A Journey to the Center Of The Earth Flashcards
scarcely
nadiren, zar zor
eventful
talihsiz
bewildered
şaşkın, allak bullak
being attached
bağlı olmak
pass hour
zaman geçirmek
absent
eksik, uzakta
prone to
eğimli olmak
trait
özellik
contemporary
modern, çağcıl
choleric
çabuk sinirlenen
domicile
ev, ikatmetgah
resound
yankılanmak
hasten
acele etmek, çabuk olmak, hızlanmak
stamp
vurmak (ayağını)
cry
bağırmak
constitute
oluşturmak
tempting
cazip
artichoke
enginar
adjourn
ertelemek, aravermek
learned
bilgili
peddlers
seyyar satıcı
good
mal
lay up
hazırlamak
store
depo
pore
göz gezdirmek
tome
cilt (kitap)
digest
özetlemek
pamphlet
broşür, kitap
abbreviate
kısaltmak
quarto
4 sayfadan oluşan kitapçık
regard
As a verb:
"To consider or think of someone or something in a particular way": Example: "She is regarded as an expert in her field." (People consider her an expert.) "To look at someone or something attentively": Example: "He regarded the painting with interest." (He looked at the painting carefully.)
As a noun:
"Respect or admiration for someone or something": Example: "I have high regard for his work." (I respect and admire his work.) "Attention or consideration": Example: "In regard to your question, here’s the answer." (Concerning your question.)
object
karşı çıkmak, itiraz etmek
stammer
kekelemek
being apt to
meyilli olmak
fault
hata
vague
belirsiz, anlaşılmaz
fond of
düşkün olmak
discourse
söylem, tartışma
discomfiture
kafa karışıklığı, rahatsızlık, utangaçlık
affection
sevgi, şefkat, ilgi
absent
eksiklik, kayıp
sole
yegane, taban
specimen
örnek, tür, numune
anxiety
endişe
chalk
kireç, tebeşir
loadstone
doğal mıknatıs taşı
often
sık gelmek
hardness
sertlik
fusibility
erime noktası
correspond
mektuplaşmak
confer
ile görüşmek için
relate
anlatmak, vurgulamak
state
açık ve düzgün bir şekilde iletişim kurmak, açıklamak
wiry
kıvırcık
extent
boyut, derece, miktar
goggle
gözlüklü
irrevent
saygısız
file
eğe
tobacco
tütün
clench
sıkmak (yumruk)
pleasant
keyifli, hoş
aspect
özellik, nokta, husu
gable
duvar, kaplama
spare
kurtulmak
tottering
sendeleyen
off
uzak olmak
wandering
gezgin
depict
tasvir etmek, betimlemek
ivy
sarmaşık
solemnly
ciddiyetle
receive
kabul etmek
predominate
sayısal olarak baskın olmak
summon
çağırmak (daha resmi olarak)
absorb
dalmak (kitaba)
give an account
birşeyi doğrulayarak açıklamak
stall
tezgah, market
rapture
kendinden geçme, coşku, yükseliş
impose
fikrini aşılamak
ease
rahatlık, kolaylık
fancy
fantezi
province
düşmek (laf, bunu söylemek bana düşmez)
contrary
ayrık, ters karşıt
profess
ifade etmek, belirtmek
account
anlatım
indignant
kızgın
My uncle was indignant at the very thought
Amcam bu düşünceye çok kızdı.
declare
beyan etmek
insidious
sinsi, inatçı
remark
yorum, söz
manuscript
elyazması
venture
teşebbüs etmek, girişmek
snatch
kapmak, kaçırmak
morsel
lokma
seize (AJTTCOTE)
yakalamak
It was about five inches by three
Yaklaşık beş santime üç santimdi.
