlık geçirme
der Kreislaufzusammenbruch
Bayılma, baygınlık
die Ohnmacht
Seni oraya götürmeli miyim? Seni arabayla hızlıca oraya götürebilirim.
Soll ich dich hinfahren? Ich kann dich mit dem Auto schnell hinbringen.
İnsanlar mülteci evinde.
Die Personen sind im Flüchtlingsheim.
Selmanın annesi arıyor.(telefonla)
Selmas Mutter ruft an.
İbrahim iyi değil.
Ibrahim geht es nicht gut.
Selma’nın annesi Selma’nın cep telefonunu aradı.
Selmas Mutter hat auf Selmas Handy angerufen.
Selma apartmandan kaçar.(koşarak gider)
Dışarı koşmak
Selma läuft aus der Wohnung raus.
rauslaufen
[läuft raus, ist rausgelaufen]
Artık iyi yürüyemeyen insanlara ne yardımcı olur?
Was hilft Menschen, die nicht mehr gut gehen können?
Artık duyamayan insanlara ne yardımcı olur?
İşitme cihazı
Was hilft Menschen, die nicht mehr gür hören können?
das Hörgerät
Artık göremeyen insanlara ne yardımcı olur?
Gözlükler
Büyüteç
Was hilft Menschen, die nicht mehr sehen können?
die Brille
die Lupe
Artık yürüyemeyen insanlara ne yardımcı olur?
Yürüteç
Baston
Tekerlekli sandalye
Was hilft Menschen, die nicht mehr gehen können?
der Rollator
der Gehstock
der Rollstuhl
Büyükannemin bir yürütete ihtiyacı var.
Artık iyi gidemiyor.
Meine Oma braucht einen Rollator.
Sie kann nicht mehr gut gehen.
Büyükbabamın işitme cihazına ihtiyacı var.
Artık iyi duyamıyor.
Mein Opa braucht ein Hörgerät.
Er kann nicht mehr gut hören.
Yaşlı kadının gözlüğe ve bir büyütece ihtiyacı var.
Artık iyi göremiyor.
Die ältere Frau braucht eine Brille und eine Lupe.
Sie kann nicht mehr gut sehen.
Yaşlı adamın bir bastona ihtiyacı var.
Bacağı kırık.
Der ältere Mann braucht einen Gehstock.
Er hat ein gebrochenes Bein.
Büyükbabamın neden bir işitme cihazına ihtiyacı var?
Büyükbabamın bir işitme cihazına ihtiyacı var çünkü artık iyi duyamıyor.
Warum braucht Opa ein Hörgerät?
Opa braucht ein Hörgerät, weil er nicht mehr gut hören kann.
Yaşlı adamın neden bir bastona ihtiyacı var?
Yaşlı adamın bacağı kırıldığı için bir bastona ihtiyacı var.
Warum braucht der ältere Mann einen Gehstock?
Der ältere Mann braucht einen Gehstock, weil er ein gebrochenes Bein hat.
Büyükannenin neden bir yürüteteci ihtiyacı var?
Büyükannenin bir yürüteçe ihtiyacı var çünkü artık iyi yürüyemiyor.
Warum braucht Oma einen Rollator?
Oma braucht einen Rollator, weil sie nicht mehr gut gehen kann.
Babam baygınlık geçirdiği için doktorda.
Mein Vater ist beim Arzt, weil er einen Kreislaufzusammenbruch hat.
Gözlüğe ihtiyacım var çünkü artık iyi göremiyorum.
Ich brauche eine Brille, weil ich nicht mehr gut sehe.
Artık iyi duyamadığı için bugün bir işitme cihazı aldı.
Er hat heute ein Hörgerät gekauft, weil er nicht mehr gut hören kann.
Umarım yakın zamanda tekrar iyileşir.
Ich hoffe, dass es ihm bald wieder gut geht.
Çok stresliydi. Artık dinlenmesi gerekiyor.
Er hatte viel zu Stress. Er muss sich jetzt ausruhen.
Göz kamaştırıcı
Blendend
Az önce doktorun yanındaydım. Küçük şeyler.
Ich war gerade beim Arzt. Kleinigkeiten.
Oğlum ne yapıyor?
Was macht mein Sohn?
Oğlunuz ne yapıyor?
Was macht Ihr Sohn denn?
Yaşlılar evi arıyor.
Er sucht nach Altenheimen.
Benim için iyi olduğunu düşünüyor.
Er denkt, dass das gut für mich ist.
Bunu yalnız olduğumu düşündüğü için yapıyor.
Er macht das, weil er glaubt, dass ich einsam bin.
Ben hiçte yalniz değilim
Ich bin doch nicht einsam
Kesinlikle iyi niyetli
Er meint es bestimmt gut.
Babana gitmek istiyorsun
Du willst zu deinem Vater
Kim kiminle karşılaştı?
Wer trifft wen?