1100words01M Flashcards

1
Q

accost

A

Yaklaşıp bir şey söylemek , hitap etmek , yaklaşıp seslenmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

acrimonious

A

Huysuz, hırçın, ters

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

admonish

A

Kulağını çekmek , azarlamak , ihtar etmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

adroit

A

Becerikli, zeki , usta , eli çabuk

A….

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

alacrity

A

İstek, heves , atiklik , şevk

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

annals

A

Tarihi olaylar , kronoloji

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

aspirant

A

İstekli , aday , talip

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

automaton

A

Kendiliğinden hareket eden şey

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

avid

A

Hırslı, istekli, hevesli, gayretli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

badger

A

Porsuk ; kafa ütülemek , rahat bırakmamak, yakasına yapışmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

belittle

A

Aşağılamak, küçümsemek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

belligerent

A

Kavgacı, dövüşken, savaşa hazır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

brash

A

Küstah , aceleci, fazla atılgan

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

bristle

A

Kızmak, dikleşmek ; tüylerini kabartmak , kısa sert saç, kıl

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

cajole

A

Tatlı sözlerle kandırmak , ikna etmek, razı etmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

castigate

A

Paylamak, azarlamak , cezalandırmak ; kınamak dövmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

caustic

A

Yakıcı , aşındırıcı , kınayıcı , onur kırıcı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

cessation

A

Ara verme , durma , kesilme , mola

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

clandestine

A

Gizli , saklı , el atından

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

compound

A

Birleştirmek ; kötüleştirmek , şiddetlendirmek

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

concur

A

Aynı anda olmak ; hemfikir olmak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

condolence

A

Başsağlığı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

construe

A

Anlam vermek , yorumlamak

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

culprit

A

Suçlu

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
disdain
Tepeden bakmak, küçümsemek, hor görmek
26
distraught
Çok sinirli, çıldırmış, çılgına dönmş
27
dregs
Tortu , pislik, çökelti, en aşağı kısmı ; ayaktakımı
28
drudgery
Angarya , ağır ve sıkıcı iş
29
dupe
Enayi, ahmak ; dolandırmak
30
duplicity
İki yüzlülük, hileci, düzenbaz
31
duress
Baskı , zorlama , tazyik , tehdit
32
egregious
Fevkalade kötü, berbat , çok fena
33
elicit
Meydana çıkarmak , e yol açmak , e neden olmak
34
eminent
Tanınmış, ünlü , seçkin
35
enhance
Arttırmak, iyileştirmek
36
ethics
Ahlak
37
euphemism
sert sözcüklerin yerine daha yumuşaklarını kullanma sanatı
38
fabricate
Kurmak , yapmak ; yalan söylemek , uydurmak
39
feint
Sahte saldırı, savaş hilesi
40
felon
Suçlu, cani
41
flagrant
Rezil, açık seçik, aşikar , bariz olarak alçakça
42
frenzy
Cinnet , kudurganlık, çılgınlık
43
furtive
Şüphe uyandıran, kaçamak , gizli , sinsi
44
gesticulate
El kol hareketleriyle konuşmak
45
hapless
Talihsiz, bahtsız
46
implore
Yalvarmak, yakarmak, rica etmek
47
impunity
Cezasız kalmak, kişisel dokunulmazlık
48
inadvertent
Kasıtsız, yanlışlıkla yapılan , kazara olan
49
inane
Boş, anlamsız , saçma , beyhude
50
incipient
Yeni başlayan, henüz başmakta olan
51
incongruous
İnsicamsız , tutarsız , bağdaşmaz, uyumsuz , aykırı
52
indiscriminate
Gelişigüzel, fark gözetmeden ,rasgele
53
inexorable
Amansız, boyun eğmez , yılmaz ; merhametsiz
54
infamous
Kötü şöhretli, haysiyetsiz
55
interminable
Sonsuz , bitmez tükenmez
56
intimidate
Gözünü korkutmak , gözdağı vermek
57
intrepid
Gözüpek, cesur
58
irate
Öfkeli, kızgın, hiddetli , sinirli
59
abound
Bol bol olmak , çok sayıda bulunmak
60
jostle
İtip kalkmak , dürtklemek , itmek
61
laceration
Derin kesik, yaralanma, yırtılma
62
lackluster
Donuk, cansız
63
laconic
Az ve öz , kısa ve anlamlı
64
loathe
Tiksinmek, hoşlanmamak , iğrenmek, nefret etmek
65
matron
Kadınlıklı kadın, orta yaşlı evli kadın
66
mundane
Olağan, sıradan, dünyasal
67
nuance
Nuans
68
octogenarian
Seksenlik
69
ominous
Uğursuz, şom, kötülük habercisi
70
paradox
Mantıkla çelişen ama doğru söz
71
paucity
Azlık , yetersizlik , kıtlık
72
perceive
Algılamak , hissetmek
73
pernicious
Tehlikeli, kötü , zararlı
74
plethora
Gereğinden fazla, bol , çok
75
pretext
Bahane , sözde sebep
76
prognosticate
Kehanette bulunmak , tahminde bulunmak
77
promulgate
Resmi olarak duyurmak , ilan etmek
78
pugnacious
Hırçın, kavgacı, kavga etmeyi seven P….
79
rampant
Yaygın, alıp yürümüş, her yerde
80
realm
Diyar , kırallık ; ülke , memleket
81
replete
Dopdolu R……
82
reprimand
Azarlamak , kınamak , paylamak R……
83
repudiate
Tanımamak, kabul etmemek , inkar etmek
84
reticent
Suskun , ağzı sıkı, az konuşan
85
rudimentary
Basit, gelişmemiş , temel
86
scoff
Alay etmek , tahkir etme, hakaret etme, küçümseme
87
scurrilous
Küfürlü, sövgülü, ağzı bozuk
88
solace
Avuntu , teselli
89
sordid
Alçak, iğrenç , aşağılık ; paragöz
90
stipulate
Şart koşmak, garanti etmek , şarta bağlamak
91
tangible
Somut, elle tutulur
92
technology
Teknoloji
93
throng
Kalabalık , kalabalık halinde gitmerk , akın etmek , üşüşmek
94
tinge
Az miktarda , nebze ; renk katma
95
tolerate
Tolere etmek
96
tremulous
Titrek, ürkek
97
vigilant
Açıkgöz, uyanık, ihtiyatlı
98
voracious
Obur, doymak bilmez; istekli hırslı
99
wrest
Gaspetmek, zorla çekip almak
100
Steeped
Dolu , doymuş, batmış Soaked, drenched, saturated
101
rampant
Yaygın, kol gezen , her tarafa yayılmış
102
İnane
Boş , anlamsız , saçma , aptal
103
Ethics
Ahlak , ahlak kuralları 1. The university's philosophy department offers a course on ethics, exploring the moral principles that govern a person's behavior and the conducting of an activity. 2. During the corporate meeting, the CEO emphasized the importance of maintaining high standards of ethics in all business dealings to ensure the company's reputation and trustworthiness remained intact.
104
Concur
Hemfikir olmak , anlaşmak , elbirliği yapmak ; restlamak ; aynı anda olmak ; 1. After reviewing the evidence, the panel of experts seemed to concur that the new policy would significantly benefit the community. 2. Though they rarely saw eye to eye, the two colleagues did concur on the importance of implementing stricter cybersecurity measures to protect company data.
105
clandestine
Gizli saklı, el alından yapılan 1. The two nations engaged in clandestine negotiations, aiming to reach a peaceful resolution away from the prying eyes of the international press. 2. The rebels maintained a clandestine network of informants, distributing messages through secret channels to avoid detection by the government forces.