scrawl
karalanmak
facsimile
kopya, faks
venerable
saygın, saygıdeğer
fall to
kaderine düşmek
keenly
hevesle
mystify
afallatmak
tremulous
ürkek, titrek
polyglot
çokdilli
ought to
gerekmek (bilmesi)
pundit
yorumcu, bilgin, uzman
doubt
şüphe
impetuosity
gelişi güzel konuşmak
had not the clock struck two
Saat ikiyi vurmamıştı
take up
yer almak
sally
yola çıkmak
acme
talan yapma, doruk
parsley
maydonoz
sorrel
kuzukulağı
trimming
süsleme
veal
kuru erik
stewe
haşlamak
prune
dana
sparkling
pırıl pırıl, ışıldayan
musty
küflü
forbear
reddetmek, vazgeçmek
sake of
uğruna
conscience
vicdan, düşünce
havoc
zarar, hasar
viand
eski-kültürlü ana yemek
strike
vurmak (masaya)
substitute
hizmet etmek, sunmak
rapt
çok heyecanlı, odaklanmış
I should like to know
bilmek isterim
uniformly
eşit, düzgün bir şekilde
candid
samimi, dürüst, açık
surmise
tahmin
irrefragable
sorgulanamaz, tartışmasız
postery
eski
magnifying
büyüteçli
blot
leke
fly
uç (yaprak)
inconspicuous
gözden uzak, göze çarpmayan
humble
mütevazi, alçak gönüllü
efface
silmek, temizlek
triumphant
galip
bow
boyun eğmek
were the true
doğru kişilerdi
make out
birşeyin ortaya çıkmasına yol açmak
timidly
çekinerek, utana sıkıla
allowance
harçlık
promising
umut verici
soliloquy
monolog
consonants
ünsüz harfler
vowels
ünlü harfler
proportion
orantı
satirical
mizahcı, alaycı
Hebrew
ibranice
startle
şaşırtmak, ürkütmek
sacrilege
saygısız, küfür
contradict
çelişmek
pell mell
aceleci, kafa karıştırıcı, kaba
gratitude
minettarlık, şükür
write out
genel, bütü birşekilde yazmak
jumble up
düzensiz, vodoslama
sincerely
içten, yürekten
sublunary
dünyasal, fiziksel
rouse
dikkatini çekmek, canlandırmak
wandering
başıboş
lost to sight
gözden kaybolmak
take to peels
topuklarını vurarak yürümek
supper
akşam yemeği
inscription
yazı
abominable
iğrenç
alternately
dönüşümlü olarak
allot
tahsis etmek
solitary
ıssız
gesticulating
el kol hareketleri yapmak
cane
baston
execrable
berbat, kötü
labiled
değişmeye eğimli
syllable
hece
drive mad
çıldırtmak
insurmountable
aşılmaz, içinden çıkılmaz
strain
gerilmek
before
önünde
stifle
boğulmak
wearisome
yorucu
ingenious
ustaca
dictate
yazdırmak
tremble
titremek
stupefaction
hayret, şaşkınlık
knock-down
yere serilmek
blow
darbe
jump up
ayağa fırlamak
folly
çılgınlık, aptallık
beside myself
kendinden geçmek
snatch up
kapmak
wretched
rezil
absorb
derinden etkilenmek
evidently
açıkça
bent on
odaklanmak
flesh
beden, vücut
pallid
solgun
countenance
çehre
matted
darmadağın (saç)
feverish
heycanlı, hararetli
hectically
aceleci, yerinde duramaz
flush
kızarmak (yanak)
fatigue
tükenmişlik
overcome
kapılma
resolve
karar vermek
errand
ayak işi
martyr
şehit
obstinate
inatçı
frightful
ürkütücü
recollection
anımsama
scrap
atık
resolution
karar
yield
teslim olmak
hoax
aldatmaca
quixotic
donkişotvari
accompany
eşlik etmek
dwell on
birşey üzerinde gereğinden uzun süre boyunca okumak/yazmak
retort
karşılık vermek
spectacle
gözlük
interrogation
sorgulama
incredulous
kuşkucu
menacing
tehditkar
audacious
cesur
radiant
göz alıcı
shade
ton, renk
shade
ton, renk
rush out
leave or exit a place quickly or in a hurry,
knock over
devirmek
utterly
bütünüyle
portmanteau
bavul
at once
hemen
conceive
To form a thought, idea, or concept: This could involve mentally developing or imagining something, like a plan or a theory.
voracious
aç gözlü, doymak bilmez
appetite
iştah
repast
yemek, öğün
render
olmasına sebep olmak
wondrous
harikulade
insist on
bir konuda ısrar etmek
affair
ilişki, olay
envious
kıskanç
acquirement
gaining or obtaining something, usually through effort, learning, or practice
pilgrim
göçmen
authenticity
güvenilirlik, gerçeklik
thoroughly
derinlemesine
celebrated
ünlü
mystification
şaşırtmaca
utter
dile getirmek
gloomy
iç karartıcı, asık surat
scrowl
kaşları çatık
frown
kaş
remark
söylemek, belirtmek
settle
çözmek
objection
itiraz
grim
inexorable
stoop over
birşeyi incelemek için eğilmek
bear
display smth as a mark
lofty
ulu, yüce (dağ)
come forth
ortaya çıkmak
icebound
buzlarla çevrili
hence
buradan gelmek
thighbone
kaça kemiği
startle
ürkmek
be extinct
yok olmak
forth
ortaya
moralizing
ahlaki
pompous
someone who is overly self-important, arrogant, or grandiose
terse
kısa ve öz
obscure
anlaşılması güç
bowel
bağırsak
incandescence
yüksek sıcaklıktan dolayı ışık saçılması
promptness
çabukluk ,hızlılık
dispatch
verimlilik (göre)
rouse
canlandırmak
fever
başağrısı, ateş
bank
kıyı
sober
ağırbaşlu
grandeur
ihtişam
pack up
toparlanmak
whom
onu
mincing the matter
konuyu uzatmak
look upon
olarak görmek
enterprise
girişim
conclusive
kesinleşmiş
porter
hamal
haul
çekmek (zil)
portmanteau
bavul
tug away
çekiştirmek
off
gitmek
stroll
gezinti, ur
daybreak
şafak
dart off
kaçmak
gourd
su kabı
clamps
kıskaç
crowbar
levye
alpenstock
izci çubuğu şeysi
resolution
karar
irrevocable
geri dönülemez